Dünya
Milyarderlerin “Filistin Eylemlerine Müdahale” Baskısı Ortaya Çıktı
Whatsapp İsrail’e bilgi mi sızdırıyor?
İş insanlarının Columbia Üniversitesi’ndeki Filistin eylemlerine polis müdahalesi için New York Belediye Başkanı Eric Adams’a baskı yaptığı ortaya çıktı.
Amerikan gazetesi Washington Post (WP), gıda şirketi Kind’in kurucusu Daniel Lubetzky, risk fonu Third Point’in kurucusu Daniel Loeb, Warner Music Group’un sahibi Len Blavatnik ve gayrimenkul yatırımcısı Joseph Sitt’in, Adams’la 26 Nisan’da Zoom’dan görüştüğünü yazdı.
Görüşmenin, New York Polis Teşkilatı’ndan (NYPD) ekiplerin Columbia Üniversitesi’ne girdiği 18 Nisan’dan yaklaşık bir hafta sonra yapıldığına dikkat çekildi.
Polis, üniversitenin talebi üzerine eylemcilere müdahale etmiş, en az 100 kişiyi gözaltına almıştı. Adams da polis müdahalesini savunarak, eylemlerin “dış etkilerin güdümünde” örgütlendiğini ve radikalleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini iddia etmişti.
Haberde, Zoom görüşmesine katılan iş insanlarından Lubetzky’nin, 2025’te yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinde Adams’ın yürüteceği kampanyaya maddi destek sağlanması çağrısı yaptığı belirtildi.
Gazete, Blavatnik’in nisanda 2 bin 100 dolar bağış yaptığını yazdı. WP, diğer bağışçıların kimliklerinin tespit edilemediğini aktardı.
Zoom görüşmesinde ayrıca Columbia Rektörü Minouche Shafik’le iletişime geçilmesi ve kampüse polisin girmesine müsaade etmesinin sağlanması istendi.
Ayrıca iş insanlarının Adams’tan, protestoların bastırılması ve eylemcilerin sorgulanması için NYPD’nin özel dedektiflerle çalışmasına izin vermesini istediği öne sürüldü. Haberde, Adams’ın bu seçeneğe sıcak yanaştığı savunuldu.
Adams’ın yardımcısı Fabien Levy, WP’ye açıklamasında iddialara doğrudan yanıt vermezken, polisin kampüse üniversite yönetiminden gelen talep üzerine iki kez girdiğini söyledi.
NYPD ekipleri, 30 Nisan’da tekrar Columbia kampüsüne girmiş, birçok akademisyen ve öğrenciyi gözaltına almıştı. Gazete, Shafik’in talebi üzerine polislerin halen kampüste olduğunu aktardı.
İkinci polis müdahalesinin ardından yaptığı açıklamada Adams, “Barışçıl protestolar Yahudi düşmanı gösterilere döndüğü için harekete geçtik” demişti.
Milyarderlerin WhatsApp grubu
WP, Zoom görüşmesine katılan kişilerin yanı sıra aralarında Starbucks’ın eski CEO’su Howard Schultz, Dell CEO’su Michael Dell ve eski ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner’ın kardeşi Joshua Kushner’ın yer aldığı isimlerin bir WhatsApp grubu kurduğunu aktardı.
Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen kaynaklar, “İsrail’de mevcut durum” adlı sohbet grubunun Gazze savaşının başladığı 7 Ekim’den kısa süre sonra kurulduğunu söyledi.
WhatsApp’taki yazışmaların, Amerikalı gayrimenkul yatırımcısı Barry Sternlicht’in bir çalışanı tarafından başlatıldığı, iş insanının gruba doğrudan üye olmadığı ifade edildi.
Gazete, çalışanın 12 Ekim’de gruba attığı mesajla misyonu şu şekilde belirlediğini aktardı:
İsrail savaşı cephede kazanmak için mücadele ederken, sohbet grubunun üyeleri Hamas karşıtı bir bilgilendirme kampanyasını finanse ederek, ABD kamuoyunu kendi tarafına çekip savaşın kazanılmasına destek sağlayacak.
Amerikan haber sitesi Semafor, kasımdaki haberinde Sternlicht’in 50 milyon dolarlık bir Hamas karşıtı medya kampanyası başlattığını öne sürmüştü. WP, kampanyaya WhatsApp grubundaki bazı kişilerin de katıldığını iddia etti.
WP, ayrıca gruptaki bazı isimlerin, İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, eski İsrail Başbakanı Naftali Bennet ve İsrail’in ABD Büyükelçisi Michael Herzog’la görüştüğünü aktardı.
Eski Starbucks CEO’su Schultz’un, 16 Ekim’de gruba attığı mesajda Bennet’in özellikle görüşmeden memnun kaldığını yazdığı belirtildi. Haberde, sohbet grubunun mayıs başında kapatıldığı aktarıldı.
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi’ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Zuckerberg’ün sahibi olduğu mesajlaşma platformu WhatsApp’ın İsrail ordusuna Filistinliler hakkında bilgi sızdırdığı iddia edildi. İddialara göre, İsrail ordusunun, WhatsApp bağlantılarını takip ederek hava saldırılarıyla hedef aldığı belirtiliyor.
Londra merkezli Middle East Monitor, İsrail’in yapay zeka hedefleme sistemi aracılığıyla Gazze’deki Filistinlileri öldürmesine, Meta’nın WhatsApp mesajlaşma platformunun yardımcı olduğunu yazdı.
WHATSAPP’TAN AÇIKLAMA GELDİ
WhatsApp’ın arka kapısı yok. Hiçbir hükümete toplu bilgi sağlamıyoruz. Meta, 10 yılı aşkın bir süredir tutarlı şeffaflık raporları sunuyor. Bu raporlar, WhatsApp bilgilerinin istendiği sınırlı durumları da içeriyor.
İlkelerimiz katıdır; kolluk kuvvetlerinin taleplerini yürürlükteki yasalara göre ve insan hakları da dahil olmak üzere uluslararası kabul görmüş standartlarla tutarlı bir şekilde inceliyor, doğruluyor ve yanıtlıyoruz.
Elimizdeki sınırlı bilgileri korumak için çok çalışıyoruz. İnsanların bilgilerini korumak için daha fazla özellik geliştirmeye de devam ediyoruz.
Dünya
META, FACEBOOK VE INSTAGRAM’DA DOĞRULAMA MEKANİZMASINI KALDIRDI
Facebook ve Instagram’ın sahibi Meta, içerik doğrulama sisteminde köklü bir değişikliğe giderek bağımsız kontrolcülerin denetiminden vazgeçtiğini açıkladı. Şirket, doğruluk kontrolü için artık kullanıcıların geri bildirimlerine dayalı bir yöntem benimseyecek.
YENİ DOĞRULAMA SİSTEMİ: TOPLULUK KATILIMI
Meta CEO’su Mark Zuckerberg, yayımladığı video mesajında bu değişikliği duyurarak, üçüncü taraf moderatörlerin siyasi tarafsızlık konusunda eleştirildiğini ve bu sistemin ifade özgürlüğünü kısıtladığını savundu. Zuckerberg, “İfade özgürlüğünü önceliklendiren köklü bir değişim içindeyiz” diyerek kullanıcıların içeriklerin doğruluğu konusunda daha aktif bir rol oynayacağını belirtti.
Yeni sistemin, X (eski adıyla Twitter) platformundaki “topluluk notları” modeline benzer şekilde çalışacağı açıklandı. Bu yöntemde kullanıcılar, içeriklerin doğruluğu hakkında görüşlerini paylaşarak değerlendirme sürecine katılacak.
ABD’DEKİ POLİTİK DEĞİŞİMLERİN ETKİSİ
Meta’nın bu kararı, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden göreve başlamasına sayılı günler kala alınmasıyla dikkat çekiyor. Meta’nın Küresel İlişkiler Başkanı Joel Kaplan, önceki moderasyon sisteminin iyi niyetle uygulandığını ancak sıklıkla sansür eleştirilerine maruz kaldığını söyledi. Cumhuriyetçi Parti’ye yakınlığıyla bilinen Kaplan’ın, bu politika değişikliğinde etkili olduğu düşünülüyor.
KULLANICILAR İÇİN YENİ DÖNEMİN SORU İŞARETLERİ
Meta’nın bağımsız denetimden vazgeçmesi, dezenformasyon ve yanlış bilgilerin yayılmasını engelleme noktasında nasıl bir etkisi olacağı konusunda tartışma yarattı. Kullanıcı odaklı doğrulama sistemi, daha geniş bir ifade özgürlüğü sağlama vaadiyle öne çıksa da, eleştirmenler bu yöntemin güvenilirliği hakkında endişelerini dile getiriyor.
Avrupa
CORONA AŞISINDAN ZARAR GÖRENLERİN HAKLARI ZAMAN AŞIMINA MI UĞRADI?
Corona aşılarından zarar gördüğünü iddia edenlerin tazminat taleplerini gerçekleştirebilmeleri için belirlenen yasal süre, birçok kişi için sona ermiş olabilir. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) milletvekili Jessica Tatti, bu konuda hükümeti ve aşı üreticilerini eleştirerek, mağdurların haklarını kullanamadan zaman aşımına uğramalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Yan Etki İddiaları ve Hükümetin Tavrı
Jessica Tatti, Biontech-Pfizer’in “Comirnaty” adlı Corona aşısıyla ilgili bazı araştırmalara dikkat çekti. Bu araştırmalara göre, belirli aşı partilerinde DNA kontaminasyonu olduğu ve bu durumun insan sağlığı üzerinde uzun vadeli zararlara yol açabileceği iddia ediliyor. Ancak Alman hükümeti, Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün değerlendirmesine dayanarak, bu iddiaların bilimsel olarak yeterince kanıtlanmadığını ifade etti ve aşıların güvenli olduğunu yineledi.
Zaman Aşımı Süresi ve Tartışmalar
Alman hukukuna göre tazminat taleplerinde zaman aşımı süresi genellikle üç yıl olarak belirlenmiştir. Bu, 2021 yılına kadar aşılanan kişilerin zarar gördüğüne dair taleplerini 2024 yılının sonuna kadar iletmeleri gerektiği anlamına geliyor. Jessica Tatti, bu sürenin çok kısa tutulduğunu ve Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün aşı yan etkileriyle ilgili geniş bir listeyi ancak Kasım 2024’te yayımlayarak mağdurları harekete geçmek için yeterli zaman bırakmadığını iddia etti.
Tazminat ve Hukuki Sorumluluk
Alman hükümeti, Infektionsschutzgesetz (Enfeksiyon Koruma Yasası) kapsamında aşı mağdurlarına tazminat ödemeyi taahhüt etse de, Avrupa Birliği’nin aşı üreticileriyle yaptığı sözleşmeler, üreticileri yasal sorumluluktan büyük ölçüde muaf tutuyor. Bu durum, mağdurların zararlarının karşılanması konusundaki adalet arayışlarını zorlaştırıyor.
Untersuchungsausschuss ”Araştırma Komisyonu” Talebi
Jessica Tatti, Corona aşılarının olası yan etkileri ve aşı süreçlerindeki şeffaflığın yetersiz olduğu gerekçesiyle Almanya Federal Meclisi’nde bir araştırma komisyonu (Untersuchungsausschuss) kurulmasını talep etti. Bu komisyonun, özellikle aşılama süreçlerinde kullanılan yöntemlerin, yan etki iddialarının ve hükümetin bu süreçteki tutumunun detaylı şekilde incelenmesini sağlaması amaçlanıyordu.
Ancak, bu tür bir komisyonun kurulabilmesi için Meclis’te mevcut 733 milletvekilinden en az dörtte birinin, yani 184 milletvekilinin desteği gerekiyor. Tatti’nin bu talebi yeterli siyasi destek bulamadığı için hayata geçirilemedi.
Tatti, bu durumu eleştirerek, mağdurların haklarının yeterince korunmadığını ve hükümetin şeffaflıktan uzak bir yaklaşım sergilediğini ifade etti. Araştırma komisyonu talebi, aşılama süreçlerinde olası ihmallerin ve zarar gören kişilerin mağduriyetlerinin daha açık bir şekilde ortaya konulmasını hedefliyordu.
Özetle:
Corona aşılarından zarar gördüğünü düşünenlerin yasal haklarını korumaları için hızla harekete geçmeleri gerekiyor. Bununla birlikte, konuya dair bilimsel araştırmaların daha geniş çaplı ve bağımsız olarak yürütülmesi, mağduriyetlerin tam olarak ortaya konulabilmesi açısından kritik bir öneme sahip.
Avrupa
ALMANYA WUPPERTAL’DA DAVA: 19 YAŞINDAKİ GENÇ KIZ SELİN BIONTECH’İ DAVA ETTİ
Zarar Gören Genç Kadın, BioNTech’ten 500.000 Euro Tazminat Talep Ediyor
15 Ocak 2025 – 19 yaşındaki Selin Islami, 2021’de Corona virüsüne karşı aldığı aşı sonrasında ağır bir otoimmün hastalığa yakalandı ve bu hastalığı aşının yol açtığını iddia ederek BioNTech’i mahkemeye verdi.
Zor Bir Yaşam:
Selin, “Myasthenia gravis” adı verilen nadir bir otoimmün hastalık nedeniyle vücut fonksiyonlarını kaybetti. Aşı sonrası yaşadığı sağlık sorunları, genç kadını neredeyse her gün hastaneye kaldırılacak duruma getirdi. 20’den fazla ameliyat geçirdi ve vücudundaki kaslar yorgunluk nedeniyle fonksiyonlarını kaybetti.
Dava ve Tazminat İsteği:
Selin, BioNTech’ten, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 500.000 Euro’luk bir tazminat talep ediyor. Şu anda ayda 934 Euro devlet yardımı alıyor, ancak bunun yaşamını sürdürebilmek için yeterli olmadığını belirtiyor.
Şirketin Yanıtı:
BioNTech, hastalığın aşının etkisiyle değil, bir enfeksiyon sonucu geliştiğini öne sürerek herhangi bir sorumluluk kabul etmiyor. Şirketin avukatları, “Myasthenia gravis’in aşının değil, bir enfeksiyonun sonucu olduğu iddiasını savunuyor.” açıklaması yaptı.
Mahkemede Gergin Anlar:
Selin’in annesi Aylin Dalgül, duruşmada duygusal anlar yaşandı. “Bir anne olarak, kızımı defalarca ölümün eşiğinden döndürdüm. Bunu anlamalarını beklemiyorum,” diyerek tepkisini gösterdi.
Mahkemenin karar vermesi için birkaç hafta daha beklemek gerekiyor. Sonuç, Selin’in yaşadığı zorlukların ne kadar telafi edilebileceğini belirleyecek. ⚖️👩⚖️
-
E-Dergi11 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi10 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam9 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre11 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Dünya2 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem2 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Gündem2 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli