Sosyal Medya

İsviçre

Haziran Ayında İsviçre’de Değişecek Yasalar ve Düzenlemeler

yazar

Yayınlayan

on

Haziran 2024’te İsviçre’de birçok yasa ve düzenlemede önemli değişiklikler yürürlüğe girecek. İşte bu değişikliklerden altı tanesi:

1. Geçici Kabul Edilenler İçin İkamet Değişikliği Kolaylaşıyor

1 Haziran’dan itibaren, geçici olarak kabul edilen göçmenler, çalıştıkları takdirde başka bir kantona daha kolay taşınabilecekler. Bu değişiklik, Yabancılar ve Entegrasyon Yasası’nda (AIG) yapılan bir uyarlama ile gerçekleştiriliyor. Federal Göç Sekreterliği’ne (SEM) göre, eğer çalışma yolu 90 dakikadan fazla sürüyorsa, toplu taşıma ile erişim zor veya mümkün değilse ya da kısa süreli işlerde çalışılması gerekiyorsa, ikamet edilen kantonda kalmanın makul olmadığı durumlarda ikamet değişikliği yapılabilecek.

2. Asgari Bildirim Zorunluluğu Kaldırılıyor

Haziran ayından itibaren, zor durum izni – Härtefallbewilligung )  ( açıklama haberin sonunda) ile bulunan kişiler için bağımsız veya bağımlı bir işte çalışmak için izin alma zorunluluğu kaldırılacak. Geçici olarak kabul edilenler, mülteciler ve vatansız kişiler için ise çalışma bildirim zorunluluğu, mesleki entegrasyon veya yeniden entegrasyon amacına hizmet ettiği ve brüt aylık maaşın 600 İsviçre frangını geçmediği sürece kaldırılacak.

3. Düzensiz Statüdeki Kişiler İçin Eğitim Kolaylıkları

Red edilmiş sığınmacılar ve genç sans-papiers – kimsliksiz kişiler ( açıklama altta ) için mesleki eğitim almak daha kolay hale gelecek. 1 Haziran’dan itibaren, bu kişilerin mesleki eğitim başvurusu yapabilmeleri için İsviçre’de beş yıl yerine sadece iki yıl zorunlu okula gitmiş olmaları yeterli olacak. Ayrıca, başvuru süresi bir yıldan iki yıla çıkarılacak.

4. Kantonlara Destek

İsviçre sınır bölgelerinde olağanüstü sayıda yasadışı sınır geçişi ve kişi kontrolleri yaşandığında, federal hükümet geçici bir süre için kantonal sınır dışı merkezlerinin işletme maliyetlerine katkıda bulunabilecek. Barınan kişi başına günlük ödenek maksimum 100 İsviçre frangı olacak.

5. Almanya Sınır Kontrollerini Uzatıyor

Almanya, İsviçre sınırındaki kontrolleri yıl sonuna kadar uzattı. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bu kontrollerin insan kaçakçılığıyla mücadele ve düzensiz göçü sınırlamak amacıyla devam edeceğini belirtti. İlk olarak Ekim ayında başlatılan bu kontroller, 20.000’den fazla izinsiz giriş tespit edilmesinin ardından uzatıldı.

6. A1 Otoyolu Kısmi Olarak Kapatılıyor

Haziran ayının başında, Waadt kantonunda Payerne ve Avenches arasında bulunan A1 otoyolu üzerinde F/A-18 savaş uçakları iniş-kalkış yapacak. 5 Haziran’da gerçekleşecek bu tatbikat, “Alpha Uno” adını taşıyor ve hava kuvvetlerinin merkezi olmayan operasyon yeteneğini test etmeyi amaçlıyor. Bu tatbikat sırasında otoyol geniş bir alan boyunca kapatılacak.

Bu değişiklikler, Haziran 2024 itibarıyla İsviçre’de önemli yasal ve düzenleyici yenilikler getirecek. Vatandaşların ve ilgili tarafların bu yeni kurallara uyum sağlaması büyük önem taşıyor.

Haberde geçen bazı yabancı ifadelerin açıklaması:

Härtefallbewilligung 

Zor durum izni, İsviçre’de belirli şartlar altında verilen bir oturma iznidir. Bu izin, normalde İsviçre’de kalma hakkı olmayan, ancak insani nedenlerle ülkede kalmalarına izin verilen kişilere verilir. Zor durum izni genellikle aşağıdaki durumlarda verilir:

  1. Ciddi Sağlık Sorunları: Kişinin ciddi sağlık sorunları varsa ve bu sağlık sorunlarının kendi ülkesinde tedavi edilemeyeceği veya hayatını tehdit edeceği durumlarda.
  2. Aile Bağları: İsviçre’de uzun süre kalmış ve burada güçlü aile bağları kurmuş kişiler için.
  3. Çocukların Eğitim Durumu: İsviçre’de uzun süre yaşamış çocukların eğitimlerine devam etmeleri için.
  4. Genel İnsani Nedenler: Diğer insani nedenlerle, kişinin ülkesine geri dönmesinin makul olmadığı durumlar.

Zor durum izni, geçici bir oturma izni türüdür ve belirli şartlar yerine getirildiğinde verilir. Bu izin, kişiye İsviçre’de kalma ve bazı durumlarda çalışma hakkı tanır. Ancak, bu izne sahip olan kişiler, diğer oturma izinlerine sahip olan kişilerden farklı olarak bazı kısıtlamalara tabi olabilirler. Örneğin, çalışma izni almak veya ikamet yerini değiştirmek gibi konularda daha fazla bürokratik süreçten geçmeleri gerekebilir.

Sans-papiers, Fransızca kökenli bir terim olup “kağıtsız” anlamına gelir ve yasal olarak oturma izni bulunmayan göçmenleri ifade eder. İsviçre’de sans-papiers terimi, ülkede resmi ikamet izni veya geçerli belgeleri olmadan yaşayan kişileri tanımlamak için kullanılır. Bu kişiler genellikle göçmen işçiler, sığınma başvuruları reddedilenler veya vize süresi dolmuş olanlardır.

Sans-papiers

Sans-papiers bireyler, İsviçre’de yasal statüye sahip olmadıkları için çeşitli zorluklarla karşılaşırlar:

  1. Çalışma Hakları: Resmi belgeleri olmadığı için genellikle kayıt dışı ve güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalırlar.
  2. Eğitim ve Sağlık Hizmetleri: Çocuklarının eğitim alması veya sağlık hizmetlerine erişim gibi temel haklardan yararlanmakta zorluk yaşarlar.
  3. Hukuki Koruma: Yasal statüleri olmadığı için haklarını savunmakta ve hukuki koruma elde etmekte güçlük çekerler.
  4. Konut Sorunları: Kira sözleşmeleri yapmada ve güvenli konut bulmada sorun yaşayabilirler.

İsviçre, sans-papiers kişilerin durumunu iyileştirmeye yönelik bazı düzenlemeler yapmaktadır. Örneğin, belirli koşullar altında sans-papiers bireylerin eğitim ve mesleki eğitim alabilmelerine olanak tanıyan yasalar mevcuttur. Ancak genel olarak, sans-papiers bireylerin yaşam koşulları oldukça zor ve belirsizdir.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

“BİZ IRKÇI DEĞİLİZ” – EŞENBACH’TA BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRETMENE VELİ TEPKİSİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Başörtülü öğretmen krizi Eschenbach’ta tartışma yarattı

St. Gallen kantonuna bağlı Eschenbach kasabasında yer alan Goldingen İlkokulu’nda görev yapması planlanan bir öğretmenin başörtüsü takması nedeniyle velilerden gelen tepkiler üzerine okul yönetimi, atamayı iptal etme kararı aldı. Tepkili velilerden biri, “Biz ırkçı değiliz ama çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişiye yüzde 100 güven duymak istiyoruz” diyerek süreci savundu.

Okul yönetimi, Haziran başında yeni öğretmen kadrosunu velilere tanıtan bir bilgilendirme mektubu gönderdi. Söz konusu öğretmen, mektupta kendini tanıtarak öğrencilerle okuyarak, müzikle iç içe bir eğitim ortamı yaratmayı hedeflediğini ifade etti. Ancak mektuba iliştirilen ve başörtülü olduğu görülen fotoğraf, bazı velilerde rahatsızlık yarattı.

“İletişim eksikliği ve baskı hissi”

Tepkilerini okul yönetimine yazılı olarak ileten bazı veliler, şu soruları gündeme getirdi:

  • Bu öğretmen İsviçre kültürünü ve değerlerini çocuklara aktarabilecek mi?
  • Derslerde başörtüsüyle mi bulunacak?
  • Namaz vakitleri ya da Noel kutlamaları sırasında bir sorun yaşanır mı?

Okul yönetimi ise cevaben, öğretmenin dini inancının eğitime yansımayacağını ve İsviçre okullarında geçerli olan Hristiyan değerlerini (yardımlaşma, toplumsal sorumluluk vb.) sürdüreceğini belirtti. Ancak artan velî baskısı sonucu, okul yönetimi öğretmenin atamasından vazgeçti.

Veliler baskı altında hissettiklerini söylüyor

Görüşlerine yer verilen bir veli, yaşanan süreçte okul yönetiminin kendilerini ciddiye almadığını ve açık iletişim kurmadığını savundu. “Bu konuyu gündeme getirdikten sonra bize gelen cevap şu oldu: Öğretmeni kabul etmezseniz, sınıfın geleceği olmayabilir. Bu, açıkça bir tehditti,” diyen veli, ayrıca İsviçre okullarında tarafsızlık gereği sınıflardan haçların da kaldırıldığını hatırlattı.

Bazı veliler ise, öğretmeni savunanların olduğunu ancak etkili olamadıklarını belirtiyor. Tartışmaların yaşandığı veliler arası yazışma gruplarında “ırkçılıkla” suçlandıklarını söyleyen veli, bu tanımlamanın haksız olduğunu savundu.

Yüz yüze görüşme talebi ancak atama iptali sonrası geldi

Veliler, en başından beri okul yönetimiyle doğrudan bir görüşme yapmak istediklerini ancak taleplerinin sürekli göz ardı edildiğini belirtti. Sadece öğretmenin görevlendirilmesinden vazgeçildikten sonra görüşme teklifinin geldiğini belirten veli, bu yaklaşımın güven eksikliğini derinleştirdiğini vurguladı.

Not: Sembolik yapay görsel

Haberin Devamını Oku

Avrupa

BAŞÖRTÜSÜ KRİZİ SONRASI MERAK KONUSU: İSVİÇRE VE KOMŞU ÜLKELERDE KURALLAR NE DİYOR?

yazar

Yayınlayan

on

By

Eschenbach’taki başörtülü öğretmen vakasının ardından gözler Avrupa’ya çevrildi

ZÜRİH – 11 Temmuz 2025

İsviçre’nin St. Gallen kantonuna bağlı Eschenbach kasabasında görev alması planlanan başörtülü bir öğretmene karşı bazı velilerin gösterdiği tepki ve bu tepkilerin sonucunda öğretmenin göreve başlatılmaması, ülkede büyük yankı uyandırdı. Peki bu olayın ardından gündeme gelen en önemli soru şu: İsviçre’de ve komşu ülkelerde eğitim kurumlarında başörtüsüne karşı hangi yasal düzenlemeler geçerli?


🇨🇭 İSVİÇRE: GENEL BİR YASAK YOK

İsviçre genelinde okullarda başörtüsü yasağına ilişkin herhangi bir ulusal yasa bulunmuyor. Federal Hükümet 2023’te başörtüsüne karşı bir yasak getirilmesini reddetti. 2015 yılında İsviçre Federal Mahkemesi, St. Gallen’deki bir dava sonucunda, kamu okullarında öğrencilere yönelik genel bir başörtüsü yasağının din özgürlüğüne orantısız müdahale oluşturduğuna hükmetti.

Ancak bu konuda bir istisna var: 1997 yılında Cenevre kantonunda, ders esnasında başörtüsünü çıkarmayı reddeden bir öğretmen işten çıkarılmış ve mahkeme bu kararı onamıştı.

Bununla birlikte, 2025 yılı itibarıyla İsviçre genelinde yürürlüğe giren “örtünme yasağı” kapsamında kamusal alanlarda yüzü tamamen örten peçe, burka gibi giysiler yasaklandı.


🇩🇪 ALMANYA: YASAK YOK, ANCAK İSTİSNALAR VAR

Almanya’da da ülke genelinde geçerli olan bir başörtüsü yasağı bulunmuyor. Alman Anayasa Mahkemesi 2015 yılında, yalnızca belirli durumlarda – örneğin okulda dini gerginlikler veya tarafsızlığa zarar verecek somut bir tehdit oluştuğunda – yasak getirilebileceğine hükmetti.

Ancak Berlin, 2006’da yürürlüğe koyduğu “tarafsızlık yasası” ile uzun yıllar boyunca öğretmenlerin görünür dini semboller taşımasını yasakladı. 2015’teki Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Berlin bu tutumunu sürdürdü. Ancak 2023/2024 eğitim yılından itibaren Berlin’de başörtülü öğretmenlere yeniden görev verilmesi mümkün hale geldi.


🇦🇹 AVUSTURYA: YASA VARDI, ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL ETTİ

2018 yılında dönemin Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, okullarda ve anaokullarında başörtüsünü yasaklamak istedi. Parlamento bu yasağı kabul etti. Ancak Avusturya Anayasa Mahkemesi bu yasayı, yalnızca İslam’a karşı olduğunu ve eşitlik ilkesini ihlal ettiğini belirterek iptal etti.

Bugün Avusturya’da kamusal alanlarda yüzü tamamen örten giysiler (burka, nikap vb.) yasak. Bu yasak, maske, karnaval kıyafeti veya kalın atkılar gibi yüzü gizleyen giysileri de kapsayabiliyor (istisnalar hariç).


🇫🇷 FRANSA: EN SERT YASAKLAR BURADA

Fransa’da laiklik ilkesi gereği, okullarda dini sembollerin taşınması 2003’ten beri yasak. Bu yasak öğretmenleri de kapsıyor. 2023 yılında, Müslüman kadınlar tarafından tercih edilen abaya (uzun tunik tarzı kıyafet) da okulda yasaklananlar listesine eklendi. Fransa’da devlet ve dinin katı şekilde ayrılması bu yasakların temelini oluşturuyor.


🇮🇹 İTALYA: BAŞÖRTÜSÜNE YASAK YOK, TARTIŞMA SÜRÜYOR

İtalya’da başörtüsüne karşı genel bir yasak bulunmuyor. Ancak yüzü tamamen örten kıyafetler kamusal alanlarda yasak. Okullarda başörtüsü zaman zaman tartışmalara yol açsa da yasal bir engel bulunmuyor.


📌 SONUÇ: AVRUPA’DA TUTARSIZ YAKLAŞIMLAR SÜRÜYOR

Eschenbach’ta yaşanan olay, eğitimde tarafsızlık ve din özgürlüğü dengesi açısından tartışmaları yeniden alevlendirdi. İsviçre’de genel yasak olmamasına rağmen, sosyal baskı ve yerel tepkiler öğretmenlerin meslek hayatını doğrudan etkileyebiliyor. Avrupa genelinde ise yaklaşım ülkeden ülkeye değişiyor: Kimi yerlerde tolerans, kimi yerlerde sert yasaklarla karşılık buluyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

MİGROLİNO ZÜRİH ŞUBESİNDEN YENİ UYGULAMA: MAYO VE BİKİNİYLE GİRİŞE YASAK

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma süresi: 3 dakika

Zürih’in merkezi noktalarından Sihlquai’de yer alan Migros Grubu’na bağlı Migrolino şubesi, sıcak yaz günlerinde artan müşteri yoğunluğu ve hijyen sorunları nedeniyle dikkat çeken bir uygulamaya imza attı. Artık mağazaya sadece uygun şekilde giyinmiş müşteriler kabul ediliyor. Üstsüz, bikini ya da mayo ile içeriye giriş kesin olarak yasaklandı.

Mağaza girişine yerleştirilen yeni uyarı tabelasında, “Lütfen mağazaya yalnızca uygun kıyafetle (üst ve alt giyim) giriniz” ifadesi yer alıyor. Tabelada ayrıca bikini, mayo ve çıplak üst vücut sembolleri çarpı işaretiyle gösterilerek kural görsel olarak da pekiştiriliyor.

“ISLAK MAYO, ÇIPLAK ÜST, ÇIPLAK AYAKLA GELENLER OLUYORDU”

Konuyla ilgili açıklama yapan Migros sözcüsü Prisca Huguenin-dit-Lenoir, mağazaya son günlerde doğrudan Limmat Nehri’nden çıkan, ıslak mayo ve çıplak ayakla gelen çok sayıda müşterinin girdiğini belirtti. “Bu durum hem hijyen hem de güvenlik açısından ciddi sorunlara yol açtı. Personel zemini sürekli kurutmak zorunda kaldı. Ayrıca kayma tehlikesi söz konusuydu,” diyerek alınan önlemin gerekçesini paylaştı.

Kadın müşterilerin de bikini ya da mayo ile mağazaya girişlerinin uygun bulunmadığını aktaran Huguenin-dit-Lenoir, “En azından üzerlerine bir tişört giymelerini bekliyoruz,” dedi.

HİJYENİN ÖTESİNDE BİR SAYGI MESELESİ

Yeni uygulamanın sadece hijyen değil, aynı zamanda saygı ve görgü kuralları açısından da önemli olduğu vurgulandı. “Tatil otellerindeki restoranlarda bile mayoyla yemek yenmesine izin verilmez. Burada da benzer bir hassasiyet bekliyoruz,” diyen Huguenin-dit-Lenoir, alınan önlemlerin bir kıyafet zorunluluğundan ziyade sağduyu çağrısı olduğunu ifade etti. Ayrıca bu adımın, mağaza çalışanlarına duyulan saygının da bir yansıması olduğu belirtildi.

TİŞÖRT YOKSA SERVİS DE YOK!

Söz konusu Migrolino şubesi, Zürih’in popüler yüzme noktalarından biri olan Limmat Nehri’nin tam karşısında yer alıyor. Nehirde botla gezinti yapan çok sayıda kişi, doğrudan gömleksiz şekilde mağazaya uğramayı alışkanlık haline getirmişti. Ancak mağaza yönetimi bu duruma net bir yanıt verdi: “Tişört yoksa servis de yok.”

Yetkililer, Migrolino’nun bir yüzme alanı büfesi (badi kiosk) olmadığını, günlük market alışverişi için hizmet verdiğini açıkça belirtiyor.

DİĞER MARKETLER NE YAPIYOR?

Benzer durumlar karşısında diğer perakende zincirleri ise daha esnek bir yaklaşım sergiliyor. Denner sözcüsü Thomas Kaderli, bu tür olayların nadir yaşandığını, ancak gerektiğinde personelin müşteriyle doğrudan iletişime geçtiğini ifade etti. Coop yetkilileri, benzer olayların nadiren görüldüğünü ve müşterilerin genellikle sağduyulu davrandığını belirtti. Valora ise, “Saygılı bir alışveriş ortamı için uygun kıyafet elbette önemlidir” açıklamasını yaptı.

SERİNLİĞİN ARDINDAN UYGUN GİYİM

Zürih’te yaz aylarının getirdiği sıcaklıklarda Limmat’ta serinlemek elbette cazip olabilir. Ancak alışveriş öncesi en azından bir tişört giymek, hem mağaza kuralları hem de toplumsal nezaket açısından artık bir gereklilik. Migrolino’nun mesajı net: “Serinleyin, ama saygılı olun.”

Haberin Devamını Oku

Trendler