Sosyal Medya

Gündem

THURGAU’DA ŞOK EDİCİ OLAY: POLİS ŞİKAYET OLMADIĞI İÇİN BANKTA MASTÜRBASYON YAPAN ADAMA İŞLEM YAPMADI – BİR ANNE ÖFKELİ

yazar

Yayınlayan

on

Arbon, Thurgau – Geçtiğimiz pazar günü Thurgau kantonunun Arbon şehrinde meydana gelen olay, hem yerel halkı hem de sosyal medyayı sarstı. İki 12 yaşındaki kız çocuğu, müzik okulunun yakınındaki bir bankta bir erkeğin açıkça mastürbasyon yaptığını fark etti. Olayı gören annesi, durumu sosyal medyada paylaşarak yaşadığı dehşeti dile getirdi. “Bunu gün ortasında görmek kesinlikle kabul edilemez,” diyen anne, kızlarının panik içinde video çekmeye çalıştığını ancak korkudan ne yapacaklarını bilemediklerini belirtti.

Olayın ardından, kız çocuğunun kaydettiği kısa video sosyal medya platformlarında hızla yayıldı. Ancak, aile durumu polise bildirmedi. Thurgau Kantonal Polisi sözcüsü Miguel Lopez, “Şu ana kadar Kanton Polisi Thurgau’ya bu olayla ilgili herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Dolayısıyla, olayla ilgili herhangi bir soruşturma yürütülememektedir,” şeklinde açıklama yaptı. Polis, sadece resmi bir ihbar alındığında harekete geçebileceklerini vurguladı.

Bu tür davranışların nadir olmadığına dikkat çeken uzmanlar, her hafta ortalama bir kez sergileme veya cinsel rahatsızlık suçlarıyla ilgili şikayetlerin geldiğini belirtiyor. Sexolog Melina Dobroka, bu tür sergileme davranışlarının çoğunlukla erkeklerde görüldüğünü ve genellikle dikkat çekme arzusuyla hareket ettiklerini ifade etti: “Bu kişiler, bedenlerini ve cinsel organlarını sergileyerek bir tür cinsel heyecan yaşamaktadır. Bazen sadece gösterimle kalmayıp, daha ileri davranışlarda da bulunabiliyorlar,” dedi.

Dobroka, bu tür eylemlerin izleyenler üzerinde rahatsız edici etkiler yaratabileceğini, özellikle çocukların bu durumları anlamakta zorlandığını ve bu tür olayların kalıcı travmalar oluşturabileceğini vurguladı: “Bir sergileme eylemi, izleyicide derin bir rahatsızlık yaratabilir. Özellikle çocuklar bu durumu anlamakta güçlük çekebilir ve bunun sonucunda psikolojik olarak etkilenebilirler.”

Bu tür davranışların tedavi gerektirdiğini belirten uzmanlar, tedavi sürecinin, bireylerin sağlıklı sosyal davranışları öğrenmelerini amaçladığını dile getiriyor: “Bu kişiler, hangi sosyal ortamlarda uygun davranış sergilemeleri gerektiğini öğrenmelidir. Ayrıca, sergileme davranışının hukuki sonuçları olabileceğini de anlamalıdırlar,” diye ekledi.

Thurgau’daki bu olay, toplumda cinsel rahatsızlık ve sergileme gibi davranışların ciddiyetini bir kez daha gündeme getirdi. Bu tür olayların önlenmesi için halkın bilinçlenmesi ve güvenlik güçleriyle iş birliği içinde hareket etmesi büyük önem taşıyor. Uzmanlar, toplumsal eğitim programlarının ve farkındalık kampanyalarının, bu tür rahatsız edici davranışların önüne geçilmesine yardımcı olabileceğini savunuyor.

Cinsel rahatsızlık konularında toplumsal tabuların yıkılması, insanları bu gibi olayları bildirme konusunda daha cesur hale getirebilir. Anne, bu olayın ardından, özellikle çocukların böyle durumlarda nasıl davranmaları gerektiği üzerine bir tartışma başlatmanın önemini vurguladı. “Çocuklarımıza bu tür durumlarla nasıl başa çıkacaklarını öğretmeliyiz. Cinsel tacize uğramış olsalar bile korkmamaları gerektiğini bilmeliler,” dedi.

ŞİKAYET EDİLMEMESİ

Polis, bu tür olaylara karşı toplumun dikkatli olmasını ve her türlü rahatsız edici durumu bildirmelerini teşvik ediyor. Çocuklar ve ebeveynler arasında açık bir iletişim sağlanması, böyle olayların tekrarlanmaması adına kritik bir adım olarak öne çıkıyor.

#Arbon #Thurgau #CinselRahatsızlık #Güvenlik #ToplumsalFarkındalık #Exhibitionizm #ÇocukGüvenliği #ToplumEğitimi #SosyalMedya #HukukiSonuçlar #İsvicre #İsviçre #schweiz #suisse #svizzera #isviçrehaberleri #schweiztürkei #isviçretürkiye #switzerland #Швейцарія #Szwajcaria #Švica #Zvicra #Švicarska #Швајцарска #Швейцария #isviçredeyasam #isviçredehayat #isviçredetürklerİsviçreninsesi

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

BUZDOLABI, YAŞAM STANDARTLARININ GÖSTERGESİ OLARAK KABUL EDİLİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Radboud Üniversitesi’nden Rutger Schilpzand ve Jeroen Smits’in yaptığı bir araştırma, insanların iç mekanlarının bir ülkenin gelişim düzeyini ortaya koyduğunu gösteriyor. Araştırma, sadece gelir, sağlık veya eğitim gibi parametrelere odaklanmanın, tam bir tablo sunmadığını vurguluyor. “Bu nedenle, hanelerin maddi zenginliğinin nasıl geliştiğini ilk kez izliyoruz,” diyen Schilpzand, bu artışı “domestic transition” (ev içi dönüşüm) olarak adlandırıyor. Detaylar, “Journal of International Development” dergisinde yer alıyor.

Kadınlar İçin İş Yükü Azalıyor

Analiz, bu dönüşümün şehirlerde daha erken başladığını ve kırsal alanlara göre daha hızlı ilerlediğini ortaya koyuyor. Ekonomik olarak daha iyi gelişim gösteren ve yüksek eğitim seviyesine sahip ülkelerde, ev aletlerine geçiş de daha hızlı gerçekleşiyor. Ayrıca, çalışan nüfus açısından çocuklar ile yaşlılar arasındaki daha uygun oran da avantaj sağlıyor.

1960’tan önce, zengin ülkelerde bile sadece birkaç hanelin buzdolabı, televizyon veya çamaşır makinesine sahip olduğu görülüyor. Yaklaşık 15 yıl içinde bu cihazlar çoğu insanın evine girmişti. Smits’e göre, bu cihazlar, finansal imkanı olan her yerde edinilmektedir. Kadınlar için, bu cihazlar anında iş yükünün azalmasını sağlamakta ve daha üretken zaman geçirebilecekleri alanlar yaratmaktadır.

Çin ve Meksika Dönüşümü Tamamlıyor

Araştırmacılar, bu dönüşümün gelişmekte olan ülkelerde Batı dünyasındaki benzer bir modele uyup uymadığını da incelemek istedi. Bu model, yavaş bir başlangıç ve ardından belirli bir ürünün kitlesel benimsenmesine doğru hızlı bir sprint izliyordu. Araştırma, 88 düşük ve orta gelirli ülkedeki 1.342 bölgedeki televizyon ve buzdolabı sahipliğini inceledi.

Sonuçlar, dönüşümün Batı ülkelerindeki modele çok benzer bir şekilde ilerlediğini gösterdi. Ancak, ülkeler arasında ve içinde değişim hızı ve aşaması açısından önemli farklılıklar gözlemlendi. Çin ve Meksika bu dönüşümü büyük ölçüde tamamlamışken, Sahra Altı Afrika’nın kırsal bölgelerinde bu gelişim henüz başlamamış durumda. Schilpzand, “Burada önce temel ihtiyaçlar, yani gıda, giysi ve barınma karşılanmalıdır; insanlar bu ihtiyaçları karşılamadan buzdolabı satın almayı düşünemezler,” şeklinde değerlendirmede bulundu.

#YaşamStandartları #Buzdolabı #MaddiZenginlik #EvİçiDönüşüm #KadınHakları #GelişenÜlkeler

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE, MART AYINA KADAR DOKUZ GEÇİCİ SIĞINMACI MERKEZİNİ KAPATMA KARARI ALDI

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre, federal düzeyde dokuz geçici sığınmacı merkezini kapatma kararı aldı. Bu kapatmalar, toplamda 1,735 yerleştirme kapasitesine sahip merkezlerin kapanmasıyla gerçekleşecek. İlgili makamlar, bu durumun yıllık 40 milyon İsviçre frangı tasarruf sağlamasını bekliyor.

Devlet Göç Sekreterliği (SEM) tarafından yapılan açıklamaya göre, kapanmaların nedeni, bu yılın sonbahar aylarında beklenenden daha düşük sayıda iltica talebi olması. SEM’in verilerine göre, Ağustos ayında geçen yıla göre başvuru sayısında %23’lük bir düşüş yaşandı; Eylül ayında ise bu oran %40’a kadar çıktı.

Şu an itibarıyla, Federal Sığınma Merkezleri (BAZ) genel olarak %51 kapasiteyle çalışmakta. Ayrıca, Batı Avrupa’ya giden göç yollarındaki durum, önümüzdeki aylarda ani bir artış olacağını göstermiyor.

Kapatmaların, 2025 yılının Ocak ayının sonundan itibaren başlayacağı belirtiliyor. Bu süreçte, SEM’e bağlı yaklaşık 200 çalışanın da etkilenmesi bekleniyor; bu kişilerin ne kadarının başka merkezlerde çalışmaya devam edeceği ise henüz belirsiz.

Kapatılacak merkezler arasında Zürih, Dübendorf, Eigenthal, Bremgarten, Allschwil, Steckborn, Beringen, Bure ve Plan-les-Ouates gibi şehirler bulunuyor. Mart ayından itibaren, SEM’in kullanımında toplamda 7,000 sığınma yeri kalacak. Ancak, ani bir başvuru artışı durumunda, ihtiyaç doğrultusunda bu sayının artırılabileceği ve durumu sürekli olarak izledikleri ifade edildi.

#İsviçre #Sığınma #Göç #Haber #Kapatma #Ekonomi #Devlet #Sığınmacı #Duyuru #Hükümet #Mülteci #İnsanHakları #İsviçre #İsvicre #Luzern #isviçrehaberleri #schweiz #suisse #svizzera #schweiztürkei #isviçretürkiye #switzerland #Швейцарія #Szwajcaria #Švica #Zvicra #Švicarska #Швајцарска #Швейцария #isviçredeyasam #isviçredehayat #isviçredetürkler #İsviçreninsesi

Haberin Devamını Oku

Gündem

DEMOKRASİ TEHLİKEDE Mİ? HABER OKUMA ALIŞKANLIKLARI DÜŞÜYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Son yıllarda haber okuma alışkanlıkları, demokrasiyi tehdit eden bir düşüş yaşıyor. Özellikle genç yetişkinler, günde yalnızca birkaç dakika haberle ilgileniyor. Bu durum, siyasi ilgi ve hükümete duyulan güvenin azalmasına yol açıyor. “Haber Yetersizliği” olarak adlandırılan bu sorun, demokrasinin geleceği için kaygı verici bir tablo ortaya koyuyor.

Zürih Üniversitesi Kamu ve Toplum Araştırma Merkezi (Fög) tarafından yayımlanan “Medya Kalitesi 2022” raporuna göre, düzenli olarak haber okuma oranı hızla azalıyor. Genç bireyler, güncel olayları takip etmede oldukça geri kalmış durumda. Yapılan araştırmalara göre, gençlerin akıllı telefonlarını haber okumak için günde ortalama yalnızca yedi dakika kullandığı görülüyor. Bu düşük oran, 2022 yılında İsviçre nüfusunun %38’inin “Haber Yetersizliği” yaşamasına yol açıyor.

Bu durum, gençlerin siyasi katılımlarını olumsuz etkiliyor. Geleneksel medya araçlarını (gazeteler, radyo, televizyon) düzenli olarak kullanan bireylerin siyasi katılım oranı %70 iken, haber tüketiminde yetersiz kalanların oranı yalnızca %30 seviyesinde kalıyor.

İlgi Düşüyor, Ödeme İsteği Azalıyor

Haber ilgisinin azaldığı İsviçre’de, 2022 yılında katılımcıların sadece %50’si haberlere büyük ilgi duyduğunu ifade ederken, çevrimiçi haberler için ödeme yapma isteği %18 gibi düşük bir seviyede kalmış durumda. Uzmanlar, bu olumsuz eğilimi durdurmak için eğitim kurumlarında daha fazla medya okuryazarlığı sağlanması ve medya ile bilim arasında işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, gazeteciliğin finansmanı için yeni politikaların oluşturulması da hayati önem taşıyor.

SRG ve Özel Medyalar Arasındaki İşbirliği Önemli

SRG (İsviçre Radyo ve Televizyonu) kullanıcılarının %61’i özel medya içeriklerini de takip ediyor. Ancak SRG yayınlarını izlemeyenlerin oranı %38. Fög, kamu ve özel medya arasında daha fazla işbirliği yapılmasını öneriyor. Bu işbirliği, dijital platformların çevrimiçi reklam gelirlerinin büyük kısmını almasından dolayı önemli bir strateji olarak değerlendiriliyor.

Buna rağmen, haber medyası her geçen gün daha az insana ulaşmakta. “Haber Yetersizliği” yaşayanların oranı %46’ya yükselmiş durumda. Medya kalitesi genel olarak iyi olsa da, erişim sorunları dikkat çekiyor. Mali sıkıntılar nedeniyle yerel haberlerde içeriklerin tekrar edilmesi de çeşitlilik kaybına yol açıyor.

En Kaliteli Yayınlar: SRF’nin Başarısı

Fög, SRF’nin radyo ve televizyon programlarına 10 üzerinden sırasıyla 7,7 ve 7,5 puan vererek en yüksek kalitede içerik sunduğunu belirtiyor. “Echo der Zeit” 8,1 puanla birinci sırada, “Rendez-vous” ise 7,9 puanla ikinci sırada yer alıyor. Özel televizyonlar ve çevrimiçi abonelik gazeteleri ise 6,4 puanla aynı seviyeye sahip.

Online gazetecilikte ücretli kullanıcı bulmak ise oldukça zor. Araştırmaya katılanların %57’si herhangi bir ücret ödemek istemediklerini belirtirken, %35’i ayda 10 franktan az bir ödeme yapmaya razı olduğunu ifade ediyor.

Sonuç ve Gelecek Perspektifi

Fög, en çok güvenilen haber kaynaklarının SRG yayınları olduğunu belirtirken, Le Temps ve NZZ de sırasıyla takip ediyor. Medya yıllığı, 2010 yılından beri yayımlanıyor ve Fög’ye göre, medya kalitesini tartışmaya açarak toplumsal bilgilendirme üzerindeki etkisini artırmayı hedefliyor.

#Demokrasi #Haber #İlgi #Medya #Gençler #SiyasiKatılım #İsviçre #İsvicre #Luzern #isviçrehaberleri #schweiz #suisse #svizzera #schweiztürkei #isviçretürkiye #switzerland #Швейцарія #Szwajcaria #Švica #Zvicra #Švicarska #Швајцарска #Швейцария #isviçredeyasam #isviçredehayat #isviçredetürkler #İsviçreninsesi

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler