İsviçre
LUZERN KANTONU, AZINLIKLARIN GÜVENLİK MASRAFLARINA KATKIYI DEĞERLENDİRİYOR

İsviçre’de azınlıklara yönelik saldırılar son yıllarda artış gösterirken, özellikle antisemitik olaylarda belirgin bir yükseliş yaşanıyor. Bu gelişmeler üzerine Yahudi toplumu, hem federal hükümetten hem de Luzern Kantonu’ndan daha fazla güvenlik desteği talep etti. Kanton yönetimi, azınlık gruplarının güvenliğini artırmak için yeni bir yönetmelik taslağı hazırladı.
GÜVENLİK ÖNLEMLERİNE DEVLET DESTEĞİ
Yeni yönetmelik yalnızca Yahudi cemaatlerine değil, dini ve dini olmayan diğer azınlık gruplarına da güvenlik önlemleri için mali destek sağlamayı amaçlıyor.
DEVLET KATKISI NASIL OLACAK?
Yapılacak düzenlemeye göre Luzern Kantonu, güvenlik önlemlerinin maliyetinin %25 ila %40’ını karşılamayı planlıyor. Ancak destek sağlanabilmesi için şu şartların yerine getirilmesi gerekiyor:
✔️ Federal hükümetin ilgili projeye mali katkı sağlamış olması,
✔️ Luzern polisinin güvenlik danışmanlığı hizmeti vermiş olması.
FONLAMA VE YÜRÜRLÜK TARİHİ
Bugüne kadar sinagogların ve Yahudi bayramlarının güvenliği için gerekli finansman, Luzern Kantonu’nun piyango fonu ve polis bütçesinden karşılanıyordu. Ayrıca Luzern şehri ve Yahudi toplumu da bu masrafların bir kısmını üstleniyordu. Yeni düzenleme ile kantonun yıllık yaklaşık 50.000 Frank bütçe ayırması öngörülüyor. Yönetmeliğin 1 Ağustos 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanıyor.
İsviçre
İSVİÇRE’DE AİLELER ÇOCUKLARINI DAHA FAZLA AŞILATIYOR

RSV AŞISINA YOĞUN İLGİ
İsviçre’de çocuklara yönelik aşılama oranlarında son yıllarda dikkat çekici bir artış gözlemleniyor. 2024 yılında onaylanan Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) bağışıklığı, özellikle ebeveynler tarafından büyük ilgi görüyor.
RSV: BEBEKLER VE KÜÇÜK ÇOCUKLAR İÇİN CİDDİ BİR RİSK
RSV, dünya genelinde yaygın olarak görülen ve solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan bir virüs olarak biliniyor. Özellikle bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmemiş olan bebeklerde ve küçük çocuklarda, ağır solunum yolu hastalıklarına yol açabiliyor.
Uzmanlar, RSV enfeksiyonunun ciddi vakalarda hastaneye yatış gerektirdiğini ve bu hastalığın özellikle kış aylarında çocuk hastanelerindeki yoğunluğu artırdığını belirtiyor. Yapılan araştırmalara göre, tüm çocukların yaklaşık %90’ı iki yaşına gelmeden RSV ile enfekte oluyor.
BAĞIŞIKLIK KAZANDIRMA SONUCU: HASTANEYE YATIŞ ORANLARI DÜŞTÜ
İsviçre’de 2024 itibarıyla kullanımına sunulan monoklonal antikor bazlı RSV bağışıklığı, virüsün ağır hastalığa dönüşme riskini önemli ölçüde azaltıyor. Federal Halk Sağlığı Ofisi (BAG) tarafından yapılan açıklamada, ilk verilerin son derece olumlu olduğu belirtilerek, “RSV’ye karşı geliştirilen Nirsevimab bağışıklığının uygulanmasının ardından, bir yaş altındaki bebeklerde RSV nedeniyle hastaneye yatış oranlarında belirgin bir düşüş kaydedildi” ifadelerine yer verildi.
Elde edilen verilere göre, İsviçre’deki ebeveynlerin %75 ila %95’i yeni doğan bebeklerini RSV’ye karşı koruma altına alıyor. Bu oran, RSV’nin toplumda oluşturduğu riskin farkındalığının arttığını ve bağışıklık kazandırma programının başarılı bir şekilde uygulandığını gösteriyor.
KLASİK ÇOCUK AŞILARINA OLAN GÜVEN DE ARTIYOR
RSV’ye karşı artan farkındalığın yanı sıra, İsviçre’deki genel çocuk aşıları da yüksek seviyelerde uygulanmaya devam ediyor. Federal Halk Sağlığı Ofisi’nin verilerine göre:
🔹 Kızamık aşısı oranı 2019’da %90 iken, 2023’te %94’e yükseldi.
🔹 Kabakulak ve kızamıkçık aşıları aynı dönemde %90’dan %93’e çıktı.
🔹 Çocuk felci (polio) ve boğmaca aşıları da yüksek oranlarda uygulanmaya devam ediyor.
Olten’de görev yapan bir çocuk doktoru, “Son on yıla kıyasla çocukluk dönemi aşılamalarının belirgin şekilde arttığını gözlemliyoruz” diyerek, bu artışta ebeveynlerle yapılan bilinçlendirme çalışmalarının etkili olduğunu vurguladı.
GENİŞ KAPSAMLI AŞILAMA SAĞLIK SİSTEMİNİ RAHATLATACAK
Uzmanlar, yüksek aşılama oranlarının toplum sağlığı açısından büyük bir kazanım olduğuna dikkat çekiyor. BAG yetkilileri, bağışıklama programlarının yalnızca bireysel koruma sağlamakla kalmayıp, bağışıklık sistemi zayıf olan bireyleri de dolaylı olarak koruduğunu belirtiyor.
Özellikle RSV gibi hastalıkların neden olduğu hastane yatışlarının azalmasının, sağlık sistemine önemli bir rahatlama getireceği ifade ediliyor. BAG açıklamasında, “Aşı programları sayesinde hem çocuklar hem de risk grubundaki bireyler korunmakta, böylece salgınların önüne geçilmektedir” denildi.
Sonuç olarak, İsviçre’de çocuklara yönelik aşılama oranlarının yükselmesi, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, ebeveynlerin bilinçli hareket etmesinin ve aşılama programlarına güven duymasının, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede kritik bir rol oynadığını vurguluyor.
Gündem
İSVİÇRE’DE KARA KARTEL VAKALARI REKOR SEVİYEYE ULAŞTI

İsviçre’de toplu taşıma araçlarında bilet ödemeyen yolcuların sayısı her geçen yıl artıyor. 2024’te, ülkede bir milyonun üzerinde kaydedilmiş kara kartel vakası görüldü ve tahmin edilen sayının daha yüksek olduğu düşünülüyor.
Özet:
- – 2024 yılı itibarıyla İsviçre’de bir milyondan fazla kara kartel vakası kayıtlara geçti.
- – Kara kartel kaydının başladığı 2019 yılından bu yana vakaların sayısı iki katına çıktı.
- – Artışın sebepleri arasında “yükselen risk alma isteği” ve “daha sık ve verimli kontroller” öne çıkıyor.
- – İsviçre’nin toplu taşıma sistemi, saatli tarifesi ve dakikliği ile başarılı bir model olarak öne çıkmakta. Ancak, toplu taşımayı kullanan bazı bireyler, hizmet için ödeme yapmaya istekli değil.
Kara Kartel Vakalarında Yeni Bir Rekor
İsviçre, 2024 yılında hiç olmadığı kadar fazla kara kartel vakası yaşadı. 2024’te ulusal kara kartel kaydına 1 milyonun üzerinde vakanın işlendiği bildirildi. Bu, 2023 yılına göre yaklaşık yüzde onluk bir artışa işaret ediyor. 2023’te kayıt altına alınan geçersiz bilet kullanan yolcu sayısı ise 918.643’tü.
Kara Kartel Kaydı Hızla Yükseliyor
Kara kartel vakalarının kaydedilmeye başlandığı 2019’dan bu yana sayılar her yıl artmaya devam ediyor. 2019’da yılda 400.000’in biraz üzerinde olan vakalar, 2020’nin pandemi yılına rağmen artmaya devam etti.
Kaydın amacı, tekrar eden kara kartel yapan yolcuların tespit edilmesini sağlamaktır. Geçersiz veya kısmi geçerli biletle seyahat eden herkes kayda alınmaktadır. Bu kayıta, turistler ve sınır yakınlarındaki ülkelerden düzenli olarak İsviçre’ye gelenler de dahil edilmektedir.
Yükselen Risk İsteği
Alliance Swisspass Medya Sözcüsü Michaela Ruoss, “Daha fazla toplu taşıma kullanıcısı var, bilet kontrolleri daha sık ve verimli yapılıyor, ayrıca toplumsal bir değişimle daha fazla risk alma isteği gözlemleniyor” açıklamasında bulundu. Bu durum, özellikle 26 yaş altı gençlerde yoğun bir şekilde görülüyor. Bu yaş grubunun kara kartel vakalarının yüzde 35’ini oluşturduğu belirtiliyor.
Tekrarlayan Kara Kartel Vakaları
Bu yaş grubunda, birçok kişinin birden fazla kez kara kartel yaptığı kaydedilmiştir. Kara kartel kaydına alınanların neredeyse yarısı, bilet almadığı için birden fazla kez yakalanmıştır. Bu, cezaların artmasını sağlamaktadır.
Bir kere kara kartel yapanlar 100 frank ceza ödemek zorunda kalırken, ikinci defada bu ceza 140 franka yükseliyor. Üçüncü kez yakalananlar ise 170 frank ödemek zorunda kalacak. Üç veya daha fazla kez kara kartel yapanlar ise, cezanın yanı sıra suç duyurusuyla karşı karşıya kalabilirler.
Kayıt Dışı Vakaların Artışı
Ancak, her kara kartel vakası kayda alınmıyor. Ruoss, “Kayıt dışı vakalar oldukça fazla” diyerek, yalnızca yakalananların kaydedildiğini vurguladı. Kontrol edilmeyen ancak geçerli bilet taşımayanlar, sistemin gözünden kaçabiliyor.
Ekonomik Etkiler
Kara kartel vakaları, toplu taşıma şirketlerinin gelirlerini olumsuz etkiliyor. Alliance Swisspass, bu tür vakaların 200 milyon franklık bir gelir kaybına yol açtığını tahmin ediyor. Bu kayıp, vergi ödeyenler ve biletli yolcular tarafından telafi ediliyor.
İsviçre’de kara kartel vakalarının sayısındaki artış, toplu taşıma sistemine büyük bir yük getirmekte ve bu durum, sistemin sürdürülebilirliğini zorlaştırıyor.
Gündem
BEAT JANS’IN İSLAM AÇIKLAMASI, İSVİÇRE’DE TARTIŞMALARA YOL AÇTI

Federal Konsey Üyesi Beat Jans’ın İslam’a İlişkin Açıklaması İsviçre’de Tartışmalara Yol Açtı
Bern – İsviçre Federal Konsey Üyesi Beat Jans, «İslam İsviçre’ye aittir» şeklindeki açıklamasıyla büyük bir tartışma başlattı. Eleştirmenler, Jans’ı dini çifte standart uygulamakla suçluyor.
Federal Konsey Üyesi Beat Jans, İsviçre’deki İslam hakkında yaptığı açıklama ile dikkatleri üzerine çekti. Justizm Bakanı, İsviçre İslam Çatı Örgütü (FIDS) tarafından düzenlenen iftar oruç açma etkinliğine katıldı ve ardından X platformunda şu mesajı paylaştı: «Sevgili Müslümanlar, İslam dini ve siz insanlar İsviçre’nin bir parçasısınız. Ramadan Mubarak!»
Bu açıklama, tartışmalara yol açtı. Eleştirmenler, Jans’ın bugüne kadar Hristiyanlar hakkında benzer bir açıklama yapmadığını belirterek, Federal Konsey Üyesi’ni dini çifte standartla suçluyor. «Weltwoche» haberine göre, Jans’ın Hristiyanlık ile ilgili sessizliği, Bakan’ın tutumunu çelişkili bir şekilde değerlendiren eleştirilerle karşılaştı.
Jans’ın Tavrına Yönelik Eleştiriler
Jans’ın açıklamaları, bazı çevreler tarafından sorunlu görüldü. Geçmişte İsviçre Anayasası’ndaki Hristiyan unsurlar hakkında eleştirilerde bulunan Jans, Tanrı’ya yapılan çağrıyı içeren anayasa önsözünü «çağa uygun olmayan» bir ifade olarak nitelendirmişti.
Eleştirmenler, Jans’ın davranışlarını İslam’a yönelik aşırı bir ayrıcalık olarak değerlendiriyor ve İslam’ın İsviçre’ye tarihsel olarak ait olmadığı görüşünü savunuyorlar.
Eleştirmenler, Federal Konsey Üyesi Beat Jans’ın davranışlarını, Hristiyanlık yerine İslam’ı kayırmak olarak değerlendiriyor. «Tagesanzeiger» gazetesine göre, bu eleştiriler, İslam’ın İsviçre’ye tarihsel olarak ait olmadığına dair bir argümanı savunuyor.
Tarihi Perspektif
Ancak eleştirilere rağmen, Jans’ın açıklamasını destekleyen bazı sesler de mevcut. Bu sesler, İsviçre’deki İslam’ın uzun tarihine dikkat çekiyor. Orta Çağ’da İsviçre ile İslam dünyası arasında ticaret ilişkilerinin olduğu iddia ediliyor. Bu konu, «kath.ch» ve «Tagesanzeiger» gibi kaynaklarda gündeme getiriliyor.
Entegrasyon Tartışması
İslam olmasaydı, bugünkü bilimsel bilgilerin gelişmesi mümkün olmazdı, diyor bazı tarihçiler. «Tagesanzeiger» gazetesine göre, Bağdat ve Müslüman Endülüs’ten yapılan çeviriler, antik bilgilere ulaşmamızı sağladı ve bu, Batı Avrupa’daki bilimsel gelişim için temel oluşturdu.
Ayrıca, İslam alimlerinin antik Yunan felsefesi ve doğa bilimlerinin korunmasında önemli katkılar sunduğu belirtiliyor. Bu sayede, günümüz bilimsel araştırma kurumlarının temelleri atılmış oldu.
İslam Avrupa’nın Bir Parçasıdır
«Tagesanzeiger» gazetesi, İslam’ın Avrupa’ya ait olduğunu ve yabancı bir akım olarak görülmemesi gerektiğini öne sürüyor.
Jans’ın açıklamaları, İsviçre’deki İslam ile ilgili tartışmaların, ülkenin geleceğinde önemli bir yer tutacağını ve bu alandaki diyaloğun nasıl gelişeceğinin zamanla görüleceğini gösteriyor.
Din ve Aidiyet Tartışması
Birçok kişi, Jans’ın bu tartışmalarla birlikte İsviçre’deki dini aidiyetin geleceğine dair bir değişim süreci başlatabileceği görüşünde.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi12 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam11 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem4 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya4 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem4 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli