Sosyal Medya

Türkiye

Kız Kulesi Yeniden Ziyarete AÇılıyor

yazar

Yayınlayan

on

İstanbul’un eşsiz simgelerinden biri olan Kız Kulesi, uzun bir aradan sonra kapılarını ziyaretçilere yeniden açıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 2021 yılında başlatılan restore çalışmalarının tamamlanmasının ardından Kız Kulesi’nin 1 Mart itibarıyla tekrar ziyaret edilebileceğini duyurdu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Kız Kulesi’ne ulaşım, Üsküdar Salacak sahil düzenleme çalışmaları nedeniyle Karaköy İskelesi’nden sağlanacak. Kuleye ulaşmak isteyen ziyaretçiler, her gün 9.30 – 17.00 saatleri arasında düzenlenen tekne seferleri ile Kız Kulesi’ni keşfe çıkabilecekler.

Kız Kulesi’nin tarih kokan atmosferinde eşsiz manzaralar eşliğinde keyifli bir gün geçirmek isteyenler için 1 Mart tarihiyle birlikte kapılarını açması, İstanbul’un tarihine ve kültürüne olan katkısını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu güzel gelişme, hem şehir sakinlerini hem de ziyaretçileri heyecanlandırdı.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Turizm

MARDİN TURİZMDE REKOR KIRDI: 2024’TE 4 MİLYON TURİST AĞIRLANDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken Mardin, 2024 yılında turizmde zirveyi gördü. Kent, 900 bini konaklamalı olmak üzere toplamda 4 milyon turisti ağırladı. Mardin Turizm ve Otelciler Derneği Başkanı Özgür Azad Gürgör, özellikle dizi ve film çekimlerinin şehrin tanıtımına büyük katkı sağladığını belirterek, “Mardin artık yurt içi ve yurt dışında en çok ilgi gören şehirlerden biri haline geldi” dedi.

Mardin’e Artan İlgi
Mardin, taş işçiliğiyle ünlü evleri, dar sokakları, camileri, medreseleri ve kiliseleriyle son yıllarda cazibe merkezi haline geldi. ‘Eski Mardin’ olarak bilinen tarihi bölge, hem yerli hem de yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Kentte, 22 bin yatak kapasiteli 60’tan fazla otel hizmet verirken, turizm yatırımları da hız kazanmış durumda.

Mardin’in tanıtımında önemli rol oynayan Kanal D’de yayınlanan ‘Uzak Şehir’ dizisi, kente olan ilgiyi artırarak turizmin 12 aya yayılmasına katkı sağladı.

Mısır’dan Yoğun Talep
Mardin Turizm ve Otelciler Derneği Başkanı Gürgör, 2024 yılının beklentilerin üzerinde bir başarı getirdiğini vurgulayarak, özellikle yurt dışından gelen taleplere dikkat çekti. Gürgör, “Mısır’dan ciddi talepler gelmeye başladı. Yurt dışındaki tur operatörleriyle iş birliği yaparak Mardin’i tanıttık ve çok olumlu dönüşler aldık” dedi.

2025 Hedefi: 1 Milyon Konaklama
2025 yılı için hedeflerini büyüttüklerini ifade eden Gürgör, “Bu yıl konaklamalı turist sayımız 900 bin civarında gerçekleşti. 2025’te bu sayıyı 1 milyonun üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Özellikle dini ve resmi bayramlarda komşu illerden gelen günübirlik ziyaretçilerin sayısının arttığını belirten Gürgör, turizm yatırımlarının devam ettiğini söyledi.

Mardin, tarihi mirası ve benzersiz kültürel dokusuyla Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonlarından biri olmayı sürdürüyor.

Haberin Devamını Oku

Avrupa

GURBETÇİLER DİZİLERDE DE “ÖTEKİ”

yazar

Yayınlayan

on

By

Yaşar Üniversitesi doktora öğrencisi Cenk Çakar, Almanya’daki Türk göçmenlerin televizyon dizilerindeki temsillerini inceledi.

Cenk Çakar, Almanya’daki Türk göçmenlerine dair son 30 yılda çekilen 15 dizideki 35 karakteri analiz etti. Araştırmasında, Türk göçmenlerinin, genellikle “Alamancı” ve “gavur” gibi ötekileştirici ifadelerle temsil edildiğini belirtti. Çakar, gurbetçilerin dizi sektöründeki temsillerinin hâlâ yüzeysel, karikatürize edilmiş ve stereotiplere dayalı olduğunu vurguladı.

Araştırmanın Temel Bulguları

Çakar’ın yaptığı araştırma, Almanya’daki Türk göçmenlerinin televizyon dizilerinde nasıl yansıtıldığını anlamaya yönelik önemli bir çalışma olarak öne çıkıyor. Çakar, araştırmasına başladığında 30 yıl boyunca yayınlanan yerli dizilere odaklanarak, dizilerdeki gurbetçi karakterlerin oldukça sınırlı bir temsile sahip olduğunu ifade etti. Toplamda sadece 35 karakterin incelendiği çalışmada, Türk göçmenleri genellikle ana karakterlerden ziyade yan karakterler olarak yer aldı.

Çakar’ın dikkat çektiği bir diğer önemli nokta, gurbetçi karakterlerin çoğunun olumsuz kalıplara yerleştirildiği ve genellikle “Alamancı” gibi marjinalleştirici bir dil ile anıldığıydı. Çakar, “Dizilerde gurbetçiler, çoğunlukla halkın ötekileştirdiği figürler olarak resmediliyor. Bu ötekileştirmenin bir parçası olarak, gurbetçilerin yaşam tarzları ve kültürel kimlikleri çoğu zaman karikatürize ediliyor” diyerek dizilerdeki temsili eleştirdi.

Gurbetçilerin Sosyo-Kültürel Hayatı Dizilerde Görünmüyor

Çakar, Almanya’daki Türklerin sosyo-kültürel hayatlarının dizilerde genellikle gözden kaçırıldığını belirtti. “Gurbetçi ailelerin yaşadığı zorluklar, entegrasyon süreçleri ve kültürel sentezlenme gibi derin sosyo-kültürel meseleler dizilerde yeterince işlenmiyor. Bunun yerine, gurbetçilerin yaşamları genellikle basmakalıp şekilde sunuluyor” dedi.

Çakar, Almanya’daki Türklerin bir arada yaşadığı kültürel karışım ve melezleşmeyi de vurguladı. Almanya’daki Türklerin, orijinal kültürlerinden ve karşılaştıkları yeni kültürlerden sentezledikleri yeni bir üçüncü kültür yaratmalarının, dizilerde çok az bir şekilde yansıtıldığını ifade etti. Bu eksik temsilin, göçmenlerin toplumdaki yerini daha geniş bir perspektiften anlamayı engellediğini belirtti.

Kadın Temsilleri: Bastırılmış ve Marjinalleştirilen Karakterler

Araştırmanın kadın temsilleri üzerine yaptığı incelemeler de dikkat çekici. Çakar, Almanya’daki Türk dizilerinde, kadın karakterlerin çoğunlukla bastırılmış ve toplumun normlarına uymayan davranışlardan kaçınan şekilde resmedildiğini belirtti. Kadınların özgürlükleri kısıtlanmış, ailelerinin kontrolü altında yaşamaya zorlanmış figürler olarak sunulduğunu ifade etti.

Örnek olarak, Menekşe ile Halil dizisinde yer alan Menekşe karakterine dikkat çeken Çakar, Menekşe’nin Berlin’de gezmesine bile ailesinin engel olduğunu, hatta Türkiye’ye evlenmek için gönderildiğini anlattı. Çakar, bu tür temsillerin kadınların özgür iradeleriyle hareket etmelerini engellediği ve çoğunlukla toplumsal baskılarla şekillendirilen yaşamlar sunduğunu vurguladı.

Ayrıca, dizilerdeki kadın karakterlerin kültürel değişimle birlikte farklılaştırıldığını belirtti. Daha önceki jenerasyondaki kadınlar, geleneksel değerlere bağlı olarak yaşarken, yeni nesil kadınlar özgürlük arayışına girmekte ve toplumun baskılarına karşı direnç göstermektedir.

Irkçılık ve Göçmenlik

Çakar, araştırmasında Almanya’daki Türklerin 60-70 yıl boyunca süregelen ırkçılıkla mücadelelerine de değindi. 1960’larda Almanya’ya işçi olarak göç eden Türklerin, orada yaşadıkları zorlukları, ayrımcılığı ve kimlik arayışını detaylandırdı. Çakar, “Bu insanlar uzun yıllar boyunca ırkçılıkla mücadele ettiler ve işçi sınıfı olarak ciddi zorluklar yaşadılar. Ancak bu zorlukları anlatan bir temsili daha fazla görmek isterdik” dedi.

Çakar’a göre, Almanya’daki Türklerin karşılaştığı ırkçılık, onların dizi sektöründeki temsillerini de etkilemiş ve genellikle dışlanan, ötekileştirilen figürler olarak yansımalarına yol açmıştır. Çakar, göçmenlik ve ırkçılık temalarının, dizilerde daha derinlemesine işlenmesi gerektiğini düşündüğünü belirtti.

Sonuç ve Öneriler

Cenk Çakar’ın bu araştırması, Almanya’daki Türk göçmenlerinin dizi sektöründeki temsillerinin büyük oranda olumsuz ve dar bir çerçevede sunulduğunu ortaya koyuyor. Çakar, Türk göçmenlerinin dizilerdeki temsillerinin, toplumdaki gerçek durumları daha iyi yansıtacak şekilde çeşitlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, dizilerde göçmenlerin kültürel kimliklerinin daha zengin ve çok boyutlu bir şekilde gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Çakar, araştırmasının amacı doğrultusunda, Almanya’daki Türklerin kültürel entegrasyonunun daha doğru ve derin bir şekilde işlenmesi gerektiğini belirterek, bu alanda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.

@hurriyet

Haberin Devamını Oku

Türkiye

KARTALKAYA OTEL YANGININDA 36 ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Oteli’nde çıkan yangında hayatını kaybedenlerin kimlik tespiti tamamlandı. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu, yangında yaşamını yitiren 78 kişinin kimliklerini açıkladı. Yangında 36’sı çocuk olmak üzere 78 kişi hayatını kaybetti. Felaket, en az 30 aileyi derinden etkiledi.

Yangının ardından başlatılan soruşturma çerçevesinde, 14 kişi gözaltına alındı. Ancak, ihmal ve denetim tartışmaları sürerken, neredeyse her aileden en az bir çocuğun hayatını kaybetmesi, trajedinin boyutlarını gözler önüne serdi. Çocukların çoğu ilkokul ve ortaokul çağındaydı. Sömestr tatili nedeniyle, birçok aile çocuklarıyla birlikte kış tatiline gitmek üzere otelde konaklayordu.

Otelden kaçmak için camlardan çarşaf bağlayarak dışarı çıkan birçok kişi, felaketin korkunç boyutlarını gözler önüne serdi. Kartalkaya’daki tanıklıklar, yangının ardından yaşanan dehşeti anlatıyor: “Çocukların bağırışları, annelerin çocuklarını camlardan atması, tarif edilemez.”

Yangında hayatını kaybeden çocuklar arasında, Pera Suyolcu, Alya Altın, Dila ve Ela İnal, Demir ve Defne Tüzgiray ile Kemal Tokcan ve kardeşi de bulunuyor.

HAYATINI KAYBEDEN ÇOCUKLARIN İSİMLERİ:

  • Alya Turan
  • Vedia Nil Apak
  • Nehir Sarıtaş
  • Ömür Kotan
  • Ayşe Maya Doğan
  • Vedat Çetiz
  • Mina Akişli
  • Alican Boduroğlu
  • Elif Nas Boduroğlu
  • Eren Bağcı
  • Doğa Doğan
  • Mavi Doğan
  • Pera Suyolcu
  • Demir Tüzgiray
  • Doruk Sarıtaş
  • Elif Derin Yalçın
  • Atlas Kaan Tokcan
  • Kemal Tokcan
  • Özüm Karataşlı
  • Esat Çetiz
  • Kerem Güngör
  • Lalin Doğan
  • Oya Kanpolat
  • Ala Dora Türkmen
  • Pelin Güngör
  • Dila İnal
  • Ela İnal
  • Sümeyye Güner
  • Bekir Sadık Gültekin
  • Muhammed Selim Gültekin
  • Yusuf Sinanettin Gültekin
  • Alya Altın
  • Defne Tüzgiray
  • Sedat Çetiz
  • Ela Dayı
  • Buse Dayı

YANGININ VICTİMLERİNDEN BAZILARI:

  • Tüzgiray Ailesi: 8 yaşındaki Demir ve 11 yaşındaki Defne ile birlikte hayatını kaybetti.
  • Doğan Ailesi: Duygu ve Mert Doğan’ın iki kızı, Doğa ve Mavi, yangında yaşamını yitirdi.
  • Dayı Ailesi: Ticaretle uğraşan Süleyman Dayı ve eşi Seden Nurgül Dayı, 15 yaşındaki Ela ve 12 yaşındaki Buse ile birlikte hayatını kaybetti.
  • Çetiz Ailesi: Doktor baba Ahmet, öğretmen anne Habibe, ikiz çocukları Sedat ve Vedat ile 9 yaşındaki Esat Çetiz hayatını kaybetti.

Yangının ardından oteldeki yangın güvenliği ve denetim eksikliklerine dair tartışmalar sürerken, otel yetkilileri ve hükümetin sorumluluğu yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, yangının önlenebilir olup olmadığına dair çeşitli görüşler bildirdi.

BBC Türk Kanalı Fundanur Öztürk & Hilken Doğaç Boran

Haberin Devamını Oku

Trendler