Sosyal Medya

Dünya

17 Yaşındaki Suriyeli Mülteci Khalil H.’nin Suç Dosyası Politikacıları Şoke Etti: 31 Ayda 33 Suç

yazar

Yayınlayan

on

Almanya’da 17 yaşındaki Suriyeli mülteci Khalil H., 31 ay içinde 33 suç işledikten sonra Stuttgart’ta bir bıçaklı saldırıya karıştı. Bu olay, Alman kamuoyunda ve siyaset sahnesinde büyük bir yankı uyandırdı. Alman politikacılar, mültecilerin entegrasyonu ve kamu güvenliği konusunda ciddi endişeler taşıyor.

Khalil H.’nin Suç Geçmişi ve Son Olay

Khalil H., genç yaşına rağmen 33 farklı suçla Alman polis kayıtlarına geçti. Bunlar arasında hırsızlık, şiddet suçları ve uyuşturucu ile ilgili suçlar yer alıyor. Ancak 2 Ağustos 2024 tarihinde Stuttgart’ta bir yaya bölgesinde gerçekleşen bıçaklı saldırı, durumu daha da kötüleştirdi. Khalil H., bu olayda birkaç kişiye saldırarak ağır yaralanmalarına sebep oldu.

Politikacıların Tepkisi

Khalil H.’nin suç geçmişi ve özellikle son bıçaklı saldırısı, Alman politikacıların sert tepkilerine yol açtı. CDU Baden-Württemberg Başkanı Manuel Hagel, bu durumun artık bireysel bir sorun olmadığını ve Alman toplumunun ciddi bir güvenlik problemiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Hagel, kamuya açık alanlarda bıçak taşımanın yasaklanması gerektiğini savundu: “Parklarda, meydanlarda veya istasyonlarda kimsenin elinde bıçak tutmasına gerek yok.”

Hagel ayrıca, Almanya’nın mülteci politikasını eleştirerek, suç işleyen mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğini söyledi. “Suriye’de güvenli bölgeler var ve bu bölgelere geri dönüş artık mümkün. Bu nedenle, federal hükümetin acilen bu konuya el atması gerekiyor,” dedi.

Suriye’ye Geri Gönderme Tartışmaları

CDU’nun Thüringen lideri Mario Voigt da, bu konudaki düşüncelerini dile getirdi. Voigt, suç işleyen mültecilerin Almanya’da kalma hakkı olmadığını ve Suriye’ye geri gönderilmeleri gerektiğini belirtti. Ayrıca, Almanya’nın diğer Avrupa Birliği ülkeleriyle işbirliği yaparak, Suriye ile geri dönüşler konusunda müzakerelere başlaması gerektiğini ifade etti.

Voigt, “Suriye’ye yönelik genel geri gönderme yasağının kaldırılması gerekiyor. Almanya, bu konuda adım atmalı ve diğer AB ülkeleriyle birlikte hareket etmelidir” diye ekledi.

Mülteci Politikası ve Kamu Güvenliği

Bu olay, Almanya’da mülteci politikaları ve kamu güvenliği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle, suç işleyen mülteciler konusunda nasıl bir politika izlenmesi gerektiği sorusu, Alman kamuoyunda ve siyasetinde öne çıkan bir mesele haline geldi. Siyasetçiler, kamu güvenliğini sağlamak için daha sert önlemler alınması gerektiğini savunurken, insan hakları örgütleri ise mültecilere yönelik politikaların adil ve insan onuruna yakışır şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor.

Khalil H.’nin işlediği suçlar ve son olarak Stuttgart’taki bıçaklı saldırı, Almanya’da mültecilere yönelik politikaların gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Federal hükümetin, bu konudaki adımlarının ne olacağı merakla bekleniyor.

#Almanya #GöçmenSorunu #KhalilH #MülteciPolitikası #CDU #BıçaklıSaldırı #GüvenlikSorunu #Suriye #GöçmenYasası #Haberler #GüncelHaberler #Siyaset #Mülteciler #ToplumGüvenliği

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

META, FACEBOOK VE INSTAGRAM’DA DOĞRULAMA MEKANİZMASINI KALDIRDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Facebook ve Instagram’ın sahibi Meta, içerik doğrulama sisteminde köklü bir değişikliğe giderek bağımsız kontrolcülerin denetiminden vazgeçtiğini açıkladı. Şirket, doğruluk kontrolü için artık kullanıcıların geri bildirimlerine dayalı bir yöntem benimseyecek.

YENİ DOĞRULAMA SİSTEMİ: TOPLULUK KATILIMI

Meta CEO’su Mark Zuckerberg, yayımladığı video mesajında bu değişikliği duyurarak, üçüncü taraf moderatörlerin siyasi tarafsızlık konusunda eleştirildiğini ve bu sistemin ifade özgürlüğünü kısıtladığını savundu. Zuckerberg, “İfade özgürlüğünü önceliklendiren köklü bir değişim içindeyiz” diyerek kullanıcıların içeriklerin doğruluğu konusunda daha aktif bir rol oynayacağını belirtti.

Yeni sistemin, X (eski adıyla Twitter) platformundaki “topluluk notları” modeline benzer şekilde çalışacağı açıklandı. Bu yöntemde kullanıcılar, içeriklerin doğruluğu hakkında görüşlerini paylaşarak değerlendirme sürecine katılacak.

ABD’DEKİ POLİTİK DEĞİŞİMLERİN ETKİSİ

Meta’nın bu kararı, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden göreve başlamasına sayılı günler kala alınmasıyla dikkat çekiyor. Meta’nın Küresel İlişkiler Başkanı Joel Kaplan, önceki moderasyon sisteminin iyi niyetle uygulandığını ancak sıklıkla sansür eleştirilerine maruz kaldığını söyledi. Cumhuriyetçi Parti’ye yakınlığıyla bilinen Kaplan’ın, bu politika değişikliğinde etkili olduğu düşünülüyor.

KULLANICILAR İÇİN YENİ DÖNEMİN SORU İŞARETLERİ

Meta’nın bağımsız denetimden vazgeçmesi, dezenformasyon ve yanlış bilgilerin yayılmasını engelleme noktasında nasıl bir etkisi olacağı konusunda tartışma yarattı. Kullanıcı odaklı doğrulama sistemi, daha geniş bir ifade özgürlüğü sağlama vaadiyle öne çıksa da, eleştirmenler bu yöntemin güvenilirliği hakkında endişelerini dile getiriyor.

Haberin Devamını Oku

Avrupa

CORONA AŞISINDAN ZARAR GÖRENLERİN HAKLARI ZAMAN AŞIMINA MI UĞRADI?

yazar

Yayınlayan

on

By

Corona aşılarından zarar gördüğünü iddia edenlerin tazminat taleplerini gerçekleştirebilmeleri için belirlenen yasal süre, birçok kişi için sona ermiş olabilir. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) milletvekili Jessica Tatti, bu konuda hükümeti ve aşı üreticilerini eleştirerek, mağdurların haklarını kullanamadan zaman aşımına uğramalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Yan Etki İddiaları ve Hükümetin Tavrı

Jessica Tatti, Biontech-Pfizer’in “Comirnaty” adlı Corona aşısıyla ilgili bazı araştırmalara dikkat çekti. Bu araştırmalara göre, belirli aşı partilerinde DNA kontaminasyonu olduğu ve bu durumun insan sağlığı üzerinde uzun vadeli zararlara yol açabileceği iddia ediliyor. Ancak Alman hükümeti, Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün değerlendirmesine dayanarak, bu iddiaların bilimsel olarak yeterince kanıtlanmadığını ifade etti ve aşıların güvenli olduğunu yineledi.

Zaman Aşımı Süresi ve Tartışmalar

Alman hukukuna göre tazminat taleplerinde zaman aşımı süresi genellikle üç yıl olarak belirlenmiştir. Bu, 2021 yılına kadar aşılanan kişilerin zarar gördüğüne dair taleplerini 2024 yılının sonuna kadar iletmeleri gerektiği anlamına geliyor. Jessica Tatti, bu sürenin çok kısa tutulduğunu ve Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün aşı yan etkileriyle ilgili geniş bir listeyi ancak Kasım 2024’te yayımlayarak mağdurları harekete geçmek için yeterli zaman bırakmadığını iddia etti.

Tazminat ve Hukuki Sorumluluk

Alman hükümeti, Infektionsschutzgesetz (Enfeksiyon Koruma Yasası) kapsamında aşı mağdurlarına tazminat ödemeyi taahhüt etse de, Avrupa Birliği’nin aşı üreticileriyle yaptığı sözleşmeler, üreticileri yasal sorumluluktan büyük ölçüde muaf tutuyor. Bu durum, mağdurların zararlarının karşılanması konusundaki adalet arayışlarını zorlaştırıyor.

Untersuchungsausschuss ”Araştırma Komisyonu” Talebi

Jessica Tatti, Corona aşılarının olası yan etkileri ve aşı süreçlerindeki şeffaflığın yetersiz olduğu gerekçesiyle Almanya Federal Meclisi’nde bir araştırma komisyonu (Untersuchungsausschuss) kurulmasını talep etti. Bu komisyonun, özellikle aşılama süreçlerinde kullanılan yöntemlerin, yan etki iddialarının ve hükümetin bu süreçteki tutumunun detaylı şekilde incelenmesini sağlaması amaçlanıyordu.

Ancak, bu tür bir komisyonun kurulabilmesi için Meclis’te mevcut 733 milletvekilinden en az dörtte birinin, yani 184 milletvekilinin desteği gerekiyor. Tatti’nin bu talebi yeterli siyasi destek bulamadığı için hayata geçirilemedi.

Tatti, bu durumu eleştirerek, mağdurların haklarının yeterince korunmadığını ve hükümetin şeffaflıktan uzak bir yaklaşım sergilediğini ifade etti. Araştırma komisyonu talebi, aşılama süreçlerinde olası ihmallerin ve zarar gören kişilerin mağduriyetlerinin daha açık bir şekilde ortaya konulmasını hedefliyordu.

Özetle:

Corona aşılarından zarar gördüğünü düşünenlerin yasal haklarını korumaları için hızla harekete geçmeleri gerekiyor. Bununla birlikte, konuya dair bilimsel araştırmaların daha geniş çaplı ve bağımsız olarak yürütülmesi, mağduriyetlerin tam olarak ortaya konulabilmesi açısından kritik bir öneme sahip.

Haberin Devamını Oku

Avrupa

ALMANYA WUPPERTAL’DA DAVA: 19 YAŞINDAKİ GENÇ KIZ SELİN BIONTECH’İ DAVA ETTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Zarar Gören Genç Kadın, BioNTech’ten 500.000 Euro Tazminat Talep Ediyor

15 Ocak 2025 – 19 yaşındaki Selin Islami, 2021’de Corona virüsüne karşı aldığı aşı sonrasında ağır bir otoimmün hastalığa yakalandı ve bu hastalığı aşının yol açtığını iddia ederek BioNTech’i mahkemeye verdi.

Zor Bir Yaşam:

Selin, “Myasthenia gravis” adı verilen nadir bir otoimmün hastalık nedeniyle vücut fonksiyonlarını kaybetti. Aşı sonrası yaşadığı sağlık sorunları, genç kadını neredeyse her gün hastaneye kaldırılacak duruma getirdi. 20’den fazla ameliyat geçirdi ve vücudundaki kaslar yorgunluk nedeniyle fonksiyonlarını kaybetti.

Dava ve Tazminat İsteği:

Selin, BioNTech’ten, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 500.000 Euro’luk bir tazminat talep ediyor. Şu anda ayda 934 Euro devlet yardımı alıyor, ancak bunun yaşamını sürdürebilmek için yeterli olmadığını belirtiyor.

Şirketin Yanıtı:

BioNTech, hastalığın aşının etkisiyle değil, bir enfeksiyon sonucu geliştiğini öne sürerek herhangi bir sorumluluk kabul etmiyor. Şirketin avukatları, “Myasthenia gravis’in aşının değil, bir enfeksiyonun sonucu olduğu iddiasını savunuyor.” açıklaması yaptı.

Mahkemede Gergin Anlar:

Selin’in annesi Aylin Dalgül, duruşmada duygusal anlar yaşandı. “Bir anne olarak, kızımı defalarca ölümün eşiğinden döndürdüm. Bunu anlamalarını beklemiyorum,” diyerek tepkisini gösterdi.

Mahkemenin karar vermesi için birkaç hafta daha beklemek gerekiyor. Sonuç, Selin’in yaşadığı zorlukların ne kadar telafi edilebileceğini belirleyecek. ⚖️👩‍⚖️

Haberin Devamını Oku

Trendler