Sosyal Medya

Dünya

Almanya Hagen’de Şok Edici Olay: Baba, 3 Yaşındaki Oğlunu Sıcak Araçta Bırakıp Seks İşçisiyle Zaman Geçirdi

yazar

Yayınlayan

on

Hagen’de yaşanan bu trajik olayda, 33 yaşındaki bir baba, 3 yaşındaki oğlunu sıcak havada araçta tek başına bırakıp, bir seks işçisiyle buluşmak üzere dışarı çıktı. Oğlunu araçta unutan baba, aracın kapalı pencereleri ve yüksek sıcaklık nedeniyle çocuğu ciddi bir risk altında bıraktı.

Olayın Gerçekleştiği An

Olay, akşam saat 20:15 civarında meydana geldi. Baba aracını bir park yerine bıraktıktan sonra, bir seks işçisiyle buluşmak üzere dışarı çıktı. Araç, güneş altında açık pencerelerle terk edilmişti ve dışarıdaki sıcaklık 26 dereceydi. Ancak, bu sıcaklık araç içinde hızla tehlikeli seviyelere yükseldi.

Çocuğun Kurtarılması

Araçta sıkışıp kalan çocuk, terlemeye başlamıştı. Bir görgü tanığı, çocuğu fark ederek hemen polis çağırdı. Çocuk, kapalı pencerelerden birinin içeriye yeterince hava girmesine izin vermediği bir araçta tek başına kalmıştı. Görgü tanığı, çocuğa su vererek ve kapıyı açması için yardım ederek durumu acil servise bildirdi. Çocuk, kendi başına kapıyı açtı ve polis, çocukta yüksek vücut sıcaklığı ve dehidrasyon belirtileri tespit etti.

Babanın İfadesi ve Eşinin Tepkisi

Baba geri döndüğünde, olayın sadece 20 dakika bir arkadaşla “sohbet etmek” şeklinde basit bir durum olduğunu belirtti ve çocuğun uyuduğunu iddia etti. Ancak, polis araştırmaları, babanın bir seks işçisiyle buluşmak üzere dışarı çıktığını doğruladı. Çocuk, hastaneye kaldırıldı ve tedaviye alındı.

Anne ve Sosyal Hizmetler

Çocuğun annesi, olayın ardından hastaneye geldi büyük bir şok yaşadı ve eşinin bu davranışını kabul edilemez bulduğunu belirtti. Çocuğun annesi kocasının kendisine bir bayan arkadaşıyla sohbet etmeye gideceğini söylediğini belirtti. Olayı duyan anne, eşinin çocukla ilgilenmediğini ve böyle bir durumu asla tahmin edemeyeceğini söyledi. Polis, babayı çocuk ihmali ve dikkatsizlik suçlamasıyla soruşturdu ve sosyal hizmetlere bilgi verildi.

Polisin Uyarıları

Polis, bu tür olayların önlenmesi için araçlarda çocuk veya hayvan bırakılmaması gerektiğini vurguladı. Güneş altında park edilmiş araçlar hızla tehlikeli sıcaklıklara ulaşabileceği için, araç içinde herhangi bir canlı bırakmak, hayatı tehdit edici bir risk taşır.

Araçta Sıcaklık ve Korunma Önlemleri

Sıcaklığa Uyum Sınırı Araştırmaları:

2010 yılında Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayınlanan bir çalışma, insan vücudunun yüksek sıcaklıklara uyum sınırını inceledi. Çalışma, nem ve sıcaklık kombinasyonu olarak bilinen Wet-Bulb sıcaklığının 35°C’ye ulaştığında, insan vücudunun terleme yoluyla sıcaklığı yeterince iyi düzenleyemediğini ortaya koydu. Bu sınır aşılırsa, vücut birkaç saat içinde başarısız olabilir.

2021 yılında yapılan bir diğer çalışma, „Human Heat Tolerance and Adaptability to Climate Change“ başlığıyla yayınlandı ve bu sınırın daha düşük olduğunu, 30.6°C civarında olduğunu belirtti. Bu çalışmalar, insan vücudunun yüksek sıcaklıklarla başa çıkmasının ne kadar zorlaştığını göstermektedir. Ancak, bu değerler genellikle yüksek nem içindir ve araçlarda genellikle bu seviyede nem bulunmaz.

ADAC’ın Araçta Sıcaklıktan Kaçınma İpuçları:

  1. Araçta Sıcaklık Kontrolü:
    • Araç kullanmadan önce, tüm kapıları ve camları açarak içeri giren sıcak havanın çıkmasına izin verin.
    • Direksiyon simidi, vites kolu ve koltuklar çok sıcak olabilir. Bu yüzeylerin üzerine beyaz bir örtü koyarak yanmaları önleyebilirsiniz.
  2. Klima Kullanımı:
    • Klimayı 22-25°C arası bir sıcaklıkta moderat bir şekilde ayarlayın. İç ve dış sıcaklık arasındaki fark çok büyük olmamalıdır.
    • Soğuk hava akışını doğrudan vücudunuza yönlendirmeyin; bu, kas ağrıları ve üşütmelere neden olabilir. Klimanın havayı omuzlardan geçirecek şekilde ayarlandığından emin olun.
    • Ayrıca, araç hava filtresinin düzenli olarak değiştirilmesi de sağlığınız açısından faydalı olabilir.
  3. Güneşten Korunma ve Gölge Park Yeri:
    • Aracınızı mümkünse gölgede park edin. Güneş altında araç içindeki sıcaklık hızla tehlikeli seviyelere ulaşabilir.
    • Ön cam için bir güneşlik veya termo örtü kullanarak içeriye giren sıcaklığı azaltabilirsiniz.
  4. Sıvı Tüketimi:
    • Yüksek sıcaklıklarda yeterli sıvı tüketmeye dikkat edin. Araçta her zaman su, meyve suyu veya çay bulundurun. Dehidrasyonu önlemek için günde 3 litre sıvı tüketmeniz önerilir.
  5. Uzun Yolculukları Serin Saatlerde Yapın:
    • En yüksek sıcaklıklardan kaçınmak için uzun yolculukları sabah erken veya akşam geç saatlerde yapın. Öğle saatlerinde (12:00-15:00) gölgede bir mola vermek en iyisidir.
  6. Çocukları ve Hayvanları Araçta Bırakmayın:
    • Araç içindeki sıcaklık hızla tehlikeli seviyelere ulaşır. Çocukları, yaşlıları veya hayvanları kısa süreliğine bile olsa araçta bırakmak hayatı tehdit edici olabilir.

SıcakAraçTehlikesi #ÇocukGüvenliği #HagenOlayı #AcilDurum #AraçİçindeÇocuk #Seksİşçisi #SıcakHavaRiskleri #GüvenlikÖnerileri #SosyalHizmetler #Almanya #Haber #haberler #deutschland

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avrupa

Afganlara “Gelmeyin, Para Verelim” Teklifini Neredeyse Tüm Afganlar Reddediyor

yazar

Yayınlayan

on

By

Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın, Afganistan’dan Almanya’ya yapılacak göçü azaltmak amacıyla başlattığı “vazgeçme primi” uygulaması beklenen etkiyi yaratmadı. Program kapsamında, Almanya’ya giriş hakkından kendi rızalarıyla vazgeçen Afgan vatandaşlarına nakit ödeme teklif ediliyordu. Ancak elde edilen veriler, bu teklifin neredeyse tüm Afganlar tarafından geri çevrildiğini ortaya koydu.

Bakanlık yetkilileri, maddi teşvikin bir kısmı ekonomik nedenlerle yola çıkan Afganlar için cazip olacağını düşünüyordu. Fakat sahadan gelen bilgiler, bu beklentinin karşılanmadığını net biçimde gösteriyor. Uzmanlara göre, Afganistan’daki güvenlik sorunları, siyasi belirsizlik ve kötüleşen yaşam koşulları, verilen para teklifinin değersiz kalmasına neden oluyor.

Göç uzmanları, Almanya’nın bu adımının “riskli bir yanlış hesaplamaya” dayandığını belirtiyor. Zira birçok Afgan için Avrupa’ya ulaşmak bir maddi kazanç değil, hayatta kalma stratejisi olarak görülüyor. Bu nedenle, para karşılığında geri dönmeyi ya da hiç yola çıkmamayı kabul edenlerin sayısı son derece düşük.

Uygulamanın başarısız olduğu yönündeki değerlendirmeler, Federal İçişleri Bakanlığı içinde de tartışmaları alevlendirmiş durumda. Muhalefet partileri ise hükümeti “gerçekçi olmayan göç politikaları peşinde koşmakla” eleştiriyor.

Programın geleceğine ilişkin kararın, resmi sonuçların açıklanmasının ardından netleşmesi bekleniyor.

Haberin Devamını Oku

Dünya

Şifrenizi Hemen Değiştirin: Milyarlarca Hesap Tehlikede

yazar

Yayınlayan

on

By

Dünya genelinde yaklaşık iki milyar e-posta adresi ve 1,3 milyar parola internette erişime açık hâle geldi. Uzmanlar, bunun bugüne kadar ortaya çıkan en büyük veri sızıntısı olduğunu belirtiyor.

Hazırlayan: Konstantin Furrer

Siber güvenlik araştırmacısı Troy Hunt, devasa boyutlardaki bu veri sızıntısını kendi platformu “Have I Been Pwned” (HIBP) veritabanına ekledi. Hunt’a göre, bu sızıntı kapsamı açısından şimdiye kadar tespit edilen en büyük veri ihlali niteliğinde.

Farklı Kaynaklardan Toplanan Veriler

Yeni veri seti, kısa süre önce ortaya çıkan “stealer logs” adlı kötü amaçlı yazılımlar aracılığıyla toplanan bilgilerden farklı.
Bu kez, Threat Intelligence platformu Synthient, daha önce gerçekleşmiş çeşitli veri sızıntılarından elde edilen kullanıcı bilgilerini birleştirerek tek bir dev arşiv hâline getirdi.

Uzmanlar, bu verilerin siber suçlular tarafından çevrimiçi hesaplara izinsiz erişim sağlamak amacıyla kullanılabileceği uyarısında bulunuyor.
Almanca açıklamada da belirtildiği gibi:
“Kriminelle können damit Konten angreifen und sich einloggen.”
(Suçlular bu verilerle hesaplara saldırabilir ve giriş yapabilir.)

Uzmanlardan Uyarı

Siber güvenlik uzmanları, kullanıcıların şifrelerini derhal değiştirmeleri, aynı parolayı birden fazla platformda kullanmamaları ve iki aşamalı kimlik doğrulama (2FA) özelliğini etkinleştirmeleri gerektiğini vurguluyor.
Uzmanlara göre bu sızıntı, dijital güvenlik alışkanlıklarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dair güçlü bir uyarı niteliğinde.

Haberin Devamını Oku

Dünya

Trump Yönetiminden Tartışmalı Vize Talimatı: Kronik Hastalıklar Vize Değerlendirmesinde Kriter Haline Geldi

yazar

Yayınlayan

on

By

WASHINGTON — ABD Dışişleri Bakanlığı, Donald Trump yönetiminin talimatıyla vize başvuru sürecinde sağlık durumunun değerlendirilmesine ilişkin yeni bir yönerge yayımladı. Yönerge, obezite, diyabet, astım, kalp-damar hastalıkları ve uyku apnesi gibi kronik rahatsızlıkların, vize uygunluğu açısından dikkate alınmasını öngörüyor.

Yeni düzenlemeyle birlikte, ABD’ye göçmen veya uzun süreli oturum vizesi başvurularında bulunan kişilerin sağlık durumları, “devlete ekonomik yük oluşturma ihtimali” açısından değerlendirilecek. Vize memurları, başvuru sahiplerinin bu tür hastalıklar nedeniyle yüksek sağlık giderlerine yol açabileceğini düşünmeleri hâlinde, vizeleri reddetme yetkisine sahip olacak.

Kapsam ve Gerekçe

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı iç yazışmaya göre, yeni talimat esas olarak göçmen vizeleri (örneğin Green Card) için geçerli olacak. Ancak yönergede belirtilen değerlendirme ölçütleri, gerektiğinde diğer vize kategorilerine de uygulanabilecek.

Kararın dayanağı, ABD göç mevzuatında yer alan “public charge” (kamuya yük olma) ilkesi. Bu ilke, ABD’ye gelen yabancıların uzun vadede devlet destekli sağlık veya sosyal hizmetlere bağımlı hale gelmelerinin önüne geçmeyi amaçlıyor.

Buna göre vize memurları, başvuru sahibinin veya ailesinin kronik rahatsızlıkları nedeniyle kamu kaynaklarına başvurma riskini “yüksek” görürse, vizeyi reddedebilecek.

Uygulama Detayları

CBS News ve NDTV’nin ulaştığı belgelere göre, talimatta şu hastalıklar özellikle vurgulanıyor:

  • Metabolik hastalıklar (örneğin diyabet ve obezite),
  • Solunum yolu rahatsızlıkları (astım, KOAH, uyku apnesi),
  • Kardiyovasküler hastalıklar,
  • Ruh sağlığı bozuklukları,
  • Nörolojik ve kanser türü hastalıklar.

Bu rahatsızlıklara sahip başvuru sahiplerinin, ABD’deki sağlık masraflarını karşılayabilecek yeterli finansal kaynağa sahip olduklarını belgelemeleri bekleniyor.

Eleştiriler ve Tepkiler

Yeni uygulama, sağlık uzmanları ve göçmen hakları savunucuları tarafından “tıbbi gerekçelerle ayrımcılık” olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar, obezite ve diyabet gibi yaygın hastalıkların vize kriteri haline getirilmesinin bilimsel dayanağının zayıf olduğunu savunuyor.

Göçmenlik hukuku uzmanı Prof. Laura Phillips, politikayı şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu, kamu sağlığıyla ilgili bir tedbir değil; ekonomik üretkenlik üzerinden sağlık temelli bir ayrımcılık modeli. Vize memurlarına, tıbbi uzmanlık gerektiren konularda geniş takdir yetkisi veriliyor.”

Buna karşılık Trump yönetimine yakın kaynaklar, uygulamanın “Amerikan vergi mükelleflerinin yükünü azaltmak” amacıyla hazırlandığını belirtiyor.

Olası Etkiler

Yeni yönergenin, özellikle ABD’ye kalıcı göç etmeyi planlayan düşük ve orta gelirli başvuru sahipleri üzerinde caydırıcı etki yaratması bekleniyor.
Turist, öğrenci veya kısa süreli çalışma vizeleri kapsam dışında görünse de, sağlık durumu ve sigorta belgeleri artık bu başvurularda da ikincil inceleme kriteri olarak gündeme gelebilir.

Uzmanlara göre bu politika, Trump yönetiminin daha önce uygulamaya koyduğu “sağlıklı ve ekonomik olarak bağımsız göçmen profili” anlayışının bir devamı niteliğinde.

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler