Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE’DE DÜŞÜK DOĞUM ORANI: ÇÖZÜM EBEVEYN İZNİ Mİ?

yazar

Yayınlayan

on

Okuma süresi: 4 dakika

İsviçre’de doğum oranları giderek düşüyor. Demografi uzmanlarına göre, bu durumun temel nedenleri arasında artan yaşam maliyetleri ve belirsiz gelecek kaygıları yer alıyor. Uzmanlar, ebeveyn izninin doğum oranlarını artırmada tek başına yeterli olmayacağını, ancak devlet desteklerinin ve geleceğe dair olumlu beklentilerin önemli bir rol oynayabileceğini vurguluyor.

DOĞUM ORANLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN NEDENLERİ

Demografi uzmanı Hendrik Budliger’e göre, İsviçre’deki düşük doğum oranlarının başlıca sebepleri yüksek yaşam maliyetleri ve geleceğe yönelik olumsuz beklentiler. Budliger, “Çocuk bakım maliyetlerinin yüksekliği ve iş kaybı riskleri gibi ekonomik faktörler, ailelerin çocuk sahibi olma kararlarını ertelemesine neden oluyor,” diyor.

Ancak Budliger, sorunun yalnızca İsviçre’ye özgü olmadığını belirterek, kuzey Avrupa ülkelerinde de benzer bir eğilim görüldüğünü ifade ediyor. İsveç gibi ülkelerde uzun süreli ebeveyn izinleri uygulanmasına rağmen doğum oranlarındaki gerileme devam ediyor.

SAYILARLA DOĞUM ORANLARI

İsviçre’de 2023 yılında 80.024 bebek dünyaya gelirken, bu sayı 2022’de 82.371, 2021’de ise 89.644 olarak kaydedildi. En düşük doğum oranı 1978 yılında 71.375 olarak kayıtlara geçmişti. Günümüzde doğum oranlarında iyileşme işareti görülmezken, bu eğilimin sürdüğü belirtiliyor.

İsviçre’de doğurganlık oranı kadın başına 1,4 çocuk seviyesinde bulunuyor. Budliger bu durumu şu şekilde açıklıyor: “1.000 kadın 1.400 çocuk dünyaya getiriyor ve bunların yarısı kız çocuğu. İki nesil sonrasında bu sayı 490’a düşüyor. Nüfusun sürdürülebilirliği için bu oran yeterli değil.”

AZALAN DOĞUM ORANININ ETKİLERİ

Budliger’e göre, doğum oranlarındaki düşüş, ekonomik ve sosyal yapıyı doğrudan etkiliyor. “Azalan doğum oranı, iş gücü açığına, emekli maaşlarının sürdürülebilirliğine, tüketici sayısının azalmasına ve yatırımcı eksikliğine yol açıyor. Bu açığın kapatılması için göçmen işgücüne ihtiyaç duyuluyor,” diyor. Ancak, göç veren ülkelerde de benzer yaşlanma sorunlarının yaşandığını vurguluyor.

EBEVEYN İZNİ ÇÖZÜM MÜ?

Bazı kesimler, doğum oranlarını artırmak için daha uzun ebeveyn izinlerinin çözüm olabileceğini savunuyor. Budliger ise ebeveyn izninin tek başına bir çözüm olmadığını, ancak önemli bir destekleyici faktör olabileceğini belirtiyor. “İsveç gibi ülkelerde ebeveyn izni 480 gün ve ebeveynler bu süreyi esnek bir şekilde paylaşabiliyor. Bu sayede annelerin iş hayatında karşılaştığı ayrımcılık azalıyor,” diyor.

DOĞUM ORANLARINI ARTIRMAK İÇİN NE YAPILMALI?

Uzmanlara göre, düşük doğum oranlarına karşı alınabilecek en etkili önlemler şunlar:

  • Devlet destekleri: Çocuk bakım hizmetlerinin devlet tarafından sübvanse edilmesi.
  • Vergi indirimleri: Ailelerin üzerindeki ekonomik yükün hafifletilmesi.
  • Gelecek beklentileri: Genç aileler için pozitif bir ekonomik ve sosyal ortamın sağlanması.

Budliger, “Ailelerin çocuk sahibi olabilmesi için maddi ve sosyal güvencelere sahip olması gerekiyor. Politikacıların bu konuya daha fazla önem vermesi şart,” diye ekliyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

ST. GALLEN’DE KÖPEKLERE YÖNELİK TEHLİKE: CAM KIRIKLARIYLA HAZIRLANMIŞ SOSİS BULUNDU

yazar

Yayınlayan

on

By

St. Gallen’de bir köpek sahibi, Gübsensee’nin güneyinde cam kırıklarıyla hazırlanmış bir sosis buldu. Şehir Polisi, bölgede benzer yemlerin olabileceği uyarısında bulunarak hayvan sahiplerini dikkatli olmaya çağırdı.

Polis tarafından yapılan açıklamada, köpek sahibinin tehlikeli maddeyi fark ederek hayvanını son anda kurtardığı belirtildi. Veteriner hekim tarafından yapılan muayenede herhangi bir yaralanma tespit edilmedi.

Yetkililer, köpek sahiplerine şüpheli yiyeceklerle karşılaşmaları halinde derhal polise haber vermeleri çağrısında bulundu.

Haberin Devamını Oku

Gündem

FEDERAL HÜKÜMET, ÇİN’İN GÖZETİM VE BASKI FAALİYETLERİNE KARŞI KORUMA ÖNLEMLERİNİ DEĞERLENDİRİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’deki Uygurlar ve Tibetliler, Çin’in gözetim ve baskı uygulamalarına maruz kalıyor. İsviçre Federal Hükümeti, Çin’in bu gruplar üzerindeki transnasyonel baskı uygulamalarını inceleyen bir rapor yayımladı. Bu rapor, Çin’in, İsviçre’deki Tibetli ve Uygur diasporalarını gözetlediğini, toplulukları içinden casuslar yerleştirerek baskı yaptığını ve bu kişilerin gözlemlerini kaydederek tehditlerde bulunduğunu ortaya koyuyor.

Federal Hükümet’in yayımladığı raporda, Çin’in bu tür faaliyetlerini, diplomatik engeller nedeniyle tam anlamıyla cezalandırmanın zor olduğuna dikkat çekildi. Ancak, söz konusu casusluk eylemlerinin hukuki yollarla takip edilebileceği ve hedef alınan kişilerin dikkatli olmaları gerektiği ifade ediliyor. Çin’in istihbarat birimleri, İsviçre’deki Tibetli ve Uygur topluluklarının içindeki bazı bireyleri casus olarak kullanarak, bu grupların faaliyetlerini izliyor. Örneğin, gizli ajanlar, basın mensubu, turist veya öğrenci kılığında topluluklara sızabiliyor.

Hukuki ve Sosyal Zorluklar
Rapor, bu tür gözetim ve baskı faaliyetlerinin, özellikle dijital araçlar ve otoriter devletlerin işbirliğiyle daha karmaşık hale geldiğine dikkat çekiyor. Bu durumun, İsviçre’nin egemenliğini tehdit edebileceği belirtiliyor. Ancak, bu tür faaliyetlerin cezai yaptırımlarla karşılanması için siyasi casusluk gibi suçların kanıtlanması gerektiği ifade ediliyor.

Özel gözetim ve tehditlere karşı, bireylerin sivil yasal yollarla başvurabileceği ancak genellikle tanımadıkları kişilerle ilgili dava açmanın mümkün olmadığı vurgulanıyor. Hükümet ayrıca, hedef alınan kişilerin daha dikkatli olmalarını sağlamak için eğitim ve farkındalık artırma önlemleri öneriyor.

Uygurların Durumu
Raporda, Çin’in Uygur topluluğuna yönelik benzer baskılar uyguladığı da belirtiliyor. Ancak İsviçre’deki Uygur nüfusunun az olması nedeniyle, ülke genellikle bu tür operasyonların geçiş noktası olarak kullanılmakta. Federal Hükümet, bu tür baskılara karşı daha fazla koruma önlemi geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu önlemler, hem yerel yetkililer için eğitim ve bilinçlendirme, hem de mağdurlara yönelik destek ve danışmanlık hizmetlerini içeriyor.

Sonuç ve Öneriler
Federal Hükümet, özellikle Tibet ve Uygur toplulukları için Çin’in gözetim faaliyetlerinin artarak devam edeceğini öngörüyor. Hükümet, daha fazla önlem alınması gerektiğini belirterek, transnasyonel baskıya karşı daha etkili çözümler geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

İsviçre’deki 7.500 Tibetli ve 150 Uygur’un güvenliği için önerilen koruma önlemleri, diğer ülkelerdeki benzer baskılara karşı daha geniş çaplı bir stratejinin parçası olarak değerlendirilmektedir. Bu tür baskıların yalnızca Çin tarafından değil, Rusya ve Türkiye gibi diğer ülkeler tarafından da uygulandığı ifade ediliyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

ZÜRİH’TE KADIN SÜNNETİNE KARŞI ÖNLEMLER ARTIRILACAK

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürich’te bir yıldır hizmet veren ve kadınlara yönelik genital sünnetin önlenmesi konusunda çalışan danışma merkezi, bu alandaki faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor. 🩺

ZÜRİH’TE 2900’Ü AŞKIN KADIN TEHLİKE ALTINDA
Zürich kantonunda, 2900’den fazla kadın, genital sünnet nedeniyle ya geçmişte mağdur olmuş ya da bu tehlikeyle karşı karşıya kalmış durumda. Çoğu kadın Afrika, Orta Doğu ve Asya kökenli. Bu durumu engellemeye yönelik çalışmalar, 2012’den bu yana İsviçre’de yasal olarak suç sayılıyor. 🚫👩‍⚖️

DANIŞMANLIK HİZMETLERİ ARTTIRILACAK
Zürich’teki Ambulatorium Kanonengasse’deki sağlık hizmeti, kadınlar, kız çocukları ve ailelerine ücretsiz danışmanlık veriyor. Hizmet, özellikle illegal genital sünnete karşı farkındalık yaratmayı ve aileleri eğitmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz yıl 25 önleyici etkinlik düzenlendi. 🎓💬

Sağlık Bakanı’ndan Önemli Aksiyon
Zürich sağlık direktörü Natalie Rickli (SVP), kadınları ve kızları bu tür uygulamalardan korumak için büyük çaba sarf ediyor. Rickli, geçmişte, Ulusal Konsey’de bu konuda daha fazla önlem alınmasını talep etmişti. 👩‍⚖️🛡️

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler