Sosyal Medya

Gündem

Olağanüstü Vakalar, Direksiyon Başında Olmamalarına Rağmen Ehliyeti Kaybeden Sürücüler

yazar

Yayınlayan

on

Haber Cemil Baysal.- Thurgau’da bir Türk evinde çocuğuna doğum günü partisi düzenleyen bir kişi, alkol kullanımı nedeniyle polis müdahalesine maruz kaldı. Komşuların gürültü şikayeti üzerine eve gelen polis, alkol testi yaparak kişinin ehliyetini elinden aldı. Bu olay, sürücünün direksiyon başında olmadan alkol testi yapılması ve ehliyetin hemen geri alınması nedeniyle şaşkınlık yarattı.

Bu durumu duyan birçok kişi, “Böyle bir şey mi olur, ben yıllardır hiç böyle bir şey duymadım” şeklinde tepki gösterdi. Ancak, benzer olaylardan etkilenen daha fazla kişi ortaya çıktı. Thurgau’da bir Türk evinde düzenlenen doğum günü partisinde alkol kullanımı, komşuların gürültü şikayeti ve ardından polis müdahalesiyle gelişen olay, diğer olaylarda da ehliyeti alınan sürücülerin yaşadığı büyük zorlukları ortaya koyuyor. Alkol testi sonrasında direksiyon başında olmayan sürücülerin ehliyetlerinin alınması, toplumda şaşkınlık ve endişe yaratıyor.

Bazı olaylar:

Heliyeti Tekrar geri Alabilmek için 17 Bin Frank Harcadı

Stefan F. (32) Zürih’ten, bir gece dışarıda alkol aldıktan sonra yaşadığı kazanın ardından başlayan karmaşık hikayesini paylaşıyor. Bir gece dışarıda alkol aldıktan sonra yürürken düşen Stefan, polis tarafından durduruldu ve alkol testine tabi tutuldu. Ardından hastaneye götürülen Stefan, alkol bağımlılığı olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan saç analizinde alkollü çıkmamasına rağmen, yüksek karbon asit seviyesi tespit edildi. Bu, uyuşturucu bağımlılığına işaret eder ve bu nedenle ehliyeti geri alındı.

Alkol testi sonucunda yaşadığı yaralanma ve ardından hastane ziyaretiyle birlikte, polis raporu üzerine Strassenverkehrsamt’tan (Karayolu Trafik Ofisi) alınan bir yazı ile karşılaşıyor. Bu yazıda, alkol bağımlılığı şüphesi nedeniyle bir dizi test ve incelemeye tabi tutulması gerektiği belirtiliyor. Saç analizi sırasında alkol tespit edilememesine rağmen yüksek karbonsäure (karbon asit) değeri tespit ediliyor ve bu da uyuşturucu bağımlılığına işaret ederek ehliyetinin geçici olarak alınmasına neden oluyor. Stefan, 13 ay boyunca her ay düzenli olarak idrar testleri yapmak zorunda kalıyor ve bu süreç ona toplamda 17,000 Frank’a mal oluyor.

Gilbert, Wallis’te yaşayan 48 yaşındaki bir şahıs olarak, yaşadığı zorlu hikayesini paylaşıyor. Kendisi, komşularının evine polisi çağırması sonucu başlayan bir dizi olayın kurbanı olmuştur. Psikolojik sorunları nedeniyle şüpheli görülerek ehliyetinin alınmasıyla karşılaşmıştır.

Gilbert’in yaşadığı olaylar şu şekildedir: Bir gün, komşuları, Gilbert’in evine polisi aramış ve onun psikolojik olarak kötü durumda olduğunu düşündükleri için yetkililere haber vermişlerdir. O dönemde Gilbert, bir doktor tarafından reçete edilen ilaçları kullanmakta olup, zor bir ruhsal durum içinde bulunmaktadır. Polis, bu ihbar üzerine Gilbert’in evine gelir ve onun durumunu değerlendirmek için bir dizi önlem alır.

Bir süre sonra, Wallis kantonundaki trafik ofisinden Gilbert’e bir mektup gelir. Mektupta, Gilbert’in şüpheli bir şekilde sürüş yeteneğinin tehlikede olduğu düşünüldüğü belirtilir ve bir doktordan muayene olması istenir. Ancak Gilbert, bu muayenenin yüksek maliyetini karşılayamayacak durumda olduğunu belirtir. Sosyal yardım alanında olduğu için bu tür maliyetleri karşılamak zor olmuştur.

10 Yıl Sonra Artık Umudumu Kaybettim

Gilbert, durumu yetkililere anlatmaya çalışsa da, bu çabaları sonuçsuz kalır. On yıl boyunca süren bu mücadelede, Gilbert’in umudu giderek azalır ve nihayetinde tekrar araç kullanma ihtimalini kaybeder. Bu durumu tamamen adaletsiz ve haksız olarak değerlendiren Gilbert, yaşadığı duygusal ve maddi zorluklara vurgu yaparak, toplumdaki bu tür durumlar hakkında farkındalık yaratmaya çalışmakta.

D., Malulen Emekli Sandığı IV (İşgücü İyileştirme) değerlendirmesi sırasında çeşitli raporlar ve muayeneler yapmak zorunda kaldı. IV, Alkol problemleri, depresyonlar ve bir anksiyete bozukluğu şüphesi nedeniyle polisi bilgilendirdi. D.’nin avukatı, anksiyete bozukluğunun trafikle ilgili olmadığını, depresyonun sürüş için engel teşkil etmediğini ve kan testleriyle alkol kullanmadığını kanıtladı. Ancak bu çabalara rağmen otoriteler, D.’nin ehliyetini geri aldı. Polis tarafından yapılan bir başka kararla, bir uzman ve doktor eşliğinde test sürüşü yapması ve bu nedenle sürüş dersleri alması gerektiği belirlendi. Bu durum, mali açıdan büyük bir yük getirdi ve D. kendini kriminalize olmuş ve terkedilmiş hissetti.

Florian Bösch (42) Thurgau’dan, bir tren yolculuğu sırasında yaşadığı panik atak nedeniyle ehliyetinin vorsorglich (önleyici tedbir) olarak alınması hikayesini paylaşıyor. Psikolojik sorunlarının olmadığını kanıtlamak için yapılan testlere rağmen, ehliyetini geri almak için Stufe vier Gutachten (Derece Dört Rapor) ve bir Rekurs (itiraz) sürecinden geçmek zorunda kalıyor. Bugüne kadar hala araba kullanmasına izin verilmiyor ve bu durum, Verwaltungsgericht (İdare Mahkemesi) tarafından alınan bir kararla onaylanmış durumda. Florian, yaşadığı bu zorlu sürecin hem duygusal hem de maddi anlamda büyük bir yük olduğunu ifade ediyor.

Thurgau’da yaşanan olay sonrası, sürücülerin karşılaştığı hukuki zorlukları ve bu süreçlerin finansal maliyetini vurguluyor. Sürücüler, kendilerini kriminalize edilmiş, yalnız ve haksızlığa uğramış hissederek, toplumda bu tür durumlar hakkında farkındalık yaratmaya çalışıyorlar.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE İLAÇ KARTELİNE 600 BİN FRANK PARA CEZASI

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 2 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Bern

İsviçre Rekabet Kurumu (Weko), yedi uluslararası ilaç şirketinin karıştığı bir kartel anlaşmasını ortaya çıkardı. Söz konusu firmalar, mide spazmı ilacı Buscopan’ın ana etken maddesi olan Butylscopolaminbromid (SNBB) maddesinin satışı konusunda yıllarca gizli anlaşmalar yaptı. Weko, karteli bozdu ve firmalara toplam 600’000 Frank para cezası verdi.

2005-2019 yılları arasında yürütülen yasadışı iş birliğinde, firmalar minimum satış fiyatları üzerinde anlaştı, pazar paylarını paylaştı ve ekonomik açıdan hassas verileri birbirleriyle paylaştı. Ceza, anlaşmalı çözüm süreci dikkate alınarak verildi.

Kartelde yer alan şirketler:

  • Boehringer Ingelheim (Almanya)
  • Alkaloids of Australia (Avustralya)
  • Alkaloids Corporation (Hindistan)
  • Alchem (Hindistan)
  • C2 Pharma (İrlanda)
  • Linnea (İsviçre – Ticino)
  • Transo-Pharm (Almanya)

Weko Direktörü Patrik Ducrey, en yüksek cezanın Boehringer Ingelheim’a verildiğini belirtti ancak kesin miktarı açıklamadı. Karteli açığa çıkaran C2 Pharma ise tamamen ceza muafiyeti aldı. Transo-Pharm ve Linnea ise cezalarında indirime gitti.

FİYAT MANİPÜLASYONU: HASTALAR NE KADAR ZARAR ETTİ?

Buscopan gibi spazm çözücü ilaçlarda kullanılan etken madde İsviçre’de işlenmiyor ancak ithal ediliyor. Weko, kartelin hasta fiyatlarına ne kadar etkisi olduğunu araştırmadığını belirtti. Yine de bu tarz anlaşmaların tüketicilere dolaylı zarar verdiği biliniyor.

Bu karar, İsviçre’de bir etken madde üzerinden ceza verilen ilk ilaç karteli davası olarak tarihe geçti. Avrupa ve Avustralya rekabet kurumlarının desteğiyle yürütülen soruşturmada firmalara, kararın ardından İsviçre Federal İdare Mahkemesi’ne itiraz etme hakkı tanındı.

Haberin Devamını Oku

Gündem

AVRUPA GENELİNDE PEDOKRİMİNAL AĞA DARBE: 166 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 3 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Almanya

Avrupa çapında düzenlenen “Operation Fever” adlı büyük çaplı bir operasyonla çocuk istismarı ve çocuk pornografisine karşı ciddi bir darbe indirildi. Polonya’nın liderliğinde ve Europol koordinasyonunda yürütülen operasyon kapsamında 12 Avrupa ülkesinde ve ABD’de toplam 166 kişi gözaltına alındı.

Polonya, Almanya, İsviçre ve diğer ülkelerde 774 farklı adrese eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Baskınlarda çocuklara ait yasa dışı görüntülerin saklandığı dijital materyallerin yanı sıra silahlar ve uyuşturucular da ele geçirildi. Özellikle Polonya’da 98 kişi yakalanırken, bazı şüphelilerin tanınmış kişiler olduğu bilgisi dikkat çekti.

DİJİTAL KANITLAR VE ULUSLARARASI DESTEK

Polonya’nın AB Konseyi Başkanlığı görevini yürütmesi sebebiyle operasyonun merkezinde yer aldığı belirtildi. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da operasyona destek verdi. Ele geçirilen yüzbinlerce dijital dosya şu anda kriminal incelemeden geçiriliyor.

Almanya’nın Hessen eyaletinde 105 kişi hakkında soruşturma yürütülürken, Rheinland-Pfalz bölgesinde de en az bir kişi tutuklandı. Yetkililer, şüphelilerin internette kurdukları forumlar aracılığıyla hem yasa dışı içerik alışverişi yaptıklarını hem de çocukları psikolojik olarak etkileyerek bazı durumlarda intihara yönlendirdiklerini açıkladı.

İSVİÇRE DE YASALARIYLA KARŞI KOYUYOR

İsviçre’de çocuklara yönelik istismar içeriklerinin bulundurulması ve paylaşılması ağır suç olarak kabul ediliyor. İsviçre Ceza Kanunu’nun 197. maddesine göre bu suçlar için 5 yıla kadar hapis veya para cezası öngörülüyor. İsviçre de bu tarz uluslararası operasyonlara aktif olarak destek veriyor.

Bu geniş kapsamlı operasyon, sınır ötesi iş birliğinin çocuk istismarıyla mücadelede ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Haberin Devamını Oku

Gündem

YAPAY DÖLLENMEYLE İKİZ DOĞUMLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ

yazar

Yayınlayan

on

By

Son yirmi yılda, yapay döllenme (IVF) ile çoğul gebeliklerin sayısında belirgin bir azalma yaşandı. 2002 yılında %17,4 olan ikiz doğum oranı, 2023 yılı itibarıyla %2,8’e düştü. Bu düşüş, büyük ölçüde 2017 yılında yürürlüğe giren Üreme Tıbbı Yasası’ndaki değişikliklere bağlanıyor.

2017 reformu ile birlikte, embriyo saklama miktarı artırıldı ve bu sayede doktorlar, hangi embriyoların yapılacak yapay döllenme işleminde kullanılacağını daha iyi belirleyebilmeye başladı. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) Reprodüksiyon İstatistikleri Bölümünden Tonia Rihs, bu gelişmeyi şu şekilde açıklıyor: “Tek embriyo transferi çok daha yaygın hale geldi.”

Yasalar, Tıbbi Uygulamaları Etkiledi

2017 yılında, 4085 yapay döllenme işleminde iki embriyo transfer edildi. Oysa tek embriyo transfer edilen vaka sayısı 3789’dur. 2023 yılında ise, transferlerin çoğunluğu tek embriyo içermekteydi (7341). İki embriyo yalnızca 811 kez transfer edildi.

2023 yılı itibarıyla, 6513 çift yapay döllenme tedavisi aldı ve bu sayı, bir önceki yıla göre %1,5’lik bir düşüşü gösteriyor. Ancak doğan çocuk sayısı 2511’e yükseldi, bu da %5,9’luk bir artışı ifade ediyor. Bu 2511 çocuk, İsviçre’de doğan tüm bebeklerin %3’ünü oluşturuyor. Bu bebeklerden 67’si sperm bağışı ile dünyaya geldi. Yine de, toplam embriyo transferlerinin yalnızca %30’u doğumla sonuçlandı. Bu oran, 2017’de %23, 2022’de ise %27,6 idi.

Haberin Devamını Oku

Trendler