Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE’DE GAYRİMENKUL ZENGİNİ NİJERYALI: SEAN ILOGU’NUN VİDEOSU VİRAL OLDU

yazar

Yayınlayan

on

Haber: Cemil Baysal

Okuma Süresi: Yaklaşık 2 dakika

Nijeryalı iş insanı Sean Ilogu (47), İsviçre’de elde ettiği emlak servetiyle dikkat çekiyor. Kendisinin İsviçre’de 100 milyon frank değerinde gayrimenkule sahip olduğunu iddia eden Ilogu’nun bu başarı hikayesi, bir videonun sosyal medyada viral olmasıyla büyük yankı uyandırdı. Videoda İlogu, hayat hikayesini ve başarı sırlarını paylaşıyor; bu durum, hem hayranlarını hem de eleştirmenlerini harekete geçirdi.

Gayrimenkul Başarısı: Ilogu, Zürih yakınlarındaki eski bir apartmanın iki katında yaşıyor ve alt katı kiraya vermiş durumda. Burayı “merkez üssü” olarak tanımlayan Ilogu, İsviçre’deki ilk gayrimenkul yatırımını bu binayla yapmış. Ilogu, kendisinin İsviçre’de en büyük gayrimenkul portföyüne sahip Nijeryalı olduğunu belirtiyor. İddiasına göre, İsviçre’de hiçbir Nijeryalı ya da siyahi kişinin daha büyük bir portföyü yok.

Lüks Yaşam ve Emlak Portföyü: Videoda Ilogu, 423.000 frank değerindeki siyah Mercedes G-Klasse Brabus aracıyla Zürih sokaklarında dolaşıyor ve çeşitli emlaklarını tanıtıyor. Ilogu, “İsviçre’nin Beverly Hills’i” olarak adlandırdığı Küsnacht ZH’deki pembe bir binayı gösteriyor ve en büyük anlaşması olarak nitelendirdiği Zürih’teki 56 dairelik ve 83 park yerinden oluşan bir konut bloğunu anlatıyor. Bu bloğun gerçek değeri 56 milyon frankken, Ilogu fiyatı 45 milyona indirmeyi başarmış ve önümüzdeki haftalarda bu mülkün yeni sahibi olacak.

Eleştiriler ve Suçlamalar: Ilogu’nun başarısı birçok kişi tarafından övülse de, bazıları hikayeyi gerçekçi bulmuyor ve onu yasa dışı işlerle, örneğin uyuşturucu ticareti veya kara para aklama ile ilişkilendiriyor. Bazı izleyiciler de Ilogu’nun yaşadığı sade evi küçümsüyor ve onu gösteriş yapmakla suçluyor. Ilogu ise bu eleştirilerle ilgili, “Bunlar sadece kıskançlık. Benim hiçbir yasa dışı işle ilgim yok,” diyor ve genellikle kendisini ön plana çıkarmayı sevmediğini, ancak arkadaşı Steven Ndukwu’ya jest yaptığını belirtiyor. “Ayrıca başkalarına da cesaret vermek ve herkesin başarabileceğini göstermek istedim,” diye ekliyor.

Geçmişi ve Mücadelesi: Ilogu’nun başarı hikayesi, yoksul bir ailede büyüdüğü Nijerya’da başladı. Bir motel sahibi ve öğretmenin çocuğu olan Ilogu ve kardeşleri, zor şartlar altında büyüdü. Ailesi, eğitim ve dine büyük önem veriyordu. Bugün Ilogu’nun tüm kardeşleri farklı alanlarda başarılı olmuş durumda. Katolik inancı hala hayatında büyük bir rol oynuyor. İşlerinde zorlandığında kiliseye giderek düşüncelerini toparladığını ve dua ederek güç ve bilgelik istediğini anlatıyor.

İsviçre’ye Yolculuk: IT eğitimi için Almanya’ya göç eden Ilogu, kısa sürede Almanca öğrenerek otellerde ve diğer işlerde çalıştı. Ailesine destek olmak için elinden geleni yaptı. 2005 yılında Alman vatandaşlığına geçti ve 2013’te İsviçre’ye yerleşti. İlk olarak geçici işlerde IT danışmanı olarak çalıştı. 2019’da Unterengstringen’de ilk gayrimenkulünü aldı ve 2023’te Küsnacht’taki ikinci mülkünü portföyüne ekledi. Ilogu’nun gayrimenkullerine ait belgeler, İsviçre’de bir banka kasasında saklanıyor. Bazı mülklerinin finansmanı ise video ve Blick’e verdiği röportajda doğrulanırken, hepsinin bağımsız olarak doğrulanması mümkün olmadı.

Şimdi İsviçre’deki Hayatı: Ilogu, İsviçre’de yaşamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, “İsviçre, beni zengin etti, taş gibi zengin!” diyor ve ülkeye minnettarlığını “Merci, İsviçre!” sözleriyle ifade ediyor

#SeanIlogu #İsviçre #Gayrimenkul #BaşarıHikayesi #ViralVideo #Zürih #NijeryalıMilyoner #EmlakZengini #schweiz #suisse #svizzera #switzerland

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

“BİZ IRKÇI DEĞİLİZ” – EŞENBACH’TA BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRETMENE VELİ TEPKİSİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Başörtülü öğretmen krizi Eschenbach’ta tartışma yarattı

St. Gallen kantonuna bağlı Eschenbach kasabasında yer alan Goldingen İlkokulu’nda görev yapması planlanan bir öğretmenin başörtüsü takması nedeniyle velilerden gelen tepkiler üzerine okul yönetimi, atamayı iptal etme kararı aldı. Tepkili velilerden biri, “Biz ırkçı değiliz ama çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişiye yüzde 100 güven duymak istiyoruz” diyerek süreci savundu.

Okul yönetimi, Haziran başında yeni öğretmen kadrosunu velilere tanıtan bir bilgilendirme mektubu gönderdi. Söz konusu öğretmen, mektupta kendini tanıtarak öğrencilerle okuyarak, müzikle iç içe bir eğitim ortamı yaratmayı hedeflediğini ifade etti. Ancak mektuba iliştirilen ve başörtülü olduğu görülen fotoğraf, bazı velilerde rahatsızlık yarattı.

“İletişim eksikliği ve baskı hissi”

Tepkilerini okul yönetimine yazılı olarak ileten bazı veliler, şu soruları gündeme getirdi:

  • Bu öğretmen İsviçre kültürünü ve değerlerini çocuklara aktarabilecek mi?
  • Derslerde başörtüsüyle mi bulunacak?
  • Namaz vakitleri ya da Noel kutlamaları sırasında bir sorun yaşanır mı?

Okul yönetimi ise cevaben, öğretmenin dini inancının eğitime yansımayacağını ve İsviçre okullarında geçerli olan Hristiyan değerlerini (yardımlaşma, toplumsal sorumluluk vb.) sürdüreceğini belirtti. Ancak artan velî baskısı sonucu, okul yönetimi öğretmenin atamasından vazgeçti.

Veliler baskı altında hissettiklerini söylüyor

Görüşlerine yer verilen bir veli, yaşanan süreçte okul yönetiminin kendilerini ciddiye almadığını ve açık iletişim kurmadığını savundu. “Bu konuyu gündeme getirdikten sonra bize gelen cevap şu oldu: Öğretmeni kabul etmezseniz, sınıfın geleceği olmayabilir. Bu, açıkça bir tehditti,” diyen veli, ayrıca İsviçre okullarında tarafsızlık gereği sınıflardan haçların da kaldırıldığını hatırlattı.

Bazı veliler ise, öğretmeni savunanların olduğunu ancak etkili olamadıklarını belirtiyor. Tartışmaların yaşandığı veliler arası yazışma gruplarında “ırkçılıkla” suçlandıklarını söyleyen veli, bu tanımlamanın haksız olduğunu savundu.

Yüz yüze görüşme talebi ancak atama iptali sonrası geldi

Veliler, en başından beri okul yönetimiyle doğrudan bir görüşme yapmak istediklerini ancak taleplerinin sürekli göz ardı edildiğini belirtti. Sadece öğretmenin görevlendirilmesinden vazgeçildikten sonra görüşme teklifinin geldiğini belirten veli, bu yaklaşımın güven eksikliğini derinleştirdiğini vurguladı.

Not: Sembolik yapay görsel

Haberin Devamını Oku

Gündem

MİGROLİNO ZÜRİH ŞUBESİNDEN YENİ UYGULAMA: MAYO VE BİKİNİYLE GİRİŞE YASAK

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma süresi: 3 dakika

Zürih’in merkezi noktalarından Sihlquai’de yer alan Migros Grubu’na bağlı Migrolino şubesi, sıcak yaz günlerinde artan müşteri yoğunluğu ve hijyen sorunları nedeniyle dikkat çeken bir uygulamaya imza attı. Artık mağazaya sadece uygun şekilde giyinmiş müşteriler kabul ediliyor. Üstsüz, bikini ya da mayo ile içeriye giriş kesin olarak yasaklandı.

Mağaza girişine yerleştirilen yeni uyarı tabelasında, “Lütfen mağazaya yalnızca uygun kıyafetle (üst ve alt giyim) giriniz” ifadesi yer alıyor. Tabelada ayrıca bikini, mayo ve çıplak üst vücut sembolleri çarpı işaretiyle gösterilerek kural görsel olarak da pekiştiriliyor.

“ISLAK MAYO, ÇIPLAK ÜST, ÇIPLAK AYAKLA GELENLER OLUYORDU”

Konuyla ilgili açıklama yapan Migros sözcüsü Prisca Huguenin-dit-Lenoir, mağazaya son günlerde doğrudan Limmat Nehri’nden çıkan, ıslak mayo ve çıplak ayakla gelen çok sayıda müşterinin girdiğini belirtti. “Bu durum hem hijyen hem de güvenlik açısından ciddi sorunlara yol açtı. Personel zemini sürekli kurutmak zorunda kaldı. Ayrıca kayma tehlikesi söz konusuydu,” diyerek alınan önlemin gerekçesini paylaştı.

Kadın müşterilerin de bikini ya da mayo ile mağazaya girişlerinin uygun bulunmadığını aktaran Huguenin-dit-Lenoir, “En azından üzerlerine bir tişört giymelerini bekliyoruz,” dedi.

HİJYENİN ÖTESİNDE BİR SAYGI MESELESİ

Yeni uygulamanın sadece hijyen değil, aynı zamanda saygı ve görgü kuralları açısından da önemli olduğu vurgulandı. “Tatil otellerindeki restoranlarda bile mayoyla yemek yenmesine izin verilmez. Burada da benzer bir hassasiyet bekliyoruz,” diyen Huguenin-dit-Lenoir, alınan önlemlerin bir kıyafet zorunluluğundan ziyade sağduyu çağrısı olduğunu ifade etti. Ayrıca bu adımın, mağaza çalışanlarına duyulan saygının da bir yansıması olduğu belirtildi.

TİŞÖRT YOKSA SERVİS DE YOK!

Söz konusu Migrolino şubesi, Zürih’in popüler yüzme noktalarından biri olan Limmat Nehri’nin tam karşısında yer alıyor. Nehirde botla gezinti yapan çok sayıda kişi, doğrudan gömleksiz şekilde mağazaya uğramayı alışkanlık haline getirmişti. Ancak mağaza yönetimi bu duruma net bir yanıt verdi: “Tişört yoksa servis de yok.”

Yetkililer, Migrolino’nun bir yüzme alanı büfesi (badi kiosk) olmadığını, günlük market alışverişi için hizmet verdiğini açıkça belirtiyor.

DİĞER MARKETLER NE YAPIYOR?

Benzer durumlar karşısında diğer perakende zincirleri ise daha esnek bir yaklaşım sergiliyor. Denner sözcüsü Thomas Kaderli, bu tür olayların nadir yaşandığını, ancak gerektiğinde personelin müşteriyle doğrudan iletişime geçtiğini ifade etti. Coop yetkilileri, benzer olayların nadiren görüldüğünü ve müşterilerin genellikle sağduyulu davrandığını belirtti. Valora ise, “Saygılı bir alışveriş ortamı için uygun kıyafet elbette önemlidir” açıklamasını yaptı.

SERİNLİĞİN ARDINDAN UYGUN GİYİM

Zürih’te yaz aylarının getirdiği sıcaklıklarda Limmat’ta serinlemek elbette cazip olabilir. Ancak alışveriş öncesi en azından bir tişört giymek, hem mağaza kuralları hem de toplumsal nezaket açısından artık bir gereklilik. Migrolino’nun mesajı net: “Serinleyin, ama saygılı olun.”

Haberin Devamını Oku

Gündem

ESCHENBACH SG’DE BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRETMENE GERİ ADIM: VELİ TEPKİSİ SONRASI İŞE ALIMDAN VAZGEÇİLDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

ESCHENBACH (SG) – St. Gallen Kantonu’na bağlı Eschenbach beldesinde, başörtüsü takan genç bir öğretmenin ilkokulda göreve başlaması, velilerden gelen tepkiler üzerine iptal edildi. Okul yönetimi, başörtüsünün yasal bir engel teşkil etmediğini belirtmesine rağmen, uzun sürebilecek bir hukuki süreci göze alamayarak kararını geri çekti.

Goldingen köyünde birinci ve ikinci sınıfların sorumluluğunu üstlenmesi planlanan öğretmene pozisyon sözlü olarak onaylanmıştı. Başörtülü olarak katıldığı tanıtım gününün ardından, bir öğrencinin durumu ailesine aktarması üzerine bazı veliler harekete geçti. Veliler, kanton düzeyinde aldıkları hukuki danışmanlıkla, çocuklarının dini açıdan tarafsız bir eğitim alma hakkını öne sürerek itirazda bulundu.

OKUL YÖNETİMİ BAŞLANGIÇTA ÖĞRETMENİN ARKASINDA DURDU
İlk etapta okul yönetimi, öğretmenin pedagojik yeterliliğine vurgu yaparak, dini sembollerin yasalar çerçevesinde yasaklanmadığını ve eğitimin tarafsız, objektif sürdürüleceğini belirtti. Ancak yaz tatili öncesinde, artan baskılar ve olası bir dava sürecinin Federal Mahkeme’ye kadar uzayabileceği yönündeki değerlendirmeler nedeniyle karar yeniden gözden geçirildi.

“KÜÇÜK BİR BELEDİYE BU YÜKÜ KALDIRAMAZ”
Belediye Eğitim Sorumlusu Roger Wüthrich, dış hukuk danışmanlarının da görüşüne başvurulduğunu ve kararın öğretmeni koruma amacıyla, karşılıklı anlaşma çerçevesinde alındığını bildirdi. Wüthrich, “Belediye olarak bu tür uzun ve masraflı bir süreci sürdürecek kaynaklara sahip değiliz” açıklamasında bulundu.

KARAR KASABADA TARTIŞMA YARATTI
Öğretmen kamuoyuna açıklama yapmazken, karara yönelik tepkiler özellikle siyasi çevrelerden ve bazı velilerden geldi. SP Eschenbach Başkanı Iris Wäckerlin, kararın “hoşgörüsüzlük sinyali verdiğini” ve eğitimde çeşitliliğin dışlandığını belirtti. Yerel düzeyde birçok öğretmen ve veli ise başörtülü öğretmene destek verdi. Okul açılışına kısa süre kala yerine atanacak yeni bir öğretmen bulunup bulunamayacağı ise hâlâ belirsizliğini koruyor.

HUKUKİ AÇIDAN NE ANLAMA GELİYOR?
St. Gallen Üniversitesi Hukuk Profesörü Thomas Geiser, Tamedia gazetelerine yaptığı değerlendirmede, devletin din özgürlüğüne saygı yükümlülüğü bulunduğuna işaret etti. Geiser, okulların dini sembollere genel bir yasak koyabileceğini, ancak bu yasağın sadece başörtüsünü değil, haç kolyesi gibi diğer sembolleri de kapsaması gerektiğini vurguladı. Aksi durumda, seçici yasaklamaların ayrımcılığa yol açabileceğini ifade etti.

#eğitimhakkı #başörtüsü #İsviçreGündemi #dinözgürlüğü #ayrımcılık

Haberin Devamını Oku

Trendler