Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE’DE HAPİS KOŞULLARI TEPKİ ÇEKİYOR: 3 HAFTADA 3 ÖLÜM

yazar

Yayınlayan

on


OkumaSüresi: 4 dakika

Son üc hafta içinde İsviçre’deki cezaevlerinde ölen mahkûmlarla ilgili tartışmalar artıyor. İnsan hakları savunucuları, hapishane koşullarının kabul edilemez olduğuna dikkat çekerek reform çağrısında bulunuyor.

3 ÖLÜM, 3 FARKLI CEZAEVİ

Son vakalarda, 27 yaşındaki bir mahkûm Burgdorf Bölgesel Cezaevi’nde ölü bulundu. Polis, olayda başka birinin etkisi olmadığını belirtti. Daha önce, 12 Ocak’ta Saxerriet Cezaevi’nde 50 yaşındaki bir tutuklu ölmüş; 39 yaşındaki bir mahkûm ise Noel’de hastanede hayatını kaybetmişti. Tüm bu vakalarda, kesin ölüm nedenleri halen araştırılıyor.

İSVİÇRE’DE İNTİHAR ORANI AVRUPA ORTALAMASININ ÜZERİNDE

Avrupa Konseyi’nin 2024 yılında yayınladığı bir rapora göre, İsviçre cezaevlerindeki intihar oranı Avrupa ortalamasının oldukça üzerinde. 2022’de 10.000 mahkûm başına 5,3 intihar düşerken, İsviçre’de bu oran 20,2 olarak kaydedildi. 2022 yılında 17 mahkûmdan 13’ü intihar ederek yaşamına son verdi.

UZMANLARDAN ELEŞTİ: “KOŞULLAR KABUL EDİLEMEZ”

İnsan hakları savunucusu Livia Schmid, İsviçre cezaevlerinde, özellikle de tutukluluk koşullarında büyük sorunlar olduğunu belirtiyor. Schmid’e göre, tutuklular günlük 23 saati küçük hücrelerinde izole bir şekilde geçiriyor, aile ve arkadaşlarıyla temasta ciddi kısıtlamalar bulunuyor.

“Tutuklulara gelen her mektup okunuyor, telefon görüşmeleri genellikle yasaklanıyor, hatta kitap gönderimi bile sınırlandırılıyor,” diyor Schmid.

REFORMLAR TALEP EDİLİYOR

Aktivistler, cezaevlerinde grup halinde kalma sistemine geçilmesini ve dış temasların arttırılmasını öneriyor. Ulusal Komisyon (NKVF), 2014 yılında tutukluluk koşullarının aşırı derecede kısıtlayıcı olduğunu belirtmişti.

TUTUKLULUKTA AŞAMALI MODEL ÖNERİSİ

Kanton Adalet ve Polis Direktörleri Konferansı (KKJPD), tutuklular için “aşamalı bir model” öneriyor. Bu modele göre:

  • Birinci aşamada, mahkûmun kendisine veya başkalarına zarar verme riski değerlendirilecek.
  • İkinci aşamada, güvenlik riski taşımayan tutuklulara daha uzun gündüz saatleri ve grup ortamı sağlanacak.
  • Üçüncü aşamada, sosyal temaslara ve grup içi çalışmalara izin verilecek.

YENİDEN DEĞERLENDİRME GEREKLİ

KKJPD yetkilisi Alain Hofer, “Son yıllarda tutukluluk koşullarıyla ilgili yeni farkındalıklar gelişti” diyor. Bern ve Zürih kantonlarında yapılan pilot projelerde mahkûmlara daha fazla sosyal temas ve çalışma imkanı sağlanması hedefleniyor.

Bununla birlikte, Hofer’e göre 2022 yılındaki yüksek intihar oranı bir istisna olabilir. “2023 ve 2021’de sekiz, 2020’de ise iki intihar vakası kaydedildi,” diyor.

YARDIM ALMAK MÜMKÜN

Eğer siz veya bir yakınınız depresyonda ise ve yardıma ihtiyacınız varsa, www.143.ch adresinden ya da 143 numaralı ücretsiz hat aracılığıyla anonim destek alabilirsiniz.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

PKK’YA SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISINDAN SONRA SIĞINMACILARIN DURUMU NE OLACAK?

yazar

Yayınlayan

on

By

PKK’NIN SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISININ ARDINDAN İSVİÇRE’DE SİYASİ Sığınma BAŞVURULARI GÜNDEMDE

Türkiye’de Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapmasının ardından, bu gelişme Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi İsviçre’de de geniş yankı uyandırdı. İsviçre Göç Dairesi (SEM) ve Federal Hükümet, Türkiye’deki bu gelişmeleri yakından takip ediyor. Alınan bilgilere göre, son haftalarda Türkiye’deki gelişmelerin hemen ardından, İsviçre’deki çeşitli kamplarda PKK’ya yakınlık gerekçesiyle yapılan siyasi sığınma başvurularına çok sayıda red kararı verildiği öğrenildi. İsviçreninsesi’ne başvuran bazı okuyucular da kendilerine red kararının tebliğ edildiğini doğruladı.

Thurgau SPV milletvekili Pascal Schmid, bu durumu Federal Parlamento’ya taşıyarak konuyu soru önergesiyle gündeme getirdi. Schmid, İsviçre’deki siyasi sığınma başvurularının %15’inin Türkiye’den geldiğini belirterek, Türkiye’yi Avrupa Konseyi üyesi bir ülke olarak, göçmen başvuruları açısından Avrupa’da ikinci sıraya yerleştirdiğini ve bu konuda Federal Hükümet’in aldığı önlemleri sorguladı.

Schmid’in önergesinde şu açıklama ve sorular yer aldı:

Türkiye’den gelen başvuruların büyük bir kısmı, PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle yapılmakta. SFH (İsviçre Mülteci Yardım Kuruluşu) verilerine göre, PKK’ya yakın kişilerin Türkiye’de tehdit altında oldukları belirtiliyor. Öte yandan, İsviçre’de PKK, propaganda faaliyetleri, eğitim kampları ve ideolojik indoktrinasyon çalışmalarını sürdürüyor. NDB (İsviçre Milli İstihbarat Servisi) 2024 raporunda ise, PKK’nın İsviçre’deki faaliyetleriyle ilgili önemli uyarılara yer veriliyor.

Milletvekili Schmid’in Federal Hükümete yönelttiği sorular şu şekilde:

İç güvenlik ve mülteci politikaları konusunda yapılacak açıklamalar, İsviçre halkı için büyük bir öneme sahip. PKK’nın son gelişmelerin ardından aldığı silah bırakma kararı, hem mülteci başvuruları hem de iç güvenlik stratejileri açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. İsviçre Federal Hükümeti, bu süreçte alacağı önlemlerle ülkenin güvenliğini ve göç politikasını nasıl şekillendireceğini belirleyecek. Bu gelişmelerin ardından atılacak adımlar, hem İsviçre’nin iç güvenliğini hem de sığınmacı politikalarını doğrudan etkileyecek.

Haberin Devamını Oku

Gündem

ZÜRİH’TE 284 KİRACI AİLEYE ÇIKIŞ

yazar

Yayınlayan

on

By

3 Mart 2025, 09:31 – Okuma süresi: 3 dakika
Zürich’in Langnau am Albis kasabasında yer alan Vita Konut Kompleksi – Vita-Siedlung’daki 284 kiracı, Çarşamba günü aldıkları resmi bildirimle, 30 Eylül tarihine kadar taşınmaları gerektiği bildirildi. Kiracılara, yalnızca bir “feragatname” imzalamaları durumunda, taşınma tarihinin bir yıl daha ertelenebileceği seçeneği sunuldu.

Proje ve Tepkiler
Vita Konut Kompleksi – Vita-Siedlung’un arazisinin yoğunlaştırılması ve daha verimli kullanımının sağlanması amacıyla Zurich Sigorta tarafından başlatılan proje, kiracılarda büyük tepki yarattı. 2016 yılından bu yana gündemde olan renovasyon planlarının, kiracılara net bir şekilde açıklanmadığı ve sürecin şeffaf olmadığı ifade ediliyor. Kiracılar, projeye dair belirsizliklerin ve gecikmelerin kendilerini olumsuz etkilediğini dile getiriyor.

İtirazlar ve Hak Arayışı
Kiracılar, gönderilen bildirimlerin ardından inşaat ruhsatının henüz alınmamış olmasına dikkat çekerek, prosedürün şeffaflık eksikliğinden şikayet ediyor. Bir kiracı, “Aşamalı olarak yapılacağı belirtilen projeye rağmen, şimdi altı ay içinde taşınmamız isteniyor. Dokuz yıldır renovasyon hakkında konuşuluyor, ancak şu ana kadar somut bir adım atılmadı,” şeklinde hayal kırıklığını dile getirdi.

Kiracılar, mevcut durumda haklarını savunmak amacıyla çeşitli adımlar atmayı planlıyor. Bir başka kiracı ise, “Hiçbir belgeyi imzalamayacağım. Kiracılar Birliği’ni devreye sokacağız ve çıkarlarımızı ve haklarımızı savunacak bir topluluk kuracağız,” diyerek, süreci yasal zemin üzerinden sürdürme kararlılıklarını ifade etti.

Yönetimden Açıklama
Apleona Schweiz AG, proje ile ilgili yapılan eleştiriler üzerine bir açıklama yaptı. Yönetim, mevcut binanın yapısal bütünlüğünün korunabilmesi için kapsamlı bir renovasyon gerektiğini belirterek, “Bina üzerindeki önemli yapısal müdahale nedeniyle, inşaat süresince kiracıların burada kalması mümkün değildir,” açıklamasında bulundu.

Bu durum, kiracıların yasal hakları ve yaşam koşulları konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşırken, aynı zamanda konut sektöründeki güncel sorunları ve kiracı hakları üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor. Kiracıların, bu süreçte haklarını savunma noktasında ne gibi adımlar atacakları ve proje ilerledikçe gelişmelerin nasıl şekilleneceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

ET KAÇAKÇILIĞI İLE MÜCADELE: GÜMRÜK YETKİLİLERİ HAREKETE GEÇTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Yurtdışından ucuz et getirerek İsviçre’de yüksek fiyatlarla satan et kaçakçılarına karşı, gümrük yetkilileri hedeflenmiş bir şekilde önlemler alıyor.

18:46, 12 Mart 2025

Fleisch, sağlıksız koşullarda taşınırken bu, et kaçakçılığının sık görülen bir durumu haline gelmiş durumda. Eylül 2023’ün sonlarında Basel bölgesinde yapılan bir denetimde, gümrük yetkilileri 22 kesilmiş kuzu ile dolu bir küçük yük aracını tespit etti. Et, kirli zeminle yalnızca ince bir beyaz örtüyle korunuyordu, soğutma sistemi olmadan taşınıyordu.

Et kaçakçılığı, sadece ekonomik değil, sağlık açısından da büyük bir sorun teşkil ediyor. 2024 yılı itibarıyla, bir önceki yıla göre daha az et kaçakçılığı yapılmış olsa da, Federal Gümrük ve Sınır Güvenliği Dairesi (BAZG) verilerine göre, rakamlar hâlâ yüksek seviyelerde seyrini sürdürüyor.

Kaçak Et Miktarı
2020 – 136.6 ton
2021 – 152.8 ton
2022 – 120.4 ton
2023 – 263.1 ton
2024 – 209 ton

BAZG’nin Ceza Takip Şefi Urs Bartenschlager, “Genellikle insanlar tarafından tercih edilen ve değerli olan kaliteli et parçaları kaçırılmakta. Hatta bazen tam yarım inekler bile yakalanıyor” dedi. Kaçak etlerin büyük bir kısmı Almanya ve Fransa’dan İsviçre’ye getiriliyor.

Kaçak etler çoğu zaman küçük araçlarla ya da minivanlarla sınırdan geçiş yaparken, bu organizasyonlar oldukça planlı hareket ediyor. Bazı kişiler etin sınırdan geçirilmesini sağlarken, diğerleri gümrük görevlilerinden kaçmak için bölgeyi gözetliyor. Bu tür grupların bazıları, Ortadoğu ve Orta Doğu ülkelerinden – özellikle Türkiye’den – geliyor.

Organize Kaçakçılıkla Mücadele
Gümrük yetkilileri, bu gruplara karşı soruşturmaları yoğunlaştırmış durumda. Büyük operasyonlar dışında, BAZG, kaçakçılığı engellemek için özel bir “görev gücü” kurmuş ve hedefli müdahalelerde bulunuyor. Gümrük vergilerinden kaçan bu gruplar, devletin büyük miktarlarda gelir kaybına neden oluyor. Etin yurtdışında daha ucuz olması ve kilogram başına 15 ila 20 frank arasında değişen gümrük vergisi, bu kaçakçılığı cazip kılıyor.

Sağlık ve Rekabet Endişeleri
Etin sağlıksız koşullarda taşınması büyük bir sağlık riski oluşturuyor. Ancak, Bartenschlager, tüketicilerin kaçak etlere maruz kalma riskinin oldukça düşük olduğunu belirtiyor. 2023 yılı itibarıyla İsviçre’ye düzenli yollarla 105.000 ton et ithalatı yapılmışken, kaçak etlerin toplam miktarı sadece %0,2 civarında.

Kaçak et, yasal olarak ticaret yapan işletmelerin rekabetini de olumsuz etkiliyor. Gümrükle vergisiz ve kaçak olarak satılan etler, daha düşük fiyatlarla piyasada bulunuyor ve bu da yasal satıcıları zarara uğratıyor.

Kaçakçılar yakalandığında, hapis cezası ve büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Ayrıca, yabancı uyruklu suçlular, İsviçre’den sınır dışı edilebiliyor.

Sonuç Olarak
İsviçre’nin, et kaçakçılığı ile mücadelesi, sadece ekonomi değil, halk sağlığı açısından da kritik bir mesele. Gümrük yetkililerinin bu konuda yürüttüğü sıkı denetimler ve organizasyonlar, kaçakçılıkla mücadelede büyük önem taşıyor.

Haberin Devamını Oku

Trendler