Sosyal Medya

İsviçre

Kanton Kimya Uzmanı Uyarıyor : PET Şişelerdeki Maden Suyu Artık Doğal Değil

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre’nin önde gelen gıda devi Nestlé, suyunu yasadışı bir şekilde filtrelediğini itiraf etmesiyle sektör genelinde ciddi bir güven kriziyle karşı karşıya. Nestlé’nin Perrier ve Vittel gibi Fransız markalarının yanı sıra İsviçre’deki Henniez kaynağında yasadışı temizleme yöntemleri uyguladığını kabul etmesi, doğal su ürünlerine olan güveni sarstı. Bu gelişme, doğal maden suyu ürünlerinin temel doğallığı ve kalitesiyle ilgili tüketicilerin temel inançlarını sorgulamalarına neden oldu.

Cam şişeşelin, maden suyu için en ideali olduğu belirtilmekte.

Maden suyu, içme suyundan daha sağlıklı ve doğal bir içecek olarak kabul edilir. Ancak PET şişelerin kullanımıyla birlikte ortaya çıkan yeni endişeler, maden suyu ürünlerine olan tüketicilerin güvenini sarsmış durumda. PET şişelerin suya geçebilecek maddeler içerdiği ve bu maddelerin suyun tadını ve kalitesini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. Bu durum, tüketicilerin doğal maden suyu ürünlerinin gerçek doğallığını sorgulamasına neden oluyor.

Maden suyu endüstrisi, bu güven krizini aşmak için çeşitli önlemler almaya çalışıyor. Ancak bu durum, sektörde daha sıkı düzenlemelerin getirilmesine yol açabilir ve tüketicilere daha fazla şeffaflık sağlanmasını gerektirebilir. Endüstri, doğal maden suyu ürünlerinin gerçek doğallığını ve kalitesini vurgulamak için çaba gösteriyor, ancak bu süreç uzun bir süreç olabilir ve tüketicilerin güvenini yeniden kazanmak zaman alabilir.

PET Şişelerdeki Acetaldehit Oluşumu Biliniyor

İsviçre Maden Suları ve Gazlı İçecek Üreticileri Derneği (SMS), PET şişelerde güneş ışığına maruz kaldığında az miktarda acetaldehit oluşabileceğini belirtiyor. Acetaldehit, meyvemsi bir koku ve aroma içeren bir kimyasal madde olarak bilinir. Ancak, bu miktardaki acetaldehitin maden suyu üzerinde önemli bir etkisi olmadığı vurgulanıyor.

Ancak, maden suyu ürünlerinin güvenilirliği sorgulanıyor çünkü insan etkisinin çevreye olan etkisi artık daha sık görünür hale geliyor. ETH Zürih Su Araştırma Enstitüsü’nden (Eawag) Profesör Urs von Gunten, maden suyunun genellikle derin katmanlardan geldiğini ve bu nedenle insan kaynaklı kirlenmelere karşı daha iyi korunmuş olduğunu belirtiyor. Ancak, Nestlé olayı, bu konuda kesin bir güvence olmadığını gösteriyor.

Nestlé’nin sularının muhtemelen tarım ve eski arıtma tesislerinden kaynaklanan kirlilikten etkilendiği düşünülmekte. Şirketin açıklamaları buna işaret etmekte. Maden suyu devi, Henniez suyunun sadece bir aktif karbon filtresinden geçirildiğini savunuyor ve bunun nedeni “gıda güvenliğinin mutlak öncelik” olması diyor.

Miktarlar çok düşük olsa da, insan kaynaklı kalıntılar maden suyunda yaygındır. Bu nedenle, Federal Hükümet 2022’de bu tür iz bileşikleri için kılavuz değerler belirledi. Bu değerler aşılmadığı sürece, bir maden suyu ürünü mührünü koruyabilir.

Mineral Sularının Doğallığı ve Güvenirliği

Mineral suları, temizlik ve sağlık vaatleriyle bilinen ürünlerdir. Ancak son zamanlarda, bu ürünlere duyulan güven sarsılmış durumda. Özellikle, Nestlé’nin bazı markalarının yasadışı yöntemlerle suyunu filtrelemesiyle sektörde güven krizi yaşanmıştı.

Ancak, sadece Nestlé değil, PET şişelerin kullanımı da mineral suyunun doğallığı konusunda endişelere neden oluyor. Graubünden ve Glarus’un Kantonschemiker’i Matthias Beckmann, PET şişelerin suyun tadını ve içeriğini değiştirebileceğini belirtiyor.

PET şişelerin içindeki su, güneş ışığının etkisiyle bile tadını kaybedebilir. Bu durumun sebebi, PET malzemesinden suya geçen maddelerdir. Bu nedenle, Beckmann’a göre, PET şişelerdeki suyu doğal mineral su olarak adlandırmak doğru olmayabilir.

Buna ek olarak, İsviçre Mineral Kaynakları ve Soft-Drink Üreticileri Birliği (SMS), PET şişelerde bulunan acetaldehit gibi maddelerin suya geçebileceğini, ancak miktarının çok düşük olduğunu belirtiyor. Bu kimyasal madde, meyvemsi bir aroma verirken, mineral suyunun kalitesini etkilemeyecek kadar az miktarda bulunuyor.

Ancak, doğal mineral suyunun saf kalabilmesi için sadece PET şişelerin değil, aynı zamanda suyun kaynağından tüketicinin eline ulaşmasına kadar her aşamada dikkatli olunması gerekiyor. Bu, özellikle Nestlé gibi büyük şirketlerin yaşadığı güvenilirlik sorunlarından sonra daha da önemli hale geldi.

Sophie Michaud Gigon gibi bazı siyasetçiler, doğal mineral suyunun tanımının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bunun nedeni, mineral suyunun doğallığı ve değeri hakkında artan şüphelerdir.

Sonuç olarak, mineral suyunun doğallığı ve kalitesi konusundaki tartışmalar devam ediyor. Ancak, tüketicilerin bu konuda daha bilinçli olması ve suyun kaynağından tüketiciye ulaşana kadar geçen süreçte dikkatli olmaları gerekiyor. Bu, mineral suyu üreten şirketlerin daha şeffaf olmalarını teşvik edebilir ve sektördeki güveni artırabilir.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE ORTA SINIFA DAHİL OLMAK İÇİN NE KADAR KAZANMAK GEREKİYOR?

yazar

Yayınlayan

on

By

📅 26.03.2025Okuma süresi: 4 dakika

İsviçre’de toplumun yaklaşık yarısından fazlası orta sınıfa dahil kabul ediliyor. Ancak bu gruba katılmak için belirli bir gelir seviyesine ulaşmak gerekiyor. Peki, İsviçre’de kimler orta sınıf olarak kabul ediliyor ve bu sınıfa dahil olmanın kriterleri neler?

ORTA SINIF NEDİR VE KİMLER DAHİL?

Orta sınıf, ekonomik olarak ne fakir ne de zengin olan kesimi tanımlayan bir kavramdır. İsviçre’de bu grup resmi olarak tanımlanmıştır ve belli bir gelir aralığında bulunan haneler bu sınıfa dahil edilmektedir.

Federal İstatistik Ofisi’ne göre, orta sınıf statüsüne sahip olmak için bir hanenin brüt eşdeğer gelirinin o yılın medyan gelirinin %70 ile %150’si arasında olması gerekmektedir. Medyan gelir, nüfusun yarısının daha fazla, diğer yarısının ise daha az kazandığı geliri ifade eder.

ORTA SINIFIN GELİR ARALIĞI NE KADAR?

İsviçre’de orta sınıfa dahil olabilmek için gelir seviyeleri hane büyüklüğüne göre değişiklik gösteriyor:

🔹 Tek başına yaşayan bir kişi: Aylık brüt geliri 4126 – 8826 Frank arasında olmalı.
🔹 Dört kişilik bir aile (2 yetişkin, 2 çocuk -14 yaş altı): Aylık brüt gelirleri 8666 – 18’569 Frank arasında olmalı.

Bu gelir seviyelerinin altında kalan haneler düşük gelirli, üstünde kalanlar ise yüksek gelirli olarak sınıflandırılıyor.

ORTA SINIF NÜFUSUN NE KADARINI OLUŞTURUYOR?

2022 yılı verilerine göre, İsviçre’de nüfusun %57,6’sı orta sınıfa dahil. Son 20 yılda bu oran büyük ölçüde sabit kaldı.

📊 Orta sınıfın en yüksek olduğu yıl: 2009 (%61,3)
📉 En düşük olduğu yıl: 2018 (%54,4)

Gelir gruplarının dağılımına bakıldığında, 2022’de nüfusun yaklaşık %20’si düşük gelirli, yine %20’si yüksek gelirli olarak kaydedildi.

İSVİÇRE’DE ORTA SINIFIN ORTALAMA GELİRİ NE KADAR?

Orta sınıfın ortalama brüt aylık geliri 2022’de 6173 Frank olarak hesaplandı. Ancak vergiler, sosyal sigortalar ve sağlık sigortası primleri düşüldükten sonra hanelerin net harcanabilir geliri 4418 Frank seviyesinde kaldı.

Gelir gruplarına göre yıllar içindeki değişime bakıldığında, 2000 yılından bu yana orta sınıfın brüt geliri %23 artarak 5020 Frank’ten 6173 Frank’e yükseldi. Ancak, net harcanabilir gelirdeki artış %18 seviyesinde kalarak 3746 Frank’ten 4418 Frank’e çıktı.

Bu veriler, İsviçre’de orta sınıfın istikrarlı bir gelir artışı yaşadığını gösterse de, aynı zamanda yaşam maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle harcanabilir gelirdeki artışın sınırlı kaldığını ortaya koyuyor.

📌 Sonuç: İsviçre’de orta sınıfa dahil olabilmek için belirli bir gelir seviyesine ulaşmak gerekiyor. Ancak vergiler ve yaşam maliyetleri dikkate alındığında, bu gelirle rahat bir yaşam sürmek her zaman garanti değil.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE SEMALARINDA GİZEMLİ IŞIK SPİRALİ: NEYDİ BU OLAY?

yazar

Yayınlayan

on

By

📌 Okuma süresi: 3 dakika

İsviçre ve çevresindeki birçok kişi, Salı akşamı gökyüzünde aniden beliren ve hızla kaybolan mavi bir ışık spiraliyle büyük bir şaşkınlık yaşadı. Peki, bu etkileyici fenomenin kaynağı neydi? İlk tahminler ABD’ye kadar uzanıyor.

GECENİN KARANLIĞINDA BELİREN IŞIK SPİRALİ

Saat 21.00 sularında İsviçre’nin bazı bölgelerinde gökyüzünde parlak mavi renkte, dönen bir “S” şekli fark edildi. Ancak bu ışık, ortaya çıktığı hızla ortadan kayboldu. İsviçre’nin yanı sıra Almanya ve Avusturya’da da gözlemlenen olay, büyük merak uyandırdı. Alman medyası olayı “UFO alarmı” olarak nitelendirirken, Avusturya’nın devlet kanalı ORF, Vorarlberg semalarında benzer bir ışık sarmalının görüldüğünü aktardı.

SRF Meteo’nun aktardığına göre, fenomen İsviçre’nin her bölgesinden net bir şekilde gözlemlenemedi. Bunun sebebi, bazı bölgelerdeki bulut örtüsünün görüşü kısıtlamasıydı.

ELON MUSK’IN SPACEX ROKETİYLE İLİŞKİLİ Mİ?

Uzmanlar, olayın SpaceX’e ait Falcon 9 roketinin bir sonucu olabileceğini düşünüyor. ABD’nin Cape Canaveral Üssü’nden Salı akşamı planlanan bir fırlatma gerçekleştirilmişti ve bazı kaynaklar, ışık spiralinin bu roketin bir etkisi olabileceğini belirtiyor.

Bilim insanları, yüksek irtifada roketlerin fazla yakıtı atmosfere bırakması durumunda, donan yakıt parçacıklarının güneş ışığını yansıtarak böyle parlak mavi spiraller oluşturabileceğini ifade ediyor. Benzer bir olay 2023’te Alaska üzerinde görülmüş ve yine bir Falcon 9 roketiyle ilişkilendirilmişti.

2019’DAN BERİ RAPORLANAN BENZER GÖRÜNTÜLER

Bu tür mavi ışık spiralleri ilk kez gündeme gelmiyor. 2019 yılında, yine SpaceX’in bir roketinin yakıt tahliyesi sırasında benzer bir fenomen yaşanmıştı. Ancak o dönemde olduğu gibi, bu kez de henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Florida’dan saat 18.48’de fırlatılan Falcon 9’un ikinci aşamasının, Avrupa semalarında bu tür bir ışık oluşumuna neden olabileceği ihtimali yüksek görünüyor. Ancak şu ana kadar bu bağlantıyı doğrulayan kesin bir açıklama yapılmış değil.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE’DE KADIN CİNAYETLERİ ARTIYOR: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YETERİNCE UYGULANIYOR MU?

yazar

Yayınlayan

on

By

📌 Okuma süresi: 3 dakika

İsviçre’de yılın başından bu yana 10’u kadın, biri kız çocuğu olmak üzere 11 kişi öldürüldü. Son olarak Emmenbrücke’de bir anne ve kızı evlerinde ölü bulundu. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için harekete geçilmesini isteyen geniş bir kadın örgütleri koalisyonu, pazartesi günü Federal Konsey’e “Kadınların Güvenliği İçin 350 Milyon Frank” başlıklı bir dilekçe sundu.

İstanbul Sözleşmesi Yeterince Uygulanıyor mu?

İsviçre, 2018 yılında İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe koymuş olsa da, uzmanlar ülkenin bu sözleşmeyi tam anlamıyla hayata geçirmekte yetersiz kaldığını belirtiyor. 2022’de Avrupa Konseyi uzmanları, İsviçre’yi kadına yönelik şiddeti önleme ve mücadele konusunda “yetersiz finansman” nedeniyle eleştirmişti.

Kadın sığınma evlerinin çatı örgütü adına konuşan Lena John, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması için daha sürdürülebilir ve yeterli bir finansman sağlanmalı” dedi.

Kadın Sığınma Evlerinde Yer Sıkıntısı

Kadın sığınma evlerinin kapasiteleri dolup taşarken, mağdurlar için oteller gibi geçici çözümler üretiliyor. Ancak uzmanlar, otellerin güvenlik açısından risk taşıdığına ve mağdurlara yeterli desteğin sağlanamadığına dikkat çekiyor.

Dilekçeyi destekleyen İsviçre Sosyal Demokrat Parti (SP) Ulusal Meclis Üyesi Tamara Funicello, hükümetin konuyu daha ciddiye alması gerektiğini belirterek, “Kadınların güvenliği için acilen somut adımlar atılmalı. Kadın sığınma evlerinin finansmanı yetersiz kalıyor” dedi.

Federal Konsey, kadın cinayetlerinin önlenmesi için ayrılan bütçeyi artırmayı planlayıp planlamadığına ilişkin henüz net bir açıklama yapmadı.

Haberin Devamını Oku

Trendler