Sosyal Medya

Magazin

Kızılcık Şerbeti’nin Karakter Derinlikleri: Selin Türkmen ve Rahimcan Kapkap ile Röportaj

yazar

Yayınlayan

on

“Kızılcık Şerbeti’nin Tatlı Kıvamında Gizem: Selin Türkmen ve Rahimcan Kapkap ile Karakter Yorumları”

SHOW TV’nin sevilen dizisi ‘Kızılcık Şerbeti’, izleyicileri her cuma akşamı ekran başına kilitlemeye devam ediyor. Oyunculuk zenginliği, karakter derinliği ve etkileyici hikayesiyle dikkat çeken yapım, özellikle ‘Çimen’ ve ‘Metehan’ karakterlerinin tatlı dinamiklerini ekrana yansıtmasıyla büyük ilgi görüyor. Bu özel röportajda, Selin Türkmen ve Rahimcan Kapkap, kendi dudaklarından bu iki karakterin derinliklerine iniyor, onların nasıl yaratıldığını ve canlandırıldığını bizlerle paylaşıyor.

‘Selin Türkmen: Çimen’in Zaman İçinde Oluşan Portresi’ Genç yetenek Selin Türkmen, ‘Çimen’ karakterine can verirken, izleyicilere zamanın içinde olgunlaşan bir portre sunuyor. Oyunculuk serüvenini, karakter hazırlığı sürecini ve kendi yaşamından ‘Çimen’le özdeşleştirdiği yanları anlatarak bize karakterinin yaratım aşamasında yaşadığı deneyimleri aktarıyor.

‘Rahimcan Kapkap: Metehan’ın Derinlikleri’ Öte yandan, Rahimcan Kapkap’ın ‘Metehan’ı izleyiciyi karakterinin karmaşık dünyasına davet ediyor. Baba-oğul ilişkisi, duygusal bağları ve içsel çatışmalarıyla ‘Metehan’ın yaşadığı zorlukları ve karakterin derinliklerindeki incelikleri aktarıyor.

Habertürk’teki Şevval Yılmaz’ın bu röportajında, ‘Kızılcık Şerbeti’nin beyaz perdedeki yansımaları olan Selin Türkmen ve Rahimcan Kapkap, karakterlerin zihinlerindeki yolculuğu, sahne arkası hikayelerini ve izleyicilerle olan bağlarını paylaşıyor.

Selin Türkmen ile Rahimcan Kapkap: Oyunculuk Serüveni ve Karakter Analizi

Selin Türkmen ve Rahimcan Kapkap, ‘Kızılcık Şerbeti’ dizisinde canlandırdıkları karakterleri ve oyunculuk serüvenlerini samimi bir dille anlattılar.

Giriş: Dizinin Oyuncu Kadrosu ve Başlama Hikayesi

Selin Türkmen: “Açıkçası hikayesi ve oyuncu kadrosu beni çok cezbetmişti. Evrim Alasya’nın çocukluğumdan beri hayranıyım ve adını duyunca gözlerim parlamıştı. Çimen karakterine can vermek benim için başlangıçta zor olsa da zamanla karakterin oturduğunu hissettim.”

Rahimcan Kapkap: “İlk teklif geldiğinde tabii ki çok heyecanlandım. Yastığa kafamı gömüp, sevinçten haykırdığımı hatırlıyorum. Gold Film’in ve Ketche’nin ismini gördüğümde içim çok kıpır kıpır olmuştu. Herkesi çok seviyorum ve ‘Maşallah’ diyorum. Her biri benim için çok kıymetliler. Sonsuz minnetle…”

Oyunculuk Serüvenine Adım Atmak

Selin Türkmen: “Ben küçüklüğümden beri televizyon izlerken hoşuma giden yerleri kafama kazıyıp gidip, aynanın karşısında oynardım. Tek başıma evcilik oynarken bile kafamda bir hikâye yaratıp, bir karakter bulup saatlerce o karakteri ve hikâyeyi sürdürürdüm.”

Rahimcan Kapkap: “Oyunculuk ilk aşkım diyebilirim. Geniş bir ailenin en küçüğüyüm. Asla kendimi başka bir meslek yaparken hayal edemedim. İstanbul’a gelir gelmez Craft’ta eğitim almaya başladım.”

Karakter Analizi ve Benzerlikler

Selin Türkmen: “‘Çimen’ karakteri, duygusallıktan ziyade aklıyla hareket eden bir karakter. Kendimi bulamamıştım ama şimdilerde karakterimin yavaş yavaş oturduğuna inanıyorum.”

Rahimcan Kapkap: “‘Metehan’ın hikâyesi biraz sancılı olacak sanırım. Bu durum ‘Metehan’ı ‘Çimen’e net sürükler.”

Karakterlerin Anlamı ve Topluma Etkisi

Selin Türkmen: “Herkesi olduğu gibi kabullenmiş, mantıklı bir çocuk olan ‘Çimen’ toplum içinde sessiz ancak olayları iyi analiz edebilen bir karakter.”

Rahimcan Kapkap: “‘Metehan’ alt metni kuvvetli, kıymetli. Empati yapmamı çok zorlayan bir karakter. İçinde bulunduğum projede elimden gelenin fazlasını yaparak yoluma devam etmek en doğrusu olarak düşünüyorum.”

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

HER BEŞ KADINDAN BİRİ GÜZELLİK İÇİN ÖMÜRLERİNDEN VAZGEÇMEYE HAZIR

yazar

Yayınlayan

on

By

Küresel Araştırma: Kadınlar Üzerindeki Güzellik Baskısı ve Bedeli
Dove tarafından yapılan bir küresel araştırma, kadınların güzellik standartlarına uyum sağlamak için nelere katlanabileceğini gözler önüne serdi. Araştırmaya göre, her beş kadından biri “ideal güzellik” anlayışına ulaşabilmek için ömründen beş yıl feragat etmeye hazır. Özellikle 18-24 yaş arası genç kadınların yarısı, güzellik uğruna bir yıl veya daha fazlasını kaybetmeyi göze alıyor.

Araştırma, 10-84 yaş aralığında 33 binden fazla kişiyle gerçekleştirilirken, kadınların kendi görünümleri, güzellik standartları ve bu standartların dayatıldığı güzellik endüstrisiyle ilgili tutumları detaylı bir şekilde incelendi.

GÜZELLİĞİN YÜKSEK BEDELİ

Araştırmaya katılan kadınların %61’i, toplumda “güzel” kabul edilen kişilerin daha fazla fırsata sahip olduğunu düşünüyor. Bu oran, 2004 yılındaki benzer bir çalışmada %46’ydı. Katılımcılar arasında her beş kadından biri, güzellik standartlarına uymak için hayalindeki işinden bile vazgeçebileceğini belirtti. Ayrıca, genç kadınların %30’u daha iyi bir görünüme sahip olmak uğruna okulda aldıkları yüksek notlardan vazgeçmeyi kabul ediyor.

Kadınların güzellik harcamaları da bu baskıyı ortaya koyuyor. Her 10 kadından biri güzellik ürünlerine yiyecek masraflarından daha fazla bütçe ayırırken, üç kadından biri dışarıda eğlenmek yerine bu harcamalara öncelik tanıyor.

BATILI GÜZELLİK STANDARTLARI VE ETKİLERİ

Araştırma, güzellik algısının hala büyük ölçüde Batı merkezli olduğunu gösteriyor. Çoğu kadın, “sağlıklı, genç, zayıf ve kıvrımlı” olmanın ideal güzellik ölçütleri arasında yer aldığını düşünüyor. Ancak etnik kökenli kadınlar bu standartlardan daha farklı şekillerde etkileniyor. Örneğin, “Woman of Colour” olarak tanımlanan kadınların %50’ye yakını daha açık bir ten rengine sahip olmayı arzularken, bu oran beyaz kadınlar arasında çok daha düşük.

Cilt beyazlatıcı ürünlerin küresel pazar büyüklüğü de bu baskının bir göstergesi. 2022 yılında bu ürünlerin toplam pazar değeri 9,9 milyar dolara ulaşırken, 2030 yılına kadar bu rakamın 14,57 milyar dolara çıkması bekleniyor.

YAŞLI KADINLARIN GÖRÜNMEZLİĞİ

Yaşlı kadınlar, güzellik algısı karşısında daha büyük bir dışlanma yaşıyor. Reklam ve medya sektöründe yaşlı kadınların temsili oldukça düşük. Bu durum, anti-aging ürünlerine olan talebin büyümesiyle de kendini gösteriyor. 2021 yılında bu ürünlerin toplam pazar değeri 62 milyar dolarken, 2027 yılında bu rakamın 93 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

REKLAM VE SOSYAL MEDYA BASKISI

Kadınların %73’ü, reklamların gerçekçi olmayan güzellik standartları yarattığını ifade ediyor. Özellikle sosyal medya, bu baskıyı artıran en önemli unsurlardan biri. Araştırmaya göre, kadınların üçte ikisi sosyal medyanın belirli bir görünüme sahip olma baskısını artırdığını düşünüyor. Ayrıca, kadınların %35’i sosyal medyada gördüklerinden dolayı görünüşlerini değiştirme ihtiyacı hissettiklerini belirtiyor.

KENDİNE GÜVEN VE KABUL GÖRÜYOR

Tüm bu baskılara rağmen olumlu gelişmeler de var. Kadınların %74’ü, her yaşta güzel olunabileceğine inanıyor. %69’u ise farklı vücut tiplerinin de güzel olabileceğini düşünüyor. Genç kızlar arasında ise kendine güvenin arttığı görülüyor. Araştırma, gençlerin aynaya baktıklarında kendilerini daha az eleştirdiğini ve daha olumlu hissettiğini ortaya koyuyor.

Kadınların geleceğe dair umutlu oldukları da belirtiliyor. Gençler, herkesin vücut tipi, etnik köken veya cinsiyet fark etmeksizin eşit fırsatlara sahip olduğu bir dünyada yaşamayı hayal ediyor.

Bu araştırma, güzellik baskısının hala güçlü olduğunu ama kadınların kendi değerlerini keşfetmeye ve daha geniş bir güzellik anlayışını benimsemeye başladığını gösteriyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

TÜRK SANAT ENSTİTÜSÜ İSVİÇRE’DE UNUTULMAZ BİR KONSERE İMZA ATTI

yazar

Yayınlayan

on

By

8 Aralık 2024 tarihinde Türk Sanat Enstitüsü İsviçre, farklı ve keyifli bir konsere daha ev sahipliği yaptı. Biletlerin iki hafta önceden tükendiği etkinlikte, ayakta izleyenlerin yoğunluğu dikkat çekti. “Her Telden Nağmeler” konseptiyle düzenlenen konserlerin üçüncüsü, seyircilerden büyük alkış topladı.

Etkinlikte, T.C. Zürih Türk Başkonsolosluğu Konsolosu Furkan Yılmaz, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve İsviçre’nin değerli simaları da yer aldı. Türk Sanat Enstitüsü dansçıları ile TK Zug ekibinin sahnelediği gösteriler, konsere görsel bir şölen kattı.

Türk Sanat Enstitüsü İsviçre’nin Başkanı ve Eğitmeni Mert Özkan, gecede yaptığı açıklamada, 18 Mayıs 2025 ve 14 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenecek iki büyük konserin müjdesini de verdi.

Türk sanatının İsviçre’deki temsilcisi olarak adından sıkça söz ettiren Türk Sanat Enstitüsü, bir kez daha kültürel bir köprü oluşturmayı başardı.

Haberin Devamını Oku

İsviçre

“EMILIA PÉREZ” AVRUPA’NIN EN İYİ FİLMİ SEÇİLDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’nin Luzern kentinde düzenlenen 37. Avrupa Film Ödülleri’nde, “Emilia Pérez” yılın en iyi filmi seçildi. Jacques Audiard’ın yönettiği müzikal komedi, senaryo ve yönetmenlik dallarında da ödül kazandı.

ÖDÜL TÖRENİNDE PARLAYAN İSİMLER

Başrol oyuncusu Karla Sofía Gascón, filmdeki performansıyla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne layık görüldü. Bunun yanı sıra film, en iyi kurgu dalında da ödül aldı.

“Emilia Pérez”, bir Meksikalı kartel liderinin cinsiyet geçiş sürecini ve yeni kimliğiyle saklanmasını konu alıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ünlü pop yıldızı Selena Gomez de yer alıyor.

AVRUPA’NIN EN İYİ ERKEK OYUNCUSU: ABOU SANGARE

En iyi erkek oyuncu ödülünü, “L’Histoire de Souleymane” filmindeki performansıyla Abou Sangare kazandı. Paris sokaklarında yemek teslimatı yaparken hayatını sorgulayan bir sığınmacıyı canlandıran Sangare, gerçek yaşam hikayesini yansıtan bu filmle dikkat çekti. Ancak, mülteci statüsündeki oyuncu ödül törenine katılamadı.

WIM WENDERS’A YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ

Ünlü Alman yönetmen Wim Wenders, yaşam boyu başarı ödülüne layık görüldü. Törende yaptığı konuşmada, Avrupa’nın kültüre daha fazla önem vermesi gerektiğini vurguladı ve sinemanın insanları duygusal olarak birleştirme gücüne sahip olduğunu ifade etti.

“NO OTHER LAND” EN İYİ BELGESEL

Palestine-İsrail ortak yapımı olan “No Other Land”, en iyi belgesel ödülünü kazandı. Film, Batı Şeria’da Filistinlilerin zorla tahliye edilmesini konu alıyor. Törene katılamayan yapımcılar, Avrupa’ya Gazze’deki çatışmaların durması için çağrıda bulundu.

İSVİÇRE’NİN UMUDU SONUÇSUZ KALDI

Wallisli yönetmen Claude Barras, animasyon filmi “Sauvages” ile yarışsa da ödül alamadı.

ÖNEMİ VE GELECEĞİ

Avrupa Film Ödülleri, Avrupa sinemasının en prestijli ödüllerinden biri olup, Amerikan Oscar’larının Avrupalı eşdeğeri olarak görülüyor. Gelecek yıl ödül töreni Berlin’de düzenlenecek.

Haberin Devamını Oku

Trendler