Sosyal Medya

Gündem

LUZERN POLİS KÖPEĞİ 15 YAŞINDAKİ LUKA’YI ISIRDI: “BENİ HIRSIZ SANDILAR”

yazar

Yayınlayan

on

LUZERN kantonunun Reiden bölgesinde meydana gelen olayda, 15 yaşındaki Luka S. polis köpeğinin saldırısına uğrayarak ağır yaralandı. Polis, genci hırsız sandıklarını ve kaçtığı için köpeği üzerine saldıklarını açıkladı. Ancak aile, polisin yaklaşımını eleştirerek olayın sorumlularından hesap sorulmasını istiyor.

OLAY NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Olay, Luka’nın cuma akşamı futbol antrenmanı sonrası iki arkadaşıyla eve dönerken yaşandı. Gençler yolda sohbet ederken karanlıktan aniden bir polis köpeğinin üzerlerine doğru koştuğunu gördü. Panikleyen Luka, kaçmaya başladı. Ancak arkadaşları polisin “Dur!” çağrısını duydukları için yerlerinde kaldı. Luka ise sesleri duymadığı için koşmaya devam etti.

O sırada polis, Luka’yı durdurması için köpeğe saldırı emri verdi. Polis köpeği, Luka’yı yakalayarak sağ bacağından ısırdı ve yere düşmesine neden oldu. Yaralı genç, kendisini savunmaya çalışsa da polis köpeği uzun süre bacağını bırakmadı. Olay yerine gelen polisler, köpeği Luka’nın üzerinden çekti ve sağlık ekiplerini çağırdı.

HASTANEYE KALDIRILDI

📌 Luka, aldığı ağır yaralar nedeniyle hemen hastaneye kaldırıldı ve ertesi gün ameliyat edildi. Şu anda bacağındaki kas dokusunun ne kadar zarar gördüğü net olarak bilinmiyor. Tedavi sürecinin uzun sürebileceği belirtiliyor. Luka, yaşadığı korku nedeniyle hala şokta olduğunu ve geceleri uyuyamadığını söylüyor.

“Gözlerimi kapattığımda köpeğin üzerime atladığı anı tekrar tekrar görüyorum. Futbol oynayabilecek miyim, bilmiyorum.” 🏥😔 – Luka S.

Luka’nın arkadaşı Marino (15) da olay anında büyük korku yaşadıklarını belirterek, “Biz sadece sohbet ediyorduk. Birdenbire bir köpek üzerimize saldırdı. Polis, herhangi bir uyarı yapmadan köpeği saldı. Bu asla olmamalıydı.” ifadelerini kullandı.

AİLEDEN POLİSE TEPKİ

📌 Luka’nın ailesi, polisin olay sonrası kendileriyle hiç iletişime geçmediğini belirterek duruma sert tepki gösterdi. Luka’nın babası Milan S., “Oğlum ağır yaralandı ama polis ne özür diledi ne de bir açıklama yaptı. Böyle bir olay nasıl yaşanabilir?” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

Aile, Luka’nın uzun sürecek bir rehabilitasyon sürecine gireceğini ve adaletin sağlanması için dava açmayı düşündüklerini açıkladı.

POLİSİN AÇIKLAMASI

Lucerne Kanton Polisi, olayın ardından yaptığı açıklamada, bölgede bir hırsızlık ihbarı aldıklarını ve şüpheli sandıkları üç kişiyi durdurmak istediklerini belirtti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Olay sırasında polis ekibi, şüpheli olarak değerlendirilen üç kişiyi fark etti. İki kişi dur ihtarına uymuş, ancak üçüncü kişi kaçmaya devam etmiştir. Bu yüzden polis köpeği, şüpheliyi durdurmak için gönderilmiştir.”

Polis, olayın iç soruşturma kapsamında değerlendirildiğini ve Luka ile ailesine destek sunacaklarını da açıkladı. Ancak ailenin iddiasına göre, şu ana kadar yetkililerden doğrudan bir görüşme teklifi gelmedi.

UZMANLAR NE DİYOR?

📌 Polis köpeklerinin kullanımına dair farklı görüşler bulunuyor.
🐕 Eski bir polis köpek eğitmeni olan Carlo Schafroth, köpeğin kendisine verilen emri yerine getirdiğini belirterek “Polis köpekleri, şüpheliyi durdurmak için eğitilir. Ancak bir gencin üzerine köpek salmadan önce durumun netleşmesi gerekirdi.” dedi.

👮 Eski kriminal komiser Markus Melzl ise polis köpeklerinin bu tür operasyonlarda sıkça kullanıldığını ve “Kaçan bir şüpheli varsa, köpeğin devreye girmesi doğaldır.” yorumunu yaptı.

⚖️ Ancak bazı hukukçular, kaçan birine köpek saldırısı emri verilmesinin ciddi riskler taşıdığını ve bu durumun orantılı olup olmadığının iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.

TARTIŞMA: POLİS KÖPEKLERİNİN KULLANIMI SINIRLANDIRILMALI MI?

Olay, İsviçre’de polis köpeklerinin kullanımına dair yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Luka’nın yaşadığı travma ve ağır yaralanması, polis müdahalelerinin orantılı olup olmadığını sorgulayanları harekete geçirdi.

Kimileri, polis emirlerine uyulması gerektiğini savunurken, bazıları “Gençlerin üzerinde bu kadar sert bir güç kullanmak ne kadar doğru?” sorusunu gündeme getiriyor.

Sizce, polis köpeklerinin kullanımı sınırlandırılmalı mı? Yorumlarınızı bekliyoruz! 🗣️👇

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

ZÜRİH’TEKİ STADYUM PROJESİNDE ÖNEMLİ ENGEL KALKTI

yazar

Yayınlayan

on

By

📌 14 Mart 2025 – Zürih

Zürih’te inşa edilmesi planlanan Hardturm Stadyumu ile ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Projeye karşı açılan davalardan biri geri çekildi. Bu durum, inşaatın başlaması yönünde umutları artırsa da, hala çözülmesi gereken bir engel bulunuyor.

BİR İTİRAZ GERİ ÇEKİLDİ, BİRİ HALA BEKLİYOR

Zürih’te yapılması planlanan 18.000 kişilik stadyum, bir kooperatif konut kompleksi ve iki yüksek katlı konut kulesini kapsayan “Ensemble” projesinin bir parçası. Ancak projeye karşı bazı itirazlar bulunuyordu.

Son gelişmeye göre, 174 uygun fiyatlı konuttan oluşan kooperatif binasına yönelik yapılan itiraz geri çekildi. Proje ekibinden yapılan açıklamada, itiraz sahibiyle şehir yönetimi ve müteahhitler arasında uzlaşmaya varıldığı belirtildi. Ancak bu anlaşmanın detayları kamuoyuyla paylaşılmadı.

Buna rağmen, projeyi tamamen önünü açacak karar henüz çıkmadı. Özel imar planına karşı açılan bir başka dava hâlâ devam ediyor ve dosya şu an idari mahkemede inceleniyor.

İNŞAAT NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

Zürih halkı, stadyum projesine dört yıl önce referandumla onay verdi. Ancak açılan davalar nedeniyle proje ilerleyemedi. İtirazlar sonuçlanırsa, 2025’in sonuna kadar tüm planlamalar tamamlanabilir ve en erken 2027’de inşaat başlayabilir.

Proje kapsamında:
🏟️ 18.000 kişilik modern bir stadyum
🏢 Kooperatif konutları
🏗️ İki yüksek katlı bina yer alıyor.

Yetkililer, sürecin hızlanması için çağrıda bulunsa da, halen yasal süreç devam ediyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

PKK’YA SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISINDAN SONRA SIĞINMACILARIN DURUMU NE OLACAK?

yazar

Yayınlayan

on

By

PKK’NIN SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISININ ARDINDAN İSVİÇRE’DE SİYASİ Sığınma BAŞVURULARI GÜNDEMDE

Türkiye’de Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapmasının ardından, bu gelişme Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi İsviçre’de de geniş yankı uyandırdı. İsviçre Göç Dairesi (SEM) ve Federal Hükümet, Türkiye’deki bu gelişmeleri yakından takip ediyor. Alınan bilgilere göre, son haftalarda Türkiye’deki gelişmelerin hemen ardından, İsviçre’deki çeşitli kamplarda PKK’ya yakınlık gerekçesiyle yapılan siyasi sığınma başvurularına çok sayıda red kararı verildiği öğrenildi. İsviçreninsesi’ne başvuran bazı okuyucular da kendilerine red kararının tebliğ edildiğini doğruladı.

Thurgau SPV milletvekili Pascal Schmid, bu durumu Federal Parlamento’ya taşıyarak konuyu soru önergesiyle gündeme getirdi. Schmid, İsviçre’deki siyasi sığınma başvurularının %15’inin Türkiye’den geldiğini belirterek, Türkiye’yi Avrupa Konseyi üyesi bir ülke olarak, göçmen başvuruları açısından Avrupa’da ikinci sıraya yerleştirdiğini ve bu konuda Federal Hükümet’in aldığı önlemleri sorguladı.

Schmid’in önergesinde şu açıklama ve sorular yer aldı:

Türkiye’den gelen başvuruların büyük bir kısmı, PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle yapılmakta. SFH (İsviçre Mülteci Yardım Kuruluşu) verilerine göre, PKK’ya yakın kişilerin Türkiye’de tehdit altında oldukları belirtiliyor. Öte yandan, İsviçre’de PKK, propaganda faaliyetleri, eğitim kampları ve ideolojik indoktrinasyon çalışmalarını sürdürüyor. NDB (İsviçre Milli İstihbarat Servisi) 2024 raporunda ise, PKK’nın İsviçre’deki faaliyetleriyle ilgili önemli uyarılara yer veriliyor.

Milletvekili Schmid’in Federal Hükümete yönelttiği sorular şu şekilde:

İç güvenlik ve mülteci politikaları konusunda yapılacak açıklamalar, İsviçre halkı için büyük bir öneme sahip. PKK’nın son gelişmelerin ardından aldığı silah bırakma kararı, hem mülteci başvuruları hem de iç güvenlik stratejileri açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. İsviçre Federal Hükümeti, bu süreçte alacağı önlemlerle ülkenin güvenliğini ve göç politikasını nasıl şekillendireceğini belirleyecek. Bu gelişmelerin ardından atılacak adımlar, hem İsviçre’nin iç güvenliğini hem de sığınmacı politikalarını doğrudan etkileyecek.

Haberin Devamını Oku

Gündem

ZÜRİH’TE 284 KİRACI AİLEYE ÇIKIŞ

yazar

Yayınlayan

on

By

3 Mart 2025, 09:31 – Okuma süresi: 3 dakika
Zürich’in Langnau am Albis kasabasında yer alan Vita Konut Kompleksi – Vita-Siedlung’daki 284 kiracı, Çarşamba günü aldıkları resmi bildirimle, 30 Eylül tarihine kadar taşınmaları gerektiği bildirildi. Kiracılara, yalnızca bir “feragatname” imzalamaları durumunda, taşınma tarihinin bir yıl daha ertelenebileceği seçeneği sunuldu.

Proje ve Tepkiler
Vita Konut Kompleksi – Vita-Siedlung’un arazisinin yoğunlaştırılması ve daha verimli kullanımının sağlanması amacıyla Zurich Sigorta tarafından başlatılan proje, kiracılarda büyük tepki yarattı. 2016 yılından bu yana gündemde olan renovasyon planlarının, kiracılara net bir şekilde açıklanmadığı ve sürecin şeffaf olmadığı ifade ediliyor. Kiracılar, projeye dair belirsizliklerin ve gecikmelerin kendilerini olumsuz etkilediğini dile getiriyor.

İtirazlar ve Hak Arayışı
Kiracılar, gönderilen bildirimlerin ardından inşaat ruhsatının henüz alınmamış olmasına dikkat çekerek, prosedürün şeffaflık eksikliğinden şikayet ediyor. Bir kiracı, “Aşamalı olarak yapılacağı belirtilen projeye rağmen, şimdi altı ay içinde taşınmamız isteniyor. Dokuz yıldır renovasyon hakkında konuşuluyor, ancak şu ana kadar somut bir adım atılmadı,” şeklinde hayal kırıklığını dile getirdi.

Kiracılar, mevcut durumda haklarını savunmak amacıyla çeşitli adımlar atmayı planlıyor. Bir başka kiracı ise, “Hiçbir belgeyi imzalamayacağım. Kiracılar Birliği’ni devreye sokacağız ve çıkarlarımızı ve haklarımızı savunacak bir topluluk kuracağız,” diyerek, süreci yasal zemin üzerinden sürdürme kararlılıklarını ifade etti.

Yönetimden Açıklama
Apleona Schweiz AG, proje ile ilgili yapılan eleştiriler üzerine bir açıklama yaptı. Yönetim, mevcut binanın yapısal bütünlüğünün korunabilmesi için kapsamlı bir renovasyon gerektiğini belirterek, “Bina üzerindeki önemli yapısal müdahale nedeniyle, inşaat süresince kiracıların burada kalması mümkün değildir,” açıklamasında bulundu.

Bu durum, kiracıların yasal hakları ve yaşam koşulları konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşırken, aynı zamanda konut sektöründeki güncel sorunları ve kiracı hakları üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor. Kiracıların, bu süreçte haklarını savunma noktasında ne gibi adımlar atacakları ve proje ilerledikçe gelişmelerin nasıl şekilleneceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Haberin Devamını Oku

Trendler