Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE VATANDAŞLIĞINA GERİ DÖNÜŞ YOK – BİRÇOK KİŞİ İÇİN BEKLENMEDİK BİR GERÇEK

yazar

Yayınlayan

on

📅 11 Mart 2025 – 06:00
⏳ Haber Cemil Baysal Okuma süresi: 8 dakika

İsviçre vatandaşlığı, sanıldığı gibi ömür boyu garanti altında değil. Yüzlerce İsviçre kökenli kişi, vatandaşlıklarını kaybettiklerini yıllar sonra fark etti. Kimileri evlilik yoluyla, kimileri ise kayıt işlemlerinin eksikliği nedeniyle bu statüsünü yitirdi. Geçmişten gelen yasalar, özellikle yurt dışında yaşayan İsviçreliler için ciddi mağduriyetler yaratıyor.

EVLİLİK YÜZÜNDEN VATANDAŞLIĞINI KAYBEDENLER

Özellikle kadınlar, İsviçre vatandaşlık yasalarındaki değişikliklerden en çok etkilenen grup oldu. 1952 yılına kadar yürürlükte olan düzenleme nedeniyle, yabancı biriyle evlenen binlerce İsviçreli kadın, otomatik olarak vatandaşlıklarını kaybetti. 1952’den 1992’ye kadar ise İsviçre vatandaşlığını koruyabilmek için kadınların resmi olarak talepte bulunması gerekiyordu. Ancak, birçok kadın bu yükümlülükten haberdar değildi.

Şili vatandaşı biriyle evlenerek vatandaşlığını kaybeden Carla R., ailesinde İsviçre vatandaşlığını yitiren tek kişi olduğunu belirtiyor. Benzer şekilde, bir İsviçreli anne ve babadan ABD’de doğan Mollysuisse kullanıcı adlı kişi, annesinin 1991’de bir ABD vatandaşıyla evlenerek vatandaşlığını kaybettiğini ancak bu gerçeği 2010 yılında öğrendiğini ifade ediyor.

Bazı kadınlar ise şans eseri vatandaşlıklarını koruyabildi. Bellarivaca isimli bir kişi, İsviçre büyükelçiliğinde kendisine evlenmeden önce vatandaşlığını korumak için dilekçe vermesi gerektiğinin söylendiğini belirtiyor. Kolombiya’da yaşayan Lucia Chaves Minnig, annesinin yıllar sonra bir af yasasıyla yeniden İsviçre vatandaşlığına kavuştuğunu anlatıyor.

AİLELERİN KAYIT YAPTIRMAMASI NEDENİYLE VATANDAŞLIK KAYBI

Özellikle Güney Amerika’daki İsviçre kökenli birçok kişi, geçmişte ailelerinin konsolosluklara gerekli kayıtları yaptırmaması nedeniyle hiçbir zaman İsviçre vatandaşı olamadı. Eduardo Amstalden adlı Brezilyalı, dedelerinin dönemin zorlukları nedeniyle çocuklarını konsoloslukta kaydettirmediğini söylüyor. Ana Ubelarte ise Arjantin’deki zor yaşam koşullarının ve uzun mesafelerin bu ihmalin başlıca sebepleri olabileceğini düşünüyor.

Bazı kişiler için vatandaşlığı yeniden kazanmak mümkün oldu ancak bu süreç çocukları için geçerli olmadı. Peru’nun Lima kentinden Freddy, babasının vatandaşlığının onaylandığını, ancak kendisi ve kardeşlerinin yaş sınırı nedeniyle başvurularının reddedildiğini aktarıyor.

TARİHSEL SÜREÇ VE ZORUNLU VATANDAŞLIK TERKİ

1900’lü yıllarda, bazı ülkeler çifte vatandaşlığa izin vermediği için İsviçrelilerin bu ülkelerde kalabilmek adına vatandaşlıktan çıkmaları gerekiyordu. Brezilya’ya göç eden João Gabriel Schelck, dedesinin İsviçre vatandaşlığını bırakmaya mecbur kaldığını, çünkü dönemin Brezilya Kralı Dom João VI’nın İsviçrelileri ülkeye işçi olarak kabul ederken vatandaşlıktan çıkmayı zorunlu kıldığını anlatıyor.

VATANDAŞLIK KAYBININ DUYGUSAL BOYUTU

Vatandaşlık kaybı, sadece hukuki bir statü değişikliği olarak görülmüyor; birçok kişi için köklerinden koparılma hissi yaratıyor. Swissjav isimli kullanıcı, “Ben yarı İsviçreliyim ama tamamen yabancı muamelesi görüyorum. Bu çok üzücü, çünkü köklerimle gurur duyuyorum” diyerek hislerini paylaşıyor. Karen Kuffer ise vatandaşlığın yalnızca bir belge olmadığını, kişinin aidiyet duygusunu da temsil ettiğini vurguluyor.

İSVİÇRE PASAPORTUNA ULAŞMAK İÇİN MADDİ ÇIKAR ELEŞTİRİLERİ

Bazı kesimler, İsviçre vatandaşlığı talep eden kişilerin bunu ekonomik sebeplerle yaptığını iddia ediyor. Ancak vatandaşlık hakkı için mücadele edenler, bu suçlamaları sert bir şekilde reddediyor.

Kanada’da yaşayan Ana Uebelhart, “Maddi çıkarlar peşinde değilim, yalnızca ailemden gelen bir hakkın tanınmasını istiyorum” derken, Arjantin’den Silvana Thalmann, “Ben iyi eğitimli bir profesyonelim, herhangi bir avantaj arayışında değilim” diye ekliyor. Karen Kueffer ise İsviçre vatandaşlığının bir sömürü aracı olarak değil, kültürel bağları koruyan bir köprü olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.

SİYASİ GİRİŞİMLER VE GELECEKTEKİ DÜZENLEMELER

İsviçre hükümeti, yurt dışında yaşayan İsviçre kökenlilerin vatandaşlık haklarıyla ilgili taleplerini göz ardı etmiyor. Geçtiğimiz yaz, Güney Amerika’daki İsviçre kökenli binlerce kişi, kaybettikleri vatandaşlıklarını geri kazanabilmek için İsviçre Federal Kançeliği’ne bir dilekçe sundu.

Önümüzdeki yasama döneminde ise, İsviçre kökenli ancak vatandaşlık hakkı bulunmayan kişilere özel bir oturum izni verilmesini öngören bir yasa tasarısı görüşülecek. Bu düzenleme hayata geçerse, İsviçre kökenli yabancılar ülkeye gelip çalışabilecek ve böylece İsviçre ekonomisine katkı sağlayabilecek.

Ancak, İsviçre vatandaşlık hukukundaki karmaşık geçmiş göz önüne alındığında, bu konunun yakın zamanda kesin bir çözüme kavuşması beklenmiyor. Vatandaşlık kaybı yaşayan binlerce kişi, ülkeleriyle bağlarını hukuki olarak da yeniden kurabilmek için mücadelelerine devam ediyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

“BİZ IRKÇI DEĞİLİZ” – EŞENBACH’TA BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRETMENE VELİ TEPKİSİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Başörtülü öğretmen krizi Eschenbach’ta tartışma yarattı

St. Gallen kantonuna bağlı Eschenbach kasabasında yer alan Goldingen İlkokulu’nda görev yapması planlanan bir öğretmenin başörtüsü takması nedeniyle velilerden gelen tepkiler üzerine okul yönetimi, atamayı iptal etme kararı aldı. Tepkili velilerden biri, “Biz ırkçı değiliz ama çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişiye yüzde 100 güven duymak istiyoruz” diyerek süreci savundu.

Okul yönetimi, Haziran başında yeni öğretmen kadrosunu velilere tanıtan bir bilgilendirme mektubu gönderdi. Söz konusu öğretmen, mektupta kendini tanıtarak öğrencilerle okuyarak, müzikle iç içe bir eğitim ortamı yaratmayı hedeflediğini ifade etti. Ancak mektuba iliştirilen ve başörtülü olduğu görülen fotoğraf, bazı velilerde rahatsızlık yarattı.

“İletişim eksikliği ve baskı hissi”

Tepkilerini okul yönetimine yazılı olarak ileten bazı veliler, şu soruları gündeme getirdi:

  • Bu öğretmen İsviçre kültürünü ve değerlerini çocuklara aktarabilecek mi?
  • Derslerde başörtüsüyle mi bulunacak?
  • Namaz vakitleri ya da Noel kutlamaları sırasında bir sorun yaşanır mı?

Okul yönetimi ise cevaben, öğretmenin dini inancının eğitime yansımayacağını ve İsviçre okullarında geçerli olan Hristiyan değerlerini (yardımlaşma, toplumsal sorumluluk vb.) sürdüreceğini belirtti. Ancak artan velî baskısı sonucu, okul yönetimi öğretmenin atamasından vazgeçti.

Veliler baskı altında hissettiklerini söylüyor

Görüşlerine yer verilen bir veli, yaşanan süreçte okul yönetiminin kendilerini ciddiye almadığını ve açık iletişim kurmadığını savundu. “Bu konuyu gündeme getirdikten sonra bize gelen cevap şu oldu: Öğretmeni kabul etmezseniz, sınıfın geleceği olmayabilir. Bu, açıkça bir tehditti,” diyen veli, ayrıca İsviçre okullarında tarafsızlık gereği sınıflardan haçların da kaldırıldığını hatırlattı.

Bazı veliler ise, öğretmeni savunanların olduğunu ancak etkili olamadıklarını belirtiyor. Tartışmaların yaşandığı veliler arası yazışma gruplarında “ırkçılıkla” suçlandıklarını söyleyen veli, bu tanımlamanın haksız olduğunu savundu.

Yüz yüze görüşme talebi ancak atama iptali sonrası geldi

Veliler, en başından beri okul yönetimiyle doğrudan bir görüşme yapmak istediklerini ancak taleplerinin sürekli göz ardı edildiğini belirtti. Sadece öğretmenin görevlendirilmesinden vazgeçildikten sonra görüşme teklifinin geldiğini belirten veli, bu yaklaşımın güven eksikliğini derinleştirdiğini vurguladı.

Not: Sembolik yapay görsel

Haberin Devamını Oku

Gündem

MİGROLİNO ZÜRİH ŞUBESİNDEN YENİ UYGULAMA: MAYO VE BİKİNİYLE GİRİŞE YASAK

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma süresi: 3 dakika

Zürih’in merkezi noktalarından Sihlquai’de yer alan Migros Grubu’na bağlı Migrolino şubesi, sıcak yaz günlerinde artan müşteri yoğunluğu ve hijyen sorunları nedeniyle dikkat çeken bir uygulamaya imza attı. Artık mağazaya sadece uygun şekilde giyinmiş müşteriler kabul ediliyor. Üstsüz, bikini ya da mayo ile içeriye giriş kesin olarak yasaklandı.

Mağaza girişine yerleştirilen yeni uyarı tabelasında, “Lütfen mağazaya yalnızca uygun kıyafetle (üst ve alt giyim) giriniz” ifadesi yer alıyor. Tabelada ayrıca bikini, mayo ve çıplak üst vücut sembolleri çarpı işaretiyle gösterilerek kural görsel olarak da pekiştiriliyor.

“ISLAK MAYO, ÇIPLAK ÜST, ÇIPLAK AYAKLA GELENLER OLUYORDU”

Konuyla ilgili açıklama yapan Migros sözcüsü Prisca Huguenin-dit-Lenoir, mağazaya son günlerde doğrudan Limmat Nehri’nden çıkan, ıslak mayo ve çıplak ayakla gelen çok sayıda müşterinin girdiğini belirtti. “Bu durum hem hijyen hem de güvenlik açısından ciddi sorunlara yol açtı. Personel zemini sürekli kurutmak zorunda kaldı. Ayrıca kayma tehlikesi söz konusuydu,” diyerek alınan önlemin gerekçesini paylaştı.

Kadın müşterilerin de bikini ya da mayo ile mağazaya girişlerinin uygun bulunmadığını aktaran Huguenin-dit-Lenoir, “En azından üzerlerine bir tişört giymelerini bekliyoruz,” dedi.

HİJYENİN ÖTESİNDE BİR SAYGI MESELESİ

Yeni uygulamanın sadece hijyen değil, aynı zamanda saygı ve görgü kuralları açısından da önemli olduğu vurgulandı. “Tatil otellerindeki restoranlarda bile mayoyla yemek yenmesine izin verilmez. Burada da benzer bir hassasiyet bekliyoruz,” diyen Huguenin-dit-Lenoir, alınan önlemlerin bir kıyafet zorunluluğundan ziyade sağduyu çağrısı olduğunu ifade etti. Ayrıca bu adımın, mağaza çalışanlarına duyulan saygının da bir yansıması olduğu belirtildi.

TİŞÖRT YOKSA SERVİS DE YOK!

Söz konusu Migrolino şubesi, Zürih’in popüler yüzme noktalarından biri olan Limmat Nehri’nin tam karşısında yer alıyor. Nehirde botla gezinti yapan çok sayıda kişi, doğrudan gömleksiz şekilde mağazaya uğramayı alışkanlık haline getirmişti. Ancak mağaza yönetimi bu duruma net bir yanıt verdi: “Tişört yoksa servis de yok.”

Yetkililer, Migrolino’nun bir yüzme alanı büfesi (badi kiosk) olmadığını, günlük market alışverişi için hizmet verdiğini açıkça belirtiyor.

DİĞER MARKETLER NE YAPIYOR?

Benzer durumlar karşısında diğer perakende zincirleri ise daha esnek bir yaklaşım sergiliyor. Denner sözcüsü Thomas Kaderli, bu tür olayların nadir yaşandığını, ancak gerektiğinde personelin müşteriyle doğrudan iletişime geçtiğini ifade etti. Coop yetkilileri, benzer olayların nadiren görüldüğünü ve müşterilerin genellikle sağduyulu davrandığını belirtti. Valora ise, “Saygılı bir alışveriş ortamı için uygun kıyafet elbette önemlidir” açıklamasını yaptı.

SERİNLİĞİN ARDINDAN UYGUN GİYİM

Zürih’te yaz aylarının getirdiği sıcaklıklarda Limmat’ta serinlemek elbette cazip olabilir. Ancak alışveriş öncesi en azından bir tişört giymek, hem mağaza kuralları hem de toplumsal nezaket açısından artık bir gereklilik. Migrolino’nun mesajı net: “Serinleyin, ama saygılı olun.”

Haberin Devamını Oku

Gündem

ESCHENBACH SG’DE BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRETMENE GERİ ADIM: VELİ TEPKİSİ SONRASI İŞE ALIMDAN VAZGEÇİLDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

ESCHENBACH (SG) – St. Gallen Kantonu’na bağlı Eschenbach beldesinde, başörtüsü takan genç bir öğretmenin ilkokulda göreve başlaması, velilerden gelen tepkiler üzerine iptal edildi. Okul yönetimi, başörtüsünün yasal bir engel teşkil etmediğini belirtmesine rağmen, uzun sürebilecek bir hukuki süreci göze alamayarak kararını geri çekti.

Goldingen köyünde birinci ve ikinci sınıfların sorumluluğunu üstlenmesi planlanan öğretmene pozisyon sözlü olarak onaylanmıştı. Başörtülü olarak katıldığı tanıtım gününün ardından, bir öğrencinin durumu ailesine aktarması üzerine bazı veliler harekete geçti. Veliler, kanton düzeyinde aldıkları hukuki danışmanlıkla, çocuklarının dini açıdan tarafsız bir eğitim alma hakkını öne sürerek itirazda bulundu.

OKUL YÖNETİMİ BAŞLANGIÇTA ÖĞRETMENİN ARKASINDA DURDU
İlk etapta okul yönetimi, öğretmenin pedagojik yeterliliğine vurgu yaparak, dini sembollerin yasalar çerçevesinde yasaklanmadığını ve eğitimin tarafsız, objektif sürdürüleceğini belirtti. Ancak yaz tatili öncesinde, artan baskılar ve olası bir dava sürecinin Federal Mahkeme’ye kadar uzayabileceği yönündeki değerlendirmeler nedeniyle karar yeniden gözden geçirildi.

“KÜÇÜK BİR BELEDİYE BU YÜKÜ KALDIRAMAZ”
Belediye Eğitim Sorumlusu Roger Wüthrich, dış hukuk danışmanlarının da görüşüne başvurulduğunu ve kararın öğretmeni koruma amacıyla, karşılıklı anlaşma çerçevesinde alındığını bildirdi. Wüthrich, “Belediye olarak bu tür uzun ve masraflı bir süreci sürdürecek kaynaklara sahip değiliz” açıklamasında bulundu.

KARAR KASABADA TARTIŞMA YARATTI
Öğretmen kamuoyuna açıklama yapmazken, karara yönelik tepkiler özellikle siyasi çevrelerden ve bazı velilerden geldi. SP Eschenbach Başkanı Iris Wäckerlin, kararın “hoşgörüsüzlük sinyali verdiğini” ve eğitimde çeşitliliğin dışlandığını belirtti. Yerel düzeyde birçok öğretmen ve veli ise başörtülü öğretmene destek verdi. Okul açılışına kısa süre kala yerine atanacak yeni bir öğretmen bulunup bulunamayacağı ise hâlâ belirsizliğini koruyor.

HUKUKİ AÇIDAN NE ANLAMA GELİYOR?
St. Gallen Üniversitesi Hukuk Profesörü Thomas Geiser, Tamedia gazetelerine yaptığı değerlendirmede, devletin din özgürlüğüne saygı yükümlülüğü bulunduğuna işaret etti. Geiser, okulların dini sembollere genel bir yasak koyabileceğini, ancak bu yasağın sadece başörtüsünü değil, haç kolyesi gibi diğer sembolleri de kapsaması gerektiğini vurguladı. Aksi durumda, seçici yasaklamaların ayrımcılığa yol açabileceğini ifade etti.

#eğitimhakkı #başörtüsü #İsviçreGündemi #dinözgürlüğü #ayrımcılık

Haberin Devamını Oku

Trendler