Gündem
İSVİÇRE’NİN SIĞINMA POLİTİKASI SERTLEŞİYOR: TÜRKİYE ÜZERİNDEN AFGANİSTAN’A GERİ GÖNDERME

İsviçre, 2019’dan bu yana ilk kez ağır suçlardan hüküm giymiş Afgan göçmenleri zorla sınır dışı etti. Göçmenler, Turkish Airlines ile İstanbul üzerinden Kabil’e gönderildi ve yanlarına 500 Frank nakit para verildi. Bu gelişme, Beat Jans’ın liderliğindeki Devlet Göç Sekreterliği’nin (SEM) göç politikasında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
İLK GERİ DÖNÜŞLER GERÇEKLEŞTİ
Zürih’ten İstanbul’a oradan da Kabil’e yapılan ilk sınır dışı uçuşu, İsviçre’nin 2019’dan bu yana gerçekleştirdiği ilk Afgan sınır dışı etme operasyonu oldu. O tarihten bu yana hem COVID-19 salgını hem de Taliban’ın 2021’de Afganistan’da kontrolü ele geçirmesi, sınır dışı etme süreçlerini durdurmuştu. Güvenlik endişeleri nedeniyle Afganistan’a zorla geri gönderme yapılamazken, bu süreçte operasyonel zorluklar nedeniyle beklemeye geçilmişti.
Ancak, Avrupa genelinde yükselen aşırı sağcı hareketler ve artan kamuoyu baskısı, göçmenlerin ülkelerine iadesi konusunu yeniden gündeme getirdi. Almanya, Ağustos 2023’te 28 Afganı zorla sınır dışı ederek bu konuda ilk adımı atan ülkelerden biri oldu. İsviçre de benzer bir kararla hareket ederek ilk uçuşunu gerçekleştirdi.
BEAT JANS’IN LİDERLİĞİNDE STRATEJİK DEĞİŞİKLİK
Göç politikasıyla ilgili kararları yürüten Devlet Göç Sekreterliği (SEM), özellikle ağır suçlardan hüküm giymiş göçmenlerin geri dönüşlerini hızlandırma kararı aldı. SEM Vize Direktörü Vincenzo Mascioli, geri gönderilen Afganların İsviçre’nin iç güvenliği için ciddi tehdit oluşturduğunu belirterek, “Ağır suçlarda sıfır tolerans politikasını izliyoruz” dedi. Söz konusu geri dönüş operasyonu, pilot proje olarak başarılı bir şekilde tamamlanırken, yakın gelecekte daha fazla ağır suçlunun ülkelerine gönderileceği sinyali verildi.
500 FRANK YOL PARASI VE İSTANBUL AKTARMASI
Geri gönderilen iki Afgan’ın, İsviçre Kanton Polisi tarafından İstanbul’a kadar eşlik edildiği ve burada Afganistan uçağına bindiklerinden emin olunduğu öğrenildi. Ancak, güvenlik riskleri nedeniyle İsviçre polisi Kabil’e kadar eşlik edemiyor. Göçmenlere İsviçre hükümeti tarafından 500 Frank nakit para verildi. Bu paranın, Afganistan’a döndüklerinde temel ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla verildiği açıklandı.
SEM, geri dönüş operasyonları hakkında detaylı bilgi vermekten kaçınırken, bu uygulamaların daha da hız kazanacağı tahmin ediliyor. İsviçre, göçmenleri geri gönderme operasyonlarında “taktiksel nedenlerle” detayları açıklamaktan kaçınsa da, Blick gazetesine göre iki ağır suçlu Afgan, Turkish Airlines ile İstanbul üzerinden Kabil’e sınır dışı edildi. Devlet Göç Sekreterliği (SEM), Turkish Airlines ile Mogadişu (Somali) gibi geri dönüşlerde de başarılı bir iş birliği yaptığı biliniyor.
ANKARA’DAN DESTEK
SEM’in Ankara’da, Türk topraklarından yapılacak sınır dışı operasyonlarını koordine etmek üzere bir çalışanı bulunuyor. Bu kişi, özellikle Afganistan gibi bölgelere geri dönüşlerin yönetilmesinde kilit rol oynuyor. İsviçre, son yıllarda göçmen geri göndermelerinde artan bir kararlılık gösterirken, Türkiye üzerinden yapılan bu sınır dışı işlemleri bu iş birliğinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.Şu anda İsviçre’de sınır dışı edilmeyi bekleyen 13 ağır suçlu Afgan daha bulunuyor. Ancak, bunların tam olarak ne zaman geri gönderileceği belirsiz.
GÖÇMEN POLİTİKASINDA BÖLGESEL FARKLILIKLAR
İsviçre’nin göçmen politikalarında yaşanan bu değişim, Avrupa genelindeki tartışmalara da ışık tutuyor. Özellikle İtalya ve Yunanistan gibi Dublin Anlaşması’nı tam anlamıyla uygulamayan ülkeler üzerindeki baskılar artıyor. SEM yetkilileri, Yunanistan’ın geri dönüş işlemlerinde ilerleme kaydettiğini belirtirken, İtalya’nın bu konuda hala ayak dirediğini ifade ediyor.
SONUÇ: YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI
İsviçre’nin Afganistan’a geri gönderme politikasındaki bu yeni hamle, göçmen politikalarının sıkılaşacağını gösteriyor. Avrupa’da göç krizinin giderek daha büyük bir sorun haline gelmesiyle, İsviçre gibi ülkeler de bu sürece uyum sağlamak adına daha kararlı adımlar atıyor.
#İsviçreGöçmenPolitikası #SınırDışı #GöçmenKrizi #Afganistan #TürkHavayolları #İstanbul #GöçmenGeriDönüş #İsviçre #asyl #afganer #afganlılar #schweiz #suisse #svizzera #svizra #schwiiz #Türkiye #ankara #iltica #Zürih #İsviçre #isviçredeyaşam #isviçredehayat #isviçreninsesi #Schweiz #schwiiz #svizzera #suisse #switzerland #Zvicër #Švajcarska #Швајцарска #Szwajcaria #Швейцария #瑞士 #スイス #دسویسدتګلونه #مهاجرینبیرته_ستنېدل# سوئیس
Gündem
İSVİÇRE’DE İLAÇ KARTELİNE 600 BİN FRANK PARA CEZASI

🕒 Okuma süresi: 2 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Bern
İsviçre Rekabet Kurumu (Weko), yedi uluslararası ilaç şirketinin karıştığı bir kartel anlaşmasını ortaya çıkardı. Söz konusu firmalar, mide spazmı ilacı Buscopan’ın ana etken maddesi olan Butylscopolaminbromid (SNBB) maddesinin satışı konusunda yıllarca gizli anlaşmalar yaptı. Weko, karteli bozdu ve firmalara toplam 600’000 Frank para cezası verdi.
2005-2019 yılları arasında yürütülen yasadışı iş birliğinde, firmalar minimum satış fiyatları üzerinde anlaştı, pazar paylarını paylaştı ve ekonomik açıdan hassas verileri birbirleriyle paylaştı. Ceza, anlaşmalı çözüm süreci dikkate alınarak verildi.
Kartelde yer alan şirketler:
- Boehringer Ingelheim (Almanya)
- Alkaloids of Australia (Avustralya)
- Alkaloids Corporation (Hindistan)
- Alchem (Hindistan)
- C2 Pharma (İrlanda)
- Linnea (İsviçre – Ticino)
- Transo-Pharm (Almanya)
Weko Direktörü Patrik Ducrey, en yüksek cezanın Boehringer Ingelheim’a verildiğini belirtti ancak kesin miktarı açıklamadı. Karteli açığa çıkaran C2 Pharma ise tamamen ceza muafiyeti aldı. Transo-Pharm ve Linnea ise cezalarında indirime gitti.
FİYAT MANİPÜLASYONU: HASTALAR NE KADAR ZARAR ETTİ?
Buscopan gibi spazm çözücü ilaçlarda kullanılan etken madde İsviçre’de işlenmiyor ancak ithal ediliyor. Weko, kartelin hasta fiyatlarına ne kadar etkisi olduğunu araştırmadığını belirtti. Yine de bu tarz anlaşmaların tüketicilere dolaylı zarar verdiği biliniyor.
Bu karar, İsviçre’de bir etken madde üzerinden ceza verilen ilk ilaç karteli davası olarak tarihe geçti. Avrupa ve Avustralya rekabet kurumlarının desteğiyle yürütülen soruşturmada firmalara, kararın ardından İsviçre Federal İdare Mahkemesi’ne itiraz etme hakkı tanındı.
Gündem
AVRUPA GENELİNDE PEDOKRİMİNAL AĞA DARBE: 166 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

🕒 Okuma süresi: 3 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Almanya
Avrupa çapında düzenlenen “Operation Fever” adlı büyük çaplı bir operasyonla çocuk istismarı ve çocuk pornografisine karşı ciddi bir darbe indirildi. Polonya’nın liderliğinde ve Europol koordinasyonunda yürütülen operasyon kapsamında 12 Avrupa ülkesinde ve ABD’de toplam 166 kişi gözaltına alındı.
Polonya, Almanya, İsviçre ve diğer ülkelerde 774 farklı adrese eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Baskınlarda çocuklara ait yasa dışı görüntülerin saklandığı dijital materyallerin yanı sıra silahlar ve uyuşturucular da ele geçirildi. Özellikle Polonya’da 98 kişi yakalanırken, bazı şüphelilerin tanınmış kişiler olduğu bilgisi dikkat çekti.
DİJİTAL KANITLAR VE ULUSLARARASI DESTEK
Polonya’nın AB Konseyi Başkanlığı görevini yürütmesi sebebiyle operasyonun merkezinde yer aldığı belirtildi. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da operasyona destek verdi. Ele geçirilen yüzbinlerce dijital dosya şu anda kriminal incelemeden geçiriliyor.
Almanya’nın Hessen eyaletinde 105 kişi hakkında soruşturma yürütülürken, Rheinland-Pfalz bölgesinde de en az bir kişi tutuklandı. Yetkililer, şüphelilerin internette kurdukları forumlar aracılığıyla hem yasa dışı içerik alışverişi yaptıklarını hem de çocukları psikolojik olarak etkileyerek bazı durumlarda intihara yönlendirdiklerini açıkladı.
İSVİÇRE DE YASALARIYLA KARŞI KOYUYOR
İsviçre’de çocuklara yönelik istismar içeriklerinin bulundurulması ve paylaşılması ağır suç olarak kabul ediliyor. İsviçre Ceza Kanunu’nun 197. maddesine göre bu suçlar için 5 yıla kadar hapis veya para cezası öngörülüyor. İsviçre de bu tarz uluslararası operasyonlara aktif olarak destek veriyor.
Bu geniş kapsamlı operasyon, sınır ötesi iş birliğinin çocuk istismarıyla mücadelede ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Gündem
YAPAY DÖLLENMEYLE İKİZ DOĞUMLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ

Son yirmi yılda, yapay döllenme (IVF) ile çoğul gebeliklerin sayısında belirgin bir azalma yaşandı. 2002 yılında %17,4 olan ikiz doğum oranı, 2023 yılı itibarıyla %2,8’e düştü. Bu düşüş, büyük ölçüde 2017 yılında yürürlüğe giren Üreme Tıbbı Yasası’ndaki değişikliklere bağlanıyor.
2017 reformu ile birlikte, embriyo saklama miktarı artırıldı ve bu sayede doktorlar, hangi embriyoların yapılacak yapay döllenme işleminde kullanılacağını daha iyi belirleyebilmeye başladı. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) Reprodüksiyon İstatistikleri Bölümünden Tonia Rihs, bu gelişmeyi şu şekilde açıklıyor: “Tek embriyo transferi çok daha yaygın hale geldi.”
Yasalar, Tıbbi Uygulamaları Etkiledi
2017 yılında, 4085 yapay döllenme işleminde iki embriyo transfer edildi. Oysa tek embriyo transfer edilen vaka sayısı 3789’dur. 2023 yılında ise, transferlerin çoğunluğu tek embriyo içermekteydi (7341). İki embriyo yalnızca 811 kez transfer edildi.
2023 yılı itibarıyla, 6513 çift yapay döllenme tedavisi aldı ve bu sayı, bir önceki yıla göre %1,5’lik bir düşüşü gösteriyor. Ancak doğan çocuk sayısı 2511’e yükseldi, bu da %5,9’luk bir artışı ifade ediyor. Bu 2511 çocuk, İsviçre’de doğan tüm bebeklerin %3’ünü oluşturuyor. Bu bebeklerden 67’si sperm bağışı ile dünyaya geldi. Yine de, toplam embriyo transferlerinin yalnızca %30’u doğumla sonuçlandı. Bu oran, 2017’de %23, 2022’de ise %27,6 idi.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam12 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem5 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya5 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem5 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli