Dünya
Almanya’nın Kontrolsüz Göç Politikası ve Ortaya Çıkan Sorunlar
Almanya’da Yabancıların Suç Oranındaki Artışı
Son yıllarda Almanya’nın izlediği göç politikası, ülke genelinde ciddi sorunlara yol açmış durumda. 2023 yılı Kriminalistik İstatistikleri, Alman polisinin yabancı kökenli suçlularla karşılaşma sıklığının arttığını gösteriyor. Ancak, Alman hükümetinin bu sorunları etkin bir şekilde çözmek için gerekli adımları atmaması veya yetersiz kalması, toplumda büyük bir endişeye neden oluyor.
Göçmenlerin Almanya’ya olan ilgisi, son yıllarda artmış durumda ve bu, bir dizi sorunu da beraberinde getirmiştir. Özellikle son yıllarda yapılan göçlerle, Almanya’nın güvenlik ve entegrasyon konusundaki zorlukları daha belirgin hale gelmiştir. Göçmenler arasında işlenen suçların artması, toplumda genel bir endişe ve güvensizlik duygusuna neden olmaktadır.
Almanya’nın suç ithal etmesi, göçmen kökenli kişilerin suç oranlarının artmasıyla açıkça görülebilmektedir. 2023 yılında, 2.2 milyon suç şüphelisinden 923,000’i Alman vatandaşı değildi. Bu, suç şüphelilerinin %40’ından fazlasını oluşturmakta ve Almanya’daki toplam yabancı nüfusun üzerinde bir oranı temsil etmektedir.
Bununla birlikte, Alman hükümetinin bu sorunlarla başa çıkmak için somut adımlar atmaması, Alman toplumunda büyük bir endişeye neden olmaktadır. Entegrasyon politikalarının yetersizliği ve göçmenlerin Alman toplumuna uyum sağlamasını teşvik edecek önlemlerin eksikliği, sorunun daha da büyümesine neden olmaktadır.
Göçmenler arasında işlenen suçların artmasının temel sebepleri arasında, göçmenlerin ekonomik zorluklarla başa çıkmakta güçlük çekmesi, eğitim ve istihdam fırsatlarından yeterince yararlanamamaları ve entegrasyon politikalarının yetersizliği gibi faktörler bulunmaktadır.
Alman halkı, hükümetin bu sorunları çözmek için daha etkili politikalar izlemesini ve göçmenlerin Alman toplumuna uyum sağlamasını teşvik etmek için daha fazla çaba göstermesini istiyor. Ancak, şu ana kadar hükümetin bu konuda yeterince adım atmamış olması, toplumda büyük bir hayal kırıklığı ve güvensizlik duygusu yaratmaktadır. Bu durum, Almanya’da göç politikasının yeniden ele alınması gerektiği konusunda geniş bir tartışma başlatmıştır.
Dünya
UKRAYNALILAR İÇİN ZOR BİR SEÇİM: ASKERLİK VEYA SÜRGÜN
Ukrayna’nın altı ay önce yürürlüğe koyduğu yeni seferberlik yasası, İsviçre’de yaşayan Ukraynalı erkeklerin hayatını zorlaştırıyor. Bu yasaya göre 18-60 yaş aralığındaki tüm Ukraynalı erkeklerin, nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar, askeri hizmet için kayıt yaptırmaları zorunlu hale geldi. İsviçre’de yaşayan Maksym (36) ve Dmytro (50) gibi birçok kişi için bu durum, savaşın gölgesinde zor bir seçim yapmalarına sebep oldu.
Yeni yasaya göre, İsviçre’deki Ukraynalı erkekler bilgilerini güncellemek zorunda. Bunu yapmayanlar için cezalar söz konusu: Maksym’in ifadesine göre, kurallara uymayanlar için yaklaşık 356 İsviçre frangına (17,000 Hrywnja) kadar para cezası uygulanabiliyor ve vergi tahsilatına kadar uzanan yaptırımlar gündeme geliyor.
Maksym, İsviçre’deki konsolosluk hizmetlerinden yararlanamayan üç tanıdığından bahsediyor. Askeri kaydını güncellemeden Ukrayna pasaportu yenilenemiyor. Bu nedenle, Ukrayna hükümetinin askerlik yapmayan erkeklerin yurt dışındaki yaşamını zorlaştırmaya çalıştığını ifade ediyor.
Aile ve Vatana Sadakat Arasında Bir Çıkmaz
SRF Kanali”ndakä demeçlerinde 50 yaşındaki Dmytro ise savaşın gölgesinde ailesini koruma içgüdüsü ile vatana sadakat arasında kaldığını dile getiriyor. “2009’da Ukrayna’dan ayrıldık ve hayatımız burada kurulu,” diyen Dmytro, ailesiyle İsviçre vatandaşlığına geçmek üzere olduklarını belirtiyor. Ona göre, savaşın en korkutucu yanı, savaşmak istemeyen bireylerin cepheye zorla gönderilmesi: “Motivasyonsuz insanları savaşa zorlamak bir zaman bombasıdır.”
Bu karmaşık durum, Ukraynalı erkeklerin geleceğe dair belirsizlikle mücadele etmelerine neden oluyor. Kendileri ve aileleri için barış dolu bir yaşam mı, yoksa vatana bağlılık adına savaşmak mı? Bu sorular, Ukraynalı toplumun ruhunda derin bir iz bırakmaya devam ediyor.
#Ukrayna #SeferberlikYasası #İsviçredeUkraynalılar #ZorKarar #GöçmenHayatları #SavaşınGölgesinde #Україна #ЗаконПроМобілізацію #УкраїнціУШвейцарії #ВажкийВибір #ЖиттяЕмігрантів #ВійнаІМир
Dünya
FRANSIZ ÖĞRENCİNİN TRAJİK SONU: TÜRKİYE’DE HATALI SAKAL EKİMİ SONRASI İNTİHAR
Le Parisien Gazetesi’ne Göre: Türkiye’de Yapılan Hatalı Sakal Ekimi Sonrası Hayatına Son Veren Fransız Öğrencinin Trajik Hikayesi
Fransız Le Parisien gazetesinin haberine göre, Türkiye’de gerçekleştirilen başarısız bir sakal ekimi operasyonu, 24 yaşındaki Fransız öğrenci Mathieu’nun trajik intiharıyla sonuçlandı. Haziran ayında hayatına son veren Mathieu’nun, bu başarısız operasyon sonrası yaşadığı ağır psikolojik çöküntü nedeniyle intihara sürüklendiği bildirildi.
Mathieu, 2024 yılı Mart ayında Fransa’da yaklaşık 5 kat daha pahalıya mal olacak bu işlemi Türkiye’de yaptırmak üzere 1300 euro ödeyerek Türkiye’ye gitti. Türkiye Sağlık Bakanlığı onaylı olduğunu düşündüğü bir klinikte sakal ekimi ameliyatına giren genç adam, operasyon sonrası büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. İşlem sonucunda yüzünün alt kısmı şişmiş, görünümü beklediğinin çok dışında kalmıştı.
Yanlış Bilgilendirme ve Yoğun Acı
Fransa’ya döndükten sonra doktorunu araştıran Mathieu, sözde cerrahının aslında bir emlakçı olduğunu öğrendi. Babası Jacques Vigier-Latour’un verdiği bilgiye göre, bu hatalı işlemde Mathieu’nun kafasından yaklaşık 4 bin kıl kökü alındı, ancak yanlış uygulamalar nedeniyle bunların bin kadarı kaybedildi. Yaşadığı fiziksel acının yanı sıra yoğun bir psikolojik yük altında kalan Mathieu, “Hayatımı mahvettiniz” diyerek çaresizliğini dile getiriyordu. Babası, oğlunun operasyon sonrasında sakal ve kafa derisi bölgesinde sürekli bir yanma hissettiğini ve gündelik yaşamını sürdürmekte zorlandığını ifade etti.
Dysmorphophobia ve Tıbbi Çaresizlik
Mathieu, Türkiye’deki hatalı uygulamanın izlerini silebilmek için Belçika’da bir saç ekim uzmanına başvurdu. Belçikalı uzman Jean Devroye, bazı kıl köklerinin artık geri dönmeyeceğini, yeni sakalının düzensiz ve yapay bir görünüme sahip olduğunu belirledi. Her ne kadar düzeltici bir müdahale başlatılmış olsa da, Mathieu’nun psikolojik olarak derinden etkilendiği, özellikle beden algısındaki bozulmalar nedeniyle bir türlü rahatlayamadığı ifade edildi.
Belçikalı doktor Devroye, “Daha kötü durumlar da gördüm ve Mathieu’nun durumu düzeltilebilirdi. Ancak o, yurt dışında kandırılmış olmanın büyük üzüntüsünü yaşıyordu” dedi.
Ne yazık ki, tüm çabalara rağmen Mathieu, bu durumu atlatamadı ve operasyonundan üç ay sonra, 9 Haziran’da Paris’teki evinde hayatına son verdi.
Babasından Uyarı: Dikkatli Olun
Acılı baba Jacques Vigier-Latour, oğlunun başına gelenlerin başkalarının başına gelmemesi için bir uyarıda bulunarak, özellikle Türkiye’de bazı kliniklerin uygulamalarına karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti: “Bu yaşananların tekrar etmesini önlemek ve insanların bilinçlenmesini sağlamak, Mathieu’ya olan borcumuzdur,” dedi.
#FransızÖğrenci #Türkiye #SakalEkimi #EstetikCerrahi #İntihar #Dismorfizm #SağlıkTurizmi #Fransa #LeParisien #HatalıAmeliyat #PsikolojikSağlık #Matthieu #EstetikCerrah #Uyarı #saçekimi #estetik #istanbul #Fransatürkler
Dünya
AVRUPA’DA SOSYAL MEDYA YASASI: YENİ DÜZENLEMELER KULLANICILARI NASIL ETKİLEYECEK?
Avrupa Birliği’nin yeni sosyal medya yasası “Digital Services Act” (DSA), TikTok, Twitter, Meta gibi büyük sosyal medya platformlarına daha sıkı denetimler getirmeyi hedefliyor. Yasayla birlikte kullanıcılar için bir dizi yeni düzenleme hayata geçirildi. İşte, DSA’nın kullanıcıları nasıl etkileyeceği, getirilen yeni kurallar ve eleştirilen noktalar.
Sosyal Medya Platformlarına Yeni Düzenlemeler
AB ve üye ülkeler, kamuoyunda tartışmaların çoğunun sosyal medya üzerinden yapılması nedeniyle bu platformlarda daha fazla şeffaflık ve güvenlik sağlama amacında. Bu doğrultuda sosyal medya platformları için kullanıcı haklarını artıracak çeşitli yenilikler yürürlüğe girdi.
DSA ile Gelen Önemli Değişiklikler
- Kronolojik Akış: TikTok ve Meta, DSA’ya yanıt olarak kronolojik akış özelliğini getirdi. Bu özellikle kullanıcılar artık içerikleri algoritma yerine kronolojik sıraya göre görebiliyor.
- İçerik Bildirme Özelliği: TikTok ve diğer platformlar, yasa dışı içeriklerin bildirilebilmesi için yeni araçlar geliştirdi.
- İçerik Silme Bilgilendirmesi: Platformlar, herhangi bir içeriği sildiğinde kullanıcıya gerekçelerini açıklamak zorunda. Ayrıca, içeriğin otomatik mi yoksa insan denetimiyle mi kaldırıldığına dair bilgi veriliyor.
- Reklam Kısıtlamaları: 18 yaş altındaki kullanıcılar için kişiselleştirilmiş reklamlar yasaklandı. Bu sayede genç kullanıcılar, kişisel verileri üzerinden hedeflenen reklamlardan korunmuş oluyor.
Yeni Düzenlemelere Getirilen Eleştiriler
DSA, bazı çevrelerde endişelere yol açıyor. Eleştirmenler, bu düzenlemelerin ifade özgürlüğünü tehlikeye atabileceğini savunuyor. Özellikle aşırı içerik engelleme (overblocking) ve devlet sansürü olasılığı üzerinde duruluyor.
- Overblocking Sorunu: DSA’nın net bir yasa dışı içerik tanımı olmaması, platformların yasal olmayan içerikleri silme korkusuyla gereğinden fazla içerik kaldırmasına yol açabilir.
- Devlet Kontrolü ve Sansür: Eleştirmenler, devlet veya onaylanmış kuruluşların “güvenilir bildirici” olarak tanımlanarak içerik kaldırma yetkisine sahip olmasını, devletin sansür uygulama ihtimalini doğurabileceği gerekçesiyle eleştiriyor.
DSA ve Geniş Etkileri
DSA, sadece yasa dışı içeriklerin kaldırılmasını değil, aynı zamanda sosyal medya platformlarının kullanıcı haklarını ve güvenliğini gözetmesini de zorunlu kılıyor. DSA’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte her platform, yasadışı içeriklerin yayılması, temel hakların korunması, yanlış bilgi yayılımı ve hassas grupların korunması gibi konularda rapor sunmak zorunda. Özellikle algoritmaların nasıl kullanıldığına dair şeffaflık sağlanması da DSA’nın önemli maddelerinden biri olarak öne çıkıyor.
İlk DSA Davası: Shadowbanning Örneği
DSA kapsamında ilk dava Temmuz 2024’te Amsterdam’da görüldü. Bir kullanıcı, X platformunda çocuk istismarıyla ilgili bir kanuna eleştirel yorum yaptığı gönderisinin arama sonuçlarından çıkarıldığını iddia ederek dava açtı. Mahkeme, kullanıcının lehine karar vererek ona sembolik bir tazminat ödedi.
Sonuç Digital Services Act, sosyal medya platformlarında şeffaflık ve kullanıcı haklarını artırma amacı taşısa da, aşırı sansür uygulamaları ve devletin olası kontrol yetkisi gibi endişeler mevcut. Yasanın ilerleyen dönemlerde Avrupa ve diğer ülkelerde sosyal medya kullanımı üzerindeki etkileri tartışılmaya devam edecek.
#SosyalMedyaYasası #DigitalServicesAct #TikTok #Twitter #Meta #AB #İfadeÖzgürlüğü #DSAKullanıcıHakları
-
E-Dergi8 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi7 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam6 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre8 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem8 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem9 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!
-
İsviçre8 ay önce
Fibula Travel’ın Başarısına Bir Bakış: Zürih Oerlikon Ofisi’nde Yapılan Ziyaret