Sosyal Medya

Gündem

LUZERN’DE BÜYÜK TEHLİKE: 13.000 TONLUK KAYA KÜTLESİ ÇÖKME RİSKİ TAŞIYOR

yazar

Yayınlayan

on

Haber: Cemil Baysal

Luzern’in Gütsch bölgesinde, 13.000 tonluk devasa bir kaya kütlesi hareket halinde. Yetkililer, her an uyarısız bir çökme yaşanabileceği uyarısında bulunurken, bölgedeki binalar ve demiryolu hattı tehdit altında.

Luzern’in Schlössli Schönegg bölgesinde, 13.000 ton ağırlığındaki kaya kütlesi ciddi bir çökme riski taşıyor. Şehrin inşaat dairesi yetkilileri, kaya kütlesinin her an, önceden bir uyarı olmaksızın düşebileceğini ve bunun hem bölgedeki konutları hem de önemli bir demiryolu hattını tehlikeye atacağını belirtti. Bölge sakinleri ve demiryolu kullanıcıları için acil önlemler alınmış durumda.

Kritik Durum: 25 Kişi Tehlike Altında

Tehlikenin merkezinde, dört konut binası ve Luzern tren istasyonuna ulaşan önemli bir demiryolu hattı yer alıyor. Bu bölgedeki 20-25 civarında kişi, kaya düşme tehlikesine karşı tahliye edilebilecekleri uyarısıyla yaşamaya devam ediyor. Luzern Belediyesi İnşaat Dairesi Başkanı Daniel Meier, tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekerek, “Kaya parçası her an ani bir şekilde düşebilir” açıklamasında bulundu.

Kaya kütlesi ilk olarak Ağustos ayında yapılan incelemelerde tespit edilmişti. Ancak Perşembe günü gerçekleştirilen uzman değerlendirmeleri, riskin daha da büyüdüğünü ve çökme olasılığının arttığını gösterdi.

Tehlike Altındaki Bölge ve Önlemler

Çökme tehlikesi taşıyan kaya, Schlössli Schönegg’in altındaki Gibraltarstrasse üzerinde yer alıyor. Bölgedeki Gütsch’e çıkan yürüyüş yolu ve bazı park alanları da tehlike altında. Gütsch bölgesine çıkan yürüyüş yolu, çökme riski nedeniyle kapatılmış durumda. Buna ek olarak, dört konut binası ve Schlössli Schönegg’teki bazı yapılar da kaya düşme riskiyle karşı karşıya. Neyse ki Hotel Gütsch bu tehlike bölgesinin dışında kalıyor.

Uzmanlar, kaya kütlesinin ne zaman çökeceğinin kesin olarak bilinmediğini vurgularken, tehlikenin günler, haftalar veya saatler içerisinde gerçekleşebileceği belirtiliyor. Özellikle, Gütsch yolunda yürüyen insanlar büyük risk altında. Bu yüzden bölgedeki yollar kapatılmış durumda. Konut binalarının da özellikle kaya kütlesine bakan odaları uzun süreli kullanım için yasaklandı. Jeolog Beat Keller, bu odalarda “ne uyumak ne de televizyon izlemek” güvenli diyerek, tehlikenin büyüklüğüne işaret etti.

Acil Durum ve Güvenlik Tedbirleri

Şehir yetkilileri, olası bir çökme durumuna karşı acil önlemler aldı. Bölgede yaşayan sakinler, bilgilendirme toplantılarıyla durum hakkında uyarıldı ve tehlike anında harekete geçmeleri için gerekli talimatlar verildi. Ayrıca, tehlikeli alanın yakından izlenmesi için bir alarm sistemi kuruldu. Bu sistem, kaya hareketliliği tespit edildiği anda 130 desibel şiddetinde bir alarm verecek ve bölge sakinlerinin hızla tahliye edilmesini sağlayacak.

Cuma günü, risk altındaki konutların korunması amacıyla çelik bariyerler yerleştirildi. Bu bariyerlerin, olası kaya parçalarının binalara zarar vermesini engellemesi bekleniyor.

Uzun Vadeli Çözüm Planları

Tehlikeyi kalıcı olarak ortadan kaldıracak önlemler, Eylül ayının sonunda başlayacak ve yıl sonuna kadar sürecek. Bu süreçte, kaya kütlesinin çökmesini engellemek için beton bloklar, püskürtme beton duvarlar ve zemin ağı gibi yöntemlerle güvenlik önlemleri alınacak. Jeolog Keller, bu önlemlerin en az 100 yıl boyunca bölgeyi korumasını planladıklarını ve toplam maliyetin yaklaşık 1.6 milyon İsviçre Frangı olduğunu belirtti.

Demiryolu Hatları Güvenliği

Tehlikeli bölgeden geçen demiryolu hattı, Luzern tren istasyonuna ulaşan ana güzergah olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Kaya kütlesi hareket ederse, bu hat otomatik olarak kapatılacak ve tren seferleri geçici olarak durdurulacak. İsviçre Federal Demiryolları (SBB) Doğal Tehlikeler Müdürü Marc Hauser, olası bir çökme durumunda hattın derhal kapatılacağını ve yolcuların güvenliğinin tamamen sağlanacağını vurguladı.

Luzern’deki bu kritik durum, yetkililerin dikkatle izlediği bir gelişme olmaya devam ediyor. Kaya düşme riski, şehri ve ulaşım hatlarını önemli ölçüde etkileme potansiyeline sahipken, alınan acil ve uzun vadeli önlemler, halkın güvenliğini sağlama amacı taşıyor.

#Luzern #BüyükTehlike #KayaÇökmeRiski #GüvenlikÖnlemleri #AcilDurum #Felsengefahr #Lucerne #schweiz #suisse #svizzera #schwiiz #isviçre #isviçrehaberleri #Gütsch





Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

ALMANYA’DA SIGINMACI SAYISI REKOR DÜZEYE ULAŞTI

yazar

Yayınlayan

on

By

Almanya, 2024 yılı itibarıyla sığınmacı sayısında yeni bir rekor kırdı. Ülkede yaşayan sığınmacı göçmen sayısı, son veriler doğrultusunda yaklaşık 3,5 milyona ulaşarak tarihi bir zirveye çıktı. Alman Dışişleri Merkezi Kaydı’na (Ausländerzentralregister) göre, 2024 yılının ilk yarısının sonunda Almanya’da yaklaşık 3,48 milyon mülteci yaşıyor.

Bu rakam, insani sebeplerle Almanya’da korunma talebinde bulunan tüm bireyleri kapsıyor. Yani, hem tanınmış mülteci statüsüne sahip kişiler hem de yalnızca geçici koruma veya “duldung” (gönderilmeme durumu) statüsündekiler bu sayı içinde yer alıyor.

Ukrayna’dan gelen mülteci sayısı yaklaşık 1,18 milyon iken, önemli bir kısmı da Suriye ve Afganistan’dan geliyor. 2023 sonuna göre mülteci sayısının yaklaşık 60,000 kişi artarak 1950’lerden bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı belirtildi.

Alman hükümetinin sağladığı verilere göre, 2024 ortasında 226,882 kişinin ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Bu sayının 15,760 azaldığı kaydedildi. Terk etmesi gerekenlerin dörtte üçü (yüzde 80,5) ise ülkelerindeki durum nedeniyle sınır dışı edilemiyor.

Bu durum, Almanya’daki göçmen ve mülteci politikasının yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor.

#Almanya #Sığınmacılar #Mülteciler #Göç #İnsanHakları #MülteciPolitikası #Ukrayna #Suriye #Afganistan #AlmanyaRekoru #GöçmenSayısı #Asylum #HumanRights #Deutschland #Flüchtlinge #Asyl #Migration #Menschenrechte #Flüchtlingspolitik #Ukraine #Syrien #Afghanistan #Asylrekord #Zuwanderung #Asylum #HumanRights



Haberin Devamını Oku

Dünya

LOTTO-MİLYONERİ CHİCO FERRARİSİNİ SATIYOR: BORÇLARINI KAPATMAK ZORUNDA KALDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Haber Cemil Baysal

Kürsat Yildirim, nam-ı diğer Chico, 2022 kışında Almanya’da düzenlenen loto çekilişinde 10 milyon Euro (9,9 milyon Euro) kazanarak hayatını köklü bir şekilde değiştirdi. Ancak bu büyük serveti yönetme sürecinde zorlanmaya başladı ve borçlarını kapatmak için lüks aracı Ferrari’sini satma kararı aldı.

Loto kazandığı günlerde gösterişli bir yaşam sürmeye başlayan Chico, kazancının bir kısmını 730,000 Euro değerindeki Ferrari 488 Pista’ya yatırdı. Sosyal medya hesaplarında paylaştığı lüks hayat, onu dikkat çekici bir figür haline getirmişti. Fakat şimdi, “Araba sonunda sadece ölü bir sermaye,” diyerek aracını satmak zorunda kaldı.

Chico, elde ettiği kazancı gayrimenkul yatırımlarına yönlendirmiş ve apartman daireleri satın almak için kredi almış. Ancak bu borçları ödemekte zorlandığını belirten Chico, “Bu mantıklı olabilir ama benim için borç taşımak kabul edilemez,” ifadelerini kullandı.

Aylık giderleri yaklaşık 18,000 Frank olan Chico’nun gelirleri ise 30,100 Frank düzeyinde. Gelirinin büyük bir kısmı kira gelirlerinden ve sosyal medya faaliyetlerinden elde ediliyor.

Ferrari’sini satmanın kendisi için duygusal bir karar olduğunu vurgulayan Chico, bu aracın kendisi için özel anılar taşıdığını ancak mali durumunu düzelterek daha sağlam bir temel oluşturmayı hedeflediğini belirtti.

Chico’nun hikayesi, loto kazanmanın ardından gelen lüks hayatın getirdiği sorumlulukları ve zorlukları gözler önüne seriyor.

#Lotto #Chico #Ferrari #Borçlar #Yatırımlar #Gayrimenkul #LüksYaşam #Almanya #Finans #Kredi #YaşamTarzı #kürsatyildirim #millionen #almanya #deutschland #gurbetciler #avrupa

Haberin Devamını Oku

Dünya

İSVİÇRE’NİN ÇİN İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI: İNSAN HAKLARI ENDİŞELERİ VE REFERANDUM TEHDİDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre, 23 Eylül’de Çin ile yeni bir serbest ticaret anlaşması için müzakerelere başlayacak. Ancak, bu süreçte insan hakları konusunun gündeme gelmemesi, özellikle Uygurlar ve Tibetliler arasında ciddi tepkilere yol açtı. Birçok aktivist, bu durumu kabul edilemez buluyor ve referandum tehdidinde bulunuyor.

On yıl önce İsviçre, Avrupa’nın ilk serbest ticaret anlaşmasını Çin ile imzalayarak önemli bir adım atmıştı. Ancak, bu anlaşmanın insan hakları ihlalleri ile ilgili sorunları da göz önünde bulundurması gerektiği eleştirileri artıyor. Ekonomi Bakanı Guy Parmelin, geçtiğimiz Temmuz ayında Çin’de yaptığı bir açıklamada, zorla çalıştırma konusunun müzakerelerde ele alınacağını belirtse de, insan hakları ihlalleri için bağlayıcı bir düzenleme yapılması öngörülmüyor.

Blick’in haberine göre; İsviçre’deki Uygur ve Tibet diasporası, hükümetin bu tavrını anlamakta zorluk çekiyor. Karma Gahler, Tibetli Gençler Derneği’nin eş başkanı, “Tibet ve Doğu Türkistan’daki insan hakları durumu herkesin malumu. Bu konuları gündeme almayan bir anlaşma, İsviçre’nin insani değerleriyle çelişiyor” diyor. Bu nedenle, Gahler ve diğer topluluklar, hükümetten müzakerelerde “kırmızı çizgi” talep eden bir dilekçe ile 14,000 imza topladılar.

İsviçre’de yaşayan Uygur sayısı oldukça az; sadece birkaç yüz kişi. Rizwana Ilham, Uygur Derneği’nin başkanı, 12 yaşında İsviçre’ye göç etti. Bugün, Uygurlar üzerindeki baskıların arttığını belirtiyor ve “On yıldır ailemle iletişim kuramadım. Durumlarının ne olduğunu bilmiyorum” diyor.

Birleşmiş Milletler, 2022 yılında yayımladığı bir raporda Xinjiang bölgesindeki ciddi insan hakları ihlallerine dikkat çekmişti. Çin hükümeti ise bu iddiaları kesin bir dille reddediyor.

İsviçre, Avrupa’daki birkaç ülkenin aksine, Çin ile olan ticaret ilişkilerini derinleştirme konusunda kararlılığını sürdürüyor. Avrupa Birliği, 2021 yılında Çin’e karşı yaptırımlar uygulamaya başlamışken, İsviçre’nin bu yolda ilerlemesi dikkat çekiyor.

İsviçre’deki Tibet ve Uygur toplulukları, insan haklarının göz ardı edilmesi durumunda hükümete karşı bir referandum düzenleme ihtimalinin her zaman gündemde olduğunu belirtiyor. Ticaretin insan hakları ihlalleri ile gölgelenmemesi gerektiğini savunan aktivistler, İsviçre’nin bu konudaki tavrını değiştirmesi için mücadele etmeye devam edeceklerini ifade ediyor.

Bu süreç, sadece ekonomik ilişkiler açısından değil, aynı zamanda uluslararası insan hakları standartları açısından da önemli bir dönüm noktası olabilir.

#İsviçre #Çin #SerbestTicaret #İnsanHakları #Tibet #Uygur #Referandum #Aktivizm #TicaretAnlaşması #Schweiz #China #Freihandelsabkommen #Menschenrechte #Tibet #Uiguren #Referendum #Aktivismus #Handelsabkommen

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler