Dünya
SCHENGEN ÜLKELERİ İLTİCA BAŞVURULARINI HIZLANDIRMAK İSTİYOR
Schengen bölgesi ülkeleri, ret edilen iltica başvurularının geri gönderim sürecini daha hızlı ve etkili hale getirmeyi istiyor. Bu taleple ilgili olarak, İsviçreli Federal Bakan Beat Jans, üye ülkelerin büyük çoğunluğunun ortak bir görüş belirlediğini ifade etti. Ayrıca, Schengen ülkelerinin iç sınır kontrollerinin yeniden değerlendirilmesi üzerine de tartışmalar yürütüldü.
Jans, Luxembourg’daki Schengen Konseyi toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Üye ülkeler, partner ve köken ülkelerin sorumluluklarını artırmaları gerektiği konusunda hemfikir” dedi. İşbirliği yapılmadığı takdirde, bu durumun sonuçları olacağını da belirtti. Ancak şu anda somut metinler üzerinde bir tartışma yapılmadığını vurguladı.
Geri Dönüş Oranı Sorunu
Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre, Avrupa Birliği’ne girişi yasaklanan kişilerin yalnızca yüzde 20’si geri gönderiliyor. Kalan kısmın ise kaybolduğu veya çeşitli nedenlerle geri gönderilemediği bildiriliyor.
Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser, toplantı öncesinde geri dönüş düzenlemesinin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, uygulamada sürecin “daha yönetilebilir” hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi.
17 ülkenin imzaladığı pozisyon belgesi, geri dönüş düzenlemesinde değişiklik yapılmasını talep ediyor. Bu belge, Avusturya ve Hollanda tarafından hazırlanmış olup, İsviçre de destek vermektedir. Belgede, yasal statüsü olmayan kişilerin sorumlu tutulması gerektiği ifade ediliyor ve işbirliği yapılmaması durumunda yaptırımların uygulanması gerektiği belirtiliyor.
Almanya Sınır Kontrollerini Süreklileştiriyor
Toplantıda ayrıca, Schengen bölgesindeki sınır kontrollerinin durumu ele alındı. Faeser, Avrupa düzeyinde daha etkili dış sınır koruması sağlanana kadar Almanya sınırlarında kontrollerin devam edeceğini duyurdu. Eylül ortasında, Almanya hükümeti tüm sınırlarında kontrol uygulamasına geçiş yaptı.
Hedefin düzensiz göçü azaltmak, insan kaçakçılığını önlemek ve aşırıcıları erkenden tespit etmek olduğu belirtildi. Faeser, bu kontrollerin komşu ülkelerle koordineli olarak yürütüldüğünü ifade etti.
Jans, Almanya’nın aldığı önlemlerle ilgili olarak, “İsviçre her zaman benzer kontroller yapmıştır; çünkü biz gümrük birliğinin bir parçası değiliz” dedi. “Yaptığımız kontroller, Almanya’nın yaptığı kontrollerle oldukça benzer” diye ekledi.
İsviçre, ayda bir yeni bir strateji geliştirerek rastgele mal kontrolü uyguladığını vurguladı.
Almanya’nın Kontrollerine Eleştiriler
Belçika İçişleri Bakanı Annelies Verlinden, sınır kontrollerinin kaldırılmasının ekonomik büyümeyi teşvik edeceğini söyledi. Avrupa İçişleri Komiseri Ylva Johansson ise, kontrollerin özellikle iş seyahatlerini etkilememesi gerektiğini vurguladı.
Schengen bölgesi, 400 milyondan fazla insanın üye ülkeler arasında sınır kontrolleri olmadan seyahat etmesine olanak tanıyor. Schengen Anlaşması, Avrupa Birliği’ne üye 25 ülke dahil toplam 29 Avrupa ülkesini kapsamaktadır. Bunlar arasında İrlanda ve Kıbrıs dışında tüm AB ülkeleri ile İsviçre, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn da bulunmaktadır.
🔗 Gelişmeleri yakından takip edin!
isvicreninsesi +41 Haber Platformları tüm sosyal medya platformlarında
#Almanya #SınırKontrolleri #Schengen #İltica #GeriDönüş #GöçPolitikası #AsylumSeekers #İnsanKaçakçılığı #AvrupaBirliği #GeriGönderim #MülteciHukuku #SınırGüvenliği #İçişleriBakanlığı #Koordinasyon #HukukiReform #TemelHaklar #GöçmenHakları #SchengenToplantısı #DüzensizGöç #AvrupaSınırları
Dünya
ALMANYA’DA ESAD’A BAĞLI PEK ÇOK KİŞİNİN OLDUĞU İDDİA EDİLİYOR
Bir uzmana göre, Esad’a bağlı pek çok kişi yıllardır Almanya’da yaşıyor. Bu kişilerin, Almanya sokaklarında şiddetin tırmanmasına yol açabileceği konusunda uyarılar yapılıyor. Diğer bir endişe ise, Esad karşıtlarının rejimin düşmesinin ardından sadece bir kısmının Suriye’ye geri dönecek olması; Türkiye gibi birçok ülkede yerleşmiş ve çocuklarıyla düzen kurmuş kişilerin ise Suriye’ye dönmeyecek olmaları. Ayrıca, Esad’a bağlı kişilerin de çoğunun Avrupa ülkelerine kaçmış olabileceği endişesi dile getiriliyor.
Önemli Gelişmeler
- Almanya, Esad’a bağlı kişilerin Avrupa’ya kaçma girişimlerinde bulunabileceğini bildiriyor.
- Uzmanlara göre, bu kişilerden birçoğu zaten Avrupa’da yaşıyor, aralarında savaş suçluları da bulunuyor.
- Suriye rejimi yıkıldı ve Esad’ın Moskova’ya kaçtığı belirtiliyor. Ancak Esad’a bağlı olanlar ve destekçileriyle ne olacağı belirsiz. Bu kişiler Libya üzerinden Avrupa’ya ulaşabilecekleri konusunda uyarılar yapılırken, bazı uzmanlar, birçoğunun zaten Almanya’da olduğunu belirtiyor.
Esad’a Bağlı Kişilerin Almanya’da Yaşıyor Olduğu İddiası
2013’ten bu yana Almanya’da yaşayan Lawand Kiki, «Syria Reporting Centre»yi yönetiyor ve Almanya’daki bazı kişilerin Esad rejimi için belirli görevlerde bulunduğunu belirtiyor. Kiki, «Özellikle 2023 yılından sonra birçoğu Almanya’ya gelmeye başladı» diyor.
Suriye rejiminin düşmesiyle birlikte, Esad’a bağlı olanların Avrupa’ya kaçma ihtimalleri de gündeme geldi. Ancak Kiki, bu kişilerin çoğunun zaten Almanya’da yaşadığını belirtiyor, aralarında savaş suçlarına karışmış olanların da bulunduğunu vurguluyor.
Qalamun Koruma Birliği ve Savaş Suçları
Qalamun Koruma Birliği üyelerinin de Avrupa’ya göç ettiği belirtiliyor. Bu grup, özellikle uyuşturucu ticaretiyle rejime hizmet etmişti ve Hezbollah ile Rusya tarafından destekleniyordu. Kiki, «Bu grup yalnızca uyuşturucu ve insan ticaretiyle uğraşmakla kalmadı, aynı zamanda bir savaş birliği kurarak rejim için savaştı ve savaş suçları işledi» diye açıklıyor.
Rejime Bağlı Diğer Şahıslar da Avrupa’da
Ancak yalnızca bu grup değil, rejime bağlı diğer kişilerin de Avrupa’da bulunduğu ve işkence ile cinayet işledikleri belirtiliyor. 2021 yılı Ekim ayında, Suriye yönetimi 20.000 kadar personel ve savaşçının ülkeyi terk etmesine izin vermişti. Birçoğu Libyalı müttefikleriyle savaşmak için Libya’ya gitti, ancak çoğu Avrupa’ya yerleşti.
Bir eski istihbarat görevlisinin örneği de veriliyor; bu kişi, «katliamların yapıldığı» bölgelere baskınlara katılmıştı. Şu anda ise Almanya’da yaşıyor.
Suriye Büyükelçiliği’nin Rolü
Kiki, Suriye Büyükelçiliği’nin, Almanya’daki diğer Suriyeli mültecileri casusluk amacıyla gözetlediğini iddia ediyor. Bu casusluk faaliyetleri, muhalifleri tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiş. Büyükelçilikte çalışan bir personel, bu bilgileri doğrudan Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na aktarıyordu.
Bunun yanı sıra, başka bir büyükelçilik çalışanının Almanya’da bir para transfer şirketi ve Libya’da bir otobüs firması işlettiği ve bu faaliyetleri ile savaşçıları taşıdığı belirtiliyor. Kiki, «Büyükelçilik aslında bir suçlular ağından başka bir şey değil» diyor.
Almanya Sokaklarında Şiddet Tehlikesi
Kiki, rejimle bağlantılı kişilerin Avrupa’ya geldiğinde, eski hesapların açılabileceği ve Almanya sokaklarında şiddetin artabileceğini uyarısında bulunuyor. Örneğin, bir mülteci, kardeşini öldüren bir Esad yanlısını tanıyorsa, bu tür olaylar sokak şiddetini tetikleyebilir.
Esad’ın Eski Yanlılarının Geleceği Belirsiz
Kiki, Esad rejiminin yıkılmasından sonra Avrupa’ya gelen Esad yanlılarıyla ilgili kesin bir veriye sahip olmadıklarını belirtiyor. Binlerce kişinin, özellikle üst düzey güvenlik personelinin kaybolduğuna dikkat çekiyor ve «Nerede oldukları bilinmiyor, ancak birçoğunun Almanya’ya gelmeye çalışacağı kesin» diyor.
Bu gelişmeler, Almanya’daki güvenlik güçlerini ve mülteci politikalarını zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakabilir.
Dünya
ALMANYA PANİKTE: SURİYELİLERİN GİTMESİNE SICAK BAKMIYOR
Almanya’nın sağlık sistemi, Suriyeli doktorların katkılarıyla ayakta duruyor. Almanya’da yaklaşık 5.800 Suriyeli doktor, sağlık sisteminin önemli bir parçasını oluşturuyor. Ancak, Suriye’deki rejim değişikliği sonrası bazı doktorların ülkelerine dönme isteği Alman sağlık sistemini endişelendiriyor.
SAĞLIK SİSTEMİNİN TEMEL TAŞLARI
Alman Hastaneler Birliği (DKG) Başkanı Gerald Gaß’a göre, özellikle kırsal bölgelerde Suriyeli doktorlar hayati bir rol üstleniyor. Sadece 2023 yılı itibarıyla, Almanya’da çalışan 428.000 doktor arasında Suriyeli doktorların oranı %1,3 olsa da, kırsal hastanelerde bu oran çok daha yüksek. Gaß, “Suriyeli doktorlar olmadan sağlık hizmetlerinde ciddi açıklar oluşabilir” diyor.
Bavyera’da 540 Suriyeli doktorun hastanelerde çalıştığı ve 7’sinin serbest hekim olarak hizmet verdiği belirtiliyor. Ancak, Almanya’da çalışan Suriyeli kökenli doktor sayısının, vatandaşlık alanlar ve denklik sürecindeki kişilerle birlikte 15.000-20.000 arasında olduğu tahmin ediliyor.
SURİYE’YE GERİ DÖNÜŞ UMUDU
Suriye’deki değişim, Suriyeli doktorlar arasında karmaşık duygulara yol açıyor. Husam Tarabin, Almanya’daki “Suriye Doktorlar ve Eczacılar Derneği” (SyGAAD) yöneticisi olarak, birçok meslektaşının Suriye’ye dönme isteğinde olduğunu söylüyor. SyGAAD’ın yaptığı bir ankette, Suriyeli doktorların %75’inin geri dönüşü değerlendirdiği ortaya çıktı.
Tarabin, “Yeni bir Suriye’nin inşası ulusal bir görevdir” dese de, Almanya’daki yaşamın güvenli ve düzenli yapısının, doktorların kararını zorlaştırdığını belirtiyor. Özellikle çocukları Almanya’da doğmuş veya büyümüş aileler için geri dönüş kararının daha karmaşık olduğunu ifade ediyor.
ALMANYA VE SURİYE ARASINDA KÖPRÜLER
SyGAAD, Suriyeli doktorların hem Almanya’da hem de Suriye’de çalışabileceği bir model üzerinde duruyor. Tarabin, “Bir yılın yarısını Suriye’de, diğer yarısını Almanya’da geçirmek mümkün olabilir” diyor. Ancak, bu tür bir modelin uygulanabilirliği ve etkisi belirsizliğini koruyor.
ALMAN HÜKÜMETİ VE DERNEKLERİN YAKLAŞIMI
Alman sağlık sektörü, özellikle kırsal bölgelerde, uluslararası doktorlara bağımlı hale gelmiş durumda. Gaß, Almanya’da sağlık sistemindeki açıkların kapatılması için uluslararası sağlık çalışanlarının önemini vurgularken, Suriye’nin de nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.
Bavyera Sağlık Bakanlığı ise sürece temkinli yaklaşıyor. Bakanlık, geri dönüş ihtimallerinin doktorların bireysel tercihleriyle belirleneceğine dikkat çekiyor.
DUYGUSAL BİR İKİLEM
Suriyeli doktorların, bir yanda Almanya’daki güvenli hayatları, diğer yanda ülkelerinin yeniden inşasına katkı sağlama arzusu arasında kaldıkları görülüyor. Tarabin’in de dediği gibi, “Bu, duygusal ve bireysel bir karar. Her birimizin hikayesi farklı.”
Almanya ve Suriye arasında bir köprü kurma çabaları sürerken, bu kararın hem Alman sağlık sistemi hem de Suriye’nin geleceği için etkileri büyük olacak.
#Almanya #SağlıkSistemi #SuriyeliDoktorlar
Dünya
AVRUPA PAZARINI SAHTE BALLAR İŞGAL EDİYOR!
Yeni testler alarm veriyor: Süpermarketlerdeki balların %80’i şeker şurubuyla karıştırılmış olabilir. İsviçre de risk altında!
Almanya ve Avusturya’da yapılan testler, Avrupa pazarını sarsan şok edici bir gerçeği ortaya koydu. Süpermarketlerde satılan balların büyük bir kısmının sahte olduğu ve şeker şurubuyla karıştırıldığı belirlendi. İsviçre de bu sorundan muaf değil.
SAHTE BAL NASIL FARK EDİLİYOR?
Geleneksel bal testlerini atlatan Asya menşeli sahte ballar, Avrupa’da geniş çapta satılıyor. Greenpeace Tarım Uzmanı Sebastian Theissing-Matei, bu sahte ürünlerin standart Avrupa Birliği testlerini geçtiğini belirtti. Ancak, Estonya’da yapılan ileri düzey DNA analizleri, bu sahte ürünleri tespit edebildi.
TÜKETİCİLERİ NELER BEKLİYOR?
- Halk Sağlığı Riski: Bal diye tüketilen ürünlerin içeriği, sağlık açısından zararlı olabilir.
- Yasal İhlal: Ürünlerin etiketlerinde sahte içerikler belirtilmiyor. Bu, ciddi bir tüketici aldatmacası.
- Yerel Üreticilere Zarar: Ucuz sahte ballar, yerel üreticileri rekabet edemez hale getiriyor.
İSVİÇRE’DE DURUM NE?
İsviçreli perakendeciler, ürünlerinin düzenli kontrol edildiğini ve kalite standartlarına uygun olduğunu vurguluyor. Ancak, Lidl, Migros ve Aldi gibi zincir marketlerde satılan düşük fiyatlı ithal balların, gelişmiş sahtecilik yöntemleri nedeniyle testlerde tespit edilememiş olma ihtimali var. Migros, özellikle riskli bölgelerden bal ithalatından kaçındığını belirtiyor.
NE YAPILMALI?
İsviçreli arıcılar, daha modern analiz yöntemlerinin ve sıkı denetimlerin uygulanmasını talep ediyor. Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Dairesi (BLV), gıda sahtekarlığının özellikle yüksek fiyatlı ürünlerde yaygın olduğunu kabul ederken, perakendecilerin daha dikkatli olmalarını istiyor.
Tüketicilere Öneri: Bal alırken etiketleri dikkatle inceleyin ve mümkünse yerel üreticileri tercih edin.
-
E-Dergi10 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi9 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam8 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre10 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Dünya1 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem1 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Gündem3 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem1 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ