Gündem
HÜKÜMETE YÖNELİK AĞIR ELEŞTİRİ: AŞI YAN ETKİLERİ DÖRT YILDIR GÖRMEZDEN GELİNİYOR

Almanya’da kamu yayıncısı ARD, COVID-19 aşılarının yan etkileriyle ilgili çarpıcı bir habere imza attı. “Plusminus” programında yayınlanan raporda, Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün (PEI) dört yıldır yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği ve aşı yan etkilerine dair verileri incelemediği iddia edildi.
ARD’nin iddiasına göre, PEI’nin Kassenärztlichen Vereinigungen’den (sigorta doktor birlikleri) gelen verileri analiz etmesi gerekirken bu konuda hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Haberde, hükümetin bu durumu görmezden geldiği ve mağdurların kaderine terk edildiği belirtildi.
İKİ ÇARPICI VAKA
Programda, mRNA aşılarına bağlı olduğu iddia edilen iki dramatik vaka ele alındı:
- Birinci vaka: Moderna aşısının ikinci dozundan sonra ağır beyin hasarı yaşayan genç bir kadın. Üç tıbbi rapor, bu durumun aşıyla zamanlaması ve nedeni arasında net bir bağlantı kurduğunu belirtti.
- İkinci vaka: Post-Vac Sendromu nedeniyle iş göremez hale gelen bir başka genç kadın. Bu sendromun belirtileri arasında kronik yorgunluk, sinir ağrıları ve çarpıntı bulunuyor.
Her iki durumda da, mağdurların şikayetleri resmi makamlarca kabul edilmedi ve ne yeterli maddi destek ne de tıbbi yardım sağlandı.
HÜKÜMET VE PEI’YE ELEŞTİRİLER
SWR tarafından hazırlanan raporda, PEI’nin görevlerini yerine getirmemesinin yanı sıra hükümetin de bu duruma sessiz kalması eleştirildi. ARD, bu durumun insan hayatını tehlikeye attığını ve mağdurların sayısının artmasına neden olduğunu belirtti.
Bu durumun, Almanya’daki sağlık sistemindeki güvenilirlik tartışmalarını yeniden alevlendirebileceği ifade ediliyor. Hükümetin ve PEI’nin bu konuda nasıl bir adım atacağı ise kamuoyunun yakın takibinde olacak.
PROFESÖRDEN UYARI: POST-VAC HASTALARI İÇİN ÇARE ARAYIŞI
Almanya’daki Marburg Üniversitesi Hastanesi’nden Prof. Bernhard Schiefer, Post-Vac Sendromu yaşayan 8.000 hastanın kendi tedavi sırasını beklediğini belirtti. Schiefer, hastalara hızlı erişim sağlayacak kolay erişilebilir merkezlerin eksikliğini vurguladı. Durumu, “Bu hasta akışını bu şekilde kontrol altına almak mümkün değil,” sözleriyle eleştirdi.
YETERSİZ DESTEK VE KABUL EDİLMEYEN TANILAR
ARD’nin “Plusminus” programı, Almanya genelinde Post-Vac Sendromu mağdurları için 50’den fazla destek grubunun kurulduğunu rapor etti. Ancak, bu kişilerin çoğu hem devlet kurumları hem de sağlık otoriteleri tarafından yeterince tanınmadığını ve desteklenmediğini ifade ediyor. Pek çok vaka, üniversite ve uzman hastanelerden gelen açık tıbbi raporlara rağmen reddediliyor.
Versorgungsämter (yardım ofisleri), COVID-19 aşıları ile Long-COVID benzeri belirtiler arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını savunarak şikayetleri kabul etmemekte direniyor. Ancak ARD raporunda, bu reddiyelerin sağlık sistemi ve Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün (PEI) eksik veri toplama yöntemlerinden kaynaklandığına dikkat çekiliyor.
PEI’YE ELEŞTİRİLER
Sağlık Bakanlığı, PEI’nin elinde 2.614 Post-Vac vakası bulunduğunu belirtti. Ancak bu sayı, bir “risk sinyali” oluşturmak için yeterli görülmedi. ARD, bu yaklaşımı eleştirerek, PEI’nin 2020 yılında eleştirilen veri toplama sistemini hala geliştirmemiş olmasını sorguluyor.
Almanya Federal Meclisi’nin PEI’ye 2020’de verdiği “sigorta teşkilatlarının tanı verilerini analiz etme” görevi hala yerine getirilmedi. AOK-Bundesverband gibi sağlık sigorta kurumlarının bu konuda yaptığı tekliflerin Sağlık Bakanlığı tarafından dikkate alınmadığı belirtiliyor.
BİRÇOK SORU YANIT BEKLİYOR
“Plusminus” programı, yaşananları “Hükümet, mağdurların gerçek sayısını bilmek istemiyor mu?” sorusuyla özetledi. Almanya’daki COVID-19 sonrası sağlık tartışmaları, özellikle mağdurların sayısının artması ve tanınma eksikliğiyle daha da yoğunlaşacak gibi görünüyor.
Multipolar, COVID-19 aşılarının etkileri ve Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün (PEI) denetim eksiklikleri üzerine tekrar dikkat çekiyor. İlk kez Haziran 2021’de bu konuyu gündeme taşıyan platform, özellikle PEI’nin olası yan etkileri yeterince incelemediğini savunuyor.
2022 yılı başlarında Robert Koch Enstitüsü (RKI) ve Hastane Ücret Sistemi Enstitüsü (InEK) verileriyle genç bireylerin COVID-19 nedeniyle hastaneye yatış oranlarının, aşı yan etkilerinden dolayı yatanlarla neredeyse eşit olduğu ortaya kondu. Multipolar bu durumu “kriminal bir kurum başarısızlığı” olarak nitelendirmişti.
HALKIN GÖRÜŞLERİ VE VERİ FARKLILIKLARI
Multipolar tarafından başlatılan Forsa anketine göre, COVID-19 aşısı yaptıranların %19’u yan etkiler bildirdi. Bu kişilerin %4’ünde, yan etkiler tıbben de doğrulandı. Ancak PEI’nin verilerinde yan etkiler sadece %0,18’lik bir kesimde şüphe olarak kayıtlara geçti.
Bu durum, kamu kurumlarının yan etkilerle ilgili veri toplama yöntemleri arasındaki büyük farkı ortaya koyuyor.
MATEMATİKSEL ANALİZLER VE İDDİALAR
Osnabrück Üniversitesi’nden matematik profesörü Matthias Reitzner, COVID-19 aşıları ile artan ölüm oranları arasında bağlantı olabileceğini öne sürüyor. Federal İstatistik Ofisi’nin verilerini kullanan Reitzner, “2021 ortasından itibaren ölüm oranlarındaki artışın aşılarla ilişkili olabileceği” sonucuna varıyor.
Reitzner, PEI’nin olası yan etkiler konusunda harekete geçmemesini sert bir dille eleştirerek, “Eğer uzun zamandır ciddi bir şüphe varsa, PEI’nin görevi, bu konuyu detaylıca incelemek olmalıydı, durumu örtbas etmek değil,” diyor.
PEI’NİN TUTUMU SORGULANIYOR
Multipolar’ın eleştirileri, PEI’nin pandemi sürecindeki yaklaşımını ve veri analizindeki yetersizliğini bir kez daha gündeme taşıyor. Özellikle aşılama sürecindeki yan etkilerin tam olarak araştırılmaması, hem sağlık otoritelerine hem de hükümete olan güveni zedeliyor.
Gündem
BERN’DE YÜZÜNÜ KAPATAN KADINA PARA CEZASI: NİKAP GİYDİĞİ İÇİN CEZALANDIRILDI

⏱️ Okuma süresi: 2 dakika
İsviçre’de yürürlüğe giren yüzü kapatma yasağı kapsamında, Bern’de alışveriş yapan 40 yaşındaki Kosova kökenli bir kadın, yüzünü örttüğü gerekçesiyle para cezasına çarptırıldı. Kadının alışveriş sırasında nikap (niqab) taktığı belirtildi.
İsviçre genelinde 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yüz kapatma yasağı (Verhüllungsverbot), kamuya açık alanlarda yüzü tamamen örten giysilerin kullanılmasını yasaklıyor. Bu kapsamda Bern’de yaşanan olayda, bir süpermarkette alışveriş yapan kadının yüzünü kapatan nikap taktığı gerekçesiyle para cezası aldığı bildirildi.
🛑 NİKAP NEDİR?
Nikap (niqab), sadece gözleri açıkta bırakan ve genellikle dini nedenlerle takılan bir yüz örtüsüdür. İsviçre yasalarına göre kamuya açık alanlarda bu tür kıyafetlerin giyilmesi yasaktır.
🧾 CEZA NEYE DAYANIYOR?
Kadın, Bern polisi tarafından durdurularak kimliği tespit edildi. Yüz kapatma yasağına aykırı davrandığı gerekçesiyle cezai işlem uygulandı. Yasa uyarınca, bu tür ihlallerde 1000 İsviçre Frangı’na kadar para cezası kesilebiliyor. Olayın ardından kadının bu cezaya itiraz edip etmeyeceği henüz bilinmiyor.
🗳️ HALK OYLAMASIYLA KABUL EDİLDİ
Yasa, 2021 yılında yapılan halk oylamasında %51,2 oy oranıyla kabul edilmişti. Oylamanın ardından 2025 yılı başında yürürlüğe giren düzenleme, burka ve nikap gibi yüzü tamamen örten kıyafetleri yasaklıyor.
👮 UYGULAMALARDA FARKLILIK VAR
Yasa federal düzeyde geçerli olsa da uygulaması kantonlara bağlı olarak değişiyor. Örneğin Tessin kantonunda bugüne kadar 28’den fazla ceza kesilmişken, St. Gallen’de henüz hiçbir ceza uygulanmadı. Bern polisi ise uygulamada “orantılılık ilkesini” esas aldığını belirtiyor.
👥 TEPKİLER VE TARTIŞMALAR
Destekleyenler bu yasağın güvenlik ve kamu düzeni açısından önemli olduğunu savunurken, eleştirenler özellikle Müslüman kadınların hedef alındığını ve kişisel özgürlüklerin kısıtlandığını dile getiriyor. İnsan hakları kuruluşları, bu tür yasaların toplumsal dışlanmayı artırabileceği uyarısında bulunuyor.
👉 Sizce yüz kapatma yasağı kişisel özgürlüğe mi yoksa toplumsal düzene mi hizmet ediyor? Görüşlerinizi bizimle paylaşın!
#İsviçreGündemi #NikapYasağı #Bern #KosovaAsıllıKadın #İsviçreYasaları #İnsanHakları #Verhüllungsverbot #İsviçreninSesi #GüncelHaberler #KadınHakları #YüzÖrtüsüYasağı

Avrupa
SCHENGEN HAVAALANLARINDA YENİ DÖNEM: İSVİÇRE’DE DİJİTAL SINIR KONTROL SİSTEMİ BAŞLIYOR

CENEVRE – 12 Ekim’den itibaren İsviçre’nin uluslararası havaalanlarında, Schengen bölgesine giriş yapan üçüncü ülke vatandaşları için yeni dijital sınır kontrol sistemi devreye giriyor. Avrupa Birliği tarafından geliştirilen ve Entry‑Exit System (EES) adı verilen bu sistem, yolcu bilgilerini dijital ortamda kaydederek güvenliği artırmayı ve yasa dışı kalışların önüne geçmeyi hedefliyor.
Yeni sistem sayesinde pasaportlara damga basma uygulaması sona erecek. Onun yerine yolcuların biyometrik verileri (parmak izi ve yüz tanıma) ile birlikte giriş ve çıkış tarihleri, pasaport bilgileri ve sınır geçiş noktaları elektronik olarak kaydedilecek.
📌 Sistem kimleri kapsıyor?
Uygulama, kısa süreli (maksimum 90 günlük) seyahatlerle Schengen bölgesine giriş yapmak isteyen üçüncü ülke vatandaşlarını kapsıyor. İsviçre vatandaşları ve Schengen içi seyahat edenler bu sistemin dışında tutuluyor.
📌 Hangi havaalanlarında uygulanacak?
İsviçre, EES sistemini yalnızca Zürih, Cenevre ve Basel gibi uluslararası havalimanlarında devreye alacak. Kara sınırlarında ise şimdilik herhangi bir dijital geçiş uygulaması planlanmıyor.
📌 Geçiş süreci nasıl işleyecek?
12 Ekim’den itibaren altı aylık bir geçiş dönemi öngörülüyor. Bu süre zarfında sınır polisleri sistemin altyapısını test edecek ve yolcuları yeni uygulamaya alıştıracak. Tam otomatik geçişin 2026 başına kadar tamamlanması hedefleniyor.
Yeni sistem, Avrupa genelinde kimlik sahteciliğini önlemek ve göç kontrolünü dijitalleştirmek amacıyla oluşturuldu. Aynı zamanda güvenli veri işleme prosedürleriyle kişisel mahremiyetin korunacağı da yetkililer tarafından vurgulanıyor.
✈️ İsviçre üzerinden Schengen bölgesine seyahat edecek yolcuların, EES sistemine tabi tutulacaklarını bilmeleri ve havalimanına normalden daha erken gitmeleri öneriliyor.
📅 Yayın: 30 Temmuz 2025

Gündem
ZÜRİCH’TE MAĞAZALARDAN KIYAFET UYARISI: TİŞÖRT GİYMEDEN GİRİŞ YASAK

Zürich Letten bölgesindeki Migrolino ve çevredeki işletmeler, yaz sıcağında yarı çıplak dolaşan müşterilere karşı artık tavır alıyor. “Tişört yoksa hizmet de yok” dönemi başladı.
Blick Gazetesi’nin haberine göre; Zürich’in Letten semti, yaz aylarında Limmat Nehri’nde serinlemek isteyen yüzlerce kişinin akınına uğruyor. Ancak bu keyifli atmosfer, çevredeki esnaflar için rahatsız edici bir soruna dönüşmüş durumda: mayo veya bikiniyle mağazalara giren müşteriler. Özellikle Migros Grubu’na ait Migrolino mağazası, bu duruma artık sessiz kalmıyor.
🏪 Migrolino net konuştu:
Giriş kapısına asılan duyuruda şu ifadelere yer verildi:
“Lütfen mağazayı uygun ve tam kıyafetle girerek ziyaret edin.”
Migros yetkilileri, hijyen ve kamusal saygı kuralları çerçevesinde en az bir tişört giyilmesini zorunlu hale getirdi. Bu kuralın gerekçesi ise hem çalışanların hem de diğer müşterilerin rahatsız olmaması.
😄 Espiriyle kural koyan işletmeler de var
Letten’deki popüler mekanlardan “Chuchi am Wasser” ise bu hassasiyeti daha esprili bir dille ifade ediyor. Duvarda asılı tişörtte şu cümle yazıyor:
“Ohne T-Shirt kein Service!”
(Tişört yoksa hizmet de yok!)
Bu mizahi ama net yaklaşım, sosyal medyada da destek görüyor.
🧍♀️ Toplumsal saygı ve hijyen ön planda
Zürich’in bu popüler bölgesinde yaz havası ne kadar sıcak olursa olsun, mağazalar artık belli bir giyim standardı bekliyor. Amaç; herkesin kendini rahat hissedebileceği, hijyenik ve saygılı bir alışveriş ortamı oluşturmak.

-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem9 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Gündem7 ay önce
TELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Dünya9 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem9 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ