Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE’DE AİLE BİRLEŞİMİNE YÖNELİK YASA DEĞİŞİKLİĞİ: AİLELERİN YENİDEN BİRLEŞMESİ TEHLİKEDE

yazar

Yayınlayan

on

Aile Birleşimi Hakkında İsviçre’de Kritik Gelişmeler

İsviçre’de geçici koruma statüsünde bulunan kişilerin aile birleşiminin sona erdirilmesi konusu, şu an parlamento gündeminde. Geçici koruma altındaki kişilerin ailelerinin İsviçre’ye getirilmesi, yıllardır belirli kurallara tabi olarak gerçekleşiyordu. Ancak, İsviçre Parlamentosu bu uygulamanın sona erdirilmesi üzerinde ciddi şekilde tartışıyor. Bu tartışmalar, özellikle çocuk hakları savunucularının ve sivil toplum kuruluşlarının büyük tepkisini topluyor. UNICEF, İsviçre’nin böyle bir adım atmasının Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ihlal edeceği uyarısında bulunuyor.

Geçici Koruma ve Aile Birleşimi

İsviçre’de, geçici koruma statüsüne sahip kişilerin aile birleşimi başvuruları belirli koşullar altında kabul ediliyordu. Bu durumda olan kişiler, asıl olarak savaş ve şiddet gibi sebeplerle ülkesini terk etmek zorunda kalan bireylerdir. Geçici koruma altındaki kişiler, İsviçre’ye geldiklerinde, ailelerini belli şartlarla yanlarına alabiliyorlardı. Ancak bu, yalnızca bireylerin, ailesinin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli maddi kaynakları sağlamak gibi bir koşula bağlıydı. Çoğunlukla, eşler ve çocuklar İsviçre’ye gelen ilk göçmenlerle birlikte başvuru yaparak, ailelerinin yanlarına gelmesini sağlayabiliyorlardı.

Buna rağmen, İsviçre Halk Partisi (SVP), geçici koruma statüsündeki kişilerin ailelerini bir araya getirmelerini engellemeyi öneriyor. SVP’li milletvekili Esther Friedli, bu kişilerin ailelerini yalnızca kendi ülkelerinde, yani memleketlerinde birleştirmeleri gerektiğini savunuyor. Friedli, “Geçici koruma altındaki kişilerin, ülkelerine geri dönmeleri gerektiği için ailelerini İsviçre’ye getirme hakları yok,” şeklinde görüş bildiriyor. Ayrıca, bu değişiklikle birlikte, bir kişi ailesini yaşadığı ülke sınırları içinde birleştirmeli ve İsviçre’ye gelmesine gerek olmamalı.

UNICEF ve İnsan Hakları Savunucularının Tepkileri

Bu öneriye karşı en büyük tepkiyi UNICEF ve diğer insan hakları kuruluşları gösteriyor. UNICEF, İsviçre’nin bu yasa değişikliğiyle, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hareket edeceğini vurguluyor. Sözleşmeye göre, çocuklar, aile birliği hakkına sahip olup, bu hak hiçbir koşulda engellenmemelidir. UNICEF yetkilisi Nicole Hinder, aile birleşiminin engellenmesinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Hinder, bu tür uygulamaların, özellikle küçük yaştaki çocuklar ve yalnız yetişen anneler için ciddi bir psikolojik yük oluşturduğunu belirtiyor.

Hinder, ayrıca geçici koruma altındaki kişilerin, yıllarca İsviçre’de yaşadıktan sonra ailelerinden ayrı kalmalarının kabul edilemez olduğunu ifade ediyor. Çocukların, yıllarca ailelerinden uzak kalması, onların psikolojik gelişimini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, uzun bir bekleme süresi sonunda, bir çocuğun 3 yıl boyunca babasını görememesi durumunun çok ağır bir travma olacağını belirtiyor.

Geçici Koruma Statüsündeki Kişilerin Sayısı ve Aile Birleşimi

Her yıl, geçici koruma statüsündeki kişilerin aileleri, İsviçre’ye başvuruda bulunuyor. Ancak sayılar, diğer göçmen gruplarına göre oldukça düşük. Yılda ortalama olarak 100 kişi, geçici koruma altındaki kişilerin aile üyeleri olarak İsviçre’ye geliyor. Çoğunluğu kadınlar ve çocuklar olmakta. Aile birleşimi, yalnızca çok sınırlı sayıda kişiyi etkileyen bir konu olmasına rağmen, bu konu, siyasi bir gerilim yaratmış durumda.

SVP’nin Önerisinin Hukuki Boyutu ve Aile Birliği Hakkı

Esther Friedli’nin önerisi, çocuk hakları sözleşmesi ile çelişiyor olabilir. Friedli’ye göre, geçici koruma altındaki bir kişiye aile birliği hakkı tanınması, aslında yabancı bir ülkeye yerleşme hakkı sağlamıyor. İsviçre, kişilerin ailelerini ülkeye getirmeleri için hiçbir yasal yükümlülüğe sahip değil. Dolayısıyla, Friedli’nin önerisi, uluslararası sözleşmelere aykırı olmadığı iddia ediliyor. Ancak, UNICEF ve birçok insan hakları savunucusu, ailenin bir arada olmasının, insanlık hakkı olduğunu savunuyor.

Sonuç ve Gelecek Perspektifi

İsviçre Parlamentosu, geçici koruma altındaki kişilerin aile birleşimini tartışmaya devam ediyor. Öneri, az sayıda kişiyi doğrudan etkiliyor olsa da, İsviçre’nin insan hakları konusunda aldığı bu kararlar, uluslararası düzeyde büyük yankılar uyandırabilir. Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi evrensel normlara aykırı hareket edilmesi, İsviçre’nin uluslararası itibarını etkileyebilir. Öte yandan, yasaların değiştirilmesi durumunda, geçici koruma altındaki ailelerin durumunun iyileştirilmesi için yeni politikalar oluşturulması gerekebilir.

Geçici koruma altında yaşayan kişilerin ve ailelerinin karşılaştığı zorluklar, sadece İsviçre’yi değil, dünya genelindeki göçmenlik politikalarını da etkileyebilecek bir konudur. Bu yasa değişikliği önerisi, sadece kısa vadede değil, uzun vadede de aile yapılarının korunması adına tartışılması gereken bir mesele olarak gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

HAMBURG MAHKEMESİ, BIONTECH AŞISI İLE İLGİLİ ŞİKAYETİ REDDETTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Hamburg Eyalet Mahkemesi, Biontech tarafından üretilen COVID-19 aşısının sağlık sorunlarına yol açtığı iddiasıyla açılan zarara uğrama davasını reddetti. Bir doktorun, aşının sağlık üzerine olumsuz etkiler yarattığı gerekçesiyle açtığı tazminat davası, mahkeme tarafından temelsiz bulundu.

Mahkeme, doktorun aşının sağlık sorunlarına yol açtığına dair yeterli delil sunamadığını belirterek davayı reddetti. Doktor, Biontech aşısı nedeniyle yaşadığı iddia edilen sağlık sorunları için 150.000 Euro tazminat talep etmişti. Ancak mahkeme, başvurulan bu davanın hukuki dayanağının bulunmadığına karar verdi.

Dava, Almanya genelinde benzer birçok davadan biri olarak dikkat çekti. Şu ana kadar ülke genelinde COVID-19 aşısıyla ilgili açılan yaklaşık 100 tazminat davası bulunuyor. Bu davalar, aşı üreticilerine karşı yürütülen bir dizi hukuk mücadelesinin parçası olarak kayda geçiyor.

Hamburg Mahkemesi’nin verdiği karar henüz kesinleşmiş değil. Davacı, karara karşı bir aylık süre içinde Hamburg Yüksek Mahkemesi’ne itirazda bulunma hakkına sahip.

Almanya’da COVID-19 aşıları ile ilgili açılan davalar, tıbbi camiada hala süregelen tartışmaların bir parçası. Mahkemeler, çoğu davada aşının sağlık üzerindeki etkileri konusunda kesin kanıtların bulunmadığını belirtiyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

FONDUE CHİNOİSE SEZONU: İSVİÇRE’DE GIDA ZEHİRLENMELERİNDE ARTIŞ

yazar

Yayınlayan

on

By

Yılbaşı döneminde popülerleşen Fondue Chinoise, İsvire’de gıda zehirlenmesi vakalarının artmasına yol açıyor. İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Dairesi (BLV) sözcüsü Tiziana Boebner Lombardo’nun açıklamasına göre, ülkede her yıl 10.000’e kadar gıda enfeksiyonu vakası kaydediliyor. Bu enfeksiyonların ekonomik maliyeti ise 50 milyon Frank’a kadar çıkıyor. Özellikle genç erkekler arasında bu tür enfeksiyonlara daha sık rastlandığı belirtiliyor.

BLV, Fondue Chinoise sırasında dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Özellikle çiğ kümes hayvanı etinin asla ortak yemek kaplarına bırakılmaması gerektiği konusunda uyarıyor. Bu basit önlemin, gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesinde büyük etkisi olduğu ifade ediliyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

UKRAYNA KRİZİ BAHANESİYLE ELEKTRİK FİYATLARI DAHA DA YÜKSELDİ…

yazar

Yayınlayan

on

By

ŞİRKETLER REKOR KÂRLAR VE TEMETTÜLERLE KAZANIYOR

İsviçre enerji sektörüne, aşırı yüksek elektrik fiyatları üzerinden rekor kârlar elde ettiği suçlaması yöneltiliyor. SonntagsBlick‘in haberine göre, ulusal enerji ağı işletmecisi Swissgrid, 2014 yılından bu yana toplamda 788 milyon Frank kâr elde etti. Bu kârın 319 milyon Frank’ı temettü olarak hissedarlara dağıtıldı.

Kimler Kazanç Sağlıyor?

Swissgrid’in büyük hissedarları olan Axpo ve BKW, toplamda yaklaşık 200 milyon Frank’lık bir pay aldı. Bu durum, sadece şirketlerin değil, aynı zamanda yönetim kurullarının da büyük ölçüde fayda sağlamasına neden oldu.

Swissgrid, yapılan temettü ödemelerini, şirketlerin 2013 yılında İsviçre enerji iletim ağı üzerindeki mülkiyet ve sorumluluklarını devretmesiyle ilişkilendirdi. Bu devir karşılığında şirketlere, altyapı değerlerine eşdeğer Swissgrid hisseleri verildiği açıklandı.

Yüksek Sermaye Getirisi Eleştirisi

Eidgenössische Elektrizitätskommission (ElCom), elektrik şebekesindeki sermaye maliyetlerinin (WACC) çok yüksek olduğunu ve bunun haksız kazançlara yol açtığını eleştirdi. Swissgrid’in kâr oranlarının makul seviyelerin üzerinde olduğu ifade edilirken, Federal Konsey, bu durumu önlemek için hesaplama yönteminde değişikliğe gitmeyi planlıyor.

Yüksek Fiyatlar Tüketiciyi Nasıl Etkiliyor?

Enerji şirketlerinin bu denli yüksek kâr oranlarına ulaşması, tüketiciler üzerindeki elektrik faturalarının yükünü artırıyor. İsviçre halkı, enerji şirketlerinin bu kazançları daha sürdürülebilir yatırımlar yerine hissedarlara aktarmasını eleştiriyor.

Federal Konsey’in bu yeni düzenlemeyle haksız kazançların önüne geçmesi ve şeffaf bir piyasa ortamı sağlaması bekleniyor. Ancak enerji fiyatlarının gelecekte nasıl şekilleneceği, yeni düzenlemelerin etkisine bağlı olacak.

Haberin Devamını Oku

Trendler