Sosyal Medya

İsviçre

İsviçre’de Artan Erkek Nüfusu Potansiyel Sorunları ve Fırsatları Beraberinde Getiriyor

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre’de erkek nüfusunun artışı son yıllarda önemli bir trend haline geldi. 1950 yılında her 100 kadına karşılık 93 erkek bulunurken, günümüzde bu oran 99’a yükseldi. Soziolog Katja Rost, bu değişimin olası sorunları beraberinde getirebileceğini ancak her zaman olumsuz sonuçlar doğurmadığını vurguluyor. Federal İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, kadınların doğurganlık oranındaki düşüş ise demografik yapıyı etkileyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.

20min Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Rost, bu durumun bir toplumda genç erkeklerin yüksek oranda olmasının negatif sonuçlara yol açabileceğini vurguluyor.

Demografik Değişim ve Doğum Oranları

Federal İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, 2023 yılında İsviçre’de doğan bebek sayısı tarihin en düşük seviyesine geriledi. Toplam 80,024 doğum kaydedildi ve önceki yıla göre %2.8 düşüş yaşandı. Özellikle 30 yaş altı kadınlar arasında doğum oranları belirgin bir şekilde azaldı.

Cinsiyet Oranları ve Tarihsel Değişim

1871 yılından bu yana İsviçre’de doğan bebeklerde erkeklerin kızlardan daha fazla olması dikkat çekiyor: 100 kıza karşılık 106 erkek. Bu fark, yaşam beklentisindeki farklılıklarla dengeleniyor. Ancak 1950’den beri genç yaş gruplarında erkekler lehine bir eğilim gözleniyor.

Sosyolog Katja Rost’un Değerlendirmesi

Katja Rost’a göre, toplumda genç erkeklerin yüksek oranda olması çeşitli olumsuz sonuçlara yol açabilir. Örneğin, bu durum suç oranlarında artışa neden olabilir. Ancak bu değişim aynı zamanda daha fazla risk alma eğilimini teşvik ederek teknolojik ve ekonomik ilerlemeye de katkı sağlayabilir.

Zürih Üniversitesi’nden sosyolog Katja Rost’un araştırmasına göre, insan toplumlarında genellikle hafif bir erkek fazlası gözlemlenmekte. Rost, bu eğilimin evrimsel olarak üreme güvencesi sağlama amacıyla ortaya çıktığını açıklıyor. Erkeklerin yüksek ölüm oranları ve risk alma davranışları, bu cinsiyet dengesizliğini kısmen açıklamaktadır. Bu durum, örneğin motosiklet sürme, buz tırmanışı veya paraşütle atlama gibi riskli sporların genellikle erkekler tarafından tercih edilmesini açıklıyor.

Batı Toplumlarında Değişen Cinsiyet Oranları

Batı toplumlarında ise bu “klasik” cinsiyet oranı giderek değişim göstermektedir. Özellikle erkek göçmenlerin varlığı ve cinsiyete dayalı seçim işaretlerinin çocuklarda belirgin hale gelmesi, bu değişiklikte önemli bir rol oynamaktadır. Rost’un ifadesine göre, “Bazı batı-dışı toplumlarda, kız çocuklar ebeveynlerin tercihlerini daha az karşıladıkları için beklenenden daha fazla erkek fazlası gözlemlenmektedir. Diğer taraftan, bazı Batı toplumlarında ise ebeveynlerin giderek daha fazla kız çocuğu istedikleri gözlemlenmektedir.”

Çift Yönlü Bir Kılıç

Sosyolog Katja Rost’un Değerlendirmesi

Katja Rost’a göre, toplumda genç erkeklerin oranının artması çeşitli sorunlara yol açabilir. Örneğin, daha yüksek kriminalite oranları gibi. Ancak bu durum aynı zamanda daha fazla risk alınmasını teşvik ederek teknolojik ve ekonomik ilerlemeye de katkıda bulunabilir. Rost, bu değişimin “iki ucu keskin bir kılıç” olduğunu belirtiyor.

İsviçre’de hükümlü mahkûmların %93’ü erkek.

**Bu bir sorun olabilir – ancak Rost vurguladığı gibi, mutlaka olmak zorunda değil. Cinsiyet oranlarındaki değişiklikler temelde çift yönlü bir kılıçtır: “Sorunlar her zaman fırsatlardır: Daha yüksek risk alma, örneğin daha riskli ancak potansiyel olarak kârlı iş girişimlerine yol açabilir. Erkekler her şeyi riske atmaya daha fazla isteklidir – bu da teknolojik ve ekonomik ilerlemeye neden olur.”

Toplumsal Normların Değişimi

İsviçre’de kadınların eğitim düzeyinin erkeklerden daha yüksek olması, partner tercihlerini etkileyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Ülkeye yapılan göçlerin de bu dinamikleri nasıl etkilediği üzerine çalışmalar sürüyor.

Partner seçimindeki değişimler de gözlemlenebilir: “Eşitlikçi bir toplumda kadınlar genellikle eğitim düzeyi benzer olan partnerler arar. Ancak İsviçre gibi zengin, eşitlikçi ülkelerde bu eğilimde bir boşluk gözlemlenmektedir.” Bu durum, hem göçmenlerin genellikle erkek ve daha az eğitimli olmalarından kaynaklanmakta hem de yerel değişkenlerle ilişkilendirilmektedir.

Sosyologların Çözüm Önerisi

Sosyologlar, bu tür toplumsal değişimlerin genellikle doğal denge içinde çözümlendiğini savunuyorlar. Rost, “Toplumlar genellikle bu tür karmaşık sorunlara en iyi cevapları kendileri bulur, bu nedenle tepeden inme değil, tabandan yukarı bir yaklaşım daha etkili olabilir” diyor. Bu bakış açısı, İsviçre’deki demografik ve toplumsal yapıdaki değişimin anlaşılmasında önemli bir perspektif sunuyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İsviçre’nin Die Weltwoche dergisinden “Büyük Erdoğan” makalesi

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’de yayımlanan Die Weltwoche dergisi “Büyük Erdoğan” başlıklı makalesinde, Erdoğan için “Türkiye’nin en büyük yenileyicisi olarak tarihe geçebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

İsviçre’de yayımlanan Die Weltwoche dergisi “Büyük Erdoğan” başlıklı makalesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın uluslararası arenada yürüttüğü denge siyasetindeki başarıya işaret ederek, Erdoğan için “Türkiye’nin en büyük yenileyicisi olarak tarihe geçebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

İsviçre‘de 1934’te kurulan sağ görüşü SVP Partisi yakınlığıyla bilinen ve ana akım medyanın en önemli temsilcilerinden Die Weltwoche’de Francis Pike imzasıyla “Büyük Erdoğan” başlıklı bir makale yayımlandı.

Makalede, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan güç, din, ekonomi ve dünya siyasetini ustalıkla dengeliyor. Ülkesinin en büyük yenileyicisi olarak tarihe geçebilir.” ifadesi kullanıldı.

Makalede, 23 yıldır iktidarda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, Yavuz Selim ve Mustafa Kemal Atatürk gibi isimlerle Türkiye’nin büyük tarihi liderleri listesinde yer alacağı vurgulandı.

Türkiye’nin stratejik konumu itibarıyla Asya pazarına açılan bir kanal olduğu belirtilen makalede, Erdoğan’ın “Türkiye, Avrupa’nın Doğu’ya, Doğu’nun da Avrupa’ya açılan kapısıdır. Avrupa’nın hafife almaması gereken bir bağlantı işlevine sahibiz.” sözüne yer verildi.

Makalede, Türkiye’nin Avrupa’nın Rusya’ya karşı savunmasında kilit bir rol oynadığına işaret edilerek, NATO üyesi olan Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında en büyük orduya sahip olduğuna dikkat çekildi.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafife alınabilecek bir ortak olmadığını gösterdi”

Makalede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hafife alınabilecek kolay bir ortak olmadığını gösterdiği” belirtilerek, “Batılı alternatifler yerine Rus S-400 füze sistemini tercih etmesi ABD’yi kızdırdı. Ancak Batı, Erdoğan’ı kendi tarafında tutmak için dikkatli davranması gerektiğini biliyor.” denildi.

Rusya’nın da Türkiye ile ilişkilerini bozmamaya özen gösterdiği ifade edilen makalede, Türkiye’nin bir NATO üyesi olmasına rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok iyi arkadaş olduğuna işaret edildi.

“Erdoğan, hiçbir tarafı ötekileştirmeme konusunda ustaca bir yeteneğe sahip”

Makalede, “Bazılarının neo-Osmanlı olarak adlandırdığı bir strateji ile Erdoğan, Türkiye’nin nüfuzunu genişletti. Bu da Balkanlar’daki eski Osmanlı topraklarıyla dostane ilişkiler kurmasını sağladı. Doğudaki Türk diasporası da ihmal edilmedi. Türkiye dünyanın jeopolitik eksenlerinden biri, bu yüzden de tüm büyük güçler onunla iyi ilişkiler içinde olmak istiyor. Erdoğan bu kozu her zaman çok ustaca oynadı. Erdoğan, hiçbir tarafı ötekileştirmeme

Makalede Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmelere ilişkin şunlar kaydedildi:

“2002’de 12,5 milyon olan turist sayısı 2024’te 62,2 milyona yükseldi. Erdoğan bunu mümkün kılacak altyapıyı inşa etti. 2014’te çalışmaların başladığı İstanbul Havalimanı 4 yıl sonra hizmete girdi. Bu devasa yapı kısa sürede Heathrow Havalimanı’ndan sonra Avrupa’nın ikinci, Dubai’den sonra da Orta Doğu’nun en yoğun havalimanı haline geldi. Müşteri memnuniyeti anketlerinde sık sık zirveye çıkan Türk Hava Yolları (THY) da buna paralel olarak büyüdü. Şu anda sadece gelir açısından dünyanın en büyük onuncu havayolu şirketi değil, aynı zamanda 6,9 milyar dolarlık net karıyla en karlı havayolu şirketi.”

Makalede, AK Parti iktidarı döneminde elde edilen ekonomik başarıların göz ardı edilemeyeceği belirtilerek, 2002’de iktidara geldiğinde kişi başına düşen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın 3 bin 583 dolar olduğu, bunun bugün 16 bin 876 dolar ile 4 kattan fazla arttığı aktarıldı.

Aynı dönemde AB’de kişi başına düşen milli gelirin sadece iki katına çıktığına dikkat çekilen makalede, “Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye, Hollanda’nın hemen arkasında ve İsviçre’nin önünde 7. büyük ekonomidir. Uluslararası Para Fonu (IMF), 2025 için yüzde 3,1 gibi etkileyici bir ekonomik büyüme beklemektedir. Bu eğilim devam ederse Erdoğan’ın 2028’de yeniden seçilme umutları için iyiye işaret olacaktır. Başarıları göz önüne alındığında, ona karşı bahse girmek akıllıca olmayacaktır.” değerlendirmesi yapıldı.

Ülkeye yapılan yatırımlara ve birçok alanda gelişen Türk firmalarına da değinilen makalede, “Teknoloji firmaları da hızla büyüdü. Bunlar arasında yüksek performanslı insansız hava araçları üreticisi olarak uluslararası bir üne kavuşan ve Ukrayna da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ordulara tedarik sağlayan Baykar da bulunuyor.” denildi.

Haberin Devamını Oku

Gündem

YENİ SÜRÜCÜ SINAVI: SÜRÜCÜ YARDIM SİSTEMLERİ STRES YARATIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürich, 12.04.2025 – 08:59

İsviçre’de sürücü adayları, 1 Temmuz 2025’ten itibaren geçerli olacak yeni sınav düzenlemeleri nedeniyle endişeli. Bu tarihten itibaren, araçların sürücü yardım sistemleri (ADAS) sürücü sınavlarının bir parçası haline geliyor. Yeni düzenleme, özellikle park yardım sistemi ve kör nokta uyarıcı gibi özellikleri kapsıyor. Bu değişiklik, bazı sürücü adaylarında endişelere yol açtı.

Öne Çıkanlar:

  • 1 Temmuz’dan itibaren sürücü yardım sistemleri, sürücü sınavlarının bir parçası olacak.
  • Yeni sistemler, park yardımı ve kör nokta uyarıcı gibi özellikleri içeriyor.
  • Öğrenciler, sınavın zorlaşacağı konusunda endişeleniyor.
  • Sürücü eğitmenleri, öğrencilerine bu yeni sistemlerin korkulacak bir şey olmadığını hatırlatıyor.

Yeni sınav düzenlemeleri hakkında açıklama yapan Mario Koch, Regensdorf’daki bir sürücü okulu sahibi, “Öğrencilerim bu yeni değişiklikler nedeniyle çok gergin. Birçoğu, bu yüzden sınavlarını Temmuz öncesine almak istiyor” dedi. Ancak, diğer eğitmenler, sürücü adaylarının bu konuda gereğinden fazla endişelenmemesi gerektiğini vurguluyor. Alex Krstic, Zürich’teki Drive-In Sürücü Okulu’nun eğitmeni, “Fahrerassistenzsysteme (FAS) teknolojisi, aslında aracın kontrolünü daha kolay hale getiriyor. Bu sistemler, sürücülere yardımcı olmak için tasarlandı ve korkulacak bir şey yok” dedi.

Yeni Sınavın İçeriği: Yeni sınavda, sürücülerden araçlarındaki sürücü yardım sistemlerini doğru ve etkili bir şekilde kullanmaları bekleniyor. Ayrıca, teori sınavında bu sistemlerin nasıl çalıştığına dair bazı çoktan seçmeli sorular yer alacak.

Sürücü adayları, araçlarında yer alan sistemleri doğru bir şekilde kullanarak, bu sistemlerin sınavdaki önemli unsurlar haline geldiğini kanıtlamalıdır. Bu, sürücülük sınavının daha verimli ve güvenli hale gelmesini sağlamayı amaçlıyor.

Yeni Düzenlemeler: Monica Di Mattia, İsviçre Trafik İdareleri Birliği’nin (ASA) medya sözcüsü, “Yeni düzenlemeler, yalnızca yeni sürücü adayları için geçerli olacak. Mevcut sürücüler için herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Ancak, yeni araçlarda sürücü yardım sistemleri kullanımı önemli bir beceri olarak kabul ediliyor” dedi.

Sonuç değerlendirme: Yeni düzenlemeler, sürücülük eğitiminin daha güvenli ve modern bir hale gelmesini hedefliyor. Sürücüler, araçlarındaki teknolojileri öğrenmeye devam ederken, eski araçlarda eğitim almış adaylar için herhangi bir tekrar sınavı gerekmiyor. Ancak, özellikle yeni araçların kullanımına dair gönüllü eğitimler, trafikte güvenliği artırmak adına önerilmeye devam ediliyor.


Haberin Devamını Oku

Gündem

İspanyol Radyo ve Televizyonu, İsrail’in Eurovision’a Katılımı Konusunda “Tartışma” Talep Ediyor

yazar

Yayınlayan

on

By

İspanya, İsrail’in Eurovision Şarkı Yarışması’na katılımı konusunda bir “tartışma” yapılmasını talep etti. Bu talebin gerekçesi ise Gazze Şeridi’ndeki mevcut duruma dayandırılıyor.

Olayın Özeti:

  • İspanya, Eurovision’a İsrail’in katılımına dair bir tartışma yapılmasını istedi.
  • Avrupa Yayın Birliği (EBU), İsrail’in katılım hakkını savundu.
  • Geçtiğimiz yıl Eurovision etkinliği sırasında İsrail’in katılımı ile ilgili protestolar yaşandı.

İspanya’nın kamu yayın kuruluşu RTVE, Gazze’deki savaş durumu nedeniyle bu yılki Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına ilişkin bir “tartışma” yapılmasını talep etti. RTVE, Avrupa Yayın Birliği’ne (EBU) yazdığı bir mektupta, İsrail’in devlet televizyonu KAN’ın yarışmaya katılımını görüşmeye açmak istediğini belirtti.

RTVE, Cuma günü yaptığı açıklamada, EBU’ya İsrail’in katılımı hakkında bir tartışma başlatılması ve EBU üyelerinin katılabileceği bir tartışma forumu düzenlenmesi çağrısında bulundu. İspanyol radyo ve televizyonu, bu talebini Gazze’deki “güncel durum” ile gerekçelendirdi.

EBU ise, mevcut Ortadoğu çatışması hakkında endişelerini takdir ettiğini belirterek, tüm üyelerinin Eurovision’a katılma hakkına sahip olduğunu vurguladı.

Eurovision Şarkı Yarışması, dünyanın en büyük canlı televizyon etkinliklerinden biri olarak, bu yıl Basel’de gerçekleştirilecek. Yarı finaller 13 ve 15 Mayıs tarihlerinde yapılacak, final ise 17 Mayıs’ta gerçekleşecek.

İsrail, Hamas Saldırısından Kurtulan Bir Temsilci ile Katılacak
Eurovision’a katılan ülkeler, yarışmaya katacak sanatçılarını kendi aralarında seçiyor. Eğer KAN, yarışmaya katılamazsa, İsrail’in bu yılki Eurovision’a katılımı olmayacak. İsrail, bu yılki yarışmada 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısına uğrayan ve hayatta kalan Yuval Raphael tarafından temsil edilecek.

Mart ayında Finlandiya radyo kurumuna, İsrail’in Eurovision’dan dışlanmasını isteyen iki dilekçe gönderilmişti. Bu dilekçelerden biri 10.000’den fazla kişi tarafından imzalanmıştı.

Geçtiğimiz yıl, İsveç’in Malmö kentinde yapılan Eurovision 2024 etkinliği sırasında da binlerce kişi, İsrail’in katılımına karşı protestolar düzenlemişti.

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler