Sosyal Medya

Yaşam

İsviçre’de Götti Kültürü: Götti ve Gotti’nin Kilise ile İlişkisi ve Miras Durumları

yazar

Yayınlayan

on

Götti ve Gotti Nedir?

İsviçre’de “Götti” (veya “Gotti”) terimi, genellikle doğum veya vaftiz sırasında seçilen manevi bir akrabayı ifade eder. Götti, çocuğun manevi rehberi, destekçisi ve koruyucusu olarak kabul edilir. Bu kültür, özellikle Almanca konuşulan bölgelerde yaygındır ve Hristiyanlıkta kökleri olmasına rağmen, yerel geleneklerle de iç içe geçmiş bir uygulamadır. Götti’nin amacı, çocuğa manevi destek sağlamak, aileye ek bir destek kaynağı sunmak ve çocuğun yaşamında önemli bir rol oynamaktır.

Kilise ve Götti: Şartlar ve Yükümlülükler

Götti ve Gotti’nin kilise bağlamındaki rolleri ve yükümlülükleri, bağlı olunan kilise türüne göre değişiklik gösterir:

  • Katolik Kilisesi: Götti ve Gotti’den en az birinin Katolik Kilisesi üyesi olması ve onurlandırılmış olması gerekmektedir.
  • Protestan Kilisesi: Götti ve Gotti’nin 16 yaşında olması, en az birinin Protestant ve onurlandırılmış olması beklenir.
  • Christkatholisch Kilisesi: Her iki Götti’nin de bir Hristiyan kilisesine üye olması gerekmektedir; bunlardan biri mutlaka Christkatholisch Kilisesi üyesi olmalıdır.

Günümüzde, kiliseler genellikle bu gereksinimlerin tamamının karşılanmasını zorunlu kılmamaktadır. Bir kilise üyesi Götti’nin varlığı çoğu zaman yeterli kabul edilir.

Götti ve Gotti’nin Yükümlülükleri

Kilise perspektifinden, Götti ve Gotti’nin yükümlülükleri şunları içerir:

  • Çocuğun Hristiyan inancı ile yetiştirilmesine destek olma.
  • Çocuğun ebeveynlerinin bu yükümlülüğü yerine getirmekte zorlanmaları durumunda, çocuğun eğitimine katkıda bulunma.

Yasal olarak Götti ve Gotti’nin herhangi bir yükümlülüğü yoktur. Dolayısıyla, Götti ve Gotti’nin çocuğun ebeveynlerinin ölümünden sonra çocuğa velayet verme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu durumlar, çocuk ve yetişkin koruma kurumları tarafından ele alınır.

Götti ve Gotti’nin Değiştirilmesi

Çeşitli nedenlerle Götti veya Gotti değiştirilebilir. Bir Götti veya Gotti’nin görevi devralmak istememesi durumunda, bu değişiklik yalnızca özel olarak yapılabilir, çünkü vaftiz belgesindeki kayıt silinemez. Ancak, ebeveynler kiliseye başvurarak vaftiz belgesine yeni bir Götti eklenmesini talep edebilirler.

Kilisesinden ayrılan Götti veya Gotti’nin kilise bağlamında Paterliğinin sona ereceği belirtilmiştir. Ebeveynler, kiliseden ayrılan bir Götti’nin durumunu bilgilendirilmemektedir, bu durum tamamen ailenin takdirine bırakılmıştır.

Miras Durumları ve Ölüm Durumlarında Ne Olur?

Götti’nin miras durumları İsviçre’deki hukuki çerçeveye göre farklılık gösterebilir. Götti, genellikle çocuk üzerinde manevi bir etkisi olan bir figürdür ve resmi miras haklarına sahip değildir. Ancak bazı aileler, kendi çocuklarının olmadığı durumlarda, ölümünden sonra tüm miraslarını Götti olarak seçtikleri çocuğa bırakmayı tercih edebilirler. Bu durum, ailenin kendi iç düzenlemeleri ve hukuki süreçlerle şekillenir.

Ölüm Durumlarında Götti’nin Rolü

Ölüm durumunda, Götti’nin miras paylaşımı üzerindeki etkisi sınırlı olabilir. Götti’nin rolü genellikle manevi destek ve aileye teselli sağlamakla sınırlıdır. Ancak, bazı durumlarda, Götti’nin miras üzerinde belirli etkileri olabilecek durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, miras konularında yasal danışmanlık alınması önemlidir.

Sonuç

İsviçre’de Götti kültürü, çocuklar için manevi bir destek sağlama amacı güder ve toplumsal ilişkilerde önemli bir rol oynar. Götti’nin kilise ile ilişkisi, dini inanç ve toplumsal normlara göre şekillenir. Yasal anlamda Götti ve Gotti’nin çocuk üzerindeki hakları ve yükümlülükleri sınırlı olmakla birlikte, manevi ve toplumsal bağlamda önemli bir etkisi olabilir.

#GöttiKültürü#Gotti#İsviçreGötti#ManeviRehber#İsviçreKültürü#HristiyanGelenekleri#GöttiVeGotti#MirasDurumları#İsviçreHukuku#VaftizGelenekleri#KiliseYükümlülükleri#HristiyanlıktaGötti#İsviçreMirası#GöttiVeMiras#İsviçreToplumKültürü

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

DÖNER FİYATLARI TEPKİ ÇEKİYOR: GENÇLERDEN POLİTİK MESAJ

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma süresi: 2 dakika

Döner artık sadece bir yemek değil, gençler için hayat pahalılığının sembolü. Sosyal medyada başlayan şaka, şimdi siyasi bir mesaj hâline geldi.

İsviçre’de özellikle Z kuşağı arasında döner fiyatları büyük bir tartışma konusu oldu. Zürih’te bir dönerin fiyatı 16 Frank’a kadar çıkarken, bu durum gençler tarafından “dönerflasyon” olarak adlandırılıyor. Sosyal medyada döner fiyatları üzerinden yapılan esprili eleştiriler, aslında ciddi bir ekonomik sıkıntıya işaret ediyor.

🎤 TikTok’ta Başlayan Tepki Federal Parlamento’ya Taşındı

Aargau kantonundan fenomen Kaufmann, TikTok videolarında Enerji Bakanı Albert Rösti’ye döner fiyatlarını düşürme çağrısında bulundu. Rösti, şaka gibi başlayan bu çağrıya kayıtsız kalmadı ve gençlerle röportaj yaptı. Döner fiyatlarının yüksekliğine karşı elektrik maliyetlerinin düşürülmesine vurgu yaptı.

🍽️ Döner = Geçim Barometresi

Sosyalist Parti Gençlik Kolu’ndan Vera Çelik, döneri gençlerin en ucuz öğle yemeği olarak gördüğünü belirtiyor. “Eskiden 8 Frank’a doyardık, şimdi 13–16 Frank veriyoruz. Bu herkesin cebini etkiliyor, özellikle de göçmen kökenli gençlerin,” diyor.

🏪 Esnaf Zor Durumda

Vera Çelik’e göre, dönerci esnafı da zor koşullar altında ayakta kalmaya çalışıyor. Kira, elektrik, et, sebze, ekmek ve sos fiyatlarının artması nedeniyle, gerçekçi bir fiyatlandırma yapıldığında bir dönerin aslında 20 Frank olması gerektiğini vurguluyor. “Ama o zaman kimse alamaz, bu yüzden zararına satış yapılıyor” diyor.

🏪 İMBİS İŞLETMELERİ DE ZORDA

İmbis işletmeleri genellikle göçmenler tarafından yönetiliyor ve politik olarak seslerini duyuramıyorlar. Ancak binlerce kişiye iş sağlıyorlar. Artan kira, enerji ve malzeme fiyatları nedeniyle birçok işletme ayakta kalmakta zorlanıyor.

Çelik, “Gençler döner fiyatları üzerinden siyasetle ilgilenmeye başlıyor. Çünkü cebine dokunan her konu, politik farkındalık yaratıyor,” diyor.

📊 DÖNER ARTIK BİR EKONOMİK GÖSTERGE

Sotomo araştırma şirketinden siyaset bilimci Michael Hermann da gençlerin bu tepkisinin dikkate alınması gerektiğini belirtiyor:
“Döner, artan yaşam maliyetlerinin sembolüne dönüştü. Politika hemen harekete geçmek zorunda değil ama gençlerin bu mesajını iyi okumalı.”



Haberin Devamını Oku

Gündem

MİGROLİNO ZÜRİH ŞUBESİNDEN YENİ UYGULAMA: MAYO VE BİKİNİYLE GİRİŞE YASAK

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma süresi: 3 dakika

Zürih’in merkezi noktalarından Sihlquai’de yer alan Migros Grubu’na bağlı Migrolino şubesi, sıcak yaz günlerinde artan müşteri yoğunluğu ve hijyen sorunları nedeniyle dikkat çeken bir uygulamaya imza attı. Artık mağazaya sadece uygun şekilde giyinmiş müşteriler kabul ediliyor. Üstsüz, bikini ya da mayo ile içeriye giriş kesin olarak yasaklandı.

Mağaza girişine yerleştirilen yeni uyarı tabelasında, “Lütfen mağazaya yalnızca uygun kıyafetle (üst ve alt giyim) giriniz” ifadesi yer alıyor. Tabelada ayrıca bikini, mayo ve çıplak üst vücut sembolleri çarpı işaretiyle gösterilerek kural görsel olarak da pekiştiriliyor.

“ISLAK MAYO, ÇIPLAK ÜST, ÇIPLAK AYAKLA GELENLER OLUYORDU”

Konuyla ilgili açıklama yapan Migros sözcüsü Prisca Huguenin-dit-Lenoir, mağazaya son günlerde doğrudan Limmat Nehri’nden çıkan, ıslak mayo ve çıplak ayakla gelen çok sayıda müşterinin girdiğini belirtti. “Bu durum hem hijyen hem de güvenlik açısından ciddi sorunlara yol açtı. Personel zemini sürekli kurutmak zorunda kaldı. Ayrıca kayma tehlikesi söz konusuydu,” diyerek alınan önlemin gerekçesini paylaştı.

Kadın müşterilerin de bikini ya da mayo ile mağazaya girişlerinin uygun bulunmadığını aktaran Huguenin-dit-Lenoir, “En azından üzerlerine bir tişört giymelerini bekliyoruz,” dedi.

HİJYENİN ÖTESİNDE BİR SAYGI MESELESİ

Yeni uygulamanın sadece hijyen değil, aynı zamanda saygı ve görgü kuralları açısından da önemli olduğu vurgulandı. “Tatil otellerindeki restoranlarda bile mayoyla yemek yenmesine izin verilmez. Burada da benzer bir hassasiyet bekliyoruz,” diyen Huguenin-dit-Lenoir, alınan önlemlerin bir kıyafet zorunluluğundan ziyade sağduyu çağrısı olduğunu ifade etti. Ayrıca bu adımın, mağaza çalışanlarına duyulan saygının da bir yansıması olduğu belirtildi.

TİŞÖRT YOKSA SERVİS DE YOK!

Söz konusu Migrolino şubesi, Zürih’in popüler yüzme noktalarından biri olan Limmat Nehri’nin tam karşısında yer alıyor. Nehirde botla gezinti yapan çok sayıda kişi, doğrudan gömleksiz şekilde mağazaya uğramayı alışkanlık haline getirmişti. Ancak mağaza yönetimi bu duruma net bir yanıt verdi: “Tişört yoksa servis de yok.”

Yetkililer, Migrolino’nun bir yüzme alanı büfesi (badi kiosk) olmadığını, günlük market alışverişi için hizmet verdiğini açıkça belirtiyor.

DİĞER MARKETLER NE YAPIYOR?

Benzer durumlar karşısında diğer perakende zincirleri ise daha esnek bir yaklaşım sergiliyor. Denner sözcüsü Thomas Kaderli, bu tür olayların nadir yaşandığını, ancak gerektiğinde personelin müşteriyle doğrudan iletişime geçtiğini ifade etti. Coop yetkilileri, benzer olayların nadiren görüldüğünü ve müşterilerin genellikle sağduyulu davrandığını belirtti. Valora ise, “Saygılı bir alışveriş ortamı için uygun kıyafet elbette önemlidir” açıklamasını yaptı.

SERİNLİĞİN ARDINDAN UYGUN GİYİM

Zürih’te yaz aylarının getirdiği sıcaklıklarda Limmat’ta serinlemek elbette cazip olabilir. Ancak alışveriş öncesi en azından bir tişört giymek, hem mağaza kuralları hem de toplumsal nezaket açısından artık bir gereklilik. Migrolino’nun mesajı net: “Serinleyin, ama saygılı olun.”

Haberin Devamını Oku

Avrupa

BURKİNİ VE BOL ŞORTLAR YASAKLANDI

yazar

Yayınlayan

on

By

LÖRRACH – Baden-Württemberg eyaletindeki bazı yüzme havuzlarında yeni bir mayo düzenlemesi yürürlüğe girdi. Lörrach ve Müllheim şehirlerindeki açık havuzlarda bol şortlar, cepli mayo altları ve burkini gibi vücudu tamamen örten kıyafetler yasaklandı. Gerekçe: Hijyen ve havuz temizliği.

Parkschwimmbad Lörrach yöneticilerine göre birçok genç erkek, mayo altına iç çamaşırı giyerek havuza giriyordu. Cepli bol şortlarda ise sıkça kirli mendil gibi hijyen açısından risk taşıyan nesneler bulunuyordu. Bu nedenle sadece sentetik kumaştan üretilmiş, vücuda tam oturan ve kısa mayo modellerine izin veriliyor. Pamuklu kumaşlardan üretilen mayolar ise artık yasaklandı.


KADINLAR İÇİN YENİ KISITLAMALAR

Yeni düzenlemeye göre kadınlar da sadece dirseğe ve diz üstüne kadar olan dar mayo modelleriyle havuza girebilecek. Burkini ve benzeri tüm vücudu örten mayo türleri artık yasak. Havuz yönetimi açıklamasında, “Mayolar sentetik kumaştan, opak olmalı ve mahrem yerleri tamamen kapatmalı” ifadeleri kullanıldı. Kurallara uymayanlar havuzdan çıkarılacak.


ELEŞTİRİLER VE DESTEKLER

Yeşiller Partisi (Die Grünen), uygulamayı sert şekilde eleştirdi. Markgräflerland bölge teşkilatından yapılan açıklamada, “Bu kurallar inancı gereği tüm vücudunu örtmek isteyen kadınları dışlıyor ve ayrımcılığa yol açıyor” denildi.

Öte yandan Alman Polis Sendikası’ndan Manuel Ostermann, sosyal medya hesabında kararı destekleyerek, “Bu karar, kadınların bireysel özgürlüğü açısından güçlü bir sinyaldir” dedi. Ostermann ayrıca, havuzlardaki cinsel taciz vakalarının önemli bir kısmının yabancı uyruklu kişiler tarafından işlendiğini iddia ederek, bu kişilerin dar mayo giymekten kaçınma eğiliminde olduğunu savundu.


BELEDİYEDEN AÇIKLAMA: “KURALLAR HERKES İÇİN GEÇERLİ”

Lörrach Belediyesi Sözcüsü Alexander Fessler, yeni kuralların yürürlüğe girmesinden bu yana şikâyetlerin azaldığını belirtti. “Yeni mayo düzenlemesi, cinsiyet ve dini inanç gözetmeksizin tüm ziyaretçiler için geçerli. Cinsel tacizi önleyip önlemeyeceğini söylemek zor ama memnuniyet bildiren çok kişi var” dedi.

Yeni kurallar yalnızca Lörrach’taki Parkschwimmbad’da değil, Müllheim’deki açık havuzda da geçerli. Eyaletteki diğer havuzlarda da benzer düzenlemeler gündemde.

Haberin Devamını Oku

Trendler