Sosyal Medya

Gündem

KONUT KRİZİ SOKAKTA: ANTIFA CUMARTESİ İÇİN ZÜRİH’E ÇAĞRI YAPTI

yazar

Yayınlayan

on

Zürih’teki sol görüşlü Antifa grubu, geçtiğimiz hafta sonu düzenlediği sansasyonel bir eylemle yeniden gündeme geldi. Grup, ev sahipleri derneğinin (HEV) binasına yaptığı baskının ardından Cumartesi günü kentte “izinsiz konut yürüyüşü” düzenlemeye çağrı yapıyor. Yetkililer, olası çatışmalara karşı alarma geçti.

Ev Sahipleri Derneğine Baskın

Antifa Zürih, sosyal medyada yayımladığı videoda, “Bizi tahliye ediyorsunuz, biz de sizi tahliye ediyoruz” mesajıyla eylemini duyurdu. Görüntülerde, yüzleri maskeli altı eylemci, HEV’in Zürih-Wollishofen’deki genel merkezine girerken görülüyor. Aktivistler, binanın ön cephesine boya püskürterek ve konfeti topları ateşleyerek dikkat çekti.

Videoda, “Mülk köpekbalıkları” olarak tanımlanan HEV yöneticilerine “sembolik bir tahliye bildirimi” verildiği belirtiliyor:

“Mahallelerimizden defolun.”

Bu görüntülerin sonunda, Cumartesi günü yapılacak izinsiz “konut yürüyüşü” için çağrı yer alıyor.

Polis ve HEV Soruşturma Başlattı

Zürih Emniyet Müdürlüğü, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü ve HEV’in suç duyurusunda bulunduğunu doğruladı. Dernek yönetimi, olaya ilişkin yorum yapmaktan kaçınırken, HEV Direktörü Albert Leiser, saldırının sınırları aştığını söyledi:

“Daha önce boya torbalarıyla yapılan saldırılar olmuştu, ancak bu kez işin boyutu tamamen değişti.”

İzinsiz Gösteri Alarmı

Cumartesi günü yapılması planlanan yürüyüş için izin alınmadı. Antifa, bu durumu “meşru bir tepki” olarak savunuyor:

“Yıkım ekipleri ve lüks yenilemeler bizden izin istemiyor; biz de onlardan istemeyeceğiz.”

Zürih polisi, katılımcı sayısına dair tahminde bulunmazken, “her senaryoya hazırlıklı olunduğunu” belirtti. Yetkililer, geçmişteki benzer eylemlerin çoğunun barışçıl geçtiğini ancak bu kez gerginliğin tırmanabileceğini göz ardı etmiyor.

Siyasi Partiler Geri Durdu

Nisan 2025’te düzenlenen son “Wohndemo” (konut yürüyüşü) büyük ölçüde barışçıl geçmiş, yalnızca bazı mülklerde maddi hasar meydana gelmişti. O eylemde Sosyal Demokrat Parti (SP) ve Yeşiller’den isimler de yer almıştı.

Ancak bu kez iki parti de destek çağrısı yapmıyor. Uzmanlara göre, bu durum eylemin daha “radikal çevreler” tarafından şekillendirilmesine yol açabilir.

Uzmanlar Uyarıyor: “Gerilim Artabilir”

Siyaset bilimci Marko Kovic, Cumartesi günü yaşanabilecek olaylara ilişkin uyarıda bulundu:

“Bu eylem, ana akım siyasetten uzaklaşıp radikal sol çevrelere yaklaşıyor. Bu nedenle şiddet riski daha yüksek olabilir.”

Şiddet araştırmacısı Dirk Baier ise farklı düşünüyor:

“Bern’deki Filistin gösterilerinde büyük çatışmalar yaşanmıştı. Ancak konut meselesi aynı ölçüde mobilize edici değil. Bu nedenle Zürih’te benzer boyutta olaylar beklemiyorum.”

Baier’e göre, sol çevrelerin bir kısmı Bern’deki şiddet olaylarını açıkça eleştirdi ve bu durum, Antifa’nın olası radikal çıkışlarını da sınırlayabilir.

Zürih Gergin, Gözler Cumartesi’de

Zürih polisi hafta sonu için geniş güvenlik önlemleri hazırlıyor. Kent merkezinde trafiğin kısıtlanabileceği, özellikle Bahnhofstrasse çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınacağı bildirildi.

Antifa ise çağrısını yineliyor:

Herkes konut yürüyüşüne!

Yetkililer, gösterinin barışçıl geçmesini umuyor ancak “olası vandalizm ve polisle çatışma riskinin tamamen dışlanamayacağını” da vurguluyor.

Arka Plan: Bern Olaylarının Gölgesi

Geçtiğimiz aylarda Bern’de düzenlenen Filistin yanlısı gösteriler büyük çatışmalara sahne olmuş, milyonlarca franklık hasar meydana gelmişti. Olayların ardından Bern Güvenlik Direktörü Philippe Müller, Antifa’nın yasaklanmasını talep etmişti.

Uzmanlar, böylesi yasak çağrılarının “politik çaresizliğin bir göstergesi” olduğunu savunuyor. Buna karşın, Zürih’teki eylemin bu denli şiddetli geçmesi beklenmiyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Çocuk ve Gençlik Komisyonu’ndan Sosyal Medya Yasağına Ret

yazar

Yayınlayan

on

By

Bern, 20 Kasım 2025 – İsviçre Federal Çocuk ve Gençlik Komisyonu (EKKJ), çocuklara yönelik genel sosyal medya yasaklarına karşı olduğunu açıkladı. Komisyona göre bu tür yasaklar, hem çocukların hem de ebeveynlerin hareket alanını gereksiz yere daraltıyor.

Komisyon tarafından yayımlanan pozisyon belgesinde, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yalnızca korunma hakkını değil, aynı zamanda bilgiye yaşa uygun erişim, eğitim hakkı ve dijital ortamlara katılım hakkı gibi temel özgürlükleri de güvence altına aldığı vurgulandı.

EKKJ: “Riskler kadar fırsatlar da görülmeli”

EKKJ, çocuklar ve gençlerle birlikte medya kullanımına ilişkin açık kurallar ve rehberler geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Komisyona göre tüm taraflar, sosyal medyanın risklerini tanıdığı kadar avantajlarını ve sunduğu fırsatları da değerlendirebilmeli.

Ayrıca EKKJ, büyük çevrimiçi platformların daha sıkı biçimde düzenlenmesi gerektiğini de dile getiriyor.

Kantonlarda farklı uygulamalar

Son dönemde bazı kantonlarda telefon ve sosyal medya yasakları yeniden tartışma konusu oldu.

  • Nidwalden Kantonu’nda, 2025/2026 eğitim yılının başlangıcından bu yana mobil telefonlar ve diğer dijital cihazlar okullarda tamamen yasak.
  • Solothurn Kantonu’nda ise yasak kararı her okulun kendi inisiyatifine bırakılıyor.

Komisyon, bu tartışmalar devam ederken çocukların dijital dünyadan tamamen uzaklaştırılmasının doğru olmadığını, bunun yerine bilinçli ve güvenli bir kullanımın teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

Aramalarda Ten Rengi Yeniden Kriter Olacak – Bakan Beat Jans Geri Adım Attı

yazar

Yayınlayan

on

By

Eylül ayında, aranan kişilere ilişkin duyurularda ten rengi bilgisinin kullanılmasının kaldırılması kararı alınmıştı. Ancak karar, güvenlik birimleri ile siyasi çevrelerden ciddi eleştiriler alınca Adalet Bakanı Beat Jans geri adım atıldığını açıkladı.

Ulusal arama veri tabanı için yeni sınıflandırma hazırlanıyor

Federal Hükümet’ten yapılan açıklamada, Federal Polis Dairesi’nin (Fedpol) kanton polis teşkilatlarıyla birlikte ten rengi bilgisini ulusal arama veri tabanına yeniden dâhil edeceği duyuruldu. Aynı zamanda kişi tanımlama kategorilerinin modernize edilerek daha güncel bir yapıya kavuşturulacağı belirtildi.

Bakan Jans, bu bilginin uygulamada zaten çok sınırlı kullanıldığına dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ulusal arama sistemindeki kayıtlara baktığımızda, aranılan kişilerle ilgili duyuruların yüzde 1’inden daha azında ten rengi yer alıyor.”

Kantonlardan net talep: Bilgi kaybı kabul edilemez

Geri dönüş kararı, kasım ayı başında kantonlarla yapılan istişare toplantısının ardından alındı. Kanton polislerinin büyük çoğunluğu, ten renginin bir tanımlama unsuru olarak kullanılmaya devam edilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca mevcut tanımlama sınıflarının güncellenmesi gerektiğine de dikkat çektiler.

Jans, hedefin güvenlik birimlerinin işini kolaylaştırmak olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Amacımız veri doğruluğunu yükseltmek, böylece aramaların etkinliğini ve verimliliğini artırmak.”

Karar sonrası tartışmalar büyümüştü

Ten rengi bilgisinin eylül ayında kaldırılması, özellikle güvenlik çevrelerinden ve bazı siyasi kesimlerden sert tepki çekmişti.

SVP Ulusal Konsey Üyesi Mauro Tuena, kararı eleştirerek şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bu karar mutlaka geri alınmalıydı. Böyle uygulamalar güvenliği riske atıyor.”

SVP’li Ulusal Konsey Üyesi Nina Fehr Düsel ise,
“Siyasi doğruculuk uğruna güvenliğin zayıflatılmasını ürkütücü buluyorum.”
diyerek tepkisini dile getirmişti.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İsviçre’de 30 Kasım Oylamaları: İki Kritik İnisiyatif Sandıkta

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre kamuoyu, 30 Kasım 2025’te gerçekleştirilecek federal halk oylamasında (Volksabstimmung) ülkenin siyasal, ekonomik ve toplumsal dengelerini doğrudan etkileme potansiyeline sahip iki önemli inisiyatif hakkında karar verecek. Biri, iklim politikalarının finansmanını büyük servetlerden elde edilecek gelirle güçlendirmeyi öngören “Für eine soziale Klimapolitik – steuerlich gerecht finanziert” (Sosyal bir iklim politikası için – adil vergilendirilmiş) halk girişimi; diğeri ise tüm yurttaşlara toplumsal yarar doğrultusunda zorunlu hizmet yükümlülüğü getiren “Für eine engagierte Schweiz (Service-Citoyen-Initiative)” (Katılımcı bir İsviçre için – Vatandaş Hizmeti İnisiyatifi).

Her iki öneri de toplumda geniş tartışma yaratırken, Federal Hükümet (Bundesrat) ile Parlamento, inisiyatifleri reddetme yönünde ortak tavır sergiliyor.

1. “Für eine soziale Klimapolitik – steuerlich gerecht finanziert”

(Sosyal bir iklim politikası için – adil vergilendirilmiş)

İnisiyatifin içeriği

İnisiyatif, İsviçre’de federal düzeyde yeni bir miras ve bağış vergisi ihdas edilmesini öngörüyor. Buna göre, bir kişinin ölümüyle devredilen mirasın ya da bağış yoluyla aktarılan servetin toplamı 50 milyon İsviçre Frangını aştığında, bu miktarın üzerindeki kısım %50 oranında vergilendirilecek.
Elde edilecek tüm gelir, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilirlik politikalarının finansmanına aktarılacak.

Bu düzenleme, mevcutta yalnızca kanton yetkisi olan miras vergisine ilk kez federal bir çerçeve kazandırmayı amaçlıyor.

Hükümet ve Parlamento neden karşı?

Bundesrat ile Parlamento, inisiyatifin reddedilmesi yönünde tavsiye kararı açıklarken şu gerekçeleri vurguluyor:

  • Böyle bir vergi, büyük servet sahiplerinin İsviçre’den ayrılmasına yol açarak uzun vadede kamu gelirlerini azaltabilir.
  • Federal miras vergisi, ülkenin vergi rekabetçiliğini zayıflatabilir.
  • İklim politikalarının finansmanı için hâlihazırda mevcut olan yöntemlerin yeterli olduğu değerlendiriliyor.
  • Ekonomik etkilerin ve gelir projeksiyonlarının öngörülebilir olmaması, risk oluşturuyor.

Destekleyenler

  • İnisiyatifin öncüsü Juso Schweiz (İsviçre Genç Sosyalistleri).
  • Yeşiller Partisi (Grüne) ve sol çevreler.
  • Temel argüman: Büyük servetlerin iklim krizinin mali yüklerine orantılı katkı sunması gerektiği.

Karşı çıkanlar

  • Hür Demokratlar FDP.Die Liberalen, liberal çevreler ve serbest piyasa yanlısı gruplar.
  • İş dünyasını temsil eden Economiesuisse ve benzeri ekonomik örgütler.
  • Temel argüman: Yüksek miras vergisinin girişimciliği ve yatırım ortamını olumsuz etkileyeceği.

2. “Für eine engagierte Schweiz (Service-Citoyen-Initiative)”

(Katılımcı bir İsviçre için – Vatandaş Hizmeti İnisiyatifi)

İnisiyatifin içeriği

Bu halk girişimi, tüm İsviçre vatandaşları için genel ve zorunlu bir toplumsal hizmet yükümlülüğü öngörüyor.
Bugün yalnızca erkekler zorunlu askerlik (Wehrpflicht) veya sivil hizmet (Zivildienst) kapsamında yükümlülüğe tabi; kadınların katılımı isteğe bağlı.

Yeni düzenleme, kadın-erkek ayrımı olmaksızın tüm vatandaşların kamu yararına hizmet vermesini zorunlu kılıyor. Hizmet alanları:

  • Askerlik hizmeti (Militärdienst),
  • Sivil savunma (Zivilschutz),
  • Çevre, afet yardımı veya toplumsal projeler gibi “eşdeğer vatandaş hizmeti” (Bürgerdienst) biçimleri.

Hükümetin gerekçeli itirazı

Bundesrat, öneriyi kapsamı itibarıyla aşırı geniş buluyor:

  • Yeni sistem, mevcut ihtiyaçların çok üzerinde, yılda on binlerce kişiyi hizmete çağırabilir.
  • Organizasyon, maliyet, idari altyapı ve işgücü piyasasına etkiler konusunda ciddi belirsizlikler bulunuyor.
  • Mevcut zorunlu hizmet modelinin güncellenmesi gerektiği kabul edilse de, bu inisiyatifin gerçekçi ve uygulanabilir olmadığı ifade ediliyor.

Destekleyenler

  • EVP Schweiz (Evanjelik Halk Partisi).
  • Bazı liberal ve sivil toplum örgütleri.
  • Savunulan tez: Toplumsal dayanışma güçlenir, kadın-erkek eşitliği pekişir, vatandaşlık bilinci artar.

Karşı çıkanlar

  • SVP Schweiz (İsviçre Halk Partisi): Zorunluluğun gönüllülük geleneğini zayıflatacağı görüşünde.
  • Ekonomik ve askeri çevreler: Sistemin maliyetinin yüksek olacağı ve iş gücünü geçici olarak piyasadan çekeceği uyarısı yapılıyor.

Değerlendirme

İsviçre, 30 Kasım 2025’te sandığa gittiğinde, yalnızca iki inisiyatifi değil, aynı zamanda ülkenin gelecekteki ekonomik ve toplumsal çizgisini de tartışmaya açmış olacak. Bir yanda iklim politikalarının finansmanını servet dağılımı üzerinden yeniden kurgulayan bir vergi reformu; diğer yanda vatandaşlığın anlamını toplumsal sorumluluk üzerinden yeniden tanımlayan bir hizmet modeli.

Federal Hükümet ve Parlamento her iki girişime de olumsuz görüş bildirmiş olsa da, nihai karar yine her zaman olduğu gibi İsviçre halkının elinde.

Haberin Devamını Oku

Trendler