Gündem
İSVİÇRE’DE İMZA SKANDALI: SAHTE İMZALARLA İLGİLİ KONTROL YAPILMAYACAK
Okuma Süresi: 4 Dakika
Haber: Cemil Baysal
İsviçre’de son haftalarda kamuoyunu meşgul eden bir skandal, çeşitli halk girişimleri için toplanan imzaların sahte olabileceği iddialarını içeriyor. Özellikle ticari imza toplama kuruluşlarının, halk girişimlerinde sistematik bir şekilde sahte imzalar kullanmış olabileceği yönündeki şüpheler gündeme gelmişti. Buna rağmen Federal Şansölye Viktor Rossi, bu girişimlerde usulsüzlük olduğuna dair “belirgin kanıtlar” bulunmadığını açıkladı.
İddialar Neler?
İki hafta önce gündeme gelen iddialar, bazı halk girişimleri için toplanan imzaların sahte olabileceği yönündeydi. Bu spekülasyonlar, halkın doğrudan demokrasiyi suistimal edebilecek imza toplama yöntemleriyle ilgili endişelerini artırdı. Ancak Şansölye Rossi, şu anda bu iddiaları doğrulayacak somut bir kanıt olmadığını belirtti. Bu sebeple, herhangi bir halk girişiminin sistirilmeyeceğini ya da imzaların yeniden kontrol edilmeyeceğini söyledi.
Hangi Girişimler Etkileniyor?
Şu anda İsviçre’de toplamda 17 halk girişimi ve 5 referandum farklı aşamalarda bulunuyor. Bu girişimler, iddialara rağmen normal süreçlerinde ilerlemeye devam edecek. Rossi, girişimlerin sistirilmesinin ya da imzaların yeniden kontrol edilmesinin yasal bir dayanağı olmadığını ifade etti. Hatta bu tür bir denetimin, girişimlerin siyasi süreçlerini gereksiz yere yavaşlatabileceği uyarısında bulundu.
Neden Denetim Yapılmıyor?
Rossi, sahte imza iddialarının yeniden gözden geçirilmesinin yalnızca örnekleme yöntemiyle yapılabileceğini ve bunun sınırlı bir anlam taşıyacağını belirtti. Ayrıca, bazı imzaların 4 yıl önce toplanmış olması nedeniyle imza sahiplerinin hatırlama güçlüğü çekebileceği ve geri dönüş oranlarının düşük olabileceği ifade edildi. Bu tür bir denetim, mevcut yasalara göre yetersiz ve sonuçsuz kalabilir.
Gelecek İçin Ne Yapılacak?
Federal Şansölye, imza toplama süreçlerinde güveni yeniden tesis etmek için adımlar atılacağını vurguladı. Bu kapsamda, yasal önlemler, suç teşkil eden durumlarla ilgili cezai yaptırımlar ve önleyici tedbirler hayata geçirilecek. Ayrıca, imza toplama süreçlerinin iyileştirilmesi ve şeffaflaştırılması için teknik çözümler araştırılacak. Bilimsel iş birliği ile daha güvenilir bir sistem oluşturulması hedefleniyor.
Doğrudan Demokrasiye Güven Sarsılmamalı
Rossi, İsviçre’nin doğrudan demokrasiye dayalı sisteminin güvende olduğunu ve bu sistemin temelini oluşturan imza toplama süreçlerinin etkin bir şekilde çalıştığını belirtti. Ancak, mutlak bir güvenlik olmadığını da kabul eden Rossi, “totaliter bir denetim devleti olmadan yüzde yüz güvenlik mümkün değil” açıklamasını yaptı. Mevcut sistemin korunarak, doğrudan demokrasinin daha da güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
#İsviçre #İmzaSkandalı #DoğrudanDemokrasi #SiyasiGirişimler #ViktorRossi #schweiz #suisse #svizzera #switzerland #isviçrehaberleri #isviçredenhaberler #isviçredehaber #isviçretürkmedya #turkischepresseschweiz #schweizertürkischemedien
Gündem
Zürih Kantonsrat’ı Yüz Tanıma Teknolojisine Yeşil Işık Yaktı: Gizlilik Uyarıları Görmezden Gelindi
Zürih Kantonsrat’ı, kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açan otomatik yüz tanıma teknolojisine ilişkin düzenlemede kritik bir eşiği aştı. Meclis, pazartesi günü yaptığı oturumda, Bilgi ve Veri Koruma Yasası’nın revizyonu kapsamında yüz tanıma sistemlerinin kullanımına olanak tanıyan maddeleri çoğunluk oyuyla kabul etti.
Sol partiler, kamuya açık alanlarda biyometrik verilerle otomatik kimlik tespitini yasaklayan bir hüküm eklemek için çabaladı ancak girişimleri sonuçsuz kaldı. Milletvekilleri, söz konusu teknolojinin “kesintisiz bir gözetim mimarisinin” önünü açabileceğini vurgulayarak, bireysel mahremiyetin geri dönülmez biçimde zarar görebileceği uyarısında bulundu. Buna karşın sağ ve merkez partiler, yüz tanıma karşıtlığını “teknoloji düşmanlığı” olarak tanımlayıp, yeniliklerin bürokratik kaygılarla bastırılmaması gerektiğini savundu.
Hükümet cephesinde daha ihtiyatlı bir çizgi dikkat çekti. Adalet Direktörü Jacqueline Fehr (SP), yüz tanımaya ilişkin pilot projelerin dahi yasaklanmasını önererek konuyu “sorumlu dijitalleşme” perspektifiyle ele aldı. Ancak meclis çoğunluğu, hükümetin bu temkinli yaklaşımını da reddetti ve düzenlemenin kapsamını genişletti.
Kantonsrat, daha önce de hükümet ile diğer yürütme organlarının toplantı tutanaklarının kamuya açılmasını isteyen adımı desteklemişti. Hükümet Konseyi’nin buna karşı çıkma girişimi yine sonuç vermedi. Yeni yasa taslağı ayrıca bilgi edinme taleplerinde, doğrudan yargı yoluna başvurmak yerine önce bir arabuluculuk/uzlaşma sürecine gidilmesini öngören bir mekanizma da içeriyor.
Revize edilen yasa şimdi Redaksiyon Komisyonu’nun incelemesine sunulacak. Nihai oylama ise ilerleyen haftalarda gerçekleştirilecek.
Bu karar tam olarak nedir?
- Otomatik yüz tanıma: Kamu alanlarında yerleştirilen kameraların, kişilerin yüzünü otomatik olarak tanıyarak kimliğini tespit edebilmesi.
- Yasal zemin oluşturma: Kantonsrat, Bilgi ve Veri Koruma Yasası’nı değiştirerek bu teknolojinin pilot projeler dahil kullanılabilmesini mümkün hale getiriyor.
- Sol partiler bunu tamamen yasaklamak istedi, ama çoğunluk (sağ/merkez) buna karşı çıktı.
- Hükümet aslında daha temkinliydi ve pilot projeleri bile yasaklamak istiyordu; buna rağmen meclis hükümeti de aşarak teknolojiyi serbest bıraktı.
Bu, şu an “yarın sokaklara kameralar yerleştirilip yüz tanıma başlıyor” demek değil; ama artık yasal olarak kapı açıldı, pilotlar ve uygulamalar yapılabilecek.
Gündem
SRG 900 Personeli İşten Çıkarıyor: 270 Milyon Franklık Tasarruf Planı Açıklandı
İsviçre Radyo ve Televizyon Kurumu SRG, 2029 yılına kadar 270 milyon frank tasarruf etmeyi hedefleyen geniş kapsamlı bir yeniden yapılanma programı başlattı. Bu çerçevede kurum, toplam 900 tam zamanlı pozisyonu kademeli olarak kaldıracağını duyurdu.
Tasarruf ihtiyacının temel nedenleri arasında düşen yayın ücretleri, azalan reklam gelirleri ve yükselen işletme maliyetleri bulunuyor. SRG Genel Direktörü Susanne Wille, alınan kararın kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, “Siyasi koşullar ve içinde bulunduğumuz medya ortamı bize başka bir seçenek bırakmıyor” dedi.
İlk Kesinti Dalga Hâlihazırda Devrede
Planlanan 900 pozisyonun yaklaşık üçte biri, yani 300 kadro, mevcut tasarruf programı kapsamında zaten işleme alınmış durumda. Bu bölümün danışma süreci tamamlandı ve uygulamaya geçildi. Kalan 600 pozisyonun ise 2029’a kadar azaltılması öngörülüyor. SRG, bu sürecin bir bölümünün doğal personel devri ve emekliliklerle karşılanabileceğini ancak “işten çıkarmaların kaçınılmaz olduğunu” açıkça belirtiyor.
Birimlerdeki Etki ve Program Sonuçları Belirsiz
SRF, RTS, RSI veya RTR gibi yayın birimlerinin bu kesintilerden hangi ölçüde etkileneceği henüz açıklanmadı. Program içeriklerine yönelik olası sonuçlar da şu aşamada paylaşılmadı.
Yönetim Katında Da Küçülme
Tasarruf önlemleri üst yönetimi de kapsıyor. Nisan 2026 itibarıyla SRG yönetim kadrosu, Genel Direktör Wille dahil 8’den 7 üyeye düşecek. Mevcut SRF, RTS, RSI ve RTR direktörleri görevlerine devam ederken, “Angebot” ve “Operationen” direktörlükleri yeniden yapılandırılarak daha sade ve dijital odaklı bir yapıya dönüştürülecek. Teknoloji şirketi SWISS TXT de tamamen SRG çatısı altına alınacak.
“Kaliteyi Korumaya Devam Edeceğiz”
Kapsamlı kesintilere rağmen kurum, kamu hizmeti yayıncılığındaki kalite standartlarından ödün vermeyeceğini vurguluyor. SRG, dönüşüm sürecinin şirketi “daha dijital, daha çevik ve daha verimli” bir yapıya kavuşturacağını ve geleceğin medya ortamına uyum sağlama kapasitesini artıracağını belirtiyor.
Gündem
Fedpol’den (Bundesamt für Polizei) Kritik Uyarı: Türk Mafyası (türkische Mafiaorganisationen) İsviçre’de Etki Alanını Genişletiyor
İsviçre Federal Polis Teşkilatı’nın Fedpol (Bundesamt für Polizei) Direktörü Eva Wildi-Cortés, Almanya’dan (Deutschland) İsviçre’ye doğru hızla yayıldığı tespit edilen Türk mafya yapılanmalarına (türkische Mafiaorganisationen) ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Wildi-Cortés’e göre bu grupların şiddet potansiyeli (Gewaltpotential) son yıllarda belirgin biçimde yükselmiş durumda.
SRF’e (Schweizer Radio und Fernsehen) konuşan Wildi-Cortés,
“Türk mafyasının yükselişte olduğunu (auf dem Vormarsch) görüyoruz” diyerek açık bir uyarıda bulundu.
Uyuşturucu Ticareti (Drogenhandel), İnsan Kaçakçılığı (Menschenschmuggel) ve Telefon Dolandırıcılığı (Telefonbetrug)
Fedpol’ün değerlendirmelerine göre Türk mafya grupları yalnızca uyuşturucu ticareti (Drogenhandel) ile sınırlı değil. Örgütler aynı zamanda:
- İnsan kaçakçılığı (Menschenschmuggel)
- Telefon dolandırıcılığı (Telefonbetrugsmaschen)
gibi suç alanlarında da aktif şekilde faaliyet gösteriyor.
Wildi-Cortés, bu grupların özellikle yüksek bir şiddet eğilimine (hohes Gewaltpotential) sahip olduğunu belirterek, örgüt içindeki nesil değişiminin (Generationenwechsel) tehdit seviyesini artırdığını söyledi.
“Yeni Nesil Çok Daha Şiddet Yanlısı (gewaltbereiter)”
Fedpol Direktörü, yeni kuşak suçluların hem Almanya’da hem de İsviçre’de daha saldırgan bir profil çizdiğini şu ifadelerle dile getirdi:
“Yeni neslin çok daha şiddet yanlısı (gewaltbereiter) olduğunu ve çatışmalarını silahlarla (mit Waffen) çözmeye yöneldiğini görüyoruz.”
Wildi-Cortés, Almanya’da açık sokak çatışmalarının (Schießereien auf offener Straße) yaşandığını, benzer eğilimlerin İsviçre’de de giderek görünür hâle geldiğini söyledi.
İsviçre’de 800’den Fazla Aktif Suç Grubu (aktive Gruppierungen)
Yetkililere göre İsviçre genelinde 800’ün üzerinde aktif suç yapılanması (über 800 aktive Gruppierungen) faaliyet gösteriyor. Uyuşturucu ticaretinin yüksek kârlılığı (lukratives Geschäft), bu gruplar arasında pazar ve bölge mücadelelerini (Verteilkämpfe) körüklüyor.
Wildi-Cortés, “Şiddet potansiyelinin artması endişe verici (besorgniserregend)” diyerek yaşanan tırmanışa dikkat çekti.
Kara Para Aklama (Geldwäsche) ile Mücadele (Bekämpfung der Geldwäscherei): Suç Gelirlerinin %98’i Aklanıyor (gewaschen)
İsviçre, uluslararası uyuşturucu ticaretinde hem transit ülke (Transitland) hem de hedef pazar (Zielland) konumunda bulunuyor. Bu nedenle yalnızca uyuşturucu yakalamaları (Beschlagnahmungen) suç örgütlerini zayıflatmaya yeterli olmuyor.
Wildi-Cortés bu durumu şöyle açıklıyor:
“Ağların arkasındaki yapıları ortaya çıkarmalı (Netzwerke aufdecken) ve para akışını durdurmalıyız.”
Ancak süreç oldukça zorlayıcı. Europol’e (Europäische Polizeibehörde) göre Avrupa’daki organize suç gelirlerinin yalnızca %2’sine el konulabiliyor (beschlagnahmt). Geriye kalan %98’lik bölümün ise suç örgütleri tarafından başarıyla aklandığı (sauber gewaschen) değerlendiriliyor.
Fedpol, İsviçre’deki tablonun da bu oranlarla büyük ölçüde örtüştüğünü belirtiyor.
-
Gündem11 ay önceTELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Ekonomi2 yıl önceİsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
E-Dergi2 yıl önceİsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
İsviçre2 yıl önceDünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam2 yıl önceKıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem1 yıl önceERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya1 yıl önceMETA’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem1 yıl önceTÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ


