Ekonomi
SOS: SOSYAL SEKTÖRDEKİ UZMAN EKSİKLİĞİ DERİNLEŞİYOR

Sıkca personel değişimi, kısa süreli çalışma süreleri ve artan personel ihtiyacı: Ulusal bir araştırma, sosyal alandaki nitelikli iş gücü durumunun ne kadar gergin olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle, aile ve okul sonrası çocuk bakım hizmetleri ile finansmanı güvensiz olan kuruluşlar bu durumdan daha fazla etkileniyor.
Olivia Thoenen | 04 Şubat 2025
Araştırma ve İstatistik | Çocuklar | Sosyal Politika
Sosyal sektördeki uzman eksikliği giderek derinleşiyor. Özellikle aile ve okul dışı çocuk bakım hizmetlerinde, finansmanı belirsiz olan kuruluşlarda durum daha da kritik. Ulusal bir araştırma, bu sorunun boyutlarını ortaya koydu.
Özetle:
- Sosyal sektördeki uzmanlar genellikle genç, kadın ve çoğunlukla sosyal alanlarda bir diplomaya sahip.
- Şu anda yayımlanan iş ilanlarının %90’ı doldurulabiliyor, ancak bu çoğu zaman uzun bekleme süreleri veya yetersiz nitelikli çalışanlarla mümkün oluyor.
- Katılımcı kuruluşların çoğu, uzman ihtiyacının daha da artacağını öngörüyor.
Sosyal hizmetler sektöründe ciddi bir uzman açığı yaşanıyor. Çalışanların yüksek devir hızı, kısa süreli çalışma süreleri ve artan personel ihtiyacı, ülke çapında sosyal hizmet alanındaki durumu gergin hale getiren faktörler arasında yer alıyor. Bu durum, özellikle aile ve okul sonrası çocuk bakım hizmetleri ile finansmanı belirsiz olan kuruluşları etkiliyor. Yapılan ulusal bir araştırma, bu zorluğu açıkça gözler önüne seriyor.
Genç ve Nitelikli Çalışanlar Azalma Gösteriyor
Sosyal hizmetler sektöründeki çalışanların büyük bir kısmı genç ve kadınlardan oluşuyor. Çalışanların yarısından fazlası 37 yaşın altında ve yalnızca %14’ü 55 yaşın üzerindedir. Ancak sosyal hizmetlerde çalışan kişilerin %70’i, sosyal hizmetler veya ilgili bir alanda resmi bir eğitim almış uzmanlardan oluşuyor. Bu oran, 2016 yılında yapılan benzer bir araştırmaya göre daha da artmış durumda.
Ancak, aile ve okul sonrası çocuk bakım hizmetlerinde çalışanların sadece %40’ı sosyal hizmetler alanında formel bir eğitim almış durumda. Bu, sektörün en düşük uzmanlık oranına sahip olan alanı oluşturuyor.
Eğitim Seviyelerinde Farklılıklar
Sosyal alanda çalışanların yaklaşık yarısı, tercih edilen bir alan olan Tertiar eğitimi (yüksek öğrenim) alırken, üçte biri Sekundarstufe II (genellikle İsviçre’ye özgü olan bir tür meslek diploması) eğitimine sahiptir. Geriye kalanlar ise ya farklı bir alanda eğitim almış ya da hiç eğitim almamış. Bu durum, bazı alanlarda, özellikle devletin belirlediği görevlerde, yüksek öğrenim görmüş çalışanların daha fazla bulunmasına yol açıyor.
Personel Alımı Daha Zor
Yapılan çabalarla, şu anda sosyal alanda yayınlanan iş ilanlarının %90’ı doldurulabiliyor, fakat çoğu zaman bu süreç uzun süreler alıyor ve yeterli niteliklere sahip olmayan çalışanlarla yapılıyor. Sosyal yardımlar, genç ve yaşlı bakımı gibi konularda, personel bulmak oldukça zorlaşmış durumda. Ayrıca, yerel yönetimlerin öngörülemez finansmanı yüzünden bazı alanlarda personel almak daha da zorlaşıyor.
Yüksek Devir Hızı ve Kısa Çalışma Süreleri
Araştırmaya katılan kuruluşların %22’si, personel değişim oranının oldukça yüksek olduğunu belirtiyor. Bu oran, ülke çapındaki ortalamadan (%16) daha fazla. Küçük işletmelerde, 10 kişiden az çalışanı olan kuruluşlarda devir oranı %27 iken, 50-100 çalışanı olan kuruluşlarda bu oran %20 civarında. Özellikle aile ve okul sonrası çocuk bakım hizmetlerinde devir oranları daha da yüksek.
Çalışanlar işten ayrıldıklarında, %60’ı başka bir işverene geçiyor, %30’u meslek değiştiriyor ve %10’u artık çalışmamaya başlıyor. Çalışanların iş değiştirme sebepleri arasında en sık belirtilenler, ağır iş yükü, maaş beklentileri ve yeniden yön arayışı.
Sosyal Alanda Uzman İhtiyacı Artıyor
Beyaz yaka ve sosyal hizmetler sektörü için uzman ihtiyaçları giderek daha da artıyor. Sosyal hizmet alanındaki işletmeler, çocuk, genç, aile ve göçmenlerle ilgilenen alanlarda daha fazla uzman personel talep ediyor. Sosyal hizmetlerin kalitesinin artması bekleniyor, bu da daha fazla eğitimli ve tecrübeli personele olan ihtiyacı artırıyor.
Eğitimdeki Zorluklar ve Eksiklikler
Sosyal hizmet sektöründeki uzman ihtiyacının arttığını gösteren rapor, aynı zamanda sektördeki veri eksikliklerini de ortaya koyuyor. Halk sağlığı ve sağlık sektöründeki bazı alanlarda yeterli verilerin bulunmadığı, sosyal hizmetlerin genellikle göz ardı edilen bir alan olduğu belirtiliyor.
Yapılan bu araştırma, sosyal hizmetler sektörünün daha iyi hale getirilmesi için önemli bir temel oluşturuyor ve bu alandaki uzman açığının giderilmesi için alınacak önlemler hakkında detaylı bilgi sunuyor. Sosyal hizmetlerdeki uzman ihtiyacının giderek arttığı bu dönemde, sektördeki zorlukları aşmak için kapsamlı önlemler almanın zamanı gelmiş durumda.
İSVİÇRE’DE “JOB IN SWITZERLAND GmbH” İLE KARİYER PLANI
İsviçre’de iş bulmak ve kariyer yapmak isteyenlere özel çözümler sunan Job in Switzerland GmbH, Hollanda ve Almanya’daki hizmetlerinin yanısıa İsviçre pazarında da faaliyet gösteriyor. Şirket, profesyonellere, işverenlere ve yatırımcılara iş bulma, oturma izni sağlama ve kariyer danışmanlığı konularında yenilikçi hizmetler sunuyor.
Daha fazla detay : www.jobinswitzerland.ch sayfasından da alınabilir.

Dünya
İSVİÇRE, ABD YAPAY ZEKA ÇİPLERİNE ERİŞİM İÇİN LOBİ YAPIYOR

İsviçre, Amerikan yapay zeka (YZ) çiplerine tam erişim sağlamak amacıyla lobi faaliyetleri için 500.000 Frank’a kadar bütçe ayırdı.
İsviçre Ekonomi Sekreterliği (Seco), bu amaçla ABD’de ihracat kontrolleri konusunda uzmanlaşmış Akin Gump Strauss Hauer & Feld adlı hukuk firmasına yetki verdi. Edinilen bilgilere göre bu görev, acil ihtiyaç gerekçesiyle doğrudan atama yoluyla yapıldı.
Seco’nun ABD hükümetine yazdığı resmi bir mektupta, İsviçre’nin çip erişiminde daha iyi bir konumda olması gerektiği vurgulandı.
İsviçre’de YZ Çiplerine Olan Talep Artıyor
İsviçre’de yapay zeka çipleri, üniversitelerdeki akademik araştırmalarda ve özel sektörde yoğun olarak kullanılıyor. Ancak ABD, Donald Trump’ın başkanlık döneminden önce aldığı bir kararla, bazı ülkelerin bu çiplere sınırsız erişimini kısıtlamıştı. İsviçre de bu “öncelikli ve güvenilir ortaklar” listesinden çıkarılmıştı.
Şimdi İsviçre, bilimsel araştırmaların ve teknoloji şirketlerinin zarar görmemesi için ABD ile yeniden anlaşma zemini arıyor.
Ekonomi
ROLEX, ZÜRİH’İN EN PRESTİJLİ CADDELERİNDEN BİRİNDE 140 MİLYON FRANGLIK GAYRİMENKUL SATIN ALDI

Yayınlanma: 06.04.2025 | 10:00
Dünyaca ünlü İsviçreli saat markası Rolex, sadece saat dünyasında değil, gayrimenkul piyasasında da etkisini artırıyor. Markanın gayrimenkul şirketi Marconi Investments, Zürich’in prestijli Bahnhofstrasse 40’ta yer alan tarihi ve değerli bir mülkü satın aldı.
Bahnhofstrasse 40’ta Rolex Yatırımı
Zürich’in en ünlü caddelerinden biri olan Bahnhofstrasse, lüks markaların merkezi haline gelmişken, Rolex bu kez gayrimenkul alanındaki yatırımlarına bir yenisini ekledi. Rolex, Bahnhofstrasse 40’taki mülkü 140 milyon İsviçre frangı gibi yüksek bir bedelle satın aldı. Mülkün mevcut kiracısı, ünlü mücevher ve saat markası Chopard, Zürich’teki butiğini bu adreste işletiyor.
Rolex ve Chopard Arasındaki İlişki Derinleşiyor
Rolex ve Chopard arasındaki güçlü işbirliği, Cenevre merkezli her iki markanın da elit çevrelerden geldiği gerçeğiyle pekişiyor. Mülkün satışının ardından, Rolex’in Chopard ve diğer mevcut kiracılara herhangi bir zarar verme niyetinde olmadığı belirtiliyor. Bu satın alma, Rolex için tamamen stratejik bir yatırım olarak görülüyor.
Zürich’teki İkinci Rolex Gayrimenkul Yatırımı
Bahnhofstrasse 40, Rolex’in bu bölgede yaptığı ikinci büyük gayrimenkul yatırımı. Birkaç bina ileride, Rolex zaten başka bir mülkte büyük bir saat butik işletiyor. Bu mülk, Rolex’in iştiraki olan Luzerner Bucherer Immobilien AG tarafından sahipleniliyor, ancak Marconi Investments’in sahip olduğu mülkler arasında yer almıyor.
Rolex’in bir diğer önemli işbirliği yaptığı nokta ise Beyer, dünyanın en eski saatçilerinden biri. Beyer’in lokasyonu, Bahnhofstrasse 40’a yalnızca birkaç adım mesafede ve Rolex’in bu alandaki güçlü ilişkileri devam ediyor. Hatta bazı dedikodular, Rolex’in Beyer’i satın almayı planladığı yönünde.
Tarihi Mülk ve Büyük Yatırım
Bahnhofstrasse 40’taki mülk, 1868 yılında Johannes Ganz tarafından inşa ettirilmiş ve “Haus zum Nordlicht” adıyla biliniyor. O dönem Bahnhofstrasse, bugünkü kadar değerli bir lokasyon değildi ve bölgeye yapılan yatırım, oldukça riskli bir hamle olarak görülüyordu. Ancak zaman içinde bölgenin değerinin artmasıyla Bahnhofstrasse, bugün Avrupa’nın en prestijli caddelerinden biri haline geldi.
Gayrimenkul uzmanı Marc-Christian Riebe, Rolex’in satın aldığı bu mülkün değerini yaklaşık 140 milyon İsviçre frangı olarak tahmin ediyor. Bu fiyat, Rolex’in geçen yıl Cenevre’deki Rue du Rhône caddesinde 120 milyon İsviçre frangına satın aldığı başka bir mülküyle paralellik gösteriyor.
Ekonomi
ARNAVUTLARIN İSVİÇRE VE İSVİÇRE’DEKİ TÜRK İŞYERLERİNE EKONOMİ KATKILARI

1990’lı yıllardan sonra, İsviçre Arnavut göçmenlerinin en yoğun yaşadığı ülkelerden biri haline geldi. Bugün, yaklaşık 300.000 Arnavut ve Arnavut kökenli İsviçreli, bu ülkenin sosyal ve ekonomik yapısında güçlü bir yer tutuyor. 2022 verilerine göre, İsviçre nüfusunun %3,4’ü, yani yaklaşık 292.717 kişi, Arnavutçayı ana dil olarak konuşuyor. Bu büyük nüfus, yalnızca iş gücü olarak değil, aynı zamanda girişimcilik ve ticaret alanlarında da kendine sağlam bir yer edinmiş durumda.
Ekonomiye Katkı ve Girişimcilik: Arnavutların İş Dünyasındaki Gücü
Zamanla, Arnavutlar, İsviçre ekonomisinin şekillenmesinde önemli bir rol üstlendi. Bugün, 6000’den fazla Arnavut kökenli işletme, Almanca konuşulan İsviçre’de faaliyet gösteriyor. Bu işletmelerin başarısı, Arnavutların kararlılığı ve girişimcilik ruhunun somut bir yansıması. Özellikle sağlık sektörü, Arnavut kökenli İsviçrelilerin ön plana çıktığı alanlardan biri. Zürich’te düzenlenen bir etkinlikte, Spitex Dona sağlık şirketinin CEO’su Liridona Makica, başarılarıyla ödüllendirildi. Arnavut kökenli bir kadın olan Makica, zorlu bir eğitim sürecinin ardından kendi işini kurarak 15.000 frank değerindeki ödülünü kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Bu ödül, yalnızca Makica’nın başarısını değil, Arnavutların İsviçre ekonomisindeki güç ve etkilerini de gözler önüne seriyor.
Toplumsal ve Ekonomik Değişim: Arnavutların İkinci ve Üçüncü Jenerasyonla Gelişen Başarıları
İlk göçmen jenerasyonunun çoğunlukla inşaat sektöründe çalıştığı yıllardan, ikinci ve üçüncü jenerasyonun kendi işlerini kurarak büyük şirketler yöneten bireyler haline gelmesine kadar yaşanan bu dönüşüm, Arnavutların İsviçre’deki toplumsal ve ekonomik değişimini simgeliyor. Arnavut kökenli İsviçreliler, yalnızca iş gücü olarak değil, aynı zamanda toplumun kalkınmasına büyük katkılarda bulunan girişimciler olarak da kendilerini göstermektedir. Bu değişim, Arnavutların İsviçre’ye entegrasyonunun güçlü bir göstergesi.
İsviçre Ekonomisinde Büyüyen Etki: Arnavutların Gücü
Swissalbs’in başkanı ve Arnavut kökenli bir iş insanı olan Përparim Avdili, “Biz Arnavutlar, bugün İsviçre’nin ekonomisinin önemli oyuncularıyız ve toplumsal statümüz giderek daha da güçleniyor” diyor. Avdili, Arnavutların inşaat sektöründen iş dünyasına geçişini ve bu değişimin Arnavutların ekonomik güçlerini nasıl yansıttığını vurguluyor. Arnavutların başarıları, sadece iş hayatıyla sınırlı değil. Aynı zamanda, Türk marketleri ve restoranlarının da ayakta kalmasında önemli bir rol oynuyorlar. Birçok Türk esnafı, “Bizim yüzde 90 müşterimiz Arnavut, Arap ve diğer yabancılardır” diyerek, Arnavutların İsviçre ekonomisine katkı sağladıklarını ve ticaretin şekillenmesindeki etkilerini doğruluyor.
Tatil Destinasyonları ve Ekonomiye Katkı: Arnavutlar ve Türkiye İlişkisi
Arnavutların İsviçre ekonomisindeki etkisi sadece ticaretle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda, Arnavutlar ve Kosovalıların Türkiye’ye olan ilgisi de önemli bir ekonomik etki yaratıyor. İsviçre’de yaşayan Arnavutlar, tatil yapmak için en çok Antalya’yı tercih ediyor. Türk seyahat acentaları da bu durumu doğruluyor; “Arnavutlar, büyük aile gruplarıyla Antalya veya İstanbul’a tatile gidiyorlar ve yüksek miktarda tatil paketi satın alıyorlar. Gerçekten iyi para harcayan bir halk,” diyerek, Arnavutların Türkiye’ye sağladığı ekonomik katkıları övüyorlar.
İsviçre’nin Ekonomik Yapısına Katkı ve Kültürel Entegrasyon
Arnavutlar, sadece kendi işlerini kurarak İsviçre ekonomisinin farklı alanlarında büyüyüp gelişmeye devam etmekle kalmıyor; aynı zamanda, diğer göçmen topluluklarla işbirliği içinde, ülkenin ticaret hayatına da önemli katkılarda bulunuyorlar. Bu durum, Arnavutların İsviçre’deki başarısının yalnızca ekonomik değil, kültürel entegrasyon ve toplumlararası işbirliği açısından da ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Arnavutlar, İsviçre’nin zenginleşen ekonomik yapısına önemli bir değer katarken, aynı zamanda İsviçre toplumunun daha da çeşitlenmesine katkı sağlıyor.
İsviçre’deki En Etkili Arnavutlar


-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem6 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya6 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem6 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli