Gündem
ESAD REJİMİNİN ÇÖKÜŞÜ VE İSVİÇRE’DEKİ YANSIMALARI: SURİYELİLERİN SEVİNÇ GÖSTERİLERİ VE GELECEK BEKLENTİLERİ
SURİYELİLERİN İSVİÇRE’DEKİ SEVİNÇ GÖSTERİLERİ
İsviçre’deki Suriye’den göç etmiş kişiler , Beşar Esad rejiminin devrilmesi haberiyle birlikte coşkulu kutlamalar düzenledi. Bern Tren İstasyonu Meydanı’nda yüzlerce kişi toplandı. Aynı zamanda, Cenevre’deki Birleşmiş Milletler (BM) Avrupa Merkezi önünde toplanan kalabalık, Suriye bayraklarını dalgalandırarak kutlama yaptı. Online platformlarda paylaşılan görüntüler, bu sevinç gösterilerini gözler önüne serdi.
Tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, İsviçre’de de siyaset ve halkın büyük bir kısmı, rejim karşıtı olduklarını belirten ve Suriye’deki rejimi gerekçe göstererek ülkelerine dönmeyen Suriyelilere yönelik acil dönüş çağrıları yapmaya başladı.
Suriye-İsviçre Derneği Eş Başkanı Therese Junker, bu tarihi gelişmeye dair yaptığı açıklamada, “Suriyeli topluluk son günlerdeki gelişmeleri büyük bir dikkatle takip etti. Esad’ın devrilmesi büyük bir umut ve mutluluk kaynağı oldu” ifadelerini kullandı. Bununla birlikte Junker, bu değişimin İsviçre’deki mülteciler için ne anlama geleceği konusunda bazı endişeler olduğunu da belirtti. Özellikle oturma izinlerinin gelecekte nasıl etkileneceği ve Suriye’deki yeni siyasi yapının nasıl şekilleneceği gibi konuların belirsizliği, topluluk içinde tartışılmaya devam ediyor.
İSVİÇRE’DEKİ SURİYELİLERİN DURUMU
İsviçre İstatistik Ofisi’nin (BFS) 2023 yılı verilerine göre, ülkede yaklaşık 28 bin Suriyeli yaşamaktadır. Suriye, iç savaşın başlangıcından bu yana İsviçre’nin en büyük sığınmacı gruplarından biri oldu. Ülkedeki Suriyelilerin büyük bir kısmı, savaştan kaçıp İsviçre’ye sığınan kişilerden oluşuyor.
İsviçre Göç Sekreterliği (SEM), Esad rejiminin çöküşü sonrası gelişmelerin İsviçre’deki iltica politikalarına olan etkilerinin henüz netleşmediğini açıkladı. SEM, geri dönüş planları yapan Suriyelilerin öncelikle ülkelerindeki durumun istikrara kavuşmasını bekleyeceğini ifade etti. Yeni siyasi yapının oluşmasının haftalar hatta aylar alabileceği ve bu süreçte belirsizliklerin süreceği öngörülüyor.
SEM ayrıca, çevre ülkelerdeki Suriyeli mültecilerin, geri dönüş sürecine ilk katılan gruplar olacağını belirtti. Türkiye, Lübnan ve Ürdün’de yaşayan Suriyeliler arasında geri dönüşün, Suriye’deki yeni yapının güvenilirliğine bağlı olarak hızlanabileceği tahmin ediliyor. Özellikle Türkiye’nin yaklaşık üç milyon Suriyeli mülteciyi barındırdığı göz önüne alındığında, bu durumun bölgesel etkiler yaratması bekleniyor.
FEDERAL HÜKÜMETİN TEPKİSİ
İsviçre Dışişleri Bakanlığı (EDA), Esad rejiminin çöküşünün ardından yaptığı açıklamada, çatışan tarafları barış ve uzlaşı için çalışmaya davet etti. Bakanlık, Suriye’deki son gelişmelerin yakından takip edildiğini ve bu süreçte uluslararası insani hukukun korunması gerektiğini vurguladı.
EDA verilerine göre, yaklaşık 60 İsviçre vatandaşı hâlâ Suriye’de bulunuyor. Bunların bir kısmı bölgede sürekli olarak ikamet eden kişilerden oluşurken, bir kişinin ise geçici olarak ülkede bulunduğu bildirildi. Ancak şu ana kadar konsolosluk yardımı talep eden bir başvuru olmadı. EDA, vatandaşların güvenliği konusunda herhangi bir risk olmadığını ve bölgede insani yardım çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Suriye’deki Esad rejiminin çöküşü, İsviçre’nin insani yardım politikalarında da yeni düzenlemeler gerektirebilir. İsviçre’nin Suriye’deki varlığını sürdüren Kalkınma ve İşbirliği Direktörlüğü (DEZA), mevcut insani yardımlara kesintisiz devam ettiklerini duyurdu.
GELECEK BEKLENTİLERİ
Suriye’deki bu önemli gelişmenin uluslararası ve yerel etkileri önümüzdeki aylarda daha net şekillenecek. İsviçre’de yaşayan Suriyeli mülteciler, hem ülkelerindeki siyasi belirsizlikleri yakından takip ediyor hem de İsviçre’deki oturma izinleri ve iltica statülerinin geleceği konusunda endişelerini dile getiriyor.
#EsadRejimiÇöktü #Suriyelilerİsviçrede #Mülteciler #İsviçreHaberleri
Gündem
ST. KATHARINA OKULU: BUNDESGERİCHT’TEN CİNSİYET AYRIMCILIĞINA KARŞI KARAR
İsviçre’nin St. Gallen kantonundaki Wil şehrinde bulunan “Kathi” adlı kız okuluna dair tartışmalar, Federal Mahkeme tarafından verilen önemli bir karar ile son buldu. Mahkeme, sadece kız öğrencilere eğitim veren okulların cinsiyet ayrımcılığına yol açtığını ve dini tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu belirtti.
Wil şehrinde uzun yıllardır eğitim veren “Kathi” adlı özel kız okulu, yerel yönetimle yaptığı anlaşma sayesinde, şehre ait öğrencilerine ücretsiz eğitim imkanı sunuyordu. Ancak şehir yetkilileri, okulun yalnızca kızlara hizmet veren yapısının değişmesini ve erkek öğrenciler ile diğer okullardan gelen öğrencilerin de eğitilmesini istemişti. Bu öneri, şehir parlamentosu tarafından reddedildi ve eski anlaşma devam etti.
Bu durum, özellikle yeşil ve sosyal demokrat partilerin eleştirilerine neden oldu. Partiler, bu tür okul yapılarının çağdışı olduğunu ve cinsiyet ayrımcılığına yol açtığını savunarak okul aleyhine dava açtı.
Federal Mahkeme, yapılan başvuruları kabul ederek, okulun sadece kızlara eğitim verme politikasının eşitlik ilkesine aykırı olduğuna karar verdi. Mahkeme, Wil şehrinin okulun sözleşmesini feshetme hakkına sahip olduğunu belirtti. Bu kararın ardından, şehir yetkilileri okulun kapanması için gerekli adımları atmaya başladı. Eğer sözleşme feshedilirse, okulun kapanması ve Wil şehrindeki devlet okullarında öğrenci sayısının artması bekleniyor.
Gündem
TÜM İSVİÇRE POLİS KUVVETLERİ DAVOS’TAKİ DÜNYA EKONOMİK FORUMU İÇİN GÖREVDE
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) için tüm İsviçre polis teşkilatları seferber oldu. Bu yıl güvenlik önlemleri, önceki yıllara kıyasla daha da güçlendirildi.
Önemli Gelişmeler:
- İsviçre’nin tüm polis kuvvetleri, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun güvenliğini sağlamak için görevde.
- Güvenlik durumu, Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlar, Suriye’deki gelişmeler ve Almanya’daki saldırılar gibi küresel tehditler nedeniyle daha da artmış durumda.
- Ayrıca, siber suçlar da tehditler arasında yer alıyor. Ancak şu anda Davos’taki güvenlik durumu sakin.
Sıkı Güvenlik Önlemleri: Polis Komutanı Walter Schlegel, güvenlik önlemlerinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Özellikle, Almanya’nın Magdeburg kentinde yaşanan araçlı saldırı sonrası, araç terör saldırılarını engellemek amacıyla yeni güvenlik önlemleri alındı. Güvenlik şefleri, bu yıl güvenlik altyapısının birkaç iyileştirme yapıldığını ve özellikle ağır beton engellerle araçlı saldırılara karşı önlem alındığını ifade etti.
Tam Güvenlik Sağlanamaz: Schlegel, güvenliğin yüzde yüz sağlanamayacağını ancak güvenlik önlemlerinde önemli iyileştirmeler yapıldığını belirtti. Güvenlik güçlerinin, güvenlik altyapısına olan katkıları her geçen yıl arttırıldı. Şimdiye kadar daha büyük saldırı senaryolarına karşı da hazırlıklı olduklarını vurguladı.
Völkerrechtlich Geschützte Personen: “uluslararası hukuken korunmuş kişiler”
Davos’taki WEF için yaklaşık 100 kişi, özel güvenlik koruması altında olacak. Bu kişiler, uluslararası koruma altında olan önemli figürler olarak biliniyor. Polis, bu kişilerin güvenliğini en üst düzeyde sağlayacaklarını garanti ediyor.
Askeri Destek: Bu yıl da, yaklaşık 5000 askeri personel, polise destek verecek. Yarısı Davos ve çevresinde görev alırken, diğer yarısı ise ülke genelinde başka görevlerde olacak. Askeri birlikler, polise altyapı güvenliği sağlamak, lojistik destek sunmak ve hava taşımacılığı yapmak için yardımcı olacak.
Hava Kuvvetleri Güvenliği Sağlıyor: İsviçre Hava Kuvvetleri, Davos üzerindeki hava sahasını güvence altına alacak ve Avusturya ile İtalya hava kuvvetleriyle iş birliği yapacak. Ayrıca, askeri doktorlar tarafından desteklenen acil servisler, hava yolu ile taşınması gereken uluslararası koruma altındaki kişileri de güvenli şekilde taşıyacak.
Bu yoğun güvenlik önlemleri, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun yüksek güvenlikli bir ortamda geçmesini sağlayacak.
BİRİSİ EVDE KALIYOR: FEDERAL HÜKÜMET ÜYELERİNİN DAVOS WEF PLANLARI
Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu (WEF) öncesinde, İsviçre Federal Hükümeti üyelerinin hangi isimlerin bu yıl etkinliğe katılacağı netleşti. Albert Rösti dışındaki tüm hükümet üyeleri bu yıl Davos’a gitmeye karar verdi. İsviçre Federal Hükümet Sözcülüğü tarafından Cuma günü yapılan açıklamaya göre, WEF’e katılacak altı bakanın planları şu şekilde:
- Federal Başkan Karin Keller-Sutter etkinliği, WEF’in kurucusu Klaus Schwab ile birlikte Salı günü açacak.
- Ekonomi Bakanı Guy Parmelin WEF’de, Tayland Başbakanı ve Kosova Başbakanı ile birlikte EFTA serbest ticaret anlaşmasını imzalayacak.
- Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis toplantılarında, Avrupa politikaları ile Ukrayna ve Orta Doğu’daki durumu ele alacak.
- Savunma Bakanı Viola Amherd, son WEF’inde Avrupa’daki güvenlik durumu üzerine odaklanacak. Görüşmeleri arasında NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve AB Savunma ve Uzay Komiseri ile toplantılar da yer alacak.
- İçişleri Bakanı Elisabeth Baume-Schneider, dijital yeniliğin sağlık sektörü için önemini ve güvenilir veri kaynaklarının dezenformasyonla mücadeledeki rolünü toplantılarında ele alacak.
- Adalet Bakanı Beat Jans ise Tunus Dışişleri Bakanı ile göçmenlik konularını ve Avrupa Polis Teşkilatı Europol’un direktörü ile görüşmeleri planlıyor.
Rösti’nin neden bu yıl Davos’a gitmeyeceği, Federal Hükümet Sözcülüğü tarafından belirtilmedi. Rösti, son iki yıldır WEF’e katılmıştı; 2024’te Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck ile bir araya gelmişti.
Davos’taki WEF yıllık toplantısı, Federal Hükümet üyelerine birçok yeni bağlantı kurma ve görüşmeler yapma fırsatı sunuyor. Bu yıl, en az 40 ikili görüşme yapılması bekleniyor. Ancak, her zaman olduğu gibi, son dakika görüşmelerin eklenmesi veya iptal edilmesi mümkün.
Gündem
STALKING YASALARI: YAKINDA ÜÇ YIL HAPİS CEZASI MI GELİYOR?
İsviçre’de, stalking (takipçilik) ve zorbalık gibi davranışlar, şu anda doğrudan bir suç olarak tanımlanmıyor. Ancak, yakın zamanda bu durum değişebilir. İsviçre Parlamento’su, stalkingi suç sayan yeni bir yasa tasarısını görüşüyor. Bu tasarı kabul edilirse, stalker’lara yani kişileri sürekli takip eden ve taciz edenlere üç yıla kadar hapis cezası verilebilecek. İşte bu yasal değişiklikle ilgili ayrıntılar:
Neden Bu Yasa Geliştiriliyor?
Şu anda, stalkingi cezalandırmak için genellikle başka suçlar (örneğin, tehdit veya fiziksel saldırı) gerekiliyor. Ancak, stalker’lar yalnızca bu suçları işlemeyebilirler. Yani, stalker’lar, birine rahatsızlık vermek için sürekli olarak onu takip edebilir, arayabilir veya evinin etrafında dolaşabilir, ama bu davranışlar tek başına yasal bir suç teşkil etmiyordu.
Bu nedenle, Sibel Arslan adlı yeşil partiye mensup İsviçreli milletvekili, stalkingin cezalandırılmasını sağlayacak yeni bir yasal düzenleme önerdi. Bu düzenlemeyle, stalker’lar için bağımsız bir suç tanımı yapılması ve cezaların netleştirilmesi hedefleniyor.
Yeni Düzenleme Ne Getiriyor?
Yeni yasa tasarısına göre, takipçilik yapan, taciz eden veya tehdit eden kişiler cezalandırılacak. Bu kişiler, mağdurun yaşam alanında özgürlüklerini kısıtlayacak şekilde davranırsa, bu davranışları stalking olarak kabul edilecek. Buna göre:
- Stalking yapan kişiler, üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecek.
- Ayrıca, para cezası da uygulanabilir.
Bunun amacı, stalkerin kurban üzerinde sürekli bir psikolojik baskı oluşturmasını engellemektir.
Parlamento’daki Görüşmeler:
Parlamentoda bu yeni yasa tasarısı üzerine tartışmalar devam ediyor. Nationalrat (Ulusal Konsey) ve Ständerat (Kantonlararası Konsey) bu düzenlemenin içeriği konusunda henüz tam olarak anlaşamadılar. Bazı milletvekilleri, stalkingin hali hazırda mevcut suç yasaları ile yeterince cezalandırıldığını savunurken, diğerleri ise yeni bir suç tanımının şart olduğunu belirtiyor.
Görüş Ayrılıkları:
Tasarıyı savunanlar, stalking suçunun halihazırda var olan yasalarla yeterince cezalandırılmadığını düşünüyor ve bu nedenle bağımsız bir suç tanımının gerekliliğini vurguluyor. Diğer yandan, yasa karşıtları, stalking için özel bir suç tanımına gerek olup olmadığını sorguluyor ve bunun yerine mevcut yasaların yeterli olduğunu iddia ediyor.
Yasayı savunanlar, yeni bir düzenlemenin daha etkili olacağını ve mağdurları daha güçlü bir şekilde koruyabileceğini düşünüyorlar. Ancak yasa karşıtları, stalkingin bazen çok dar bir sınırda gerçekleşebileceğini ve yeni bir yasayla bu tür durumların aşırı cezalandırılmasının haksız olabileceğini belirtiyorlar.
Önemli Noktalar:
- Erkekler ve kadınlar arasındaki ilişkilerde stalking çok yaygın bir problem. Bu yasa ile mağdurlar daha fazla korunmuş olacak.
- Başka yasalarla, örneğin tehdit, şiddet veya hakaret suçlarıyla, stalkingi cezalandırmak daha zor olabilirken, bu yasa net bir çözüm sunmayı amaçlıyor.
- Yasa, yalnızca cezalandırma değil, aynı zamanda mağdurların psikolojik ve sosyal destek alabilmesi adına önleyici tedbirler almayı da planlıyor.
Sonuç:
Bu düzenleme ile stalking suçunun cezalandırılmasının daha etkin hale gelmesi bekleniyor. Yasa geçtiği takdirde, şiddet mağdurları ve psikolojik taciz yaşayan insanlar için büyük bir adım atılmış olacak.
Yeni yasa tasarısının ne zaman kabul edileceği ve ne şekilde yürürlüğe gireceği ise hala netlik kazanmış değil. Parlamento’daki tartışmaların ardından, yakın zamanda karar verilmesi bekleniyor.
-
E-Dergi11 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi10 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam9 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre11 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Dünya2 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem2 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Gündem2 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli