Sosyal Medya

İsviçre

YENİ SEBZE VE MEYVE TARTI SİSTEMİNE ALIŞILDI MI? MİGROS VE COOP DEĞERLENDİRDİ

yazar

Yayınlayan

on

🕒 Okuma süresi: 2 dakika
📅 Zürih, 5 Nisan 2025

İsviçre’de 1 Ocak 2025’ten bu yana yürürlüğe giren yeni düzenlemeyle birlikte Migros ve Coop marketlerinde meyve-sebze tartarken sadece ürün kodunu girmek yetmiyor. Müşterilerin artık ürünleri hangi ambalajla satın aldıklarını da belirtmeleri gerekiyor: Poşetsiz mi, plastik poşetli mi, kâğıt torbada mı yoksa kumaş çantada mı?

Bu değişiklik, federal hükûmetin Miktar Belirtme Yönetmeliği’nde yaptığı güncelleme doğrultusunda uygulamaya kondu. Amaç, ambalajın ağırlığının ürün tartımından düşülmesini sağlamak.

MÜŞTERİLER ALIŞTI MI?

Uygulamanın üzerinden üç ay geçtikten sonra Migros ve Coop’tan sistemin geri bildirimi istendi. Migros basın sözcüsü Tobias Ochsenbein, “Genel olarak olumlu tepkiler aldık. Müşteriler yeni sistemi kullanmaktan memnun ve şeffaflığı takdir ediyorlar” dedi. Ancak bazı müşterilerin hâlâ sistemin mantığını sorguladığı da ifade edildi.

Coop sözcüsü Thomas Ditzler ise değişikliğin bir süre alışma gerektirdiğini belirtti. “Müşteri hizmetlerimize çok az sayıda olumsuz geri bildirim geldi,” diyen Ditzler, müşterilerin sezgisel kullanım sayesinde süreci genellikle sorunsuz tamamladığını söyledi.

AMAÇ PLASTİK POŞETİ AZALTMAK MI?

Yeni sistemin müşterilerin çevre bilincini artırıp artırmadığı da merak konusu. Migros, bu konuda henüz net bir gözlem olmadığını ifade etti. Coop ise, 2017 yılında çok kullanımlık “Multibag” çantalarının devreye girmesinden bu yana plastik poşet kullanımında düşüş yaşandığını belirtti.

SİSTEM GÜVENE DAYANIYOR

Müşterilerin doğru bilgileri girdiğine dair bir denetim yapılmıyor. Migros, müşterilerine güvendiğini ve tartı cihazlarında açık talimatlar sunduğunu ifade ediyor. Ayrıca her iki perakende zinciri de personelin müşterilere yardımcı olmak için her zaman hazır olduğunu belirtiyor.

UZMANLAR ELEŞTİRİYOR

Tüketici davranışları uzmanı Christian Fichter ise sistemin fazla karmaşık ve gereksiz olduğunu savunuyor. “Müşteri sadece sebzesini tartmak, etiketi alıp çıkmak istiyor. Bu sistem ise onları bir menüyle yönlendirerek fazla zaman kaybettiriyor” diyen Fichter, bunun psikolojik olarak bir yönlendirme (nudging) yöntemi olduğunu belirtiyor. Amaç plastikten uzaklaştırmak olabilir, ancak bu yaklaşımın biraz da “müşteriyi yönlendirme” niteliği taşıdığını vurguluyor.

SONUÇ

Her ne kadar ilk etapta kafa karıştırıcı olsa da, Migros ve Coop, müşterilerin yeni sebze-meyve tartı sistemine büyük ölçüde alıştığını belirtiyor. Sistemin çevre dostu alışkanlıklar kazandırma hedefi taşıdığı açık; ancak uygulamadaki bazı detayların hâlâ sorgulandığı da göz ardı edilmemeli.

#Migros #Coop #SebzeMeyveTartısı #İsviçre #PlastikPoşet #ÇevreDostuAlışveriş #TüketiciDavranışı

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE BAZI RESTORANLAR TESLİMAT PLATFORMUNDA KENDİ PUANLARINI HİLE YOLUYLA YÜKSELTİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

📅 Düzenleyen: 26.04.2025
🕒 Okuma süresi: 5 dakika
İsviçre’de bazı restoranların yemek sipariş platformu Justeat üzerindeki değerlendirmelerini yapay yollarla iyileştirdiği ortaya çıktı. Özellikle son haftalarda daha önce orta düzeyde puanlara sahip olan bazı işletmelerin, kısa sürede beş yıldızlı değerlendirme ortalamasına ulaştığı dikkat çekiyor.

ANİ YÜKSELİŞLER ŞÜPHE UYANDIRDI

Örneğin Almanca konuşulan bölgede faaliyet gösteren bir Hint restoranı, birkaç hafta önce Justeat üzerinde yaklaşık dört yıldız ortalamasına sahipken, kısa sürede tam beş yıldız aldı. Üstelik bu değişim, 900’den fazla müşteri yorumuna rağmen gerçekleşti. Normal şartlarda bu kadar yüksek sayıda yorumla tam puan almak oldukça zordur.

Aynı durumu başka restoranlarda da gözlemlemek mümkün. Özellikle az sayıda yoruma sahip işletmelerde beş yıldız görmek sıradan bir durumken, yüksek sayıda yorumu bulunan restoranlarda bu puanı korumak neredeyse imkansız.

Bu gelişmeler, bazı restoranların kendi değerlendirmelerini kendilerinin yaparak puanlarını şişirdiği şüphesini doğurdu.

JUSTEAT: KENDİ DEĞERLENDİRMELERİ YAPANLARA YAPTIRIM UYGULANIYOR

Justeat yetkilisi Petar Djordjevic, Nau.ch’ye yaptığı açıklamada, restoranların kendi değerlendirmelerini girerek puanlarını yapay şekilde artırdıklarının tespit edildiğini doğruladı. Djordjevic, bu tür hareketlerin Justeat ile restoranlar arasındaki sözleşmelere aykırı olduğunu belirtti.

“İlgili restoranların kendi yazdığı değerlendirmeleri tespit ettiğimizde bunları kaldırıyoruz. Gerektiği durumlarda ise restoranlarla olan işbirliğimizi sonlandırıyoruz.” diyen Djordjevic, geçmişte bu nedenle pek çok restoranla yollarını ayırdıklarını vurguladı.

Ancak somut vakalara, özellikle de söz konusu Hint restoranına dair doğrudan yorum yapmadı.

SECO DA ŞİKAYETLER ALIYOR

İsviçre Ekonomi Sekreterliği (SECO) da zaman zaman müşterilerden “güzelleştirilmiş veya satın alınmış” restoran değerlendirmeleri hakkında şikayetler aldıklarını doğruladı. SECO sözcüsü, son dönemde bu konuda ciddi bir artış yaşanmadığını belirtirken, İsviçre genelinde durumun ne kadar yaygın olduğunu değerlendiremediklerini ifade etti.

SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?

Justeat, değerlendirme sürecinde müşteri yorumlarına odaklandıklarını ve restoranların genel puanlamasına sistematik bir şekilde müdahale etmediklerini açıkladı. Bir müşteri, sipariş sonrası iki hafta içinde yorum bırakabiliyor. Hem restoranlar hem de müşteriler, uygun görmedikleri yorumların kaldırılması için başvurabiliyor. Ancak Justeat, yorumları yalnızca reaktif bir şekilde — şikayet geldiğinde — inceliyor.

Bu nedenle bazı restoranlardaki ani puan artışları her zaman doğrudan fark edilmeyebiliyor.

HER İYİLEŞME HİLE DEĞİL

Öte yandan, her puan artışı yapay müdahale anlamına gelmiyor. Burger zinciri Hans im Glück, örneğin, Bern’deki şubesinde puanını yoğun bir kalite geliştirme süreci sonucunda 2,9’dan 4,3’e yükseltti. Şirket sözcüsü Almina Odobasic, son haftalarda müşteri memnuniyetinde gözle görülür bir artış yaşandığını ve bunun olumlu değerlendirmelere yansıdığını ifade etti.

Buna rağmen, siparişlerin teslimatı doğrudan Justeat tarafından yapıldığı için, restoranların hizmet kalitesi üzerinde sınırlı bir etkisinin olduğu da hatırlatıldı.

STÄNDERAT HUKUKİ ADIMLAR ATIYOR

Konu siyasi arenada da gündemde. Tessin Kantonu’ndan Orta Parti Ständerat üyesi Fabio Regazzi, restoran değerlendirmelerinde yaşanan suistimallerin önüne geçebilmek amacıyla yasal düzenlemelerin sıkılaştırılmasını talep etti.

Regazzi’nin sunduğu postulatta, platformların değerlendirmelerin gerçekliğini daha sıkı şekilde kontrol etmeleri ve şikayetlere hızlıca yanıt vermeleri gerektiği belirtiliyor. Federal Konsey (Bundesrat) bu konuda olası yasal değişiklikleri incelemekle görevlendirildi.

Haberin Devamını Oku

İsviçre

İSTANBUL BOĞAZI’NDAKİ YALILAR APAR TOPAR SATIŞA ÇIKARILDI

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 2 dakika

23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, Boğaz’daki yalı sahiplerini harekete geçirdi. Özellikle yabancı uyruklu mülk sahipleri, sahip oldukları tarihi yalıları birer birer satışa çıkarmaya başladı. Son dönemde açıklanan yalı fiyatları ise dikkat çekiyor.

Deprem sonrası, İstanbul’un sahil şeridinde yaşayanlar arasında büyük bir endişe oluştu. Uzmanlar, Marmara çevresinde yer alan kıyı yapıların tsunami riski, yumuşak zemin ve tuzlu suyun yol açtığı korozyon gibi tehlikeler nedeniyle ciddi risk altında olduğunu belirtiyor. Bu uyarılarla birlikte gözler, İstanbul Boğazı’nın iki yakasında yer alan tarihi yalılara çevrildi. Birçoğu 100 ila 200 yıllık geçmişe sahip bu yapılar, estetik değer taşısa da, mühendislik ve zemin güvenliği açısından günümüz standartlarına uygun bulunmuyor.

TARİHİ YALILAR TEHLİKE ALTINDA

Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, Boğaz hattında yaklaşık 600 yalı bulunuyor. 18. ve 19. yüzyıllarda inşa edilen bu yapılar, ahşap malzeme ve geleneksel tekniklerle yapıldığı için zamanla yıpranmış durumda. Üstelik çoğunun zemin etüdü ve statik güçlendirme raporu bulunmuyor. Bu da olası bir depremde ciddi hasar riski anlamına geliyor.

YALILAR SATIŞA ÇIKTI, PİYASA HAREKETLENDİ

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası başlayan kaçış süreci, son İstanbul depremiyle hız kazandı. Daha önce Rus oligarklar ve Arap yatırımcıların ilgi gösterdiği yalılar, bu kez onların da endişelenmesine neden oldu. Gayrimenkul danışmanlarına göre sadece son iki haftada piyasa değeri milyar lirayı aşan beş tarihi yalı satışa çıkarıldı. Satılık ilanlarındaki artış dikkat çekiyor.

GÜNEY’E YÖNELİŞ GÜÇLENİYOR

Yüksek gelir grubundaki yatırımcılar ve ev sahipleri, İstanbul’un tarihi dokusundan uzaklaşarak Bodrum, Alaçatı ve Çeşme gibi daha güvenli bölgelerde yeni yapılan müstakil evlere yöneliyor. Deprem korkusu, hem yatırımcıların hem de kullanıcıların Boğaz yalılarına olan ilgisini azaltıyor. Bu gelişme, yıllarca değer kazanan yalı fiyatlarında düşüşe yol açıyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

YAPILAN TESTLERDE 15 MİNERAL SUYUNUN 12’Sİ KİMYASAL KİRLETİCİ İÇERİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürich, 23 Nisan 2025 – 20:30

Bir test, çoğu doğal maden suyunun, Trifluoressigsäure (TFA) adı verilen kimyasal ile kirletildiğini ortaya koydu. Bu kimyasal, özellikle tarım ilaçları ve endüstriyel faaliyetler sonucu su kaynaklarına karışmaktadır.

Önemli Noktalar:

  • İsviçre ve Fransa’dan 15 farklı maden suyu TFA kimyasalı açısından test edildi.
  • 15 maden suyunun 12’sinde Trifluoressigsäure bulundu.
  • TFA’nın sağlık üzerindeki potansiyel etkileri hala belirsiz.

Maden Suya Karışan Kimyasal: TFA

İsviçre’deki maden suyu üreticileri, suyun “korunaklı yer altı kaynaklarından” geldiğini ve “sağlıklı mineraller” içerdiğini öne sürse de, yapılan testler bu iddiaların doğru olmadığını gösterdi. “Ktipp” dergisinin testinde, 15 maden suyunun 12’sinde Trifluoressigsäure (TFA) kimyasalı tespit edildi.

Bu su markaları arasında Henniez, Coop Prix Garantie, Farmer, Valser, Swiss Alpina, Adelbodner, Migros M-Budget, Aproz, Knutwiler, Evian, Appenzell ve Eptinger yer alıyor. En yüksek TFA seviyesi ise Henniez (Nestlé) markasında tespit edildi ve litre başına 0,9 mikrogram TFA içeriyor.

TFA’nın Kaynağı ve Yayılma Alanı

Trifluoressigsäure, tarım ilaçları ve sanayi atıkları nedeniyle çevreye karışmaktadır. Test edilen tüm İsviçre menşeli maden suyu markalarından yalnızca Cristallo ve Saguaro kaynakları TFA içermiyor.

TFA’nın Sağlık Üzerindeki Etkileri

TFA’nın insan sağlığı üzerindeki etkileri hâlâ netlik kazanmış değil. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), 2016’da TFA’nın sağlık için düşük risk taşıdığını belirtmişti. Ancak yeni araştırmalar, bu kimyasalın üreme sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ve doğumsal anormalliklere yol açabileceğini gösteriyor.

İsviçre’deki Durum ve Gelecekteki Riskler

Şu anda İsviçre’de TFA için belirli bir sınır değeri bulunmuyor. Ancak, Avrupa Birliği’nin TFA’yı üreme sağlığına zarar verebilecek bir madde olarak sınıflandırmayı planlaması, İsviçre’nin de bu durumu dikkate alarak önlemler almasına yol açabilir.

Kaynak: Ktipp

Haberin Devamını Oku

Trendler