İsviçre
İSVİÇRE’DE HAPİSHANELER AŞIRI DOLU

Son yıllarda İsviçre’de artan suç oranları nedeniyle birçok hapishane aşırı doluluk yaşamakta. Ancak, yalnızca yeni hapishaneler inşa etmek sorunu çözmeye yetmiyor.
Önemli Gelişmeler
- İsviçre hapishanelerindeki aşırı doluluk, hem mahkumlar hem de personel üzerinde büyük bir yük oluşturuyor.
- Suç oranlarının artması nedeniyle yeni hapishaneler yapılması gerekiyor.
- Almanca konuşan İsviçre kantonları, hapishane kapasite sorununu çözmek için birlikte çalışıyor.
- Bir uzman, sorunun kısmen “ev yapımı” yani “kendi yarattığımız bir sorun”, “kendi içimizde oluşan bir problem” olduğunu söylüyor.
Artan Suç Oranı ve Hapishanelerdeki Aşırı Doluluk
İsviçre’deki suç oranı giderek artıyor, gözaltı ve tutukluluk süreleri uzuyor. Bu durum, hapishanelerdeki durumu da olumsuz etkiliyor. Birçok hapishane, kapasitesinin çok üzerinde doluluk yaşıyor. En fazla sorun yaşanan bölge ise Bern kantonu.
Bern’deki Bölgesel Hapishane, 126 kişilik kapasiteye sahipken, şu an 150 kişi barındırıyor. Bu durum, tutuklamaların artmasıyla birlikte daha da kötüleşmiş durumda. Solothurn kantonunda da benzer bir tablo var. Solothurn’daki cezaevlerinde, geçtiğimiz yıl ortalama doluluk oranı %109’du.
Diğer Kantonalarda Durum Ne?
Bern ve Solothurn gibi bölgelerde ciddi aşırı doluluk yaşanırken, Zürich, Basel-Landschaft, Aargau, St. Gallen, Luzern ve Graubünden gibi diğer Almanca konuşan kantonlarda hapishaneler %90 ile %100 kapasite arasında çalışıyor.
Artan Kriminalite ve Sertleşen Ceza Politikaları
Suç oranlarındaki artışa ek olarak, ceza sistemindeki sertleşme de hapishanelerdeki yoğunluğa katkı sağlıyor. Kriminalite uzmanı Dirk Baier, suç oranlarındaki artışın yanı sıra, cezaların daha sıkı uygulanmasının da önemli bir etken olduğunu belirtiyor.
Pandemi döneminde sadece gerçekten gerekli olan cezalar uygulanırken, şu anda daha fazla kişiye ceza verilmeye başlanmış ve özellikle kısa süreli hapis cezalarındaki artış dikkat çekiyor.
Aşırı Doluluğun Getirdiği Sorunlar
Hapishanelerdeki aşırı doluluk, hijyen koşullarının kötüleşmesine ve personel üzerindeki baskının artmasına neden oluyor. Daha fazla mahkum, sınırlı alanlarda bir arada bulunmak zorunda kaldığı için, enfeksiyon riski ve hastalıklar da artıyor. Ayrıca, mahkumlara yönelik rehabilitasyon programları ve anlamlı etkinlikler sınırlı kalıyor.
Bern’deki Ceza İnfaz Kurumu’ndan Olivier Aebischer, aşırı doluluğun hem mahkumlar hem de personel için ek bir yük oluşturduğunu, iş yükünün arttığını ve sınırlı alanların daha fazla çatışmaya yol açtığını belirtiyor.
Personel İçin Artan Güvenlik Riskleri
Personel için de güvenlik riskleri yükseliyor. Daha fazla mahkum, personel üzerindeki saldırı ve çatışma olasılıklarını artırıyor. Bu durum, iş tatmini üzerinde olumsuz etkiler yaratırken, daha az kontrol olanağı ve kaynak eksiklikleri de sorunları büyütüyor.
Yeni Hapishaneler ve Çözüm Arayışları
Bern ve Solothurn kantonları, bu sorunu çözmek için çeşitli önlemler almayı planlıyor. Bern, eski iş alanlarını kısa süreli cezalar için hapishane odalarına dönüştürürken, personel takviyesi yapıyor. Uzun vadede ise yeni bir hapishane inşa edilmesi hedefleniyor. Solothurn da 2029’a kadar yeni bir merkezi hapishane açmayı planlıyor.
Bazı kantonlar, hapishane kapasitesini artırmak için konteynerler, çoklu yerleştirmeler veya ek odaların hücre olarak kullanılmasını öneriyor.
Alternatif Çözümler: Elektronik Gözetimli Ev Hapsi ve Toplum Hizmeti
Bern, daha hızlı yargı süreçlerinin ve elektronik gözetimli ev hapsi gibi alternatif cezaların bu sorunu hafifletebileceğini belirtiyor. Bu tür cezaların kullanımı, hapishane kapasitesindeki baskıyı bir nebze azaltabilir.
Sonuç
İsviçre’deki hapishane aşırı doluluk sorununu çözmek için çeşitli stratejiler uygulanmakta. Ancak, artan suç oranları ve sert cezalandırma politikaları, bu sorunu daha da derinleştiriyor. Hem kısa vadeli önlemler hem de uzun vadeli hapishane projeleri, çözüm arayışını sürdürmekte.
Avrupa
Gazze’ye İnsanî Yardım: İsviçre’den İsrail’e “Abluka Derhal Kaldırılsın” Çağrısı

Dünyadan 20’den fazla ülke, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik insani yardım engelini kaldırması için ortak bir çağrıda bulundu. Ancak İsrail’in yardımın sadece özel güvenlik güçleri tarafından korunan noktalarda verilmesi planı ve bu kapsamda kurulan “Gaza Humanitarian Foundation” adlı yeni oluşum, uluslararası kamuoyunda tartışma yaratıyor. İsviçre, bu ortak açıklamayı imzalamaktan çekindi.
İsviçre Neden Destek Vermedi?
İsviçre Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölümü Başkanı Büyükelçi Monika Schmutz Kirgöz, İsviçre’nin açıklamaya büyük ölçüde katıldığını ancak bazı belirsizlikler nedeniyle imza atmadığını açıkladı. İsviçre, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı insani ablukanın derhal kaldırılması gerektiğini uzun süredir dile getiriyor ve bir ay önce İsrail’in İsviçre Büyükelçisini çağırarak bu talebi net bir şekilde iletti.
Ancak İsviçre, ABD kökenli “Gaza Humanitarian Foundation” hakkında çok az bilgi olduğunu ve mekanizmanın nasıl işleyeceğinin belirsiz olduğunu belirtiyor. İsrail’de görev yapan ABD özel kuvvetlerinin yardımları dağıtmaya başlayacağı belirtilirken, İsviçre bu yeni oluşuma katılmayı şu an için uygun bulmuyor.
Gazze’de Yardım İhtiyacı Çok Büyük
Gazze’de insani yardım için her gün yaklaşık 600 kamyonun yardıma ulaşması gerekiyor. Ancak şu anda günlük yardım sadece 100 kamyon ile sınırlı. İsviçre, insani yardımın Gazze’ye kesintisiz ve tam erişimle ulaştırılması gerektiğini vurguluyor.
İsviçre’nin Talepleri ve Girişimleri
İsviçre, İsrail’e insani yardımın engellenmemesi için ısrarlı bir şekilde çağrıda bulunuyor. İsviçre’nin Tel Aviv ve Kudüs’teki diplomatik temsilcileri, İsrail makamlarıyla defalarca görüşerek ablukanın kaldırılmasını talep etti. Ayrıca İsviçre Federal Konseyi, Gazze’deki Filistinlilere destek amacıyla 20 milyon İsviçre Frangı tutarında insani yardım fonu onayladı.
Sonuç
İsviçre, insani krizin büyümesini engellemek ve Gazze halkının temel ihtiyaçlarına ulaşmasını sağlamak için uluslararası toplumla paralel hareket etmeye devam ediyor. Ancak yeni kurulan “Gaza Humanitarian Foundation” gibi belirsiz yapılarla değil, mevcut ve doğrudan insani yardım kanallarıyla destek verilmesini savunuyor.
Dünya
İsviçre Federal Konseyi, Filistinlilere 20 Milyon Frank İnsanî Yardım Onayladı

İsviçre Federal Konseyi, işgal altındaki Filistin bölgelerindeki nüfus için toplam 20 milyon İsviçre Frankı tutarında insanî yardım desteği sağlanmasını onayladı. Bu karar, 21 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirilen Federal Konsey toplantısında alındı.
11 Milyon Frank UNRWA’ya, 9 Milyon Frank Diğer Yardım Kuruluşlarına
Onaylanan yardım paketinin 9 milyon Franklık kısmı, Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilere doğrudan yardım sağlamak üzere, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi çeşitli insani yardım kuruluşlarına aktarılacak. Bu bölüm UNRWA’ya gitmeyecek.
Diğer 10 milyon Frank ise Birleşmiş Milletler’in tartışmalı Filistin yardım örgütü UNRWA’ya ayrıldı. UNRWA, Ürdün, Suriye ve Lübnan’daki programlarını finanse edecek. Ayrıca, UNRWA’nın tarafsızlığının güçlendirilmesi amacıyla bir milyon Frank da bu kuruluşun eski Fransız Dışişleri Bakanı Catherine Colonna tarafından hazırlanan Colonna Raporu’nun önerilerinin uygulanmasına destek olarak tahsis edildi.
Colonna Raporu ve Tarafsızlık
Colonna Raporu, UNRWA’nın tarafsızlığını artırmak için 50 somut öneri içeriyor. Federal Konsey, UNRWA’nın bu önerilerin tamamını uygulamayı taahhüt ettiğini belirtti. Yardım fonlarının tamamı, İsviçre Parlamentosu’nun Dış Politika Komisyonlarına da sunulacak.
İsviçre’den UNRWA’ya Eleştiri Mesajı
SRF Federal Saray Muhabiri Andreas Stüdli, İsviçre’nin UNRWA’nın faaliyetlerinden memnun olmadığını belirterek, Federal Konsey’in bu konuda bir mesaj verdiğini ifade etti. Bu durum, İsviçre’nin yardımda şeffaflık ve tarafsızlık beklentisini yansıtıyor.
İsviçre Federal Konseyi’nin Orta Doğu Politikası
Federal Konsey, Gazze’deki insani durumdan “son derece endişeli” olduğunu açıkladı. Bölgedeki insani trajedinin, insani yardımlara erişimin kısıtlanması nedeniyle daha da kötüleştiğine dikkat çekti. İsrail’e, uluslararası insani hukuk kurallarına uyması hatırlatıldı. Ayrıca Hamas tarafından kaçırılan tüm İsrailli rehine tutukluların derhal serbest bırakılması ve Gazze’de ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuldu.
Federal Konsey, Gazze’de insani yardımın “derhal ve sınırsız” şekilde erişilebilir olması gerektiğinin altını çizdi.
Özetle; İsviçre, Filistinlilere yönelik insani yardımını artırıyor ve bu kapsamda hem BM örgütlerine hem de uluslararası insani kuruluşlara mali destek sağlıyor. Aynı zamanda, bölgedeki insani krizin çözümü için siyasi ve hukuki adımların atılması gerektiğini vurguluyor.
Gündem
KAZA NEREDEYSE VATANDAŞLIĞA MAL OLUYORDU: FEDERAL MAHKEME ORHAN’I HAKLI BULDU

İsviçre’de 31 yıldır yaşayan ve tam anlamıyla topluma entegre olmuş olan Orhan’a, 2020’de geçirdiği tek taraflı trafik kazası nedeniyle vatandaşlık verilmemişti. Ancak Federal Mahkeme, bu kararı bozarak Orhan’ın entegrasyonunun bütüncül değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
İsviçre’de yaşayan 60 yaşındaki Orhan, 1990’lı yılların başında Türkiye’den İsviçre’ye göç etti. Aradan geçen 31 yıl boyunca İsviçre toplumuna uyum sağladı, iş kurdu ve yerel sosyal yaşama aktif olarak katıldı. Ancak 2020 yılında geçirdiği basit bir trafik kazası, onu vatandaşlığa giden yoldan alıkoydu.
Trafik kazası kaderini belirledi
Haziran 2020’de Berner Oberland bölgesinde bir yürüyüş sonrası yorgun bir şekilde direksiyon başına geçen Orhan, dönüş yolunda uykusu gelince direksiyon hâkimiyetini kaybederek bir sokak lambasına çarptı. Kazada kimse zarar görmedi. Ancak “sürüşe elverişsiz şekilde araç kullanmak” suçundan 900 Frank para cezasına çarptırıldı ve sabıka kaydına işlem yapıldı.
Kanton Schwyz: “Sabıka kaydı vatandaşlığa engel”
Orhan’ın vatandaşlık başvurusu, bu sabıka kaydı gerekçe gösterilerek Kanton Schwyz tarafından reddedildi. İsviçre Vatandaşlık Yasası uyarınca entegrasyon kriterlerini karşılayan bireylerin vatandaşlık hakkı kazanabileceği belirtilse de, Federal Göç Sekreterliği (SEM) ve kantonlar, sabıka kaydını bir “hariç tutma gerekçesi” olarak değerlendirip başvuruları reddedebiliyor.
Kanton mahkemesi cezayı hafife aldı, SEM karara itiraz etti
Orhan karara itiraz etti. Schwyz İdare Mahkemesi, başvuruyu haklı bularak beş yıllık erteleme süresini iki yıla indirdi. Mahkeme, tek seferlik bir hatanın, yıllar süren başarılı bir entegrasyonu gölgeleyemeyeceğine hükmetti. Ancak bu kararın ardından SEM devreye girerek beş yıllık erteleme süresinde ısrar etti.
Federal Mahkeme son noktayı koydu
Orhan, hukuki mücadelesini bir sivil toplum kuruluşunun da desteğiyle Federal Mahkeme’ye taşıdı. Federal yargıçlar, geçtiğimiz günlerde verdikleri kararda, yalnızca cezai sicilin değil, bireyin genel entegrasyon durumunun da dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Mahkeme, sabıka kaydının otomatik olarak vatandaşlığa engel teşkil etmeyeceğini ve her başvurunun bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Orhan’ın hayali gerçekleşiyor
Federal Mahkeme’nin bu kararı, Orhan’ın vatandaşlık yolunu açmış oldu. Her ne kadar beş yıllık bekleme süresi Ağustos 2025’te sona erecek olsa da, bu karar yalnızca Orhan için değil, benzer durumda olan birçok kişi için emsal teşkil edecek nitelikte.
“Bu ülkeye artık resmen ait olmak istiyorum”
Siyasi baskılar nedeniyle Türkiye’yi terk eden ve İsviçre’yi yeni vatanı olarak benimseyen Orhan, karar sonrası yaptığı açıklamada, “Bu ülkeye gönülden bağlıyım. Burada yaşamımı kurdum, işimi, ailemi, geleceğimi buraya adadım. Bu kararla birlikte artık resmen de ait olacağım,” dedi.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem6 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya6 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem6 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli