Sosyal Medya

Avrupa

İNTERNETTE CİNSEL TACİZ: HER 10 GENÇTEN 4’Ü ETKİLENİYOR

yazar

Yayınlayan

on

İnternette cinsel taciz, Avusturya’daki gençler için giderek yaygınlaşan bir sorun haline geliyor. Saferinternet tarafından yapılan güncel bir araştırma, bu durumun boyutlarını gözler önüne serdi.

GENÇLERİN BÜYÜK BİR KISMI TACİZE UĞRUYOR

İnternette dolaşırken rahatsız edici mesajlara, cinsel içerikli sorulara veya istenmeyen müstehcen görüntülere maruz kalmak, birçok genç için sıradan hale geldi. Araştırmaya göre, 11 ila 17 yaş aralığındaki gençlerin %38,2’si en az bir kez çevrim içi cinsel tacizle karşılaştığını belirtiyor. Üstelik, %10’u bu durumu sık sık yaşadığını ifade ediyor.

Saferinternet.at Eğitim Direktörü Barbara Buchegger, gençlerin neredeyse üçte birinin internetteki cinsel tacizi ‘normal’ karşıladığını belirterek, bunun son derece endişe verici bir gelişme olduğunu vurguluyor. Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, özellikle kadınların ve daha büyük yaştaki gençlerin çevrim içi cinsel içerikli mesajlara daha fazla maruz kaldığını aktarıyor.

TACİZ EN ÇOK SOSYAL MEDYADA YAŞANIYOR

Araştırmaya katılan 405 genç, tacizin en sık yaşandığı platformlar olarak Instagram ve TikTok gibi sosyal medya ağlarını işaret ediyor. %72’si rahatsız edici mesajları bu mecralarda aldığını belirtiyor. Bunun yanı sıra, mesajlaşma uygulamaları ve çevrim içi oyunlar da cinsel içerikli mesajların gönderildiği platformlar arasında yer alıyor.

16 yaşındaki bir öğrenci, “Bu tür mesajlarla karşılaşmak artık olağan hale geldi. En iyisi görmezden gelmek” diyerek gençlerin nasıl bir tavır sergilediğini özetliyor. Ancak uzmanlar, bu durumun sıradanlaştırılmasının yanlış olduğuna dikkat çekiyor.

MÜSTEHCEN FOTOĞRAF YAYILIMI CİDDİ BİR SORUN

Araştırmaya göre, gençlerin %42,2’si çevresindeki birinin müstehcen fotoğraf veya videolarının izinsiz şekilde paylaşıldığına şahit olmuş. Daha da ürkütücü olan ise, %5’inin kendi fotoğraflarının veya videolarının rızaları dışında yayıldığını belirtmesi.

Rat auf Draht Başkanı Birgit Satke, “Bu tür görüntülerin istenmeden paylaşılması gençler için ciddi travmalara yol açıyor. Utanç ve zorbalık, bazı durumlarda okul değiştirme noktasına kadar gidebiliyor” diyor. Ayrıca birçok genç, müstehcen içerikleri yaymanın aslında suç teşkil ettiğinin farkında olmadığını belirtiyor.

YAPAY ZEKA TACİZLERİ ARTIRIYOR

Son dönemde, yapay zekânın da cinsel taciz vakalarında etkili olduğu ortaya çıktı. Bazı çocuklar ve gençler, yapay zeka kullanılarak kendilerine ait müstehcen görüntülerin oluşturulduğunu ve bununla tehdit edildiklerini bildiriyor. Rat auf Draht’a başvuranlar arasında 12 yaşındaki çocukların bile bulunduğu belirtiliyor.

GENÇLERİN TEPKİSİ VE ŞİKAYET MEKANİZMALARI

Araştırma, gençlerin tacize karşı nasıl tepki verdiğini de ortaya koydu:
%65’i rahatsız edici mesajları görmezden geliyor.
%57’si tacizcileri engelliyor.
%39’u şikayet butonlarını kullanarak durumu platformlara bildiriyor.
Sadece %2’si polise başvuruyor.

İnternet Service Providers Austria (ISPA) Genel Sekreteri Stefan Ebenberger, gençlerin genellikle şikayet mekanizmalarının yeterince etkili olmadığını düşündükleri için tacizleri bildirmekten kaçındığını belirtiyor. Özellikle kadınlar ve daha genç yaş grubundakiler şikayette bulunma konusunda daha istekli. Ancak uzmanlar, gençlerin bu konudaki farkındalığının artırılması gerektiğini vurguluyor.

UZMANLARDAN EBEVEYNLERE TAVSİYELER

Cinsel tacizle mücadelede ailelerin bilinçli olması büyük önem taşıyor. Uzmanlar ebeveynlere şu tavsiyelerde bulunuyor:
🔹 Çocukları erken yaşta bilinçlendirin: İlköğretim çağında, internet ortamında karşılaşabilecekleri tehlikeler hakkında bilgilendirme yapılmalı.
🔹 Çocukları ciddiye alın: Ebeveynlerin çocuklarına değer vermesi, onların dışarıda başkalarından ilgi ve onay arayışına girmesini önleyebilir.
🔹 Çocukların çevrim içi arkadaşlarını tanıyın: Dijital ortamda kurulan dostlukların da gerçek sosyal bağlar olabileceğini kabul edin.
🔹 İçgüdüleri güçlendirin: Çocukların içgüdülerine güvenerek kötü niyetli kişileri tanıyabilmesi için onlara rehberlik edin.
🔹 ‘Hayır’ deme hakkını destekleyin: Çocukların sınırlarını koruyabilmesi için onları cesaretlendirin.
🔹 Savunma mekanizmalarını öğretin: Rahatsız edici durumlarla nasıl başa çıkabileceklerini konuşarak çözüm yolları üretmelerine yardımcı olun.
🔹 Suçlamaktan kaçının: Çocuklar hata yaptığında bile onları suçlamak yerine destekleyici olun. Aksi halde size güvenip yaşadıklarını paylaşmaktan çekinebilirler.

GENÇLER DAHA FAZLA BİLGİLENDİRME İSTİYOR

Araştırmaya katılan gençlerin çoğu, bu tür vakaların önüne geçmek için okullarda daha fazla eğitim verilmesi gerektiğini düşünüyor. Çoğu zaman müstehcen içeriklerin yayılmasının okul ortamında başladığı belirtilirken, öğretmenlerin de bu konuda farkındalık kazanması gerektiği vurgulanıyor.

Uzmanlar, mevcut müfredatta dijital güvenlik eğitiminin yer aldığını, ancak uygulamada yetersiz kalındığını belirtiyor. Barbara Buchegger, “Öğretim programını değiştirmeye gerek yok, ancak uygulama konusunda okullara daha fazla destek sağlanmalı” diyerek çözümün eğitimden geçtiğini vurguluyor.

📌 Sonuç olarak, internet ortamındaki cinsel taciz vakalarının önüne geçmek için eğitim, farkındalık ve etkili şikayet mekanizmaları büyük önem taşıyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avrupa

SCHENGEN HAVAALANLARINDA YENİ DÖNEM: İSVİÇRE’DE DİJİTAL SINIR KONTROL SİSTEMİ BAŞLIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

CENEVRE – 12 Ekim’den itibaren İsviçre’nin uluslararası havaalanlarında, Schengen bölgesine giriş yapan üçüncü ülke vatandaşları için yeni dijital sınır kontrol sistemi devreye giriyor. Avrupa Birliği tarafından geliştirilen ve Entry‑Exit System (EES) adı verilen bu sistem, yolcu bilgilerini dijital ortamda kaydederek güvenliği artırmayı ve yasa dışı kalışların önüne geçmeyi hedefliyor.

Yeni sistem sayesinde pasaportlara damga basma uygulaması sona erecek. Onun yerine yolcuların biyometrik verileri (parmak izi ve yüz tanıma) ile birlikte giriş ve çıkış tarihleri, pasaport bilgileri ve sınır geçiş noktaları elektronik olarak kaydedilecek.

📌 Sistem kimleri kapsıyor?
Uygulama, kısa süreli (maksimum 90 günlük) seyahatlerle Schengen bölgesine giriş yapmak isteyen üçüncü ülke vatandaşlarını kapsıyor. İsviçre vatandaşları ve Schengen içi seyahat edenler bu sistemin dışında tutuluyor.

📌 Hangi havaalanlarında uygulanacak?
İsviçre, EES sistemini yalnızca Zürih, Cenevre ve Basel gibi uluslararası havalimanlarında devreye alacak. Kara sınırlarında ise şimdilik herhangi bir dijital geçiş uygulaması planlanmıyor.

📌 Geçiş süreci nasıl işleyecek?
12 Ekim’den itibaren altı aylık bir geçiş dönemi öngörülüyor. Bu süre zarfında sınır polisleri sistemin altyapısını test edecek ve yolcuları yeni uygulamaya alıştıracak. Tam otomatik geçişin 2026 başına kadar tamamlanması hedefleniyor.

Yeni sistem, Avrupa genelinde kimlik sahteciliğini önlemek ve göç kontrolünü dijitalleştirmek amacıyla oluşturuldu. Aynı zamanda güvenli veri işleme prosedürleriyle kişisel mahremiyetin korunacağı da yetkililer tarafından vurgulanıyor.

✈️ İsviçre üzerinden Schengen bölgesine seyahat edecek yolcuların, EES sistemine tabi tutulacaklarını bilmeleri ve havalimanına normalden daha erken gitmeleri öneriliyor.

📅 Yayın: 30 Temmuz 2025

Haberin Devamını Oku

Avrupa

İTALYAN OTELCİLER BOOKING.COM’A KARŞI HAREKETE GEÇTİ: 10 BİNDEN FAZLA OTELDEN TARİHİ TOPLU DAVA

yazar

Yayınlayan

on

By

İtalya’daki binlerce otel işletmecisi, Booking.com’a karşı benzeri görülmemiş bir toplu dava başlattı. Uzun yıllardır devam eden haksız rekabet nedeniyle zarara uğradıklarını belirten otelciler, maddi tazminat talebinde bulunuyor.

Avrupa çapındaki kampanya kapsamında 10.000’den fazla İtalyan otel, www.mybookingclaim.com üzerinden açılan dava sürecine katıldı. Otel sahipleri, Booking.com’un dayattığı rekabete aykırı sözleşme maddeleri nedeniyle büyük mali kayıplara uğradıklarını öne sürüyor.

Dava sürecine; Avrupa Otel, Restoran ve Kafeler Birliği HOTREC, İtalya Otelciler Federasyonu Federalberghi ve 30’dan fazla ulusal otel birliği destek veriyor.

Uyuşmazlığın merkezinde ise “En iyi fiyat garantisi” (Parity Rate) olarak bilinen sözleşme şartları bulunuyor. Avrupa Adalet Divanı’nın 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre bu tür maddeler, AB rekabet hukukunu ihlal ediyor.

Bu tarihi dava, dijital seyahat platformlarının otelcilik sektöründeki rolü ve gücü hakkında Avrupa genelinde yeni bir tartışma başlatmış durumda.

Haberin Devamını Oku

Avrupa

SERİ ERKEK KATİLİ OLARAK ÜNLÜ OLMAK İSTEMİŞ

yazar

Yayınlayan

on

By

26 yaşındaki kadın bir erkeği öldürdü, hedefi tanınmış bir seri katil olmaktı

🔍 Olayın Konusu

  • 26 yaşındaki Alman-İspanyol uyruklu bir kadın, 46 yaşındaki bir adamı Ekim 2024’te Göppingen’deki evinde öldürdü.
  • Mahkeme, 27 bıçak darbesiyle işlendiğini tespit etti ve_failin özellikle cezai sorumluluğun ağır (besondere Schwere der Schuld) olduğu kanaatine vardı.
  • Bu nedenle 15 yıl sonra şartlı tahliye imkânsız hale geldi.

⚠️ Motiv ve Psikoloji

  • Kadın, suçtan sadece bir kez tatmin olmakla kalmamış, “seriler halinde erkek öldürerek tanınır hale gelmeyi” hedeflemiş; adeta bir “erkek seri katili” olmaya niyetliymiş.
  • Psikiyatri raporuna göre kişilik bozukluğu bulunmakta; bireysel yaşamını anlamsız görmüş ve çocuklarını da iki kişilik annelik yapmış. Mahkeme, bu içsel boşluğun, “ölüm arzusu”na dönüştüğünü değerlendirdi.
  • Planlı cinsel senaryo sırasında, kurbanı çıplak bağlayarak boğmayı denemiş ancak fiziksel gücü yetmeyince bıçakla öldürmüş.

👥 İlk Temas & Olay Gidişatı

  • İkili, bir fetish/flört platformunda tanıştı; kadın rastgele seçtiği bu adamla evinde buluşmayı kabul etti.
  • Kurban, hem bacaklarından hem kollarından hem de gövdesinden çıplak bir şekilde bir sandalyeye bağlandı; gözlerine uyku maskesi takıldı. Cinayet sırasında kadın kulaklık takarak müzik dinleyip, adamın sesini duymamak istemiş.
  • Olay anını video kaydederek bir arkadaşıyla paylaşmış. Ancak kurbanın telefonu üzerindeki sohbet geçmişini doğru şekilde yok edemeyip sadece bir çalılığa atmış. Polis bu telefonu bularak incelendi ve fail kısa sürede yakalandı.

🏛️ Mahkemede Değerlendirme

  • Mahkeme, failin söylemlerini gerçekçi bulmadı; kadın cinayetleri “erkeklere duyulan nefret” ile açıkladığını söylemiş ancak mahkeme bunu inandırıcı bulmadı .
  • Aksine psikanaliz, failin içsel boşluk ve anlamsızlık yaşadığı ve bundan dolayı tanınmak adına şok edici eyleme yöneldiğini gösterdi. “Daha fazla eğlenceli olacağını sanıyordu ama gerçek pek öyle çıkmadı” değerlendirmesi yapıldı .

Almanya’nın Göppingen kentinde yaşanan tüyler ürpertici cinayet davası sonuçlandı. 26 yaşındaki Alman-İspanyol vatandaşı bir kadın, bir erkeği öldürdüğü gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığın özellikle ağır bir suçluluk haliyle hareket ettiğine hükmetti. Kararla birlikte kadının 15 yıl sonra bile şartlı tahliye edilmesi ihtimali neredeyse ortadan kalktı.

Flört platformunda tanıştı, ölümle biten randevu planladı

Sanık, kurbanıyla bir fetiş tanışma platformu üzerinden iletişime geçti. Görüşme için Göppingen’deki adamın evinde bir dairede buluştular. Mahkeme belgelerine göre kadın, adamı önce çıplak halde sandalyeye bağladı, gözlerini kapattı ve ardından 27 kez bıçaklayarak öldürdü. Olay anında kulaklıkla müzik dinlediği ve kurbanın sesini duymamak için bilinçli olarak böyle davrandığı belirlendi.

Cinayeti kayda alan ve bu görüntüleri bir arkadaşına gönderen sanık, delilleri ortadan kaldırmak istese de başarısız oldu. Kurbanın telefonunu bir çalılığa atarak polisin iz sürmesini engellemek istedi, fakat telefon kısa sürede bulundu ve cinayetle ilgili dijital deliller ortaya çıkarıldı.

Amacı “ünlü bir seri katil” olmaktı

Psikiyatrik değerlendirmelerde failin ciddi bir kişilik bozukluğu taşıdığı, hayatını anlamsız gördüğü ve içsel bir boşluk içinde olduğu ortaya kondu. Sanığın mahkemeye verdiği ifadeye göre “daha fazlasını da yapmayı planladığı”, ancak ilk cinayet sırasında yaşadığı panik nedeniyle vazgeçtiği öğrenildi. Kadın, erkeklere karşı nefret duyduğunu ve birden fazla cinayet işleyerek “ünlü bir seri erkek katili” olmak istediğini itiraf etti.

Mahkeme heyeti, bu beyanları ciddiyetle değerlendirerek sanığın eylemini bilinçli, planlı ve topluma yönelik yüksek tehlike arz eden bir saldırı olarak nitelendirdi. Savcı, failin “kendi boşluğunu şiddetle doldurmaya çalıştığını” ve “katil olarak tanınmak istemesinin” toplumsal açıdan son derece endişe verici bir durum olduğunu vurguladı.

🟥 Sanığın temyiz başvurusu yapıp yapmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak bu dava, Almanya’da son yıllarda görülen en soğukkanlı planlanmış kadın cinayetlerinden biri olarak hafızalara kazındı.

Haberin Devamını Oku

Trendler