Sosyal Medya

Kültür Sanat

Amra Dzeko :”Türk Dizileri Bana Yeni Bir Dünya Açtı”

Fenerbahçe’nin öne çıkan golcüsü Edin Dzeko’nun eşi Amra Dzeko, Bosna Hersek kanalı Face TV’ye verdiği röportajda, Türkçe öğrenme çabalarını ve ülkenin zengin kültürüne uyum sağlama çabalarını anlattı. Dzeko, Edin’in transferinden önce sık sık Türkiye’ye geldiğini ve şu anda aktif olarak Türkçe kurslarına katılarak iletişim becerilerini geliştirmeye çalıştığını vurguladı.

yazar

Yayınlayan

on

Amra Dzeko Türkiye Deneyimlerini Paylaşıyor: ‘Türk Dizileri Kültür Kapısı’

Amra Dzeko’dan Türkiye’ye Uyum Süreci: ‘Türk Dizileri Bana Yeni Bir Dünya Açtı

Fenerbahçe’nin öne çıkan golcüsü Edin Dzeko’nun eşi Amra Dzeko, Bosna Hersek kanalı Face TV’ye verdiği röportajda, Türkçe öğrenme çabalarını ve ülkenin zengin kültürüne uyum sağlama çabalarını anlattı. Dzeko, Edin’in transferinden önce sık sık Türkiye’ye geldiğini ve şu anda aktif olarak Türkçe kurslarına katılarak iletişim becerilerini geliştirmeye çalıştığını vurguladı.

“Türkçe, Beklediğimden Farklı Bir Dil”

Röportajda Türkçe olarak “Günaydın” diyerek başlayan Amra Dzeko, beş farklı dilde yetkin olduğunu belirtti. Dzeko, Türkçe’nin diğer beş dilden oldukça farklı olduğunu ve özellikle fiillerin cümle sonunda yer aldığı ve sürekli eklemelerin yapıldığı yapısının dikkat çekici olduğunu vurguladı. “Türkçe’de bir kelimeyle diğer dillerin uzun cümlelerle anlattığı şeyi ifade edebilirsiniz. Bu dil yapısı beni çok etkiliyor.”

”Türk Dizileriyle Yeni Bir Dünya Keşfediyorum”

Türk kültürüne daha derinlemesine dalmak için Amra Dzeko, Türk dizilerini izlemeye başladığını söyledi. ‘Kulüp’ dizisine olan hayranlığını dile getirdi. “Daha önce Türk dizileri izlememiştim, ancak şimdi izliyorum. Yapım kalitesi ve oyunculuklar gerçekten etkileyici. Şu anda ‘Kulüp’ dizisini izliyorum. Harika bir dizi. Bu diziler sayesinde yeni bir dünya keşfediyorum.”

“İstanbul’a İlk Önce Çekinceliydim”

İstanbul’u daha önceden biliyordu ancak şehrin büyüklüğü ve hareketliliği nedeniyle başta tereddütleri vardı. “İstanbul’u önceden biliyordum ama başta şehrin büyüklüğünden ve kalabalığından dolayı biraz çekincelerim vardı. Dört çocukla bu kadar büyük bir şehirde nasıl yaşayabileceğimizi düşünüyordum. Ancak kültürel olarak birbirimize çok yakınız. Şehirde yaşamımız küçük bir kasabada yaşam gibi. Burada her şeyimiz var, sakin ve doğaya yakın.”

“Gelecek Açık”

Saraybosna’ya geri dönüşleriyle ilgili soruya Amra, “Edin’le gelecek hakkında konuştuğumda bazen şöyle der: ‘Ayaklarım beni taşıyana kadar futbol oynayacağım.’ Futbolu çok seviyor, futbol onun için bir tutku. Gelecek ne gösterecek, göreceğiz.”

Amra Dzeko’nun Türk kültürüne uyum sağlama ve dil öğrenme çabaları, Fenerbahçe taraftarları ve Türk kamuoyu tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor.”**

Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Boşnakca okumak için alttaki linke tıkla

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kültür Sanat

ZÜRİH FİLM FESTİVALİ 20. YILINDA REKOR KIRDIZÜRİH’TEKİ FİLM FESTİVALİNDE 140 BİN ZİYARETÇİYLE TARİHİ BAŞARI

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürich Film Festivali (ZFF), 20. yılında 140.000 ziyaretçiyle tüm zamanların en yüksek katılımına ulaştı. Jude Law, Pamela Anderson, Richard Gere ve Kate Winslet gibi ünlü isimlerin de katıldığı festival, 3-13 Ekim tarihleri arasında büyük bir başarıya imza attı. Festival, film gösterimleri, özel etkinlikler ve Sechseläutenplatz’daki yeni festival merkeziyle unutulmaz bir deneyim sundu.

ZFF Sanat Yönetmeni Christian Jungen, festivali “Zürih’in gurur duyabileceği bir etkinlik” olarak nitelendirirken, uluslararası alanda da büyük bir üne sahip olduğunu vurguladı. Festivalin Başkanı Roger Crotti ise yeni merkezle birlikte festivalin profesyonellik ve mükemmeliyet açısından yeni bir seviyeye ulaştığını belirtti.

Festivalin büyük ödüllerinden biri Rungano Nyni’nin “On Becoming a Guinea Fowl” filmiyle En İyi Film kategorisinde, diğeri ise Shiori Ito’nun “Black Box Diaries” belgeseliyle En İyi Belgesel kategorisinde verildi. Kazananlar Altın Göz ödülüne layık görüldü.

#JudeLaw #KateWinslet #ZFFJubilee #ZFF2024 #ZurichFilmFestival #FilmRekoru #isviçre #suisse #svizra #svizzera #switzerland #isviçreninsesi #isviçrehaberleri #schwiiz #isviçrehaberleri #zürih #basel #luzern #Zvicër #Švajcarska #Швајцарска #Szwajcaria #Швейцария 瑞士 #スイス

Haberin Devamını Oku

Gündem

BALDENWEG KARDEŞLER ULUSLARARASI FİLM MÜZİĞİ ÖDÜLÜNE ADAY GÖSTERİLDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Haber: Cemil Baysal

Diego, Nora ve Lionel Baldenweg, iki kez World Soundtrack Awards’a (WSA) aday gösterilen ilk İsviçreliler oldu. Bu başarı, Belçika’nın Gent şehrinde gerçekleştirilecek olan ödül töreninde İsviçre için tarihi bir anı temsil ediyor.

70’lerin İrlanda’sını Müziğe Taşımak
Baldenweg kardeşleri, Liam Neeson’un başrolünde yer aldığı ve Clint Eastwood’un uzun yıllar yapımcılığını üstlendiği “In the Land of Saints and Sinners” (2023) adlı film için müzik bestelediler. Bu film, bir western ve gerilim karışımı olarak, izleyicilere 70’lerin İrlanda’sını ve IRA teröristleriyle yaşanan çatışmaları hissettirecek müziksel yanıtlar sunuyor.

Hans Zimmer ve Diğerleriyle Rekabet
Baldenweg kardeşleri, “Yılın Keşfi” ve “Halkın Tercihi” kategorilerinde iki kez aday gösterilerek Hans Zimmer (Dune 2), Anthony Willis (Saltburn) ve Jerskin Fendrix (Poor Things) gibi tanınmış isimlerle rekabet ediyor. Diego Baldenweg, önceki bir röportajında, “Biz dünyalar ve atmosferler yaratıyoruz, bir vizyon geliştiriyoruz ve bir hikaye anlatıyoruz” diyerek yaptıkları müziğin önemine vurgu yaptı.

Rekabetin Ötesinde Başarı
Kardeşler, sadece film müziği alanında değil, reklam dünyasında da dikkat çekiyor. Mads Mikkelsen ve Roger Federer’in başrolde olduğu yeni İsviçre Turizm kampanyası, Baldenweg kardeşlerin “Falling for Autumn” şarkısı ile destekleniyor ve bu klip, Eylül ayında yayımlandıktan sonra 34 milyonun üzerinde izlenme aldı.

Başarılarının Temeli
Lionel Baldenweg, “Farklılığımız, işimizi daha iyi hale getiriyor” dedi. Üçlü, kardeş olmaktan çok, ortaya koydukları işe odaklandıklarını vurguladı. 2004 yılından bu yana “Mein Name ist Eugen” (2005), “180°” (2010) ve “Zwingli” (2019) gibi filmler için müzik bestelemişlerdir. Ayrıca kısa filmler, diziler ve reklam projeleri için de çalıştılar.

En Üst Düzeyde Tanınma
Baldenweg kardeşleri, dünya çapında tanınmış sanatçılar, orkestralar ve şeflerle çalışarak kariyerlerinde önemli başarılara imza atmışlardır. Locarno Film Festivali’nde (2010) ödüllendirilmişler ve 2018 yılında İsviçre Film Ödülü’nü kazanmışlardır. Daha önce 2019’da “Zwingli” filmi ile World Soundtrack Awards’a aday gösterilmişdi.

Ödül Töreni
World Soundtrack Awards, 16 Ekim’de Gent’te gerçekleştirilecek. Bu ödüller, dünya çapında en saygın film müziği ödüllerinden biri olarak kabul edilmekte

#Baldenweg #FilmMüziği #WorldSoundtrackAwards #İsviçre #Müzik #Kültür #ÖdülTöreni #Sinema #LiamNeeson #Rekabet #Cenevre #cenevre #isviçre #suisse #svizra #svizzera #switzerland #isviçreninsesi #isviçrehaberleri #schwiiz #isviçrehaberleri #zürih #basel #luzern #Zvicër #Švajcarska #Швајцарска #Szwajcaria #Швейцария 瑞士 #スイス

Haberin Devamını Oku

Kültür Sanat

COSPLAY İLE BİLİM ARASINDAKİ İLHAM: REA MİRABİLİS

yazar

Yayınlayan

on

By

BärnerBär Röpotajı

Rea Mirabilis: “Duygularıma göre karakterlere bürünmeyi seviyorum.”

25 yaşındaki Rea Mirabilis, Bern’de biyoloji eğitimi alıyor, cosplay yapıyor ve Japon modasına büyük ilgi duyuyor. Yaklaşan HeroFest etkinliği için de heyecanla kostüm hazırlığında olan Rea, sanat ve bilimi nasıl bir araya getirebileceğini düşünüyor.

Biyoloji eğitimi alıyorsun ve aynı zamanda bir Harajuku hayranısın. Bu iki ilgi alanın arasında bir bağlantı görüyor musun?

Aslında doğrudan bir bağlantı yok, ama gelecekte biyolojiye olan ilgimi kostümlerime yansıtmayı çok isterim. Aksesuarlar konusunda bazı fikirlerim var ve bunları yakında hayata geçirmeyi planlıyorum.

Bu aksesuarlar hakkında fikirlerin var mı? Şu ana kadar neler yaptın?

Axolotl şeklinde küpeler, dinozor figürlü kolyeler ve kimyasal çözeltileri çağrıştıran bilezikler yaptım. Ayrıca pelüş oyuncaklar, kimya şişeleri şeklinde çantalar ve mikroskop altında çektiğim görüntülerden yapılmış kolyeler üzerinde çalışmak istiyorum.

Japon modası seni nasıl etkiledi ve bu tarzla ne zaman ilgilenmeye başladın?

Japon modasının çok farklı desenleri ve kesimleri var, bunlar batı modasında nadir rastlanıyor. Alternatif modayı her zaman sevdim. İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde birçok farklı moda tarzını görürdüm. Tokyo’daki Harajuku bölgesinin de benzer bir atmosfere sahip olduğunu keşfettim. Henüz oraya gitmedim ama mutlaka ziyaret etmek istiyorum. Yaklaşık 10 yıldır cosplay etkinliklerine katılıyorum, son iki yılda ise daha renkli giyinmeye ve cosplay yapmaya başladım.

Bu sadece bir hobi mi, yoksa bir ifade biçimi mi?

Her ikisi de. Cosplay yaptığım karakterler, benim için özel bir anlam taşıyan ya da beni mutlu eden karakterler oluyor. Bazen arkadaşlarıma hatırlatıyorlar, bazen de sadece o anki ruh halime uygun oluyorlar.

Bir kıyafeti hazırlamak ne kadar sürüyor ve şu anda kaç tane kostümün var?

Bir kostümü hazırlamak genelde iki saat sürüyor. Şu an altı kostümüm var, ama yeni bir kostüm üzerinde çalışıyorum. Harajuku tarzına uygun kıyafetlerim de var ve genellikle ikinci el mağazalardan aldığım parçaları da kombinleyerek giyiyorum.

Görünümünle kimleri etkilemek istiyorsun?

Hayat şartları ya da kültürel sebeplerden ötürü duygularını bastırmak zorunda kalan insanları etkilemek istiyorum. Onlara korkmadan kendilerini ifade etmeleri için cesaret vermek istiyorum. Özellikle benimle benzer bir geçmişe sahip olanların, denemekten çekinmeden kendilerini keşfetmelerini ve neyi gerçekten sevdiklerini bulmalarını istiyorum.

Cosplay dünyasında bir idolün var mı? Seni kimler etkiliyor?

En sevdiğim cosplayer, Okumatsuoka. Onun makyaj becerilerine hayranım. Hem erkek hem de kadın karakterlere bürünebiliyor ve bunu çok başarılı buluyorum. Ayrıca Anzujaamu da benim için büyük bir stil ilhamı. Kendi doğum günümle aynı gün doğmuş olması da hoş bir tesadüf. Japonya’dan Sasami Popculture ve Harajuku’dan Mariteiei de favorilerim arasında.

Gelecekte cosplay modelliği yapmayı düşünür müsün?

Aynı anda birden fazla iş yapmayı seviyorum. Türkiye’deyken hem seslendirme sanatçısı hem öğretmen hem de illüstratör olarak çalışıyordum. Farklı şeylerle meşgul olmayı seviyorum. Model olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ama tekliflere açığım.

Moda için ayda ne kadar harcıyorsun?

Öğrenci olduğum için kazancım sınırlı. Cosplay yayınlarımdan kazandığım 40-50 dolar arası bağışlarla masraflarımı karşılıyorum. Genelde uygun fiyatlı ya da ikinci el kıyafetler alıyorum. Eğer imkânım olursa, Japon markalarından %6dokidoki ya da hashtagDDD gibi ürünler almayı çok isterim. İsviçreli sanatçılardan d4star ve Tamagomiruku’nun tasarımlarını da çok seviyorum.

HeroFest için heyecanlı mısın?

Evet, kesinlikle! İsviçre’de katıldığım ilk etkinlik HeroFest’ti. Bu yıl ilk kez kendi kostümümü tasarladım ve belki cosplay yarışmasına da katılırım. Diğer cosplayer’larla bir arada olmak beni çok mutlu ediyor.

Cosplay genellikle video oyunlarıyla ilişkilendiriliyor. Video oyunları oynuyor musun? Daha çok anime ve manga karakterlerinin cosplayini yapıyorum, ama hikâye odaklı oyunları seviyorum. Mesela Tangle Tower, Omori ve Fran Bow. Eğer bir oyundan cosplay yapacak olsaydım, Danganronpa ya da Persona karakterlerini seçerdim.

Son olarak, cosplay yapmayı düşünen ama cesaret edemeyenlere bir tavsiyen var mı? Dünyanın daha renkli ve eğlenceli bir yer olabileceğini unutmasınlar. Herkesin sevdiği bir karaktere bürünmek aslında hiç de zor değil ve çok keyifli. Cesur olun ve kendinizi ifade edin!

Rea Mirabilis Kimdir?

Rea Mirabilis, 25 yaşında, Türkiye kökenli ve 2023 yılında biyoloji eğitimine devam etmek için Bern’e yerleşti. Sanat ve bilim onun en büyük tutkuları arasında yer alıyor.

#Cosplay #ReaMirabilis #HeroFest2024 #JaponModası #BiyolojiVeSanat #CosplayTutkusu #AlternatifModa #Cosplayİlhamı #İsviçre #Anime #Manga

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler