Köşe Yazıları
Z Kuşağı: Tiktok’ta Gördüklerine Gerçekten İnanıyor mu?
TikTok, Z Kuşağının Kendisiyle Dalga Geçtiği Bir Platforma Dönüştü. Sosyal Medyanın Etkisi: Z Kuşağı, Sanal Dünya ile Gerçek Dünyayı Karıştırıyor mu?
Köşe Yazısı: Cemil Baysal isviçreninsesi instagram
Yazımıza geçmeden sözün özü : Genelde, yüksek eğitim düzeyine sahip olanlar sosyal medyayı ek bir bilgi kaynağı olarak kullanıyorlar. Fakat, düşük eğitim düzeyine sahip olanlar genellikle sadece sosyal medyada temel bilgileri edinmeyi tercih ediyorlar. Ayrıca, çevrelerindekilere sosyal medyanın ana bilgi kaynağı olduğunu düşündürüyorlar.
Tiktok, Z Kuşağının kendiyle alay ettiği bir platform haline geldi. Aslında, Z Kuşağının ebeveynleri de aynı yolu izliyor. Yıllar önce ebeyeynlerin tehlikeli dediği ve çocuklarını uzak tutmak istedikleri, Z Kuşağı tarafından keşfedilen ve gençlerin artık ilgisini yitirdiği Facebook şimdi anne ve babalar tarafından yeni keşfediliyor. Şu anda aktif kullanıcıların profillerin çoğu Z Kuşağının ebeveynlerine ait. Z Kuşağı, ebeveynleriyle aynı platformda olmak istemediği için farklı platformlar araştırıyor. Bu durum, ebeveynlerin yoğun olarak kullandığı Facebook’a doğru bir döngü oluşturuyor. Ancak, ebeveynlerin şu an Facebook’ta gördükleri içeriklere inanmaları ve günlük hayattaki sohbetlerde anlatmaları, Z Kuşağı’nın da TikTok’ta gördüklerine inanmalarına benzerlik gösteriyor. Z Kuşağı da ebeveynlerinin izinden gidiyor.
Son yıllarda, Z Kuşağı TikTok’u eğlenceli ve yaratıcı içeriklerle dolu bir platform olarak benimsedi. Ancak, Z Kuşağı TikTok’u sadece eğlenmek için kullanmakla kalmıyor; aynı zamanda toplumda ve politik düzlemde de seslerini duyuruyorlar. TikTok’un popülerleşmesiyle birlikte, ebeveynler de bu platformu keşfetmeye başladılar. Eskiden Z Kuşağı tarafından ağırlıklı olarak kullanılan Facebook ise şimdi anne ve babaların aktif olarak kullandığı bir platform haline geldi.
Bir medya psikologu, bu durumun sadece yaşla ilgili olmadığını, asıl etkenlerin neler olduğunu açıklıyor. Ana faktörler: İçerik, kaynak ve haber değerleri.
Medya Psikoloğuna göre, yaş tek başına sahte haberlere karşı koruma sağlamıyor. Araştırmalar, gençlerin sosyal medyadaki medya okur-yazarlığının yaşlılardan daha yüksek olmadığını gösteriyor.
Tiktok’ta, “Bana sadece ‘bir yerde okuduğumu’ anlat, Tiktok’ta gördüğümü değil,” diyen birçok yorum bulunuyor. Bu, gençlerin sosyal medyada yanlış ve sahte haber ve bilgilere karşı artan farkındalığının bir işareti.
Klasik medyalar, hala birçok kişi için güvenilir bir bilgi kaynağı olarak görülüyor. Gerçek haberleri tanımak ve sahte haberleri ayırt etmek için önemli bir kaynak olmaya devam ediyor.
Tiktok’ta her şeye inanıyor musunuz? Bu soruya verilecek cevap, artık sadece yaşla değil, içerik, kaynak ve haber değerleriyle de ilişkilendiriliyor.
#TikTok #ZKuşağı #SosyalMedya #Ebeveynler #MedyaOkurYazarlığı #GerçekVeHayal #EleştirelDüşünme #İletişim #Toplum #Sorumluluk #Aktivizm #İnovasyon #FırsatlarveZorluklar #cemilbaysal #köşeyazısı
Avrupa
ÇOCUK SAHİBİ OLMAYAN KADINLARA ÖDÜL VERİLMESİ GEREKTİĞİNİ SAVUNUYORUM
Verena E. Brunschweiger Köşe Yazısı
Almanya, 09.01.2025
Çok Fazla İnsan, İyi Yaşamı Tehdit Ediyor
Alman yazar Verena Brunschweiger, çocuk sahibi olmayan kadınlara ödül verilmesini öneriyor.
Brunschweiger, İsviçre Nau’deki köşe yazılarında düşük doğum oranlarının bir endişe kaynağı değil, bir sevinç kaynağı olması gerektiğini vurguluyor.
“Doğum oranlarının düşük olmasını kutlayın!” (Celebrate low birth rates) sloganı, Portekiz ve Hollanda’da sokaklarda görülebilirken, Almanca konuşulan dünyada pek anlaşılabilir bir olgu olarak karşılanmıyor.
Azalan Nüfus Bir Şanstır
İngiliz ekonomist ve üniversite öğretim üyesi Adair Turner, sayımızın azalmasının bir nimet olduğunu yazdı. Otomasyonun artması ve makinelerin insanlar yerine iş yapması, bu düşüncenin ana dayanağını oluşturuyor.
Brunschweiger, düşük doğum oranlarının pek çok konuda olumlu etkiler yaratacağına dikkat çekiyor ve bu olgunun Almanca konuşulan ülkelerdeki katı savunmalarla karşılaştığını belirtiyor.
“Gerçek sürdürülebilirlikten” bahsedebilmek için nüfus artışını durdurmanın gerekliliğine dikkat çekiyor.
Nüfus Artışı Krizleri Şiddetlendiriyor
Avustralya’da yer alan “Commission for the Human Future”, nüfus artışının, 21. yüzyılın büyük krizlerini daha da şiddetlendirdiğini vurguluyor: kaynak kıtlığı, türlerin yok oluşu, habitat kaybı, çevre kirliliği, iklim değişikliği, savaşlar ve hastalıklar.
Brunschweiger, dünya çapında kaynakların tükenmesiyle birlikte, batı toplumlarının daha az kaynak harcaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle Batı’nın daha az kaynak tüketmesi gerektiğini, çünkü küresel Güney’deki ülkelerin zaten çok az kaynak tükettiklerini belirtiyor.
Çocuklar ve Emeklilik Sistemi
Çocukların emeklilik sistemi için gerekli olduğu fikrinin bir yanıltmaca olduğunu söyleyen Brunschweiger, pek çok sağcı görüşlünün bu görüşü savunduğunu belirtiyor. Ancak, sadece çocukların sayısını artırmak, ilerleyen yıllarda çevresel felaketi engellemeyecek.
Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çocuk Sahibi Olmayan Kadınlara Ödül
Brunschweiger, 2019’da ortaya attığı ve “Club of Rome” tarafından 1970’lerde önerilen bir fikirle, her çocuk sahibi olmayan kadına 50 yaş günlerinde ödül verilmesini talep ediyor. Bu ödül, Dünya’nın korunmasına katkı sağlayan bir eylem olarak görülecek ve üreme sorumluluğu taşıyan kadınlar ödüllendirilecek.
Sonuç: Düşünmek ve Tartışmak
Yazar, toplumun yaşlanan nüfusu ve sürdürülebilir yaşam için bu gibi ödüllerin gerekliliği üzerinde duruyor. Ancak, yaşlanan bir toplumun yalnızca olumsuz bir şekilde algılanmasının, toplumda yaşa dayalı ayrımcılığı körüklediğine dikkat çekiyor.
Brunschweiger’ın düşünceleri, herkes için farklı tepkiler yaratabilir.
Köşe Yazıları
YENİ YIL GELDİ HOŞ GELDİ !
EE HADİ ŞİMDİ NE OLACAK?
Hemen her yıl hep bu şekilde başlıyor bence…
Yılın son günlerinde acayip bir heyecan, dilekler, ritüeller, dualar, umutlar, çok şükür bu yıldan kurtuluyoruz nidaları…
Sonra büyük coşkuyla o beklenen yıla girilir. Bazıları çok eğlenceli, bazıları kederli, bazıları her günün akşamına benzer…
Ama bir şekilde içten içe hep bir beklenti vardır : ‘’Bu yıl her çok güzel olacak.’’
Sonra sabah olur, herkes uyanır, eline telefonunu alır, haberlere bakar ve hoop hiçbir şey değişmemiş. Sürpriz….Yeni güzel hiç bir şey yok… Dünya hala aynı…
Aptalca güç savaşları, para, su, enerji, sonsuz yaşam isteği, gençlik, güzellik artık adını siz koyun.. Tek tek veya hepsi birden istendiği için devam eden kavgalar..
Bir sürü insanı, ona biçilen sınırlı ömürden önce öldürme çabası hiç bitmez insanoğlunda… Halbuki, herkes bir gün ölecek, sana verilen ömrün keyfini sür, başka canlıya zarar vermeden, elindekilerle ne yapabileceğine bir bak…
Bir gün bir arkadaşım anlatmıştı, gerçek ve traji komik bir hikaye… Göl kenarına yakın bir yerde yazlık ev almışlar ve önlerinde de acayip sazlık var. Babası çok ciddi para harcayıp o sazlıkları temizletmiş, adamlar tutmuş, nakliyeler, çöpe götürme vs.vs. Ev kadar para harcadık şu işe diye de sık sık tekrarlar dururmuş. Ciddi olarak ekonomik krize girmiş vs.vs Aradan zaman geçmiş, yakınlardaki arsayı birileri almış ve onlarda oraya ev yaptıracaklar diye beklerken, onlar o sazlıkları kendi iş alanları haline getirip, ihraç etmişler, bir sürü işte kullanılıyormuş o sazlıklar… Sonrasında da çok ciddi birikim yapmışlar, üzerine bir de ev de kondurmuşlar.
Aslında o arkadaşım bana anlatırken, babasının şansızlığından dem vurarak anlatmıştı. Babasını kaybetmişti vs. Ama hikayeyi dinleyince bende farklı tesir yaptı. İnsan bazen elindekilerle ne yapacağını bilemiyor. Hem enerjisini boşa harcıyor, hem de kendisini mutsuz ediyor. Oysa elimde bu var, ben bununla ne yapabilirim diye farklı bakış açısıyla düşünse, farklı sonuçlara gidebilir. Bu hikayeden bunu çıkardım diye, her an bunu yapabildiğim sanılmasın. Ama zaman zaman hatırlayıp yapmaya çalışıyorum. Ne zaman bunalsam, sazlıkları hatırlıyorum, birine dert, birine derman olmuş.
Yunus Emre’nin dediği gibi: ‘’Derdim bana derman imiş’’
Yeni yıla girdik, umut dolu bir yazı olsun, hani dünyada her şey aynı çirkinlikte ilerliyor diye enseyi karartmayalım yazısı yazayım dedim. Haber kaynakları, haber değeri olduğu için negatif haber- pozitif haber diye ayıramıyor tabii, hepsini yayınlıyor doğal olarak. Ancak sürekli bu haberlere maruz kalınca insan ister istemez, bazen umudunu kaybedebiliyor. Böyle zamanlarda hemen toparlanarak, sazlıkları hatırlayalım…Tek tek hepimiz dünyayı daha güzel bir yer haline getirebilmek için de, önce içimizi temizleyelim, hem fiziken hem ruhen sonra da dolaplarımızdan başlayalım, sonra evimizi, sonra kapımızın önünü.. Ve Sezen Aksu’nun dediği gibi gülümseyelim…
Gülümse, hadi gülümse bulutlar gitsin,
Yoksa ben nasıl yenilenirim? Gülten Yazici Dülger
Köşe Yazıları
ZAMANSIZ MODA İKONLARI
05.01.2025
YAZAN VE HAZIRLAYAN: AYŞENUR DEMİRKAN
Moda İKONU KİMDİR?…
Moda ikonu ; giyimine, saçıyla, makyajıyla, konuşması, duruşuyla yaptığı uyguladığı her yenilik moda olan, kitleleri yıllarca peşinden sürükleyen, tarzlarıyla tarihe adlarını yazdıran ünlü kişilere denir.
Moda tarihine geçen ve bizlere ilham veren, zamansız moda ikonlarıyla zamanda yolculuk yapmaya başlıyoruz.
AUDREY HEPBURN
1950’lerin dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Audrey Hepburn; kendisiyle bütünleşen şık, elegant giyim tarzıyla oyunculuğu kadar tarzıyla da tarihe adını yazdırmıştır.
Şık, elegant, zerafeti temsil eden tarzı dünyaca ünlü moda markalarının dikkatini çekmiştir. “ Breakfast at Tiffany’s” (Tiffany de Kahvaltı) filminde giydiği Givenchy’nin Audrey Hepburn için özel olarak tasarladığı “Küçük siyah elbise” siyle moda tarihine adını moda ikonu olarak altın harflerle yazdırmıştır. Yüzyıllar geçsede bütün kadınların Şıklık ihtiyacı için gardrobunda bir “küçük siyah bir elbise” mutlaka bulunması gereken eşsiz parça olarak kalacaktır.
GRACE KELLY
Hollywood yıldızı olarak parladığı 50’li yıllarda Akademi ödülü alan ünlü oyuncu Grace Kelly’nin zarafet içindeki giyim tarzının oluşmasında kısa bir dönem nişanlı kaldığı ünlü tasarımcı Oleg Cassini’nin etkisi olduğu söylenmektedir.
Daha sonra Monaco Prens Rainire ile evlenerek Hollywood yıldızlarından bir prenses’e dönüşen etkileyeci bir hayat hikayesi vardır. Zarafeti, sade şık tarzıyla ve özel yapım topuklu ayakkabıları onu zamansız moda ikonlarından biri yapmıştır. Hermes markası prenses adına “Hermes Kelly” isimli bir çanta tasarlamıştır. Zarif, asıl, sade şık prenses tarzıyla hâlâ günümüz kadınlarına ilham olmaya devam ediyor..
MARİLYN MONROE
Tarihe geçen en önemli moda ikonlarından biriside kesinlikle Marilyn Monroe’dur. Seksi kadın tanımının başlatan Marilyn Monroe sansasyonel hayatıyla olduğu kadar sarı saçları, kırmızı ruju, giydiği dekolteli elbiseleri ve döneminin şık ve seksi kadın imajını yaratmıştır. Hollywood’un lüks moda anlayışını kazandıran ve pahalı mücevherler, kürekleri, ipek elbiseleri, yüksek belli bikinisi gibi onunla bütünleşen pek çok parçayla yıllar geçsede hâlâ taklit edilen, hem tasarımcılara hem sanatçılara ilham veren bir moda ikonudur.
TWİGGY
60’lı yıllara damgasını vuran, uzun, yoğun takma kirpikleriyle dergi kapağı olduktan sonra yıldızı parlayan gerçek adı Lesley Hornby, 60’ların stilini belirleyen ünlü moda ikonu olmuştur.
Çok zayıf olduğu için Twiggy lakabıyla anılan ve süper model tanımını ilk kez kullanan modellerden biri olarak tarihe geçerek, ‘ It Girl ’ yani bir dönemi stiliyle, duruşuyla etkileyen tek genç kadın olarak moda tarihine geçen cok az kadından birisi olmayı başarmıştır.
PRENSEs DİANA
GALLER Prensesi Diana, hayatıyla olduğu kadar kendine özgü tarzıyla da insanları etkileyerek 1980’lerin ve 1990’ların moda trendlerini belirleyen bir moda ikonu olmuştur.
Prens Charles’la çalkantılı evliliğinin ilk yıllarında İngiliz kraliyet ailesinin yönlendirdiği tasarımcıların kıyafetlerini giysede ilerleyen yıllarda baş kaldırışının bir diğer göstergesiyle dünyaca ünlü moda markalarının kıyafetlerini giymeye başlamıştır. “İntikam elbisesi” adını verdiği straplez siyah elbisesi moda tarihine geçen en ironik parçalardan birisidir. Versace, Chanel, Ungaro gibi pek çok ünlü markayla işbirliği yapmıştır. 1990’larda ise artık modaya yön veren trendleri belirleyen bir moda ikonuydu. Saçı, makyajı, giydiği her kıyafet kadınlardan tarafından hayranlıkla takip edilmektedir. Günümüzde de hâlâ tüm moda severlerin ilham kaynağı olmaya devam ediyor ..
JANE BİRKİN
60’lı yılların “İt Girl” ü olarak anılan tarzıyla dönemin stil ikonu olan İngiliz model Jane Birkin; doğal güzelliği , sıradan ama kendine has sofistike tarzıyla moda ikonu olmayı başarmıştır.
Paris’li kız stilini modaya katan, mini ve transparan cesur elbisesiyle modaya öncülük etmiştir. Hermes markası “Hermes Birkin” adıyla onun için tasarladığı çantası, günümüzde de kadınların vazgeçilmez çanta tasarımlarından biri haline gelmiştir.
COCO CHANEL
Dünyaca ünlü moda markasının yaratıcısı Gabriel Chanel modaya yaptığı şapka tasarımlarıyla başlayan ve kadınların giyim tarzlarını değiştiren, moda sektörüne kattığı moda devrimleriyle tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır.
Moda tarihine geçen en önemli moda devrimleri;
- Kadınların pantolon giymesini sağlamıştır.
- Küçük siyah elbise
- Jarse kumaştan elbiseler tasarlamıştır.
- Yakasız ceketler
- Chanel etek ceket takımının yaratıcısıdır.
- İnci kolyeler
- El Çantası
-
E-Dergi11 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi10 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam9 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre11 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Dünya2 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem2 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Gündem2 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli