Sosyal Medya

Gündem

SEXTORTION ( ŞANTAJ) E-MAILLERİ DAHA DA TEHLİKELİ HALE GELİYOR – POLİSTEN YENİ UYARI

yazar

Yayınlayan

on

Son dönemlerde artan Sextortion (cinsel içerikli şantaj) e-mailleri, giderek daha tehlikeli ve kişisel hale gelmeye başladı. İsviçre’de Kanton Polisi, sahte sextortion e-maillerinde alıcıların adı, adresi ve telefon numarası gibi kişisel bilgilerin yanı sıra, hatta yaşadıkları evin fotoğraflarının bile gönderildiğini belirtti. Bu yeni taktik, mağdurların daha fazla korkutulmasını ve istenen fidyenin ödenmesini sağlamayı hedefliyor.

KİŞİSEL BİLGİLER VE FOTOĞRAFLARLA ŞANTAJ

Zürih Kanton Polisi’nin yaptığı açıklamaya göre, sahte sextortion e-maillerinde kurbanlara ismiyle hitap ediliyor ve alıcıların telefon numaraları, adresleri gibi kişisel bilgileri eklendiği gibi, yaşadıkları yerin fotoğrafı da ekleniyor. Polis, bu yeni yöntemin kurbanları daha da baskı altına almak amacıyla kullanıldığını ve fidye taleplerinin bu şekilde güçlendirildiğini belirtiyor.

SEXTORTION NEDİR?

“Sextortion”, İngilizce’deki “sex” ve “extortion” (şantaj) kelimelerinden türetilmiştir. Bu tür dolandırıcılıkta, suçlular genellikle kurbanlarının bilgisayarlarına zararlı yazılım yüklediklerini ve web kamerası aracılığıyla cinsel içerikli videolar kaydettiklerini ve istenilen parayı hemen göndermemeleri ya da talebi karşılamadıkları durumda hemen videoları internette ifşa edeceklerini yayacaklarını iddia ederler. Ardından, bu görüntülerin sosyal medya ve e-posta yoluyla tüm tanıdıklara gönderileceği tehdidiyle kurbanlardan fidye talep ederler.

Yeni varyantta ise şantajcılar, kurbanları, şüphelerini daha da artırmak amacıyla, onlara yaşadıkları yerin bir fotoğrafını gönderiyorlar. Ancak Zürih Polisi, çoğu durumda bunun bir blöf olduğunu ve kurbanların bilgisayarlarının aslında hacklenmediğini belirtiyor.

BİLGİLERİNİZ NASIL ELE GEÇİRİLİYOR?

Sextortion e-maillerinde kullanılan kişisel bilgiler genellikle geçmişte gerçekleşen veri sızıntılarından veya internetten elde ediliyor. Örneğin, birçok kullanıcıya ait e-posta adresleri, telefon numaraları ve ev adresleri karanlık ağlarda rahatlıkla bulunabiliyor. Suçlular, Google Maps gibi halka açık kaynaklardan adres fotoğraflarını da temin edebiliyor.

E-maillerde kullanılan “spoofing” yöntemiyle, e-postaların gönderildiği adresler, alıcının kendi adresiymiş gibi gösteriliyor. Bu da kurbanları, dolandırıcıların e-posta hesaplarına eriştiklerine inandırıyor.

NE YAPILMALI?

Bu tür bir e-posta alan kişiler, öncelikle durumu İsviçre’nin siber suç platformu cybercrimepolice.ch ile paylaşmalı ve e-postayı derhal silmelidir. Şifrelerin güvenliği için, kullanıcıların farklı platformlar için ayrı şifreler kullanmaları ve iki faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik önlemlerini almaları öneriliyor.

Eğer bir kişi dolandırıcılara para gönderdiyse, polise başvurarak suç duyurusunda bulunmalıdır. Bu, soruşturmanın ilerlemesine ve daha fazla kurbanın kurtarılmasına yardımcı olabilir.

GERÇEK SEXTORTION VAKALARI

Sahte sextortion vakalarının yanı sıra, gerçek sextortion vakaları da yaşanmaktadır. Kriminal şantajın bu türünde, kurbanlar genellikle sosyal medya veya flört platformları aracılığıyla tanımadıkları kişilerle iletişim kurar. İletişim kurulan kişi, kurbanı video sohbetine davet eder ve daha sonra bu sohbet sırasında kurbanın müstehcen hareketlerini kaydederek tehdit eder.

Bu suçlular, kurbanlarına ailelerine, arkadaşlarına veya iş yerlerine bu videoları göndermekle tehdit ederek para talep ederler. Bu tür vakalar, mağdurların şiddetli psikolojik baskı altına girmesine ve bazen ciddi maddi kayıplar yaşamasına neden olabilir.

#Sextortion #SiberSuç #Dolandırıcılık #Şantaj #SiberGüvenlik #PolisUyarısı #VeriSızıntısı #ŞifreGüvenliği #İsviçrePolisi #KantonPolisi #DolandırıcılaraDikkat #Güvenliİnternet #SiberDolandırıcı #Tehdit #şantaj #sex #sexgefahr #sexuellebedrohung

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE GİZLİ FUHUŞ PATLAMASI: POLİS ENDİŞELİ, KONTROL KAYBEDİLDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’deki seks işçiliği, giderek daha fazla gizli hale geliyor ve toplumdan uzaklaşarak özel alanlara gizili özel şahısların yaşadığı evlere dairelere taşınıyor. Bu gelişmeleri İsviçre Televizyon Kanalı SRF de detaylı şekilde ele alırken, gizli seks işçiliği uygulamalarının hem kadınlar hem de polis için oluşturduğu riskler ve zorlukları gündeme taşıyor.

Bu gelişme, polis için işini zorlaştırıyor çünkü zorla çalıştırma (zorla seks işçiliği) ve insan kaçakçılığı daha az görünür hale geliyor. Tiziana (isim değiştirilmiş) ve Bella adlı iki kadın, gündelik yaşamlarından örnekler vererek, bu değişimi ve yaşadıkları zorlukları anlatıyor. İsviçre Televizyon Kanalı SRF’nin yaptığı haber, bu durumu detaylı şekilde ele alıyor.

https://www.srf.ch/play/tv/-/video/-?urn=urn:srf:video:35ef3948-7b64-4349-8db1-9f1b6e0ddaa8

Tiziana’nın Hikayesi: “Kontrolü Kaybettik”

İtalya’dan gelen Tiziana, on yıldan fazla bir süredir seks işçiliği yapıyor. Tiziana, İsviçre’nin Luzer bölgesinde özel bir dairede müşterilerini kabul ediyor. “İsviçre kontrolü kaybetti,” diyen Tiziana, sokak köşelerinde artık seks işçiliği yapılan bir dairenin varlığının neredeyse alışılmadık bir şey olmadığını belirtiyor. Müşterileriyle buluşmak için daireyi kiralayan Tiziana, diğer seks işçileriyle aynı evi paylaşıyor ve birkaç günlüğüne kalıp sonra başka bir yere taşınıyor.

Tiziana, büyük bordellere kıyasla dairelerde çalışmanın kendisi için daha güvenli olduğunu söylüyor. “Bir kulüpte her müşteriyle çalışmak zorundasınız. Bazen müşteriler uyuşturucu etkisi altındadır. Ancak bir dairede, müşterilerimi seçebiliyorum,” diye ekliyor. Ancak Tiziana, her seks işçisinin onun gibi bağımsız olmadığını belirtiyor. Bir keresinde, Macar kadınlarla aynı daireyi paylaştığını ve bir kadının, “Konuşamam çünkü ailemi tehdit ediyorlar,” dediğini aktarıyor. Bu durumu çok üzücü bulduğunu ifade ediyor.

Tiziana, yıllar içinde seks işçiliğine dair bakış açısının değiştiğini de söylüyor: “Her yıl işler daha kötüye gidiyor çünkü seks işçiliği için İsviçre’ye gelen çok fazla insan var. Artan arz fiyatları düşürüyor. Eskiden aylık 60.000 Frank kazanıyordum, şimdi ancak iyi olduğunda 5.000 Frank kazanabiliyorum,” diyor. Ayrıca, artan rekabetin seks işçilerinin daha tehlikeli uygulamalar sergilemesine yol açtığını belirtiyor. “Bugün, müşterilerin yüzde 80’i kondomsuz seks istiyor,” diye ekliyor.

https://www.srf.ch/play/tv/news-clip/video/tiziana-sexarbeiterin-immer-mehr-wohnungsbordelle?urn=urn:srf:video:35ef3948-7b64-4349-8db1-9f1b6e0ddaa8

Polisin Durumu: “Kadınlar Gizlice Çalışıyor”

İçeriden edinilen bilgilere göre, artık seks işçilerinin yarısından fazlası hizmetlerini özel alanlarda sunuyor. Resmi sayılar yok ve özel ile kamusal bordeller arasındaki sınır belirlemek zor. Lucerne polisinden Simon Steger, gizli seks işçiliği yapılan dairelerin artışını onaylıyor. “Bağımsız çalışan kadınlar için özel daireler iyi bir şey olabilir, ancak bu durum, kadınların gizlice çalıştırılmalarını sağlıyor ve bizim onları bulmamızı zorlaştırıyor,” diyor.

Bella’nın Hikayesi: “Kulüpte Daha Güvenli Hissediyorum”

Bella, Romanya’dan gelen bir seks işçisi ve bir süre önce özel dairelerde çalışıyordu. Ancak bu deneyiminden sonra büyük bordellere geçmeye karar verdi. St. Gallen’deki bir kulüpte, 15 başka kadınla birlikte çalışıyor. Bella, kulüplerde çalışmanın kendisini daha güvende hissettirdiğini söylüyor: “Burada her zaman konuşabileceğim biri var,” diyor. Ayrıca kulüplerde bir acil durum butonu olduğunu ve ihtiyaç anında yardım alabileceğini belirtiyor.

https://www.srf.ch/play/embed?urn=urn:srf:video:dfd53240-9ce2-4838-b424-e73ddb0c121a&startTime=4&subdivisions=false

Polisin Artan Endişeleri

Lucerne polisi, seks işçiliği yapılan yerleri haftada bir ziyaret ederek insan kaçakçılığı ve zorla çalıştırma vakalarını tespit etmeye çalışıyor. Polis yetkilileri, kadınların daha fazla yeraltına çekildiğini ve bu durumun onların güvenliği için büyük bir tehdit oluşturduğunu dile getiriyor. Bu, hem polis için hem de seks işçileri için giderek daha karmaşık bir durum haline geliyor.

Seks işçiliğinin gizlilik kazanması, hem kadınların güvenliğini artırabileceği gibi, aynı zamanda zorla çalıştırma ve istismar gibi tehlikeleri de artırabiliyor. Yetkililer, bu sorunun çözülmesi için daha fazla çalışma yapmaya devam edeceklerini belirtiyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

THURGAU’DA MÜSLÜMAN MEZARLIKLARINA KARŞI REFERANDUM

yazar

Yayınlayan

on

By

Doğu İsviçre – İsviçre’nin Thurgau kantonundaki Weinfelden kasabasında, Müslüman mezarlıklarının oluşturulmasına yönelik tartışmalar devam ediyor. 18 Mayıs’ta halk, Müslümanlara özel mezarlık alanlarının kurulup kurulmayacağı konusunda oy kullanacak.

Kasaba parlamentosu, geçtiğimiz Aralık ayında Müslüman mezarlıklarının oluşturulmasını 24’e karşı 4 oyla kabul etti. Bu karar doğrultusunda en fazla 70 mezar yeri ayrılması planlanıyor. Hatta İsviçre Halk Partisi (SVP) üyelerinin çoğunluğu bile projeyi destekledi.

Ancak karar sonrası, aralarında Weltwoche gazetesi yazarı Markus Schär ve EDU kanton milletvekili Lukas Madörin’in de bulunduğu muhalifler, kısa sürede referandum için gerekli 400 imzayı topladı. Son verilere göre bu sayı 1000’i bulmuş durumda. Weinfelden’de 12.200 kişi yaşarken, nüfusun yüzde 10’unu Müslümanlar oluşturuyor.

Muhalifler, devlet ile dinin ayrılığına vurgu yaparak mezarlıkların oluşturulmasının tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu savunuyor. Madörin, Müslümanlara yönelik özel bir uygulamanın uzun yıllara dayanan dini tarafsızlık geleneğine ters düştüğünü belirtti. Karşıtlar, Müslüman mezarlıklarının “ölümde bile ayrımcılık” anlamına geldiğini iddia ediyor.

Doğu İsviçre İslami Topluluklar Çatı Örgütü Genel Sekreteri Adem Kujovic ise sürecin sakin ve yapıcı bir tartışma ortamında ilerlediğini belirterek, Müslüman topluluğun bu durumu bir kabul eksikliği olarak görme endişesi taşıdığını ifade etti.

Weinfelden, bu konuda ilk örnek değil. Cenevre’de 1980’lerde, Bern’de ise 2000 yılında Müslüman mezarlıkları oluşturuldu. Günümüzde İsviçre genelinde yaklaşık 14 mezarlık, Müslümanların defin kurallarına uygun hizmet veriyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

PEGASUS KABİN MEMURU HOLLANDA’YA İLTİCA ETTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Pegasus Havayolları’nda kabin memuru olarak görev yapan Serhat Temel, İstanbul-Amsterdam uçuşu sonrası Hollanda’ya iltica etti. Temel, sosyal medya hesabından paylaştığı bir video ile iltica kararını duyurdu.

Serhat Temel, paylaşımında Türkiye’deki yaşam koşullarından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, “Hepinize merhaba, an itibari ile Türkiye’deki 27 yıllık hayatımı sonlandırıyorum ve iltica etmek için Hollanda topraklarına girmiş bulunmaktayım. Hayatım boyunca yaşamak istediğim bizi büyüten hep yanımızda olan devlete sığınmak adına buradayım,” ifadelerini kullandı.

Temel, Türkiye’deki mevcut düzen, mülteciler, mafya ve fırsatçılar gibi konuların kendisini bu kararı almaya ittiğini belirterek, “Artık insanların sokakta yürürken bile öldürüldüğü bir ülkede yaşamayı kabul etmiyor ve istemiyorum,” dedi.

Serhat Temel, video mesajında köpeklerine de değinerek, “Köpeklerime iyi bakın; ara sıra ziyaretlerine gidin, benim yerime öpün, koklayın, sevin,” ifadeleriyle duygusal anlar yaşattı. Son olarak, “Birazdan havalimanı polisine teslim olup iltica kampına götürülmek üzere yola çıkacağım. Sevgiyle kalın, hoşçakalın. Ben Serhat gidiyorum. Maceram buraya kadar, size hayatınızda başarılar,” diyerek sözlerini tamamladı.

Serhat Temel’in bu paylaşımı sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, Pegasus Havayolları’ndan henüz konuyla ilgili bir açıklama yapılmadı.

Haberin Devamını Oku

Trendler