Sosyal Medya

Avrupa

İtalya’da Şaşırtan Olay: Boşanmak İsteyen Çiftin Aslında Hiç Evlenmediği Ortaya Çıktı

yazar

Yayınlayan

on

MESSINA – İtalya’da bir çift, boşanma sürecine girdiklerinde hayatlarının en büyük şaşkınlığını yaşadı. Yapılan inceleme sonucu, çiftin yasal olarak hiçbir zaman evlenmediği ortaya çıktı.

Olay, Sicilya Adası’ndaki Messina kentinde yaşayan Loredana ve Giuseppe arasında yaşandı. Çift, yıllar önce kilisede yapılan törenle evlenmişti. Ancak töreni gerçekleştiren rahip, yasal olarak zorunlu olan evlilik belgesini beş gün içinde belediyeye teslim etmeyi unuttu. Bu hata, yıllar sonra çift boşanmak isteyince fark edildi.

💍 “Hiç evlenmemişsiniz” şoku

Boşanma başvurusu sırasında yapılan kontrolde, çiftin evliliğinin hiçbir resmî kayıtta bulunmadığı anlaşıldı. Böylece, dini törenle evlenen çiftin evliliği hukuken hiç gerçekleşmemiş sayıldı.

İtalyan gazetesi Corriere della Sera’nın haberine göre, rahibin ihmali yıllar boyunca kimsenin dikkatini çekmemişti. Ancak boşanma aşamasında evlilik kaydı sorulunca durum ortaya çıktı.

💸 Düğün borcu 66 bin Euro’yu geçti

Loredana, düğün organizasyonu için 66.000 Euro’yu aşan borç yaptığını ve bu borçların tamamının kendi üzerine kaldığını belirtti. Kadın, bu nedenle resmi olarak boşanmak istedi ve geçmiş evliliğin kayıtlara geçmesi için yasal süreci başlattı.

İtalyan yasalarına göre, çiftin evliliğini geriye dönük olarak kaydettirmek ve ardından boşanma işlemini yapmak mümkündü. Ancak Giuseppe buna karşı çıktı. “Zaten bitmiş bir ilişkiyi resmileştirmek, sadece daha fazla soruna yol açar.” diyerek belgeyi imzalamayı reddetti.

⚖️ Mahkeme süreci: Rahip unutmuş, erkek reddetmiş

Loredana bunun üzerine hem Giuseppe’ye hem de Messina Başpiskoposluğu’na dava açtı. Kadın, rahibin ihmali nedeniyle uğradığı maddi zararın tazmin edilmesini talep etti.

Ancak mahkeme, Giuseppe’nin hukuken hiçbir yükümlülüğü olmadığını, yalnızca “ahlaki bir sorumluluk” taşıyabileceğini belirtti. Ayrıca rahibin de hukuki açıdan kusurlu sayılamayacağına hükmedildi. Gerekçede, Loredana’nın “zararını kanıtlayacak somut deliller sunamadığı” ifade edildi.

🏛️ Dokuz yıl sonra sonuç: Tazminat reddedildi

İlk mahkeme kararı 2019 yılında, çiftin düğününden tam dokuz yıl sonra verildi. Ancak Loredana pes etmedi; kararı üç kez temyize taşıdı.

Son olarak, İtalya Yüksek Mahkemesi (Corte di Cassazione), kadının başvurusunu reddederek önceki kararları onadı. Böylece Loredana’nın tazminat talebi “kabul edilemez” bulunarak kesinleşti.

📜 Uzmanlar uyardı: “Sistem gözden geçirilmeli”

Olay, İtalya’da dini nikâh sonrası belgelerin resmi kurumlara iletilmesi sürecini yeniden gündeme getirdi.
Hukuk uzmanları, benzer hataların önüne geçilmesi için kiliseler ile belediyeler arasındaki belge paylaşımının dijital sistemlerle güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Kaynak: Corriere della Sera,

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avrupa

İsviçre ve Alman Basını Alarmda: “İstanbul’un Altında Zaman Ayarlı Bir Deprem Bombası Var”

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre ve Almanya basınında son günlerde yayımlanan haber ve analizler, İstanbul’un karşı karşıya olduğu büyük deprem riskini güçlü ve çarpıcı başlıklarla gündeme taşıdı. Marmara Denizi altındaki faylarda biriken sismik gerilimin kritik seviyeye ulaştığı vurgulanırken, bilim insanlarının “mega deprem gecikti” yönündeki uyarıları öne çıkarıldı.

🇨🇭 İsviçre Basınında Haberin Duyurulduğu Gazeteler ve Başlıklar

İsviçre medyası konuyu sert ve alarm veren ifadelerle ele aldı:

  • Neue Zürcher Zeitung (NZZ):
    Das grosse Beben von Istanbul ist überfällig
    (İstanbul’un büyük depremi gecikti)
  • watson.ch:
    Unter Istanbul schlummert eine Zeitbombe – ein Megabeben ist überfällig
    (İstanbul’un altında bir zaman bombası yatıyor – Mega deprem gecikti)
  • nau.ch:
    Tickende Zeitbombe: Megabeben in Istanbul ist längst überfällig
    (Tıklayan zaman bombası: İstanbul’da mega deprem çoktan gecikti)
  • 20 Minuten (20min.ch):
    Studie: Erdbeben wandern Richtung Istanbul – Forscher schlagen Alarm
    (Araştırma: Depremler İstanbul’a doğru ilerliyor – Bilim insanları alarm veriyor)
  • Tages-Anzeiger / CH Media grubu:
    Istanbul und die Angst vor dem grossen Beben
    (İstanbul ve büyük deprem korkusu)

İsviçre basınında İstanbul sıklıkla “jeolojik zaman ayarlı bomba” olarak tanımlandı ve milyonlarca insanın yaşadığı kentteki yapı stokuna dikkat çekildi.

🇩🇪 Alman Basınında Haberin Yer Aldığı Gazeteler ve Başlıklar

Alman basını, konuyu daha çok bilimsel analiz ve risk değerlendirmesi çerçevesinde ele aldı. İsviçre’de yayımlanan birçok haberin de Alman kaynaklı analizlere dayandığı görüldü:

  • t-online.de:
    Istanbul steht auf einer geologischen Zeitbombe
    (İstanbul jeolojik bir zaman bombasının üzerinde duruyor)
  • Der Spiegel (online analiz):
    Warum ein grosses Erdbeben in Istanbul jederzeit möglich ist
    (İstanbul’da büyük bir deprem neden her an mümkün?)
  • Die Welt:
    Mega-Beben am Bosporus? Experten warnen vor Istanbul
    (Boğaz’da mega deprem mi? Uzmanlar İstanbul için uyarıyor)
  • Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ):
    Das Erdbebenrisiko am Marmarameer wächst
    (Marmara Denizi’nde deprem riski büyüyor)
  • Süddeutsche Zeitung:
    Istanbul und das Warten auf das grosse Beben
    (İstanbul ve büyük depremi beklemek)

Alman basınında, Marmara Denizi altındaki “kilitlenmiş fay segmentleri”, tarihsel deprem döngüleri ve olası büyük bir depremin Avrupa’ya uzanabilecek ekonomik ve insani etkileri ön plana çıkarıldı.

Ortak Mesaj: “Soru Artık Olup Olmayacağı Değil”

İsviçre ve Almanya basınında farklı başlıklarla yayımlanan tüm haberlerin ortak mesajı net oldu:
İstanbul için büyük bir deprem riski uzun süredir biliniyor ve bu risk giderek artıyor. Uzmanlara göre artık tartışılan konu depremin olup olmayacağı değil, ne zaman gerçekleşeceği.

Haberin Devamını Oku

Avrupa

Günde 8 enerji içeceği içen İngiliz adam felç geçirdi

yazar

Yayınlayan

on

By

İngiltere’nin Nottingham kentinde yaşayan 51 yaşındaki bir erkek, ani gelişen nörolojik şikâyetler nedeniyle acil servise kaldırıldı. Yapılan tetkiklerde hastanın hafif dereceli bir felç geçirdiği tespit edildi. Doktorları şaşırtan ise hastada bilinen klasik risk faktörlerinin bulunmamasıydı. Yapılan yaşam tarzı sorgulaması, felcin olası nedenini ortaya koydu: Aşırı enerji içeceği tüketimi.

Günde sekiz kutu enerji içeceği

Hastane başvurusu, vücudunun sol tarafında aniden ortaya çıkan uyuşma ve beyinde gelişen belirtiler üzerine gerçekleşti. Manyetik rezonans görüntüleme (MR) sonuçları, kalıcı felç bulgusu olmaksızın hafif bir inme yaşandığını doğruladı.

Tıbbi raporun BMJ Case Reports dergisinde yayımlanan detaylarına göre, hastada yalnızca ciddi derecede yüksek tansiyon saptandı. Bunun dışında felç için bilinen başka bir risk faktörüne rastlanmadı. Kan basıncı ilaç tedavisiyle düşürüldü.

Ancak yapılan ayrıntılı görüşmede hasta, her biri 160 miligram kafein içeren enerji içeceklerinden günde sekiz kutu tükettiğini ifade etti. Bu da günlük toplam kafein alımının 1200–1300 miligrama ulaşması anlamına geliyor. Uzmanlara göre bu miktar, yetişkinler için önerilen günlük azami sınır olan 400 miligramın üç katından fazla.

İçecekler bırakılınca tansiyon normale döndü

Enerji içeceklerinin tamamen bırakılmasından yalnızca bir hafta sonra hastanın tansiyon değerlerinin normale döndüğü bildirildi. Aradan yıllar geçmesine rağmen kan basıncının hâlâ normal seyretmesi, uzmanlar için dikkat çekici bir bulgu oldu. Buna karşın hasta, sol tarafındaki uyuşma hissinin tamamen geçmediğini belirtti.

Uzmanlar, bu klinik tabloya bakıldığında enerji içeceklerinin tansiyon artışına ve dolaylı olarak inmeye yol açtığı konusunda ciddi bir şüphe bulunmadığını vurguluyor.

Kalp, sinir sistemi ve ruh sağlığı için risk

İsviçre Bağımlılık Vakfı (Sucht Schweiz) da uzun süreli enerji içeceği tüketiminin kalp-damar ve sinir sistemi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor. Aşırı tüketim; uyku bozuklukları, çarpıntı ve anksiyete riskinde artışa yol açabiliyor.

Uzmanlar ayrıca bu içeceklerin yüksek miktarda şeker içerdiğini hatırlatarak, “Enerji içecekleri susuzluğu gidermek için değil, keyif amaçlı tüketilmesi gereken ürünlerdir” uyarısında bulunuyor.

Tartışmalı geçmiş

Enerji içecekleri ilk kez 30 yılı aşkın bir süre önce Avrupa’da piyasaya çıktığında da tartışma konusu olmuştu. Red Bull’un Avusturya’da satışa sunulmasının ardından Fransa’da, aşırı tüketimin sağlık üzerindeki olası zararları nedeniyle yasaklanmış, ürün ancak 2008 yılında ülkede onay alabilmişti.

İsviçre’de ise enerji içecekleri 1994 yılında piyasaya girdi. Yetkili kurumlar başlangıçta onay vermemiş olsa da, sonraki yıllarda ürünler raflardaki yerini aldı. Günümüzde piyasada çok sayıda farklı marka ve ürün bulunurken, kafein miktarları arasında ciddi farklılıklar olabiliyor.

Uzmanlar, özellikle düzenli ve yüksek miktarda tüketimin ciddi sağlık sonuçları doğurabileceği konusunda uyarıyor.

Haberin Devamını Oku

Avrupa

Avusturya Parlamentosu 14 Yaş Altına Başörtüsü Yasağını Onayladı

yazar

Yayınlayan

on

By

VİYANA — 11 Aralık 2025
Avusturya Parlamentosu, bugün gerçekleştirdiği oturumda 14 yaşın altındaki kız öğrencilerin okullarda başörtüsü takmasını yasaklayan yasa tasarısını geniş bir çoğunlukla kabul etti. Hükümet tarafından “çocukların özgürlüğünü koruma” hedefiyle sunulan düzenleme, ülkede uzun süredir devam eden entegrasyon ve dini özgürlük tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Yasanın Kapsamı

Kabul edilen düzenleme, devlet ve özel tüm okullarda, İslami geleneklere uygun biçimde başı kapatan başörtüsü, hijap ve benzeri örtülerin 14 yaş altı kız öğrenciler tarafından kullanılmasını yasaklıyor. Yasa, 2026–2027 eğitim öğretim yılı ile birlikte yürürlüğe girecek. Geçiş sürecinin bir parçası olarak Şubat 2026’dan itibaren okullarda bilgilendirme programları uygulanacak.

Düzenlemeye göre, kurala uyulmaması durumunda ilk aşamada ailelerle görüşme yapılacak; ihlallerin devamı hâlinde 150 ile 800 euro arasında para cezası verilebilecek.

Oylama ve Siyasi Dengeler

Yasa tasarısı, iktidar ortağı ÖVP, SPÖ ve NEOS’un desteğiyle meclisten geçti.
Aşırı sağcı FPÖ tasarıya destek verirken, uygulamanın daha da genişletilmesi gerektiğini savundu.
Yeşiller Partisi ise düzenlemeye karşı çıkarak, yasanın anayasal eşitlik ilkesini zedelediğini ve özellikle Müslüman toplumu hedef aldığını dile getirdi.

Hükümetin Gerekçesi

Aile, Uyum ve Avrupa Bakanı Claudia Plakolm, yasağın temel amacının “kız çocuklarının dini veya toplumsal baskıdan korunması” olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Çocuklar özgürce büyümelidir. Toplumsal baskı sonucu erken yaşta başörtüsü takmalarına göz yummak devletin görevi olamaz.”

Eleştiriler ve Hukuki Tartışmalar

Yasa, hem ülke içinde hem de uluslararası düzeyde yoğun eleştiriyle karşılandı.
Amnesty International ve diğer insan hakları kuruluşları, düzenlemenin “ayrımcı” olduğunu ve dini özgürlüğü ihlal ettiğini savunuyor.

Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ), kararın Müslüman çocukları damgaladığını belirterek yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı.
Benzer bir yasa, 2019’da yalnızca ilkokulları kapsayacak şekilde çıkarılmış, ancak 2020’de Anayasa Mahkemesi tarafından ayrımcılık gerekçesiyle iptal edilmişti. Bu nedenle yeni düzenlemenin de hukuki açıdan tartışmalı bir sürece girmesi bekleniyor.

Toplumsal Etki

Hükümet verilerine göre yasadan yaklaşık 12.000 kız öğrenci etkilenecek. Kararın, Avusturya’daki Müslüman topluluklarla devlet arasındaki ilişkilerde yeni bir döneme işaret ettiği değerlendiriliyor.

Haberin Devamını Oku

Trendler