İsviçre
Tarihi An: SP ve Grüne, Klima Fonu İçin İmzaları Sundu
İsviçre Sosyal Demokrat Partisi (SP) ve Yeşiller (Grüne) tarih yazarak, ortak bir Klima Fonu İnisiyatifi için topladıkları imzaları sundular. Her iki partinin de ilk defa bir araya gelerek destek verdiği bu inisiyatif, yılda 7 milyar franka kadar çıkabilecek bir miktarın, çevre ve iklim değişikliğinin sosyal etkilerini hafifletmek için ayrılmasını talep ediyor.
130.000’den fazla toplanan imza, en az 105.000’inin geçerli olduğu açıklamasıyla, İsviçreli vatandaşların çevre koruma konusundaki güçlü bir duruşunu gösterdi. SP Eş Başkanı Mattea Meyer, bu ortak taahhüdün tarihî önemini vurgulayarak, “Ebeveynlerimiz ve Ataları Emekli Sandığı AHV’yi oluşturdular, ETH’yi kurdukları ve NEAT’ı inşa ettikleri gibi. Biz de İsviçre’yi iklim açısından nötr hale getireceğiz.” dedi.
“Yeşil Yeni Anlaşma” adlı Halk İnisiyatifi, İsviçre’nin GSYİH’sının yılda %0,5 ila %1’ini çevre korumaya ayırmasını öngörüyor. Bu, 3,5 ila 7 milyar franklık bir miktarı ifade ediyor. Fon kaynakları, yenilenebilir enerji genişletme, bina iyileştirmeleri ve toplu taşıma güçlendirme gibi alanlara yatırım yapılmasını hedefliyor. Hedef, sadece çevre koruma değil, aynı zamanda sürdürülebilir iş yaratma, eğitimler ve meslek değiştirme ile “sosyal ağlardan düşen kimse olmamasını” sağlamak.
Hâlen Yeşiller Başkanı olan Balthasar Glättli, Klima Fonu’nun “Yeşil Yeni Anlaşma” için çevresel koruma, biyoçeşitlilik, inovasyon ve gelecekteki işler için bir güvence sağladığını vurguladı.
Perşembe günü Bundeskanzlei’ye sunulan 130.000 imza ile İsviçre, sürdürülebilir ve iklim dostu bir geleceğe doğru önemli bir adım attı. İnisiyatif, vatandaşların çevre için ortak sorumluluk almak ve daha yeşil bir İsviçre için yenilikçi yollar bulma konusundaki istekliliklerini vurguluyor.

Gündem
LUZERN’DE TEPKİ ÇEKEN YASAK: ÇİN TURİST GRUPLARINA GÖL HAVUZUNA ERİŞİM SINIRLAMASI

📌 GÜNCELLEME TARİHİ: 16 Temmuz 2025
⏱️ Okuma süresi: 2 dakika
İsviçre’nin Luzern kentinde yer alan ve göl üzerindeki konumuyla bilinen Seebad Luzern, yaz aylarında artan yoğunluk gerekçesiyle dikkat çeken bir uygulamayı hayata geçirdi. Tesis yönetimi, altı kişiden fazla olan turist gruplarının — özellikle Asya kökenli, ağırlıklı olarak Çinli turistlerin — yoğun saatlerde göl havuzuna girişine sınırlama getirdi.
Blick gazetesinde yer alan habere göre, bu karar tesisin resmi internet sitesinde Almanca, İngilizce ve Çince olmak üzere üç dilde açıkça duyuruldu. İlgili uyarıda şu ifadeler yer alıyor:
🔹 “Reisegruppen ab 6 Personen haben bei hoher Auslastung keinen Zutritt.”
(Altı kişiden büyük turist grupları yoğunluk durumunda tesise giriş yapamaz.)
Yetkililer, kararın arkasında yatan nedenleri “tesis kapasitesinin yönetilebilirliği” olarak açıklasa da, Çinli turistlerin özellikle hedef alınması tepkilere neden oldu. Gerekçe olarak ise bazı grupların “çok gürültülü olduğu” ve “yüzme deneyiminin az olduğu” öne sürüldü.
Benzer bir uygulama Jura kantonundaki Pruntrut kasabasında da görülmüştü. Burada da yabancı ziyaretçilere yönelik erişim kısıtlamaları getirilmiş ve özellikle Fransız turistlerin uygunsuz davranışları gerekçe gösterilmişti.
Luzern’deki yeni düzenleme, ayrımcılık tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Sosyal medyada ve turizm sektöründe çok sayıda kişi, uygulamanın etnik grupları hedef alarak ayrımcılık içerdiğini savunuyor.

Avrupa
AİHM’DEN İSVİÇRE’YE ELEŞTİRİ: CASTER SEMENYA’YA ADİL YARGILANMA SAĞLANMADI

🕓 Okuma süresi: 3 dakika
CENEVRE – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Güney Afrikalı olimpiyat şampiyonu atlet Caster Semenya hakkında önemli bir karara imza attı. Mahkeme, 10 Temmuz 2025’te açıkladığı kararla, İsviçre Yüksek Mahkemesi’nin Semenya’ya “adil yargılanma hakkı” tanımadığına hükmetti. Bu çarpıcı karar, spor dünyasında yıllardır tartışma konusu olan cinsiyet politikalarına dair yeni bir dönüm noktası oluşturdu.
Semenya, doğuştan sahip olduğu farklı cinsiyet gelişimi (DSD) nedeniyle Uluslararası Atletizm Federasyonu’nun (World Athletics) uyguladığı testosteron sınırlandırması kurallarına karşı hukuk mücadelesi veriyordu. Ancak İsviçre federal yargı makamları, 2020 yılında World Athletics’in uygulamalarını orantılı ve meşru bulmuştu. Bu kararın ardından Semenya, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımıştı.
AİHM: ADİL YARGILAMA HAKKI İHLAL EDİLDİ
AİHM kararında, İsviçre’nin, Caster Semenya’nın davada temel haklarını yeterince koruyamadığını ve adil yargılama süreci ilkesine uygun davranmadığını belirtti. Kararda, özellikle karmaşık tıbbi ve etik boyutlar içeren bu davada Semenya’nın yeterince dinlenmediği ve savunma hakkının kısıtlandığı vurgulandı.
Mahkeme, Semenya’ya manevi zarar nedeniyle yaklaşık 80.000 Euro tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak AİHM, sporculara uygulanan testosteron sınırlandırmasının doğrudan ayrımcılık oluşturup oluşturmadığına dair nihai bir değerlendirmede bulunmadı. Bu yönüyle, ayrımcılık iddiası açısından karar tarafsız ve sınırlı kaldı.
DAVA YENİDEN İSVİÇRE MAHKEMESİNDE
Bu karar doğrultusunda, dava süreci yeniden İsviçre federal yargı sistemine dönmüş oldu. İsviçreli hukuk uzmanları, bu kararın yalnızca Semenya değil, benzer durumda olan birçok DSD’li sporcunun hak mücadelesinde emsal teşkil edebileceğini belirtiyor.
📌 Semenya kararı, cinsiyet temelli düzenlemeler, sporun evrenselliği ve insan hakları arasındaki dengenin yeniden tartışılmasına neden olabilir.

Dünya
MISIR’DA TATİL KÂBUSA DÖNDÜ: 3 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA GEREKSİZ AMELİYAT DAYATMASI

⏱ Okuma süresi: 2 dakika]
İsviçreli bir kadın, Hurghada’daki bir tatil köyünde oğlunun geçirdiği kaza sonrası, otelin anlaşmalı olduğu partner hastanede çocuğuna gereksiz ve riskli bir ameliyat önerildiğini, bunun için 10 bin Euro peşin ödeme talep edildiğini açıkladı.
Mısır’ın Kızıldeniz kıyısındaki popüler tatil bölgesi Hurghada’da yaşanan olay, yabancı turistlerin sağlık sistemi karşısında karşılaşabileceği tehlikelere dikkat çekti. İsviçreli A.* isimli anne, 3 yaşındaki oğlunun otel havuzu kenarında bir cankurtaranın çarpması sonucu bacağını kırdığını, ardından partner hastanede büyük bir sağlık skandalı yaşandığını ifade etti.
5 SAATLİK OPERASYON VE 10 BİN EURO TALEBİ
Anne A., otelin anlaşmalı olduğu özel bir hastaneye yönlendirildiklerini ve burada doktorların, çocuğu için yaklaşık beş saat sürecek kapsamlı bir ameliyat önerdiğini ifade etti. Önerilen operasyon, çocuğun bacağının tamamen açılmasını gerektiriyordu. Ancak A., sahip olduğu tıbbi bilgiye dayanarak, bu tür bir cerrahi müdahalenin çocuğunun kırık tipi açısından kesinlikle gereksiz olduğunu düşündüğünü belirtti.
Üstelik, operasyon için aileden 10.000 Euro peşin ödeme talep edildi. Hastane personelinin baskısı altında kalan kadın, İsviçre’den tanıdığı yerel turizm uzmanı Sigrun Brabenetz’ten yardım istedi. Brabenetz’in iş ortağı Hamada’nın devreye girmesiyle aile, doktorların tüm uyarılarına rağmen hastaneden çıkabildi.
UYGUN TEDAVİ SADECE YARIM SAAT SÜRDÜ
Daha sonra başvurdukları farklı bir özel hastanede çocuğa yalnızca lokal bir kesiyle metal sabitleme işlemi uygulandı. Tedavi sadece yarım saat sürdü ve çocuk hızlıca toparladı.
OTEL NE ÖZÜR DİLEDİ NE DE DESTEK OLDU
A., otel yönetiminden de büyük hayal kırıklığı yaşadığını belirtti. Kazaya neden olan cankurtaran için ne özür dilendiğini ne de herhangi bir sorumluluk alındığını söyledi. “Yemekleri oğlumun yanına odaya getirmem bile sorun oldu, ekstra ücret talep ettiler,” diyerek yaşadığı zor anları paylaştı.
UYARI: OTELLERİN ANLAŞMALI HASTANELERİNE DİKKAT
Sigrun Brabenetz ise benzer olayların neredeyse her gün yaşandığını ve turistlerden yardım çağrıları aldıklarını aktardı. “Otel klinikleri genellikle yüksek ücretler karşılığında gereksiz tedaviler öneriyor. Bu durum, turizmin güvenilirliğini ciddi biçimde zedeliyor,” dedi.
UZMANLARDAN ÖNEMLİ TAVSİYELER
İsviçre Dışişleri Bakanlığı (EDA) ve sigorta uzmanları, yurt dışına çıkan vatandaşlara kapsamlı bir seyahat sigortası yaptırmalarını tavsiye ediyor. İsviçre Sigorta Derneği’nden Thilo Kleine, “Yurtdışında yaşanan tıbbi vakalarda en kısa sürede seyahat sigortasının acil hattı aranmalı. Bu birim hastane seçimi ve ödeme süreçlerinde yardımcı olabilir” dedi.
TCS’nin ETI Seyahat Sigortası’ndan Vanessa Flack da, nakit ödemelerin genellikle gereksiz olduğunu ve doktorlarla doğrudan iletişim kurarak sürecin kontrol altına alınabildiğini söyledi.
Brabenetz ise, yalnızca çok acil durumlarda otel doktoruna başvurulmasını, mümkünse İngilizce konuşulan bağımsız özel hastanelerin tercih edilmesini, peşin ödeme taleplerine karşı ise turist polisinden yardım istenebileceğini belirtti.
* İsimler redaksiyon tarafından bilinmektedir.

-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem8 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya8 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem7 ay önce
TELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Gündem8 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ