Sosyal Medya

İsviçre

RÖPORTAJ: ZÜRİH’TE VATANDAŞLIK BAŞVURUSUNA DAİR SORULAR VE CEVAPLAR

yazar

Yayınlayan

on

Dil yeterliliği ve entegrasyon şartları nelerdir?

Röportaj Haber: Cemil Baysal

İsviçre vatandaşlığı başvuru süreci hakkında daha kapsamlı bilgi almak için Zürih kantonundaki vatandaşlıkla ilgili yetkili bir makamla görüştük. Röportajımızda, başvuru sürecinden dil yeterliliğine kadar olan tüm detayları öğrenme fırsatı bulduk. İşte röportajımızın tam metni:


İsviçreninsesi : Normal ( Ordentliche Einbürgerung ) ve kolaylaştırılmış ( Eine erleichterte Einbürgerung) vatandaşlık başvuruları arasında bir fark var mı?

Kanton Zürih: Evet, kolaylaştırılmış vatandaşlık yalnızca belirli gruplara uygulanabilir. En yaygın grup, İsviçre vatandaşlarıyla evli olan kişilerdir. Bu kişiler, evlilik anında eşlerinin İsviçre vatandaşı olması koşuluyla kolaylaştırılmış vatandaşlık başvurusu yapabilirler. Kolaylaştırılmış başvurular, Bern’deki Federal Göçmenlik Sekreterliği (SEM) tarafından işleme alınır. Biz, Zürih kantonundaki belediye ofisi olarak sadece normal vatandaşlık başvuruları ile ilgileniyoruz. Bu nedenle, verdiğimiz cevaplar yalnızca normal vatandaşlık başvuruları için geçerlidir.

İsviçreninsesi : Normal bir vatandaşlık başvurusu için gerekli olan ikamet süresi nedir?

Kanton Zürih: Evet, bir ordinär vatandaşlık başvurusu için, kişi İsviçre’de toplamda 10 yıl yaşamış olmalıdır. Ancak bu 10 yılın kesintisiz olması gerekmez; önceki yıllarda geçirdiğiniz süreler de hesaba katılabilir. Yalnızca başvuru yapmadan önceki son 5 yıl içinde en az 3 yıl bu süreye dahil olmalıdır. Yani, son 5 yıl içinde en az 3 yıl İsviçre’de ikamet etmiş olmanız gerekmektedir.

İsviçreninsesi : Her İsviçre’deki ikamet süresi 10 yıl olarak mı sayılır?

Kanton Zürih: Hayır, her ikamet izni için bu süre geçerli değildir.

  • Bu süre, alınan izin türüne bağlıdır, örneğin:
  • B ve C izinleriyle geçirilen süreler tamamen geçerli sayılır.
  • F izniyle geçirilen süreler yarı olarak sayılır.
  • L veya N izinleriyle geçirilen süreler ise sayılmaz.

İsviçreninsesi : 8 ile 18 yaş arasındaki kişilerin ikamet süreleri nasıl hesaplanır?

Kanton Zürih: Bu yaş grubundaki kişilerin ikamet süreleri iki kat olarak sayılır, yani daha kısa süreyle başvuru yapabilirler.

İsviçreninsesi : Çocuklar, ebeveynleriyle birlikte vatandaşlık başvurusu yapabilir mi?

Kanton Zürih: Evet, çocuklar ebeveynleriyle birlikte başvuru yapabilirler. Ancak, çocuğun ebeveyniyle en az %50 oranında ilgilenmesi ve birlikte yaşıyor olmaları gerekmektedir. Bu durumda, çocuğun başvuru süresi, ebeveyninin süresi ile aynı kabul edilir. Çocuk C iznine sahip olmak zorunda değildir. Ancak ebeveynin başvuru tarihinden önce gerekli süreyi tamamlamış ve C iznine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca, çocuk yalnız başına da başvuru yapabilir, ancak bu durumda 10 yıl süresi tamamlanmalıdır ve çocuk C iznine sahip olmalıdır.

İsviçreninsesi : C izni olmayan bir kişi vatandaşlık başvurusu yapabilir mi?

Kanton Zürih: Hayır, normal vatandaşlık başvurusu yalnızca C izni ile yapılabilir. B izni yeterli değildir. Ancak, ebeveyniyle birlikte başvuran çocuklar için farklı kurallar geçerlidir (Cevabı üstteki sorudaki cevap).

İsviçreninsesi : Zürih kantonunda vatandaşlık başvurusu için gerekli olan ikamet süresi nedir?

Kanton Zürih: Zürich Kantonunda vatandaşlık başvurusu yapabilmek için bir kişinin aynı belediyede en az 2 yıl ikamet etmiş olması gerekmektedir. Bu 2 yıl, başvuru tarihinden hemen önceki döneme ait olmalıdır. Önceki yıllar bu süreye dahil edilmez.

25 yaş altındaki kişiler için ise yalnızca Zürich Kantonunda 2 yıl ikamet etmiş olmak yeterlidir. Hangi belediyede ikamet ettikleri fark etmez.

İsviçreninsesi : Vatandaşlık başvurusu için ücretler nelerdir?

Kanton Zürih: Bir ordinär ( Ordentliche Einbürgerung) normal vatandaşlık başvurusu için üç ayrı ücret talep edilmektedir: Belediye, Kanton ve SEM (Federal Göçmenlik Dairesi) her biri ayrı bir ücret almaktadır.

Belediyelerin ücretleri farklılık gösterebilmektedir. Her belediyede belirlenen ücretler değişken olup, ancak genel olarak şu kurallar geçerlidir:

  • 20 yaş altındaki kişiler ücret ödemez.
  • 25 yaş altındaki kişiler yarım ücret öder.

Kanton ücreti kişi başı 500 CHF’dir. 25 yaş altındaki kişiler için bu ücret 250 CHF’ye düşer. 20 yaş altındaki kişiler ise Kantona herhangi bir ücret ödemez.

Federal düzeyde, ordinär vatandaşlık başvurusunun ücreti 100 CHF’dir. Evlilik durumu söz konusu olduğunda, çiftler toplamda 150 CHF ödeme yapar. 18 yaş altındaki kişiler ise 50 CHF ücret öder.

İsviçreninsesi : Vatandaşlık başvurusu için dil yeterliliği şartı var mı?

Kanton Zürih: Zürih Kantonunda bir vatandaşlık başvurusu yapabilmek için, başvuru sahibinin yeterli Almanca bilgisine sahip olması gerekmektedir (A2 yazılı ve B1 sözlü seviyesinde, GER‘ye göre). Bu bilgilerin kanıtlanabilmesi için, kişi genellikle bir dil sertifikası sunmak zorundadır. Ancak aşağıdaki durumlarda, sertifika sunulması gerekmez:

  • Kişi, Almanca’yı anadil olarak konuşuyorsa (Deutsch als Muttersprache).
  • Kişi, en az 5 yıl boyunca zorunlu okula Almanca dilinde devam etmişse (obligatorische Schule).
  • Kişi, ikinci kademe okulunu (Sekundarstufe II – meslek eğitimi, lise) veya yükseköğretimi (Tertiärstufe – lisans, yüksek lisans – Bachelor, Master) Almanca dilinde tamamlamışsa.
  • Kişi, başvuru sırasında zorunlu okulunu veya ikinci kademe okulunu Almanca dilinde devam ediyorsa.

Ayrıca, başvuru sahibinin İsviçre ve Zürih kantonunun coğrafyası, tarihi ve siyasi ile toplumsal yapıları hakkında yeterli bilgiye sahip olması gerekmektedir. Zürih belediyesinin (Zürcher Gemeindewesen) siyasi yapısı hakkında da bilgi sahibi olmalıdır. Bu bilgilerin doğruluğu, genellikle bir temel bilgi testi (Grundkenntnistest) ile ölçülür.

Temel bilgi testine dair bilgilere ve örneklere şu web sitesinden ulaşılabilir: Temel Bilgi Testi. Bu sayfada test örnekleri ve çalışma broşürleri bulunmaktadır.

Temel Bilgi Testine Gerek Kalmayan Durumlar

İsviçre’de bir kişi, aşağıdaki durumlar söz konusu olduğunda temel bilgi testine girmeye gerek duymadan başvurusunu tamamlayabilir. Bu durumlarda, kişinin gerekli bilgilere sahip olduğu zaten kabul edilir:

  • Kişi, İsviçre’de en az 5 yıl zorunlu okul eğitimi almışsa. Bu 5 yılın en az 3 yılı ikinci kademe okulunda (Sekundarstufe I – Sek A, B, C) geçmiş olmalıdır.
  • Kişi, İsviçre’de ikinci kademe eğitimini (meslek eğitimi veya lise) tamamlamışsa.
  • Kişi, başvuru sırasında zorunlu okulunu veya ikinci kademe okulunu İsviçre’de hâlâ devam ediyorsa.

Başvurular Online çevrimiçi yapılabilir mi?

Kanton Zürih: Evet, Zürih kantonunda başvurular çevrimiçi olarak yapılabilir. https://naturalization.services.zh.ch

İsviçre Medeni Durum Kayıtlarından Güncel Çıkarılacak Belge ve Mevcut Durumun Kanıtı

Başvuru yaparken, kişiden şu belgeler istenebilir:

  • İsviçre Medeni Durum Kayıtları: Kişinin medeni durumu hakkında güncel bilgilerin yer aldığı resmi belge.
  • Mevcut Faaliyet Kanıtı: Kişinin şu anda yaptığı faaliyetle ilgili belge. Bu belge, örneğin; çalışan bir kişi için işveren onayı (iş yerinden yazılı onay), öğrenci için okul onayı veya kişisel mal varlığına dair bir varlık kanıtı olabilir.

Ek Bilgi:

Bir kişi, vatandaşlık başvurusu yapmadan önce İsviçre Nüfus Kayıt Sistemi’ne kaydını yaptırmak zorundadır. Bu başvuru, kişinin ikamet ettiği yerin Nüfus Dairesi tarafından yapılır. Kayıt belgesi alındıktan sonra vatandaşlık başvurusu yapılabilir.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

ALMANYA’DA POLİTİKALAR ARASINDA UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ TARTIŞMASI

yazar

Yayınlayan

on

By

“İsviçreliler tembel mi?”

Almanya’da, iş saatleri ve esneklik konusu yeniden gündemde. Son tartışmalar ise, İsviçre’nin iş gücü verimliliği açısından örnek alınıp alınamayacağını sorgulayan bir dizi sert yorumla şekillendi. Hükümet üyeleri arasında, daha uzun çalışma saatlerinin etkinliği hakkında yapılan değerlendirmeler, İsviçre’nin bu konudaki duruşunu da mercek altına aldı.

Almanya’da Tartışma Alevlendi
Almanya Federal Meclisi’nin son oturumunda, iş saatlerinin esnek hale getirilip getirilemeyeceği tartışıldı. Bu talep, özellikle Almanya’daki Liberal Demokrat Parti (FDP) tarafından dile getirildi. Ancak beklenmedik bir şekilde, konu İsviçre’ye geldi ve tartışmalar derinleşti. İsviçre’de çalışanlar, Almanlardan yaklaşık 200 saat daha fazla çalışıyor. Bu da, ülkelerin verimlilik farklılıklarına dair bir dizi yorumun yapılmasına sebep oldu.

Almanya mı, İsviçre mi?
Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekili Mathias Papendieck, uzun çalışma saatlerinin verimlilikle bir ilgisi olmadığını savundu. Papendieck, “Daha fazla çalışmak daha verimli olmak anlamına gelmez. Az çalışan biri de çok etkili olabilir,” diyerek, daha kısa çalışma saatlerinin de verimliliği artırabileceğini öne sürdü. Bu görüş, Almanya’da muhafazakâr CSU partisinden Max Straubinger’ın sert tepkisini çekti. Straubinger, Papendieck’e karşı “İsviçrelilerin etkisiz verimsiz olduğunu mu düşünüyorsunuz?” şeklinde soru yöneltti.

Papendieck, bu soru karşısında cevap vermekte zorlanırken, FDP milletvekili Otto Fricke ise ironik bir şekilde, “İsviçreliler tembel mi?” diye seslendi. Bu, tartışmanın zirveye ulaşmasını sağladı.

İsviçre Çalışma Saatleri
İstatistiklere göre, İsviçre’de ortalama yıllık çalışma saati 1495 saat iken, Almanya’da bu sayı 1332 saatte kalıyor. Bu fark, büyük ölçüde İsviçre’nin daha uzun haftalık çalışma saatlerinden kaynaklanıyor. 2022 verilerine göre, İsviçre’de tam zamanlı çalışanlar haftada ortalama 42,7 saat çalışırken, Almanya’da bu rakam 38,9 saatte kalıyor.

Tartışmanın Geleceği
Almanya’daki tartışmalar, uzun çalışma saatlerinin verimliliği artırıp artırmadığı sorusuyla devam ederken, bazı basın organları İsviçre’nin daha yüksek çalışma saatlerini bir örnek olarak gösteriyor. Almanya’nın ekonomik durumu da göz önünde bulundurulduğunda, iş saatlerinin esnetilmesi yönündeki tartışmaların daha da alevlenmesi bekleniyor. Ancak, Bundestag’daki bu tartışmanın sonuca bağlanması yeni yıl sonrasına kalabilir.

Alman parlamentosundaki bu tür sert yorumlar ve provoke edici çıkışlar, tartışmaların ne kadar derinleşebileceğini gösteriyor.

Haberin Devamını Oku

İsviçre

YEMEK İSRAFI: İSVİÇRE’DE HERKES 620 FRANK TASARRUF EDEBİLİR

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’de her yıl yaklaşık 5 milyar frank değerinde gıda israfı yapılmakta. Bu durum, hem ekonomik hem de çevresel açıdan ciddi bir kayba yol açıyor. Ancak, dikkatli alışveriş ve israfı azaltma yöntemleriyle bu kayıp büyük ölçüde engellenebilir.

Gıda İsrafı ve Tasarruf Olanakları
Her bir İsviçreli, gıda israfını önleyerek yılda 620 frank tasarruf edebilir. En büyük tasarruf potansiyeli ise meyve ve sebze alımında bulunuyor. Ayrıca, ekmek de sıkça israf edilen gıdalar arasında yer alıyor. Foodwaste.ch’in 2019 verilerine göre, her yıl tüketiciler bu şekilde büyük bir finansal kayıp yaşıyor.

Yılbaşı Kutlamaları ve Artan İsraf
Yılbaşı gibi özel günlerde, fazla yemek hazırlanması nedeniyle israf daha da artıyor. Evdeki buzdolabı misafirler için dolup taşarken, birçok yiyecek ne yazık ki ziyan oluyor. Ancak, sadece gerçekten ihtiyaç duyulan miktarda alışveriş yapmak, bu durumu engelleyebilir ve önemli bir tasarruf sağlanabilir.

Hedef: 2030’a Kadar Yarıya İndirmek
İsviçre hükümeti, 2030 yılına kadar gıda israfını yarıya indirmeyi hedefliyor. 2017 yılına kıyasla ulaşılacak bu hedef, yalnızca ekonomik açıdan değil, çevresel açıdan da büyük fayda sağlayacak. Beretta, hükümetin şu ana kadar bu hedefe ulaşmak için yeterli adım atmadığını belirtiyor.

Yemek israfını önlemek, hem cebimize hem de gezegenimize katkı sağlamak için önemli bir adım!

Haberin Devamını Oku

İsviçre

SAHTEKARLIK VE KARA PARA AKLAMA: ŞÜPHELİ GÜZELLİK SALONLARININ HIZLA BÜYÜYEN İŞİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Eğitimsiz personel çalıştıran şüpheli güzellik salonlarının sayısı hızla artıyor. Bu salonların bir kısmı, suç örgütleriyle bağlantılı olarak faaliyet gösteriyor. Tehlikeli ve yasa dışı uygulamalarıyla, sektördeki saygın profesyonellerin işlerini zorlaştırıyor ve onların geçim kaynaklarını ellerinden alıyorlar.

TÜRKİYE KÖKENLİ ÇETEYE ZÜRİH’TE AĞIR CEZA: 324 MİLYONLUK YASA DIŞI KUMAR VE PARA AKLAMA

Zürih Bölge Mahkemesi, Aralık ortasında, yasa dışı kumar faaliyetleri ve ağır para aklama suçlarından dört Türkiye kökenli erkeği çok yıllı hapis cezalarına çarptırdı. Sanıklar, yasa dışı “Antepay” ödeme kartının arkasındaki organizatörlerdi. Bu kartla 2019’dan itibaren iki yıl içinde 324 milyon Frank ciro ve 171 milyon Frank net kâr elde ettiler.

Çete, kazandığı milyonların bir kısmını Zürih Futbol Kulübü üzerinden akladı. 2019 ve 2020 yıllarında, söz konusu kartın kulübün ana sponsoru olarak görünmesi dikkat çekti.

Yasa dışı faaliyetlerin arkasındaki suçlular, sadece İsviçre’nin futbol sahnesinde değil, Zürih çevresindeki şatafatlı güzellik salonlarında da bağlantılara sahipti. Bu tür salonlar, genellikle yüksek miktarda nakit ödemelerin dikkat çekmeden yapılabildiği yerler olduğu için suç örgütlerinin para aklama faaliyetlerinde cazip birer merkez haline geldi.

İsviçre Mali Suçlar Bildirim Ofisi (MROS), 2021 yıllık raporunda benzer bir vakayı detaylandırarak bu tür yapılar hakkında uyarılarda bulunmuştu. Suç örgütlerinin güzellik sektörüne artan ilgisi, yasa dışı para aklama faaliyetlerinin farklı alanlara yayıldığını gözler önüne seriyor.

ŞÜPHELİ GÜZELLİK SALONU HESABI: PARA AKLAMA VE İNSAN TİCARETİ ŞÜPHESİ

Bir banka, “kendi ifadesine göre bir güzellik salonu işlettiğini belirten” bir müşterisinin hesabında şüpheli finansal işlemler tespit etti. Bir yıl içinde, bu hesaba toplamda 70.000 Frank tutarında nakit para yatırıldı. Yatırımlar, yalnızca hesap sahibi kadın tarafından değil, aynı zamanda başka kadınlar tarafından da yapıldı.

Paranın bir kısmı İsviçre’nin bir şehrinde yatırıldıktan kısa bir süre sonra Avrupa’daki başka bir ülkede çekildi. Daha fazla inceleme sonucu, paranın alıcısının ve hesap sahibinin sözde hayat arkadaşının organize suç ve insan ticaretiyle bağlantılı olduğu ortaya çıktı.

Bu durum, güzellik salonlarının, yasa dışı kazançların aklanması ve suç ağlarının faaliyetlerini gizlemek için nasıl kullanılabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Banka yetkilileri, bu tür durumlara karşı daha sıkı denetim ve bildirim mekanizmalarının gerekliliğini vurguluyor.

İSVİÇRE’DE ŞÜPHELİ GÜZELLİK SALONLARI: ZORLA FUHUŞ VE İNSAN TİCARETİ ŞÜPHESİ

Bir güzellik salonu işlettiğini iddia eden bir kişinin hesabındaki şüpheli işlemler, arka plandaki karanlık gerçeği ortaya çıkardı. Bu salon aslında hiç yoktu ve gelirler, zorla fuhuş ve insan ticaretinden elde ediliyordu.

YASALARDAKİ BOŞLUKLAR ŞÜPHELİ SALONLARI KOLAYLAŞTIRIYOR

İsviçre’de güzellik salonu açmak için herhangi bir özel izin veya profesyonel uzmanlık belgesi gerekmiyor. İsviçre Kozmetik Derneği (SFK) Müdürü Nicole Schmid’e göre, bu durum şüpheli güzellik salonlarının artmasını kolaylaştırıyor. “Bugün, herhangi biri eğitim almadan bir kozmetik salonu açabilir ve kendini kozmetikçi olarak adlandırabilir,” diyor Schmid.

Sadece Ticino kantonu, güzellik salonlarının açılmasını belirli kriterlere bağlamış durumda. Bunun dışında ülke genelinde bu tür salonlar hızla çoğalıyor. Federal İstatistik Ofisi’nin (BfS) verilerine göre, 2011 yılında 8216 güzellik salonu kayıtlıyken, 2022’de bu sayı %50’nin üzerinde artarak 12.545’e ulaştı.

EĞİTİM VE SERTİFİKA EKSİKLİĞİ

Schmid, yılda yalnızca 120 kişinin İsviçre genelinde resmi bir kozmetikçi eğitimi aldığını belirtiyor. Buna karşılık, sektördeki çalışan sayısının hızla artması, birçok kişinin bu meslekte resmi bir diploma olmadan çalıştığını gösteriyor. İsviçre’de yalnızca “Kosmetikerin EFZ”, “Kosmetikerin FA” veya “Diplomierte Kosmetikerin (HFP)” gibi korunan unvanlar profesyonel bir eğitimi temsil ediyor.

Öte yandan, bazı özel eğitim kurumlarının yalnızca birkaç haftalık hızlandırılmış kurslarla diploma verdiği ve bu diplomaların resmi olarak tanınmadığı belirtiliyor.

SAHTE MESLEK UNVANLARI VE ŞEFFAFLIK EKSİKLİĞİ

İnternette, yeterli uzmanlığa sahip olmayan birçok salon bulmak mümkün. Bazı salonlar, web sitelerinde çeşitli hizmetler sunarken, ne işletme sahibinin adını ne de eğitim geçmişini paylaşmıyor. Örneğin, “diplomierte medizinische Kosmetikerin” gibi kulağa profesyonel gelen unvanlar kullanan salonlar bulunuyor. Ancak İsviçre’de böyle bir meslek unvanı resmi olarak mevcut değil.

Bu durum, sektörün güvenilirliği ve müşterilerin sağlığı açısından büyük bir risk oluşturuyor. Schmid, “Unnecessary risklerden kaçınmak isteyenler, yalnızca resmi İsviçre diplomalı uzmanlara güvenmelidir,” diyerek müşterilere dikkatli olmaları çağrısında bulunuyor.

SAHTE UZMANLAR VE RİSKLİ UYGULAMALAR: GÜZELLİK SEKTÖRÜNDEKİ TEHLİKELER

İsviçre Kozmetik Derneği (SFK) Müdürü Nicole Schmid, güzellik sektöründe sıkça karşılaşılan yanlış unvan kullanımı ve tehlikeli uygulamalara dikkat çekiyor. Schmid’e göre, doğru eğitim almamış kişiler yanlış unvanlarla hizmet veriyor. Örneğin, bir kişinin tıbbi kozmetik alanında uzman olduğunu iddia etmesi için resmi bir “Kosmetikerin FA – mit Fachrichtung medizinische Kosmetik” unvanına sahip olması gerekiyor. Ancak, birçok kişi sadece özel bir okuldan alınan diplomayla bu alanda çalışıyor.

SAĞLIK RİSKİ TAŞIYAN UYGULAMALAR

Medikal uzmanlık gerektiren birçok işlem, yeterli bilgi ve yetkinlik olmadan güzellik salonlarında gerçekleştiriliyor. Bunlar arasında hyaluron kalemle dudak dolgusu, lazerle dövme ve tüy alma gibi işlemler yer alıyor. Bu tür uygulamaların, yalnızca ilgili eğitim ve sertifikaya sahip kişiler tarafından yapılmasına izin veriliyor.

Schmid, 2019 yılında yürürlüğe giren bir yasa ve yönetmeliğin (V-NISSG), ışın ve ses dalgaları ile yapılan tedavileri düzenlediğini belirtiyor. Bu düzenlemeler, lazer, ışık, ultrason ve radyo frekansı gibi yöntemlerle yapılan işlemlerde uzmanlık sertifikası zorunluluğunu içeriyor. Özellikle selülit, kırışıklık, mantar, yara izi tedavileri ve tüy alma gibi uygulamalar için özel bir uzmanlık belgesi şart. Dudak dolgusu gibi bazı işlemler ise yalnızca doktorlar tarafından yapılabiliyor.

HATALI UYGULAMALARIN KALICI SONUÇLARI

Güzellik sektöründeki denetim eksiklikleri, mağdurların ciddi sonuçlarla karşılaşmasına neden olabiliyor. İsviçre Yayın Kurumu (SRF), yasadışı hyaluron enjeksiyonlarının neden olduğu “verpfuschte Lippen” (bozulmuş dudaklar) vakalarını gündeme getirdi. Bu tür hatalı işlemler, sağlık açısından kalıcı zararlar bırakabiliyor.

GÜVENLİ GÜZELLİK İÇİN EĞİTİM VE DİKKAT

Güzellik sektöründe kaliteli hizmet alabilmek için yalnızca yeterli eğitim ve belgelere sahip profesyonellere başvurulması öneriliyor. Müşterilerin, bu tür işlemleri yaptırmadan önce hizmet sağlayıcılarının uzmanlık durumunu ve yasal sertifikalarını sorgulaması büyük önem taşıyor.

YETERSİZ DENETİMLER

Federal Sağlık Ofisi (BAG), gerekli sertifikalara sahip kişilerin kaydını tutuyor ve bu listeyi halkın erişimine sunuyor. Ancak birçok güzellik salonu, çalışanlarının isimlerini bile açıklamıyor. Bu durum, müşterilerin sertifikalı uzmanlara ulaşmasını zorlaştırıyor.

Nicole Schmid, İsviçre Kozmetik Derneği (SFK) adına yaptığı açıklamada, kantonların güzellik salonlarını yalnızca şikâyet üzerine incelediğini belirtti. Proaktif denetimlerin yapılmaması, yetkisiz uygulamaların yayılmasına zemin hazırlıyor.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

SFK, güzellik salonlarının yalnızca federal bir diplomaya sahip olan kişiler tarafından açılmasını öneriyor. Schmid, bu şekilde hem sağlık risklerinin azaltılacağını hem de sektördeki kalite standartlarının yükseleceğini vurguluyor. Derneğin önerisi, güzellik salonu açma izninin yalnızca “Kosmetikerin EFZ” gibi resmi bir unvana sahip olanlara verilmesi yönünde.

Schmid’in açıklamasına göre, bu alanda çalışanlar insan vücudunun en büyük organı olan cilt üzerinde işlem yapıyor. Dolayısıyla, yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan kişilerin bu tür işlemleri gerçekleştirmesi, halk sağlığı açısından büyük riskler taşıyor.

SEKTÖRÜN İTİBARI TEHLİKEDE

Denetimsizliğin ve yetersiz eğitimli kişilerin sektöre girmesinin, dürüst ve nitelikli işletmelerin itibarını zedelediği açık. Yasal düzenlemelerin ve denetimlerin artırılması, sektörün hem güvenilirliğini hem de profesyonel standartlarını güçlendirecek bir adım olarak öne çıkıyor.

İsviçre’deki güzellik sektörü hızla büyürken, denetim eksiklikleri ve yetersiz eğitim standartları, hem müşteriler hem de sektörde çalışanlar için ciddi sorunlara yol açıyor. Bu hızlı büyüme, yeterli denetim mekanizmalarının oluşturulması ve sektördeki standartların artırılmasını zorunlu hale getiriyor. Aksi takdirde, sahte uzmanlar halk sağlığı için giderek artan bir tehdit oluşturabilir. Daha sıkı düzenlemeler ve proaktif denetimler, bu sorunların çözülmesinde kritik bir rol oynayabilir.

Haberin Devamını Oku

Trendler