Dünya
ALMANYA’DA CEZAEVLERİNDE SURİYELİ VE AFGAN SAYISI ARTIYOR: ALMANLARIN TEPKİSİ “ZATEN BURADA OLMAMALILAR”
Almanya’da, özellikle Suriyeli ve Afgan kökenli suçluların sayısındaki artış, toplumda ve siyasette büyük yankı uyandırıyor. Geçtiğimiz Cuma günü, Alman hükümeti 28 Afgan mahkumu sınır dışı etti. Bu, daha geniş çaplı bir hareketin ilk adımı mı?
Bild Gazetesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Almanya genelindeki cezaevlerinde en az 400 Afgan ve 350 Suriyeli suçlu bulunuyor. Ancak, bu sayılar, Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’nın (NRW) verilerini içermiyor. Dolayısıyla, bu sayıların gerçek rakamların altında kalabileceği düşünülüyor. Suriyeli suçluların ülkelerine sınır dışı edilmesi uzun yıllardır durdurulmuş durumda.
Sınır Dışı Uçuşları ve Planlamalar
Afgan ve Suriyeli suçluların ülkelerine gönderilmesi için yaklaşık 27 sınır dışı uçuşu gerekiyor. Eğer her uçuşta 28 suçlu gönderilirse, bu süreç en az iki haftada bir düzenlenecek toplu sınır dışı uçuşları ile mümkün olabilir. Bu hızda devam edilirse, tüm suçluların 2025 yılının Eylül ayında planlanan bir sonraki genel seçimlere kadar gönderilmesi mümkün olabilir.
Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann (67, CSU), “Bu rakamlar, Afganistan ve Suriye’ye daha fazla sınır dışı uçuşlarının yapılmasının ne kadar acil olduğunu gösteriyor. Geçen Cuma günü gerçekleştirilen toplu sınır dışı işlemi bir defalık bir olay olmamalıdır” dedi.
Sınır Dışı Engelleri ve Siyasi Talepler
Afgan ve Suriyeli birçok suçlu, ülkelerindeki tehlikeler nedeniyle sınır dışı edilemiyor. Bu kişilere yönelik, hedef ülkeye ilişkin sınır dışı yasakları bulunuyor. Örneğin, Saksonya-Anhalt eyaletinde yaklaşık 2900 kişiye ve Bavyera’da 2300’den fazla Afgan ve Suriyeliye bu tür yasaklar uygulanıyor.
Saksonya-Anhalt İçişleri Bakanı Tamara Zieschang (54, CDU), Suriye ve Afganistan’daki duruma dikkat çekerek, bu yasakların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. “Suriye’deki durum, on yıl öncesinden farklı. Artık Suriye’nin her bölgesinde aynı şiddette bir tehlike mevcut değil. Dolayısıyla, bu kişilere tanınan koruma hakkı da gözden geçirilmelidir” dedi. Afganistan hakkında da, “Eğer Afganlar tatil için ülkelerine geri dönebiliyorsa, bu ülkede genel bir tehlike durumu olmadığını düşünebiliriz” diye ekledi.
Toplumdaki Tepkiler
Bu gelişmeler, Almanya’da geniş çapta bir tartışmaya yol açtı. Özellikle cezaevlerinde bu kadar çok Suriyeli ve Afgan suçlu bulunmasının kabul edilemez olduğu düşünülüyor. Bazı siyasetçiler, sınır dışı yasaklarının yeniden gözden geçirilmesi ve bu ülkelere yeni girişlerin durdurulması gerektiğini belirtiyor. Bavyera İçişleri Bakanı Herrmann, Almanya’ya yeni gelen Suriyelilere artık geçici koruma verilmemesi gerektiğini savunuyor.
Bu konu, Almanya’da güvenlik ve göç politikaları açısından kritik bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Toplumun bir kesimi, bu tür suçluların derhal sınır dışı edilmesini talep ederken, diğer bir kesim ise, ülkelerindeki durumun hala tehlikeli olduğunu savunarak bu kişilere koruma sağlanmasının gerekliliğini vurguluyor.
#Almanya #GöçmenPolitikası #Cezaevleri #SınırDışı #Haber #deutschland #avrupa #suriyeliler #afganlılar #asyl #migranten #sondakika #münchen #stuttgart #berlin #düsseldorf #bodensee #Hessen #Frankfurt #hannover
Dünya
30 DERECEYE ULAŞAN DENİZLER: AŞIRI ISINAN SU NEDEN ÖLDÜRÜCÜ OLABİLİR?

💥 46,6 DERECEYİ BULAN SICAKLIK! POPÜLER BİR TATİL ÜLKESİ AŞIRI SICAK DALGASIYLA SAVAŞIYOR
📖 Okuma süresi: 3 dakika
KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİ DENİZLERE DE SIÇRADI: AKDENİZ ALARM VERİYOR
💥 AKDENİZ’DEKİ TATİL ÜLKELERİ TEHLİKE ALTINDA: HAVA SICAKLIĞI 46,6 DERECEYE, DENİZ SUYU 30 DERECENİN ÜZERİNE ÇIKTI
Küresel ısınmanın etkileri artık sadece karada değil, denizlerde de tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Son günlerde özellikle Akdeniz havzasında deniz suyu sıcaklıkları 30 derecenin üzerine çıktı. Bu artış yalnızca tatilcilerin konforunu değil, bölgedeki tüm deniz ekosistemini tehdit ediyor.
Temmuz ayı itibarıyla İspanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye gibi popüler Akdeniz ülkelerinde hem hava sıcaklıkları hem de deniz suyu sıcaklıkları rekor seviyelere ulaştı. Kıyı kentlerinde deniz suyu 30 dereceyi aşarken, bazı iç kesimlerde hava sıcaklığı 46,6 dereceye kadar yükseldi.
🔴 Denizlerde 30 derece ve üzeri: Sessiz felaket
Bilim insanlarına göre deniz suyu sıcaklıklarının bu seviyelere ulaşması, mercan resiflerinin beyazlaması, planktonların yok olması, balık ölümleri ve toksik alg patlamaları gibi zincirleme felaketlere yol açabiliyor. Sadece canlı türleri değil, bu türlerin besin zincirinde olduğu insanlar da doğrudan etkileniyor.
🧬 Ekosistemler çökebilir
Okyanuslar, dünya üzerindeki ısının %90’ını emerek bir tür iklim dengeleyici görevi görüyor. Ancak bu doğal denge artık bozulmak üzere. Isınan sular, balıkların üreme döngüsünü bozuyor ve migrasyon yollarını değiştiriyor. Ayrıca oksijen miktarı azalan sıcak sularda yaşam çok daha zor hâle geliyor.
📉 Ekonomik ve sosyal sonuçlar
Balıkçılık, deniz turizmi ve kıyı yaşamı gibi sektörler doğrudan tehdit altında. Özellikle Akdeniz, Ege ve Karayipler gibi deniz turizmine bağımlı bölgelerde milyonlarca insanın geçim kaynakları tehlikeye giriyor.
🌍 Uzmanlardan uyarı
İklim araştırmacıları, bu gelişmenin küresel ısınmanın artık geri döndürülemez sınırlarına yaklaştığımızı gösterdiğini söylüyor. “Eğer bu gidişatı durdurmak istiyorsak, sera gazı emisyonlarını hızla düşürmeli ve fosil yakıt kullanımını azaltmalıyız” uyarısı yapılıyor.
🛡️ Ortak sorumluluk: Denizleri korumak insanlığı korumaktır
Okyanuslar yalnızca birer su kütlesi değil; milyarlarca insan ve canlı için yaşam, gıda ve iklim istikrarı anlamına geliyor. Uzmanlar, denizleri korumanın sadece çevrecilerin değil, tüm insanlığın ortak görevi olduğunu vurguluyor.
📌 Sonuç:
Aşırı ısınan denizler sadece bir çevre problemi değil, bir insanlık krizidir. Denizlerin alarm verdiği bu günlerde, sürdürülebilirlik ve iklim politikaları artık ertelenemez hâle geldi.

Avrupa
İTALYA’DA PLAJDA KORKUNÇ OLAY: 66 YAŞINDAKİ KADIN GREYDERİN ALTINDA CAN VERDİ

İtalya’nın kuzeyindeki Pinarella di Cervia sahilinde tatil yapan 66 yaşındaki Elisa Spadavecchia, güneşlenirken geri manevra yapan bir planierraupe (buldozer) tarafından ezilerek hayatını kaybetti. Olay, büyük tepki ve üzüntü yarattı.
İZİNSİZ VE KAÇAK ÇALIŞMA
Yetkililerin açıklamasına göre, greyderin sahilde çalışması yasal değildi. Aracı süren 54 yaşındaki Cesena’lı sürücü, daha önce de 2022 yılında ölümle sonuçlanan bir trafik kazasından sabıkalı. Bu olayla ilgili dava halen sürüyor.
Söz konusu greyderin, sürücünün kendi aracı olduğu ve herhangi bir resmi kurum ya da işletme adına çalışmadığı belirtildi. Sahildeki tüm plaj işletmecileri ve yerel yönetim, olaydan kendilerini tamamen uzak tuttuklarını duyurdu.
GÜNEŞLENİRKEN EZİLDİ
Elisa Spadavecchia, eşiyle birlikte Adriyatik kıyısındaki tatilinde plajda sadece birkaç metre uzaklıkta güneşleniyordu. Geri geri gelen ağır iş makinesi kadını fark etmeyip üzerinden geçti. Spadavecchia olay yerinde yaşamını yitirdi. Kocası ve diğer tatilciler trajik ana tanıklık etti.
GÖRGÜ TANIKLARI: “SÜRÜCÜ ŞOKTAYDI”
Olaydan sonra sürücünün bağırarak sahilde panik içinde koştuğu ve ne yaptığını bilmediği gözlemlendi. Bir plaj görevlisi hemen yardım çağırdı. Olay yerinde bulunan bir turist, “Kitap okuyordum, bir anda çığlıklar duydum ve traktörü durmuş halde gördüm” dedi.
YETKİLİLERDEN SERT AÇIKLAMALAR
Cervia Belediye Başkanı Mattia Missiroli, bu çalışmanın tamamen izinsiz olduğunu belirterek, “Böyle bir olay kabul edilemez” dedi. Bölge Valisi ve Turizm Sorumlusu da olaya tepki göstererek, tüm kurumların plaj güvenliği için seferber olduğunu vurguladı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Polis, olay yerini kapatarak inceleme başlattı. Sürücü gözaltına alındı ve hakkında taksirle ölüme neden olma ve trafik güvenliğini tehlikeye atma suçlamaları gündemde.
#İtalyaKazası #AdriyaKıyısı #SahildeFacia #Vicenza #İtalya #Cervia #PlajFaciası #ElisaSpadavecchia
Dünya
LÜKSÜN ZİRVESİNDEN DÜŞÜŞ: GÜBELIN’DE KİTLESEL İŞTEN ÇIKARMA

Haber: Cemil Baysal
Okuma süresi: 2 dakika
LUZERN / ZÜRİH – İsviçre’nin köklü saat ve mücevher markası Gübelin, 30 çalışanını işten çıkardığını açıkladı. 1854 yılında kurulan lüks markanın CEO’su Raphael Gübelin, bu kararı, “lüks sektöründeki giderek artan zorluklara uyum sağlamak” adına aldıklarını belirtti.
Gübelin, Luzern’deki ana mağazası dahil satış noktalarını koruyacak, ancak özellikle idari ofislerde önemli küçülmeye gidecek.
LÜKS MARKALAR ZORDA: KRİZİN AYAK SESLERİ
İsviçre’de saat ve mücevher sektörünün bel kemiğini oluşturan köklü firmalar, küresel gelişmelerin etkisiyle zorluk yaşıyor.
- Altın fiyatları %15 arttı,
- Frank’ın değer kazanması ihracatçılar için büyük bir yük oluşturdu,
- ABD ve Çin’deki talep düşüşü, sektörün satışlarını vurdu.
ZİRVE BOOM’U, BUGÜN BUMERANG’A DÖNÜŞTÜ
Geçmişte Asya ve Amerika’daki varlık patlaması sayesinde saat devi markalar – Rolex, Patek Philippe, Audemars Piguet – fiyatlarını sürekli artırdı.
- 2018’den bu yana mekanik saatlerin fiyatı %88 yükseldi,
- Ortalama bir mekanik saat şu an 3900 Frank değerinde.
Ancak bugün, ekonomik belirsizlik ortamında hatta zengin müşteriler bile harcamalarını kısmaya başladı.
SEKTÖR LİDERLERİ KAYIPTA
Lüks saatçilikte son dönemde dikkat çeken kayıplar:
- René Beyer (Zürich’in efsanevi saatçisi) Nisan’da hayatını kaybetti,
- Jörg Bucherer ise 2023’te vefat etti – kısa süre önce şirketini Rolex’e devretmişti.
ÇİN’E UMUT BAĞLI
ABD’de Trump’ın olası gümrük tarifeleri, sektörü tehdit ederken; Çin pazarı da hâlâ kırılgan.
Yine de Richemont Başkanı Johann Rupert, “Çinlilerin parası ve zevki var” diyerek umutlu konuşuyor.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem8 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya8 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem7 ay önce
TELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Gündem8 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ