Gündem
Tükürmenin Bedeli: 200 İsviçre Frankı Cezası
Wallisellen Belediyesi, Kamu Alanlarında Tükürme Yasağını Sıkılaştırıyor
Cemil Baysal – Wallisellen Belediyesi, kamu alanlarında tükürük atmanın önüne geçmek amacıyla ciddi adımlar atmaya hazırlanıyor. Belediye, 2007 yılından bu yana geçerli olan “gereksiz yere sptük atma” yasağını ihlal edenlere uygulanan 30 Franklık cezayı ciddi şekilde artırmayı düşünüyor. Bu sayede, sptük atan kişilerin cezayı cüzdanlarında hissetmeleri hedefleniyor.
2006 yılında polis düzenlemesine göre kamu alanlarında tükürük atmanın “alanın korunması” kapsamında bir ihlal olduğu belirlenen Wallisellen Belediyesi, 2010 yılına kadar yılda sadece on ceza uygulanmıştı. Bu düzenleme daha çok idari nedenlerle yapılmıştır, raporda belirtildiği gibi.
Cezaların artırılması üzerine yapılan tartışmalar, tükürmenin edepsizlik olduğuna dair farkındalığı artırmanın önemini vurguluyor. Wallisellen Belediye Başkanı Thomas Eckereder (SVP), Wallisellen Belediye Konseyi Güvenlik Bölümü Başkanı olarak, “Açıkça tükürük atan kişilere cezanın cüzdanlarında hissettirmesi gerekir” diyor. 200 Franklık cezanın düşünülen artışıyla, bu cezanın bir caydırıcı olarak işlev görmesi ve kamuya karşı saygısızlığın cezalandırılması amaçlanıyor.
İsviçre’deki diğer belediyelerde olduğu gibi Wallisellen Belediyesi de tükürük atmaya yönelik cezaları artırarak kamusal düzeni ve nezaketi koruma yolunda önemli bir adım atmaktadır.
Not: Cezanın miktarı 9 Ocak 2024 tarihine göre geçerlidir.
Birçok Zürih Kantonu belediyesi, Wallisellen dahil olmak üzere, tükürük için cezaların drastik bir şekilde artırılmasını planlıyor. Dietikon zaten 200 İsviçre Frankı cezasını uygulamaya koymuş durumda. Uster’da ceza şu anda 80 İsviçre Frankıdır. Basel-Landschaft Kantonu’ndaki Liestal, 2021’den bu yana 100 İsviçre Frankı talep etmektedir. Ancak cezaların uygulanması zordur, çünkü tükürenler suçüstü yakalanmalıdır. Gerçek tükürük suçlarını kaydetmek karmaşık olabilir, çünkü genellikle bunlar genel “kirletme” kategorisi altında kaydedilir. Yine de bazı İsviçre belediyeleri çirkin tükürüğe karşı net bir tavır alıyor.
Cezalara Karşı Direniş
Dietikon Polis Şefi Rolf Wohlgemuth’a göre, tükürük atanlar genellikle genç erkekler olarak tanımlanıyor. Cezaları uygulayabilmek için polisin suçu suçlu üzerinde yakalaması gerekmekte. Gossau SG, Wallisellen ZH ve tüm Obwalden Kantonu da tükürüğü cezalandırıyor – dağlık kantonda tek seferlik tükürük bile 100 İsviçre Frankı’na mal oluyor. Birsfelden BL ve Bassersdorf ZH, 1 Temmuz’da çöplerle ilgili yasak kapsamında yürürlüğe giren bir yasakla şimdiye kadar tükürüksüz bölgelere dahil oldu. Cezalar sırasıyla 40 ve 60 İsviçre Frankı’na ulaşıyor. Bassersdorf Belediye Başkanlığı’ndan Walter Zilter, “Bu ciddi bir konu” diyor.
Wohlgemuth cezaların tükürüğü azaltıp azaltamayacağı ise şüpheli olduğunu söylüyor: “Belirli bir kayıtsızlık hakim, suçlular cezayı sıkça göze alıyor”
Birçok genç, tükürük yasağını eleştirel bir şekilde değerlendiriyor. Örneğin Dietikon’dan 16 yaşındaki Pajazit, “Tükürmek kötü bir şey değil. Yağmur tükürüğü yıkar” diyor.
Cezaların uygulanması zorlu bir süreç olabilir
Tükürük atan kişinin suçu üzerine alınması gerekmekte ve bu, polis ve belediye çalışanları için pratikte zor olabilmektedir. Ayrıca, gerçek tükürükcü suçlarının tespiti, genellikle “kirletmeler” genel kategorisi altına kaydedildiği için karmaşık olabilir. Bununla birlikte, bazı İsviçre belediyeleri, sptüğe karşı net bir tavır koymaktadır. Almanya’da da tükürük atmak yasak. Bazı şehirlerde, Bad Belzig Brandenburg’da yıllardır cezai yaptırımlar uygulanmakta – burada ceza 20 Euro’dur. Köln’de ise, “taz”e göre cezalar genellikle 30 ile 60 Euro arasında. Ancak, cezalar genellikle nadir durumlarda uygulanır.
Avrupa
Gazze’ye İnsanî Yardım: İsviçre’den İsrail’e “Abluka Derhal Kaldırılsın” Çağrısı

Dünyadan 20’den fazla ülke, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik insani yardım engelini kaldırması için ortak bir çağrıda bulundu. Ancak İsrail’in yardımın sadece özel güvenlik güçleri tarafından korunan noktalarda verilmesi planı ve bu kapsamda kurulan “Gaza Humanitarian Foundation” adlı yeni oluşum, uluslararası kamuoyunda tartışma yaratıyor. İsviçre, bu ortak açıklamayı imzalamaktan çekindi.
İsviçre Neden Destek Vermedi?
İsviçre Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölümü Başkanı Büyükelçi Monika Schmutz Kirgöz, İsviçre’nin açıklamaya büyük ölçüde katıldığını ancak bazı belirsizlikler nedeniyle imza atmadığını açıkladı. İsviçre, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı insani ablukanın derhal kaldırılması gerektiğini uzun süredir dile getiriyor ve bir ay önce İsrail’in İsviçre Büyükelçisini çağırarak bu talebi net bir şekilde iletti.
Ancak İsviçre, ABD kökenli “Gaza Humanitarian Foundation” hakkında çok az bilgi olduğunu ve mekanizmanın nasıl işleyeceğinin belirsiz olduğunu belirtiyor. İsrail’de görev yapan ABD özel kuvvetlerinin yardımları dağıtmaya başlayacağı belirtilirken, İsviçre bu yeni oluşuma katılmayı şu an için uygun bulmuyor.
Gazze’de Yardım İhtiyacı Çok Büyük
Gazze’de insani yardım için her gün yaklaşık 600 kamyonun yardıma ulaşması gerekiyor. Ancak şu anda günlük yardım sadece 100 kamyon ile sınırlı. İsviçre, insani yardımın Gazze’ye kesintisiz ve tam erişimle ulaştırılması gerektiğini vurguluyor.
İsviçre’nin Talepleri ve Girişimleri
İsviçre, İsrail’e insani yardımın engellenmemesi için ısrarlı bir şekilde çağrıda bulunuyor. İsviçre’nin Tel Aviv ve Kudüs’teki diplomatik temsilcileri, İsrail makamlarıyla defalarca görüşerek ablukanın kaldırılmasını talep etti. Ayrıca İsviçre Federal Konseyi, Gazze’deki Filistinlilere destek amacıyla 20 milyon İsviçre Frangı tutarında insani yardım fonu onayladı.
Sonuç
İsviçre, insani krizin büyümesini engellemek ve Gazze halkının temel ihtiyaçlarına ulaşmasını sağlamak için uluslararası toplumla paralel hareket etmeye devam ediyor. Ancak yeni kurulan “Gaza Humanitarian Foundation” gibi belirsiz yapılarla değil, mevcut ve doğrudan insani yardım kanallarıyla destek verilmesini savunuyor.
Gündem
KAZA NEREDEYSE VATANDAŞLIĞA MAL OLUYORDU: FEDERAL MAHKEME ORHAN’I HAKLI BULDU

İsviçre’de 31 yıldır yaşayan ve tam anlamıyla topluma entegre olmuş olan Orhan’a, 2020’de geçirdiği tek taraflı trafik kazası nedeniyle vatandaşlık verilmemişti. Ancak Federal Mahkeme, bu kararı bozarak Orhan’ın entegrasyonunun bütüncül değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
İsviçre’de yaşayan 60 yaşındaki Orhan, 1990’lı yılların başında Türkiye’den İsviçre’ye göç etti. Aradan geçen 31 yıl boyunca İsviçre toplumuna uyum sağladı, iş kurdu ve yerel sosyal yaşama aktif olarak katıldı. Ancak 2020 yılında geçirdiği basit bir trafik kazası, onu vatandaşlığa giden yoldan alıkoydu.
Trafik kazası kaderini belirledi
Haziran 2020’de Berner Oberland bölgesinde bir yürüyüş sonrası yorgun bir şekilde direksiyon başına geçen Orhan, dönüş yolunda uykusu gelince direksiyon hâkimiyetini kaybederek bir sokak lambasına çarptı. Kazada kimse zarar görmedi. Ancak “sürüşe elverişsiz şekilde araç kullanmak” suçundan 900 Frank para cezasına çarptırıldı ve sabıka kaydına işlem yapıldı.
Kanton Schwyz: “Sabıka kaydı vatandaşlığa engel”
Orhan’ın vatandaşlık başvurusu, bu sabıka kaydı gerekçe gösterilerek Kanton Schwyz tarafından reddedildi. İsviçre Vatandaşlık Yasası uyarınca entegrasyon kriterlerini karşılayan bireylerin vatandaşlık hakkı kazanabileceği belirtilse de, Federal Göç Sekreterliği (SEM) ve kantonlar, sabıka kaydını bir “hariç tutma gerekçesi” olarak değerlendirip başvuruları reddedebiliyor.
Kanton mahkemesi cezayı hafife aldı, SEM karara itiraz etti
Orhan karara itiraz etti. Schwyz İdare Mahkemesi, başvuruyu haklı bularak beş yıllık erteleme süresini iki yıla indirdi. Mahkeme, tek seferlik bir hatanın, yıllar süren başarılı bir entegrasyonu gölgeleyemeyeceğine hükmetti. Ancak bu kararın ardından SEM devreye girerek beş yıllık erteleme süresinde ısrar etti.
Federal Mahkeme son noktayı koydu
Orhan, hukuki mücadelesini bir sivil toplum kuruluşunun da desteğiyle Federal Mahkeme’ye taşıdı. Federal yargıçlar, geçtiğimiz günlerde verdikleri kararda, yalnızca cezai sicilin değil, bireyin genel entegrasyon durumunun da dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Mahkeme, sabıka kaydının otomatik olarak vatandaşlığa engel teşkil etmeyeceğini ve her başvurunun bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Orhan’ın hayali gerçekleşiyor
Federal Mahkeme’nin bu kararı, Orhan’ın vatandaşlık yolunu açmış oldu. Her ne kadar beş yıllık bekleme süresi Ağustos 2025’te sona erecek olsa da, bu karar yalnızca Orhan için değil, benzer durumda olan birçok kişi için emsal teşkil edecek nitelikte.
“Bu ülkeye artık resmen ait olmak istiyorum”
Siyasi baskılar nedeniyle Türkiye’yi terk eden ve İsviçre’yi yeni vatanı olarak benimseyen Orhan, karar sonrası yaptığı açıklamada, “Bu ülkeye gönülden bağlıyım. Burada yaşamımı kurdum, işimi, ailemi, geleceğimi buraya adadım. Bu kararla birlikte artık resmen de ait olacağım,” dedi.
Gündem
İSVİÇRE, GAZZE İÇİN HAZIRLANAN ULUSLARARASI YARDIM DEKLARASYONUNU İMZALAMADI

🕓 Okuma süresi: 2 dakika
📍 Bern, 22 Mayıs 2025 – İsviçre, Gazze’ye acil insani yardım erişimini hedefleyen uluslararası bir deklarasyonu imzalamama kararı aldı. Gerekçe olarak ise metindeki bazı ifadelerin “yetersiz ve belirsiz” olduğu gösterildi.
Birleşmiş Milletler ve çeşitli yardım kuruluşlarının haftalardır uyardığı gibi, Gazze’deki insani durum gün geçtikçe kötüleşiyor. Swissinfo‘nun aktardığına göre, bölgede yaşayanların yaklaşık yüzde 75’i akut açlık ve ciddi ihtiyaç içinde yaşıyor. Birçok yardım konvoyunun bölgeye ulaşmasına izin verilmiyor ve yardımlar aylardır engellenmiş durumda.
💬 SİYASİ TEPKİLER GELDİ
İsviçre Federal Hükûmeti’nin Gazze’ye yardım deklarasyonuna imza atmaması, özellikle Sosyal Demokrat Parti (SP) ve insan hakları kuruluşları tarafından eleştirildi. SP Eşbaşkanı Cédric Wermuth, İsviçre’nin Almanya, Fransa ve İtalya gibi 24 ülkenin imzaladığı bildiriyi desteklemesi gerektiğini söyledi.
SP Ulusal Milletvekili Fabian Molina ise, İsviçre’nin BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) gönderdiği fonların Gazze’de kullanılmamasına ilişkin kararı “yıkıcı” olarak nitelendirdi.
🚨 GAZZE’DE YIKIM VE AÇLIK
İsrail ordusu, Gazze’deki operasyonlarına devam ederken, birçok şehirde yıkım meydana geldi. Son saldırılarda en az 62 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor. Uluslararası kuruluşlar, insani yardımların sivillere ulaştırılmasının siyasi gerekçelerle engellenmemesi gerektiğini vurguluyor.
Amnesty International ve BM kuruluşları, Gazze’de su, tarım ve sağlık sistemlerinin neredeyse tamamen çöktüğünü ve geniş bölgelerin hâlâ mayınlı olduğunu aktarıyor. Bölgede yardım ulaştırabilen tek büyük ağ ise hâlâ UNRWA’ya ait.
🧭 İSVİÇRE’NİN SORUMLULUĞU HATIRLATILDI
İsviçre, Cenevre Sözleşmeleri’nin resmi koruyucu (Depositarstaat) ülkesi olarak, tarafsız ve bağımsız insani yardımı destekleme sorumluluğu taşıyor. Ancak hükümetin çekimser tavrı, uluslararası alanda dikkat çekmeye devam ediyor.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem6 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya6 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem6 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli