Sosyal Medya

Gündem

CORONA DÖNEMİNDEN DERSLER: HANGİ KARARLAR DOĞRUYDU, HANGİLERİ HATALI?

yazar

Yayınlayan

on

Christoph Berger, pandemi döneminde İsviçre’nin aşı politikalarını şekillendiren isimlerden biri olarak dikkat çekti. Bugün geriye dönüp baktığında, o dönemde alınan bazı kararları eleştirirken, bazılarını ise halen doğru bulduğunu söylüyor.

Pandeminin ilk yılında aşıların hızla kullanıma sunulmasıyla risk altındaki grupların korunması gerektiğini vurgulayan Berger, bu adımın doğru olduğunu savunuyor. Ancak, çocukların ve gençlerin etkinliklere katılabilmeleri için aşılanmalarının zorunlu tutulmasını eleştiriyor. Delta ve Omikron varyantlarının etkisiyle bulaşmanın önlenemediği durumlarda, kısıtlamaların daha erken kaldırılması gerektiğini de itiraf ediyor.

Berger, gelecekte benzer krizlere daha hazırlıklı olunması gerektiğini ifade ederken, pandemiden çıkarılan derslerin önemine dikkat çekiyor. Şimdi, pandemide alınan kararların arka planını ve Berger’in değerlendirmelerini detaylıca ele alalım.

Christoph Berger röportajında aldığı kararların genel olarak doğru olduğunu ifade ediyor ancak bazı kararların etkilerini ve sonuçlarını eleştirel bir şekilde değerlendiriyor. Özellikle şu noktalar dikkat çekiyor:

  1. Riske Karşı Önlem Almanın Gerekliliği
    Berger, pandeminin başlangıcında aşıların etkisi ve güvenliği hakkında daha az bilgi sahibi olsalar da, risk gruplarını koruma amacıyla hızlı hareket etmeleri gerektiğini söylüyor. Bu kararların o dönemde doğru olduğunu savunuyor.
  2. Çocukların ve Gençlerin Aşılanması
    Çocukların ve gençlerin aşılanmasının, onların etkinliklere katılmaları için bir zorunluluk haline getirilmesini yanlış bir adım olarak görüyor. Ancak bu durumun, komisyonun değil, hükümetin aldığı bir karar olduğunu belirtiyor.
  3. Aşı Koruma Etkinliği ve İletişim
    Başlangıçta aşının bulaşmayı önlediğine dair inancın doğru olduğunu ancak Delta ve Omikron varyantlarında bunun geçerli olmadığını kabul ediyor. Bu nedenle, bazı kısıtlamaların (örneğin, aşısız kişilere yönelik kısıtlamalar) ikinci kış döneminde kaldırılması gerektiğini söylüyor.
  4. Gelecekteki Pandemilere Hazırlık
    Berger, geçmişteki tecrübelerden ders almanın ve gelecekte daha koordineli ve uzmanlarla daha erken iş birliği içinde çalışmanın önemine vurgu yapıyor.

Devlet televizyonu ve radyo kanalı SRF’de Simone Hulliger’in gerçekleştirdiği söyleşide, İsviçre’nin “aşı danışmanı” olarak bilinen Federal Aşı Komisyonu Başkanı Christoph Berger, görev süresi boyunca alınan kararları değerlendirdi. Çocuk doktoru ve enfeksiyon uzmanı olan Berger, pandemide yapılanları ve gelecekte benzer krizlere nasıl daha iyi hazırlanılabileceğini anlattı.

Pandeminin İlk Günleri: Şüpheler ve Tereddütler

Berger, pandeminin ilk döneminde aşıyla ilgili bilginin oldukça sınırlı olduğunu vurguladı. Ancak, kısa sürede yapılan büyük ölçekli çalışmaların aşının güvenli olduğunu ve özellikle yaşlılarla risk altındaki bireyleri etkili bir şekilde koruduğunu gösterdiğini belirtti. Berger, “Riskler ve acil müdahale ihtiyacı arasında bir denge kurmamız gerekiyordu,” ifadelerini kullandı.

Çocukların Aşılanması: Zor Kararlar

Çocuklar ve gençlerin aşılanması konusunda alınan kararların ne kadar zorlayıcı olduğunu dile getiren Berger, “Önceliğimiz her zaman risk altındaki grupları korumaktı. Çocuklar ve gençler sık sık enfekte oldular ancak nadiren ciddi hastalık belirtileri gösterdiler. Bu yüzden aşı stratejisinde öncelikli değillerdi.” dedi.

Geçmişe Dönüş: Önlemler ve Aşı Önerileri

Berger, çocukların aşılanmasının kamp ve okul etkinliklerine katılım için zorunlu tutulması gibi bazı uygulamaların eleştirilmeye açık olduğunu kabul etti. “Aşı çocuklar ve gençler için tehlikeli değildi, ama enfeksiyon da değildi. Çocuklar, virüsten ziyade korunmak için alınan önlemlerden daha fazla etkilendi.” diyerek, alınan kararların zorluklarına dikkat çekti.

Aşının Koruma Gücü: Ne Değişti?

Başlangıçta, aşının başkalarına bulaşmayı engellediğine dair güçlü bir inanç olduğunu belirten Berger, bu etkinin yalnızca ilk varyantlar için geçerli olduğunu açıkladı. “Delta ve Omikron varyantlarında bu etkinlik azaldı. Ancak aşı, ciddi hastalıklara karşı koruma sağlamaya devam etti.” ifadelerini kullandı.

Geleceğe Hazırlık: Dersler ve Tavsiyeler

Pandemi sırasında alınan kararların kapsamlı bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurgulayan Berger, benzer krizlere daha hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. “Uzmanların kriz başlangıcında daha erken dahil edilmesi ve mevcut komisyonların personelinin artırılması önemli. Normal şartlarda edinilen deneyimlerin, kriz yönetiminde uzman bilgisiyle birleştirilmesi gerekiyor.” dedi.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

TÜM İSVİÇRE POLİS KUVVETLERİ DAVOS’TAKİ DÜNYA EKONOMİK FORUMU İÇİN GÖREVDE

yazar

Yayınlayan

on

By

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) için tüm İsviçre polis teşkilatları seferber oldu. Bu yıl güvenlik önlemleri, önceki yıllara kıyasla daha da güçlendirildi.

Önemli Gelişmeler:

  • İsviçre’nin tüm polis kuvvetleri, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun güvenliğini sağlamak için görevde.
  • Güvenlik durumu, Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlar, Suriye’deki gelişmeler ve Almanya’daki saldırılar gibi küresel tehditler nedeniyle daha da artmış durumda.
  • Ayrıca, siber suçlar da tehditler arasında yer alıyor. Ancak şu anda Davos’taki güvenlik durumu sakin.

Sıkı Güvenlik Önlemleri: Polis Komutanı Walter Schlegel, güvenlik önlemlerinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Özellikle, Almanya’nın Magdeburg kentinde yaşanan araçlı saldırı sonrası, araç terör saldırılarını engellemek amacıyla yeni güvenlik önlemleri alındı. Güvenlik şefleri, bu yıl güvenlik altyapısının birkaç iyileştirme yapıldığını ve özellikle ağır beton engellerle araçlı saldırılara karşı önlem alındığını ifade etti.

Tam Güvenlik Sağlanamaz: Schlegel, güvenliğin yüzde yüz sağlanamayacağını ancak güvenlik önlemlerinde önemli iyileştirmeler yapıldığını belirtti. Güvenlik güçlerinin, güvenlik altyapısına olan katkıları her geçen yıl arttırıldı. Şimdiye kadar daha büyük saldırı senaryolarına karşı da hazırlıklı olduklarını vurguladı.

Völkerrechtlich Geschützte Personen: “uluslararası hukuken korunmuş kişiler”

Davos’taki WEF için yaklaşık 100 kişi, özel güvenlik koruması altında olacak. Bu kişiler, uluslararası koruma altında olan önemli figürler olarak biliniyor. Polis, bu kişilerin güvenliğini en üst düzeyde sağlayacaklarını garanti ediyor.

Askeri Destek: Bu yıl da, yaklaşık 5000 askeri personel, polise destek verecek. Yarısı Davos ve çevresinde görev alırken, diğer yarısı ise ülke genelinde başka görevlerde olacak. Askeri birlikler, polise altyapı güvenliği sağlamak, lojistik destek sunmak ve hava taşımacılığı yapmak için yardımcı olacak.

Hava Kuvvetleri Güvenliği Sağlıyor: İsviçre Hava Kuvvetleri, Davos üzerindeki hava sahasını güvence altına alacak ve Avusturya ile İtalya hava kuvvetleriyle iş birliği yapacak. Ayrıca, askeri doktorlar tarafından desteklenen acil servisler, hava yolu ile taşınması gereken uluslararası koruma altındaki kişileri de güvenli şekilde taşıyacak.

Bu yoğun güvenlik önlemleri, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun yüksek güvenlikli bir ortamda geçmesini sağlayacak.

BİRİSİ EVDE KALIYOR: FEDERAL HÜKÜMET ÜYELERİNİN DAVOS WEF PLANLARI

Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu (WEF) öncesinde, İsviçre Federal Hükümeti üyelerinin hangi isimlerin bu yıl etkinliğe katılacağı netleşti. Albert Rösti dışındaki tüm hükümet üyeleri bu yıl Davos’a gitmeye karar verdi. İsviçre Federal Hükümet Sözcülüğü tarafından Cuma günü yapılan açıklamaya göre, WEF’e katılacak altı bakanın planları şu şekilde:

  • Federal Başkan Karin Keller-Sutter etkinliği, WEF’in kurucusu Klaus Schwab ile birlikte Salı günü açacak.
  • Ekonomi Bakanı Guy Parmelin WEF’de, Tayland Başbakanı ve Kosova Başbakanı ile birlikte EFTA serbest ticaret anlaşmasını imzalayacak.
  • Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis toplantılarında, Avrupa politikaları ile Ukrayna ve Orta Doğu’daki durumu ele alacak.
  • Savunma Bakanı Viola Amherd, son WEF’inde Avrupa’daki güvenlik durumu üzerine odaklanacak. Görüşmeleri arasında NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve AB Savunma ve Uzay Komiseri ile toplantılar da yer alacak.
  • İçişleri Bakanı Elisabeth Baume-Schneider, dijital yeniliğin sağlık sektörü için önemini ve güvenilir veri kaynaklarının dezenformasyonla mücadeledeki rolünü toplantılarında ele alacak.
  • Adalet Bakanı Beat Jans ise Tunus Dışişleri Bakanı ile göçmenlik konularını ve Avrupa Polis Teşkilatı Europol’un direktörü ile görüşmeleri planlıyor.

Rösti’nin neden bu yıl Davos’a gitmeyeceği, Federal Hükümet Sözcülüğü tarafından belirtilmedi. Rösti, son iki yıldır WEF’e katılmıştı; 2024’te Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck ile bir araya gelmişti.

Davos’taki WEF yıllık toplantısı, Federal Hükümet üyelerine birçok yeni bağlantı kurma ve görüşmeler yapma fırsatı sunuyor. Bu yıl, en az 40 ikili görüşme yapılması bekleniyor. Ancak, her zaman olduğu gibi, son dakika görüşmelerin eklenmesi veya iptal edilmesi mümkün.

Haberin Devamını Oku

Gündem

STALKING YASALARI: YAKINDA ÜÇ YIL HAPİS CEZASI MI GELİYOR?

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’de, stalking (takipçilik) ve zorbalık gibi davranışlar, şu anda doğrudan bir suç olarak tanımlanmıyor. Ancak, yakın zamanda bu durum değişebilir. İsviçre Parlamento’su, stalkingi suç sayan yeni bir yasa tasarısını görüşüyor. Bu tasarı kabul edilirse, stalker’lara yani kişileri sürekli takip eden ve taciz edenlere üç yıla kadar hapis cezası verilebilecek. İşte bu yasal değişiklikle ilgili ayrıntılar:

Neden Bu Yasa Geliştiriliyor?

Şu anda, stalkingi cezalandırmak için genellikle başka suçlar (örneğin, tehdit veya fiziksel saldırı) gerekiliyor. Ancak, stalker’lar yalnızca bu suçları işlemeyebilirler. Yani, stalker’lar, birine rahatsızlık vermek için sürekli olarak onu takip edebilir, arayabilir veya evinin etrafında dolaşabilir, ama bu davranışlar tek başına yasal bir suç teşkil etmiyordu.

Bu nedenle, Sibel Arslan adlı yeşil partiye mensup İsviçreli milletvekili, stalkingin cezalandırılmasını sağlayacak yeni bir yasal düzenleme önerdi. Bu düzenlemeyle, stalker’lar için bağımsız bir suç tanımı yapılması ve cezaların netleştirilmesi hedefleniyor.

Yeni Düzenleme Ne Getiriyor?

Yeni yasa tasarısına göre, takipçilik yapan, taciz eden veya tehdit eden kişiler cezalandırılacak. Bu kişiler, mağdurun yaşam alanında özgürlüklerini kısıtlayacak şekilde davranırsa, bu davranışları stalking olarak kabul edilecek. Buna göre:

  • Stalking yapan kişiler, üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecek.
  • Ayrıca, para cezası da uygulanabilir.

Bunun amacı, stalkerin kurban üzerinde sürekli bir psikolojik baskı oluşturmasını engellemektir.

Parlamento’daki Görüşmeler:

Parlamentoda bu yeni yasa tasarısı üzerine tartışmalar devam ediyor. Nationalrat (Ulusal Konsey) ve Ständerat (Kantonlararası Konsey) bu düzenlemenin içeriği konusunda henüz tam olarak anlaşamadılar. Bazı milletvekilleri, stalkingin hali hazırda mevcut suç yasaları ile yeterince cezalandırıldığını savunurken, diğerleri ise yeni bir suç tanımının şart olduğunu belirtiyor.

Görüş Ayrılıkları:

Tasarıyı savunanlar, stalking suçunun halihazırda var olan yasalarla yeterince cezalandırılmadığını düşünüyor ve bu nedenle bağımsız bir suç tanımının gerekliliğini vurguluyor. Diğer yandan, yasa karşıtları, stalking için özel bir suç tanımına gerek olup olmadığını sorguluyor ve bunun yerine mevcut yasaların yeterli olduğunu iddia ediyor.

Yasayı savunanlar, yeni bir düzenlemenin daha etkili olacağını ve mağdurları daha güçlü bir şekilde koruyabileceğini düşünüyorlar. Ancak yasa karşıtları, stalkingin bazen çok dar bir sınırda gerçekleşebileceğini ve yeni bir yasayla bu tür durumların aşırı cezalandırılmasının haksız olabileceğini belirtiyorlar.

Önemli Noktalar:

  • Erkekler ve kadınlar arasındaki ilişkilerde stalking çok yaygın bir problem. Bu yasa ile mağdurlar daha fazla korunmuş olacak.
  • Başka yasalarla, örneğin tehdit, şiddet veya hakaret suçlarıyla, stalkingi cezalandırmak daha zor olabilirken, bu yasa net bir çözüm sunmayı amaçlıyor.
  • Yasa, yalnızca cezalandırma değil, aynı zamanda mağdurların psikolojik ve sosyal destek alabilmesi adına önleyici tedbirler almayı da planlıyor.

Sonuç:

Bu düzenleme ile stalking suçunun cezalandırılmasının daha etkin hale gelmesi bekleniyor. Yasa geçtiği takdirde, şiddet mağdurları ve psikolojik taciz yaşayan insanlar için büyük bir adım atılmış olacak.

Yeni yasa tasarısının ne zaman kabul edileceği ve ne şekilde yürürlüğe gireceği ise hala netlik kazanmış değil. Parlamento’daki tartışmaların ardından, yakın zamanda karar verilmesi bekleniyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

ADAM ESKİ EŞİNİ ÖLDÜRTMEK İÇİN 20.000 FRANK ÖDEDİ!

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürich’in Säuliamt bölgesinde ikamet eden 54 yaşındaki bir adam, eski eşini öldürmek için Darknet üzerinden 20.000 İsviçre Frankı ödeyerek bir suikastçı kiralamaya çalıştı. Suçlamalarla karşı karşıya kalan adamın 15 yıl hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Olayın Başlangıcı ve Suçlamalar

2016 yılında ayrıldığı eski partneriyle arasında çocuklar nedeniyle yaşanan sıkıntılar, zamanla daha da derinleşti. Çiftin arasındaki gerilim, 2021’de adamın, bir takma ad kullanarak Darknet üzerinden bir suikastçi kiralamak için araştırma yapmasına yol açtı. İlk başta sadece “bir kişiye saygı göstermek” amacıyla suikast gerçekleştirmeyi planlayan sanık, bu planını daha sonra öldürme niyetine dönüştürdü. 2023 yılına gelindiğinde, eski partnerinin çocukların tek velisi olacağını öğrenen sanık, onu öldürtmeye karar verdi.

Sanık, 2023 yılının Ocak ayında Darknet’te bir suikastçıya 20.000 İsviçre Frankı gönderdi. Ancak bu suikastçi, görevi yerine getirmedi. Bunun yerine, suçlu olduğu tespit edilen kişi 16 Şubat 2023’te polise yakalandı. O günden bu yana, sanık hapishaneye konulmuş durumda.

Savcıdan Ağır Ceza Talebi

Mahkemede, sanığın savcı tarafından 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi. Savcı, sanığın, eski partnerine karşı büyük bir öfke ve intikam hissiyle hareket ettiğini vurguladı. Dava sırasında, sanığın, öldürme niyetini sadece para için değil, kişisel bir hesaplaşma amacıyla gerçekleştirmeye çalıştığı da belirtildi. Savcı, sanığın eylemlerini “soğukkanlı ve planlı” olarak nitelendirerek, güçlü bir ceza verilmesi gerektiğini savundu.

Sanığın Savunması ve İddiaları

Sanık, tüm suçlamaları reddederek, Darknet’te bir suikastçı kiralamadığını ve bu olayla ilgisi olmadığını iddia etti. Savunmasını, tanımadığı bir adamla tanışıp ona Bitcoin gönderdiği şeklinde açıkladı. Bu adamla sadece, benzer duygusal sıkıntılar yaşayan biri olarak konuştuğunu ve ondan alacağı bir yayın için para gönderdiğini söyledi. Savunma avukatı, sanığın bilgisayarının hacklendiğini ve bir başkası tarafından kullanıldığını iddia etti.

Sanık ayrıca, eski partnerini öldürme amacının hiç olmadığını ve bunu Darknet üzerinden gerçekleştiren kişinin aslında bir dolandırıcı olduğunu ileri sürdü.

Ex-Partnerinin Duruşmadaki Pozisyonu

Sanığın eski partneri, yaşadığı korku ve güvensizliği dile getirerek, eski partnerinin tehditkar hareketleri nedeniyle sürekli kaygı içinde yaşadığını belirtti. Kadın, sanığın eski partnerine yönelik saldırgan tutumunun devam ettiğini ve bununla birlikte hayatını güvenceye almak için çabalarının arttığını söyledi.

Sonuç ve Yorumlar

Sanık için 15 yıl hapis cezası talebi gündemdeki en önemli gelişme oldu. Mahkeme kararı henüz kesinleşmemişken, sanığın savunması ile suçlamalar arasında büyük bir çelişki bulunuyor. Bu dava, eski partnerin yaşamını koruma amacı güden yasal önlemlerin ve dava süreçlerinin daha da önem kazanmasını sağlamış görünüyor. Bu olay, ayrıca bir kişiye zarar verme amaçlı kiralık suikast kullanımı konusunda, Darknet gibi platformların ne denli tehlikeli bir ortam sunduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Hukuki Süreç ve Gelecek Adımlar

Mahkeme, suçlu olup olmadığına karar vermek için daha fazla delil ve ifade almayı sürdürüyor. Savcı, sanığın geçmişteki eylemlerini de dikkate alarak ağır ceza talep ederken, savunma avukatı ise alibiyle birlikte sanığın suçsuz olduğunu savunmaya devam ediyor. Karar verildiğinde, sanığın geleceği ve hak ettiği ceza netleşmiş olacak.

Haberin Devamını Oku

Trendler