Sosyal Medya

Ekonomi

İsviçre’de Nüfus ve Konut Piyasası Raporu

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre’nin Demografik Yapısı ve Gelecek Projeksiyonları: Nüfus ve Konut Piyasası Analizi.

Cemil Baysal – 2040 yılında ülkenin 10 milyonu aşabileceği tahmin ediliyor. Ülke, Haziran ayından bu yana resmi olarak dokuz milyon nüfusa sahip. Nüfus artışının konut piyasası üzerindeki etkileri de incelendi. Geçmişe bakıldığında, nüfus artışının konut fiyatlarını otomatik olarak yükseltmediği, çeşitli faktörlerin bu durumu etkilediği gözlemlendi. Bunlar arasında konut arzı, ulaşım altyapısı ve şehirleşme gibi unsurlar öne çıktı.

İsviçre’nin karşı karşıya olduğu konut ihtiyacı ve gelecekteki planlama açısından yaşanabilecek sıkıntılar, konut piyasası üzerinde belirleyici olacak gibi görünüyor. Etkili bir alan planlaması ve konut politikaları, ülkenin gelecekteki konut ihtiyacını karşılamada kritik bir rol oynayabilir.

İsviçre, Haziran ayından itibaren resmi olarak dokuz milyon nüfusa sahip. Bu toplamın yaklaşık 6.5 milyonu İsviçre vatandaşı. 2022 yılında, 190.000 kişi İsviçre’ye yeni geldi ve 6.532.926 kişi İsviçre vatandaşı olurken, 2.369.382 kişi de yabancı pasaporta sahip.

İstatistiklere göre, yaşayan nüfus içinde kadınlar, 4.483.581 kişiyle erkeklere göre hafif bir şekilde daha fazla temsil ediliyor; İsviçre’de yaşayan erkeklerin sayısı ise 4.418.727. Yabancılar arasında ise erkekler hafif bir üstünlük gösteriyor; 1.243.103’e karşı 1.012.279 kişi, İsviçre vatandaşı olanlarda ise kadınlar erkeklere göre daha fazla, 3.357.302’ye karşı 3.175.624 kişi bulunmakta.

Bölgelere göre, en fazla kişi Espace Mittelland’de 1.935.816 milyon ile yaşarken, onu Genfer Gölü bölgesi (1.720.783), Zürih (1.595.334), Doğu İsviçre (1.229.219), Kuzeybatı İsviçre (1.216.005), Merkez İsviçre (848.477) ve Tessin (356.674) takip etmekte.

Geçen yıldan bu yana pandemi nedeniyle göç azalmış olsa da, yeni göçmen akını arttı. 2022 yılında 190.500 kişi ülkeye gelirken, bunların yaklaşık 20.000’i geri dönen İsviçre vatandaşıydı.

İsviçre’nin nüfus artışı, önümüzdeki yıllarda öncelikle bir grup tarafından itilecek: emekliler. 2040’a kadar, 65 yaş üstü kişilerin sayısının 700.000 kişi artması bekleniyor, bu da %40’lık bir büyümeye denk geliyor. Aynı dönemde, potansiyel iş gücü (20 ila 64 yaş arası) sadece 230.000 kişi artacak, %4’lük bir büyüme. Yarı zamanlı çalışmaya artan eğilim göz önüne alındığında, bu iş gücü sayısında bir durgunluğa işaret edebilir. Sonuç olarak, iş piyasasında büyüyen bir boşluk ortaya çıkacak.

İsviçre’nin nüfusu, 2023 başında resmi olarak 9.106.126 kişinin yaşadığı Avusturya’nın nüfusuna yaklaşıyor. Ülkenin şu anda %19’u olan bir göçmen nüfusu var, bu da 1.730.286 kişiye denk geliyor. Avusturya’da, toplam nüfusun %26’sını oluşturan yaklaşık 2.4 milyon göçmen kökenli insan yaşıyor.

İsviçre’nin nüfusu, 1955’ten bu yana toplamda neredeyse 4 milyon kişi arttı, yıllık ortalama %0,8 – Avrupa’nın iki katından fazla bir artış. Sadece 1975 ile 1977 arasında nüfus azaldı.

UBS’nin yeni bir çalışmasına göre, sürekli nüfus, 2024’ün ilk yarısında 9 milyon barajını aşacak. “Sihirli” 10 milyon barajı ise 2030’ların ortalarına kadar ulaşabilir. Bu hızlı nüfus gelişimi, arazi kıtlığına yol açacak, bu da konut gayrimenkul fiyatlarını artıracak ve kira fiyatlarını yükseltecek. Ancak tarihsel olarak, bu sonuçlar zorunlu değil.

1950’lerin ortasından bu yana uzun vadeli gelişmelerden beş önemli nüfus büyümesi sonucu gayrimenkul piyasası için çıkarımlar yapılabiliyor:

Faktör 1: Kiralar, Tüketici Fiyatlarından daha fazla arttı. Kiralar, 1955’ten 2023’e kadar, ülke tüketici fiyat endeksinin iki katı kadar arttı. Beş yıllık bir süreçte, kiralar gerçekten de sürekli arttı, istisnalar 1970’lerin sonları ve 1990’ların sonlarıydı.

Faktör 2: Maaşlar, kiraları aştı. 1955’ten bu yana, maaş gelirleri, kira fiyatlarından yaklaşık %80 daha fazla arttı. Bu, enflasyona göre yıllık maaş büyümesinin neredeyse %1.4 olduğu ve kira artışının ise yaklaşık %1 olduğu anlamına gelir; bu da ortalama olarak konutların daha erişilebilir hale gelmesini sağladı. Ancak son on yılda kira fiyatları maaşlarla aynı oranda arttı.

Faktör 3: Satın Alma Gücü, Alan Tüketimine Yansıdı. Satın alma gücünün artmasıyla birlikte, kişi başına düşen alan tüketimi önemli ölçüde arttı. Ortalama hanehalkı büyüklüğü 2.9’dan 2.2’ye düştü. Bunun sonucunda, 1970 ile 2022 arasında ortalama konut alanı, kişi başına 30.0’dan 46.5 metrekareye yükseldi.

Faktör 4: Konut Kalitesi Arttı. 1970’ten bu yana gerçek kira harcamaları, ayarlanmış mevcut kira endeksinden iki kat daha hızlı arttı. Bu, birincil olarak konutların daha büyük hale gelmesinden kaynaklandı – alanın artışı, tüm kiralık konutların ortalamasında %10’u aşmış olmalıdır. Ayrıca kiracılar, konutların kalitesinin ve donanımının iyileştirilmesi için daha fazla ödemeye hazır oldular.

Faktör 5: İyi Konumlar, Kiralardaki Artışta Öne Çıkmadı. Büyük şehirlerde kira, ülke genelindeki kira artışına göre daha az artmadı. Zürih şehri için kira fiyat endeksi, Federal İstatistik Ofisi’nin ulusal kira fiyat endeksinin toplamından %20 daha az arttı. Aynı şekilde, Zürih ve Cenevre şehirlerindeki konut harcamaları, İsviçre ortalamasından daha düşük arttı.

Makul Kira Artışının Sebepleri

Nüfus artışının konut fiyatlarını otomatik olarak artıracağı varsayımı, son 70 yılın verilerine en azından göre doğrulanmıyor. Bunun en büyük nedenleri şunlar:

İsviçre, bu süre zarfında nüfus artışını karşılamak için yeterli konut yarattı. 1955’te 5 milyon barajına ulaşıldıktan bu yana toplamda 3.3 milyon konut inşa edildi. Her ekstra milyon kişi için, 2012 ile 2023 arasında 560.000 ile 1967 ile 1994 arasında 1.3 milyon arasında yeni konutlar yapıldı.

Nüfus artışıyla paralel olarak, ulaşım altyapısı büyük ölçüde gelişti. Bu, merkezlere olan erişim çemberini artırarak kira ve fiyat baskısına bir vana görevi gördü. Bu ilerlemeler sayesinde cazip konumların teklifi önemli ölçüde genişletilebildi ve genişletilebilir.

Nüfus artışı, konut gayrimenkul değerlerini artırabilir. Ancak kira fiyatları için geçerli olan şey, konut gayrimenkul fiyatları için geçerli olmayabilir. Çünkü nüfus artışı, çok arzulanan konumlarda orantısız fiyat artışları için uygun bir ortam sunar. İlk olarak, yoğunlaşma arttıkça ve altyapı genişledikçe, arazinin değeri artar ve bu da arazi fiyatlarını yükseltir. Konut bölgelerinin genişlemesi belirgin fiyat artışlarına neden olur. İkinci olarak, ulusal veya küresel olarak zengin hanelerdeki artış, özellikle özel konumlara sürekli talep fazlasını oluşturabilir. Eğer her zaman daha fazla varlık sahibi hanehalkı, özel manzaralı veya doğrudan göl kenarında bulunan sınırlı sayıdaki konumlara ilgi gösterirse, bu tür özellikler için marjinal ödeme isteği artar. Üçüncü olarak, şehirleşme, aglomarasyonlardaki konut gayrimenkul fiyatlarını da artırabilir. Nüfus artışı ve artan yoğunluk, piyasa likiditesini artırır ve bu da kiralanabilirlik riskini azaltır, bu da getiri mülkleri için ödeme yapma isteğini artırır.

Bir Sonraki Bir Milyon: Bu Sefer Farklı mı?

Mevcut konut talebinin ana itici gücü, geçen yüzyılda olduğu gibi, nüfus artışıyla ilgili olarak daha çok uluslararası göçtür. Bu nedenle, konut talebi, nüfus artışına göre daha fazla artar ve daha çok büyük merkezler ve bunların aglomarasyonlarına odaklanır. Yüksek göç oranı ve toplumun yaşlanması, orta vadeli olarak daha küçük hanehalklarına doğru bir eğilimi beraberinde getiriyor. Bu nedenle, orta vadede daha küçük konut birimlerine olan talebin orantısız artması bekleniyor.

Planlama İkilemi

Geçmişte her zaman yeterli konut yaratılmış olsa da, şu anki düşük inşaat faaliyeti ve tarihsel olarak görece katı planlama, gelecek yıllar için bunu sorgulamamıza neden oluyor. Aynı miktarda alan tüketimiyle bir milyon ek nüfus için, 2030’ların ortasına kadar yılda 60.000’e kadar konutlar inşa edilmelidir. Son dört çeylikte onaylanan yaklaşık 35.000 yeni konut birimi seviyesi bu konuda pek umut verici değil. Planlama açısından, bu konutlar mevcut yerleşim alanlarında yoğun bir şekilde inşa edilmelidir. Bu da daha yüksek inşaat maliyetleri ve daha uzun onay sürelerine neden olur, bu da inşaat faaliyetinin toparlanmasını zorlaştırır. Yeniden inşa ve mevcut alanın daha yüksek kullanımıyla 2034’e kadar en fazla 45.000 konut yapılabilir. Bu durumda 2034’e kadar en az 150.000 konut eksikliği oluşur.**

Emlak Piyasası: Gelecek Beklentileri

İsviçre’nin demografik ve ekonomik trendleri göz önüne alındığında, İsviçre’nin gayrimenkul piyasasının tahminleri zorlu bir durumda kalıyor. Özellikle kentsel merkezlerde ve çevresindeki konut talebinin yüksek kalması, konut fiyatları üzerindeki baskının devam etmesi bekleniyor. Aynı zamanda, nüfus artışıyla adımlarını tutmak için yeterli konut alanı oluşturma zorluğu devam edecektir. Yapılacak olan politik kararlar, inşaat faaliyetlerini artırmayı ve mevcut alanların kullanımını optimize etmeyi hedeflerse, gelecekteki gelişmeler üzerinde önemli bir etkisi olabilir.

Sonuç

İsviçre’nin nüfus artışı ve bu durumun gayrimenkul piyasasına etkileri çok yönlü ve karmaşıktır. Geçmiş, İsviçre’nin nüfus artışına yeni konutlar inşa ederek ve altyapıyı genişleterek karşılık verebildiğini gösterirken, şu anki trendler, bu durumun gelecekte daha büyük bir zorluk olabileceğini göstermektedir. Etkili bir alan planlaması, konut ihtiyacının karşılanması ve gayrimenkul fiyatları üzerindeki baskının azaltılması için inşaat faaliyetlerini artırarak ve mevcut alanların kullanımını optimize ederek belirleyici olabilir.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

ROLEX, ZÜRİH’İN EN PRESTİJLİ CADDELERİNDEN BİRİNDE 140 MİLYON FRANGLIK GAYRİMENKUL SATIN ALDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Yayınlanma: 06.04.2025 | 10:00

Dünyaca ünlü İsviçreli saat markası Rolex, sadece saat dünyasında değil, gayrimenkul piyasasında da etkisini artırıyor. Markanın gayrimenkul şirketi Marconi Investments, Zürich’in prestijli Bahnhofstrasse 40’ta yer alan tarihi ve değerli bir mülkü satın aldı.

Bahnhofstrasse 40’ta Rolex Yatırımı

Zürich’in en ünlü caddelerinden biri olan Bahnhofstrasse, lüks markaların merkezi haline gelmişken, Rolex bu kez gayrimenkul alanındaki yatırımlarına bir yenisini ekledi. Rolex, Bahnhofstrasse 40’taki mülkü 140 milyon İsviçre frangı gibi yüksek bir bedelle satın aldı. Mülkün mevcut kiracısı, ünlü mücevher ve saat markası Chopard, Zürich’teki butiğini bu adreste işletiyor.

Rolex ve Chopard Arasındaki İlişki Derinleşiyor

Rolex ve Chopard arasındaki güçlü işbirliği, Cenevre merkezli her iki markanın da elit çevrelerden geldiği gerçeğiyle pekişiyor. Mülkün satışının ardından, Rolex’in Chopard ve diğer mevcut kiracılara herhangi bir zarar verme niyetinde olmadığı belirtiliyor. Bu satın alma, Rolex için tamamen stratejik bir yatırım olarak görülüyor.

Zürich’teki İkinci Rolex Gayrimenkul Yatırımı

Bahnhofstrasse 40, Rolex’in bu bölgede yaptığı ikinci büyük gayrimenkul yatırımı. Birkaç bina ileride, Rolex zaten başka bir mülkte büyük bir saat butik işletiyor. Bu mülk, Rolex’in iştiraki olan Luzerner Bucherer Immobilien AG tarafından sahipleniliyor, ancak Marconi Investments’in sahip olduğu mülkler arasında yer almıyor.

Rolex’in bir diğer önemli işbirliği yaptığı nokta ise Beyer, dünyanın en eski saatçilerinden biri. Beyer’in lokasyonu, Bahnhofstrasse 40’a yalnızca birkaç adım mesafede ve Rolex’in bu alandaki güçlü ilişkileri devam ediyor. Hatta bazı dedikodular, Rolex’in Beyer’i satın almayı planladığı yönünde.

Tarihi Mülk ve Büyük Yatırım

Bahnhofstrasse 40’taki mülk, 1868 yılında Johannes Ganz tarafından inşa ettirilmiş ve “Haus zum Nordlicht” adıyla biliniyor. O dönem Bahnhofstrasse, bugünkü kadar değerli bir lokasyon değildi ve bölgeye yapılan yatırım, oldukça riskli bir hamle olarak görülüyordu. Ancak zaman içinde bölgenin değerinin artmasıyla Bahnhofstrasse, bugün Avrupa’nın en prestijli caddelerinden biri haline geldi.

Gayrimenkul uzmanı Marc-Christian Riebe, Rolex’in satın aldığı bu mülkün değerini yaklaşık 140 milyon İsviçre frangı olarak tahmin ediyor. Bu fiyat, Rolex’in geçen yıl Cenevre’deki Rue du Rhône caddesinde 120 milyon İsviçre frangına satın aldığı başka bir mülküyle paralellik gösteriyor.

Haberin Devamını Oku

Ekonomi

ARNAVUTLARIN İSVİÇRE VE İSVİÇRE’DEKİ TÜRK İŞYERLERİNE EKONOMİ KATKILARI

yazar

Yayınlayan

on

By

1990’lı yıllardan sonra, İsviçre Arnavut göçmenlerinin en yoğun yaşadığı ülkelerden biri haline geldi. Bugün, yaklaşık 300.000 Arnavut ve Arnavut kökenli İsviçreli, bu ülkenin sosyal ve ekonomik yapısında güçlü bir yer tutuyor. 2022 verilerine göre, İsviçre nüfusunun %3,4’ü, yani yaklaşık 292.717 kişi, Arnavutçayı ana dil olarak konuşuyor. Bu büyük nüfus, yalnızca iş gücü olarak değil, aynı zamanda girişimcilik ve ticaret alanlarında da kendine sağlam bir yer edinmiş durumda.

Ekonomiye Katkı ve Girişimcilik: Arnavutların İş Dünyasındaki Gücü

Zamanla, Arnavutlar, İsviçre ekonomisinin şekillenmesinde önemli bir rol üstlendi. Bugün, 6000’den fazla Arnavut kökenli işletme, Almanca konuşulan İsviçre’de faaliyet gösteriyor. Bu işletmelerin başarısı, Arnavutların kararlılığı ve girişimcilik ruhunun somut bir yansıması. Özellikle sağlık sektörü, Arnavut kökenli İsviçrelilerin ön plana çıktığı alanlardan biri. Zürich’te düzenlenen bir etkinlikte, Spitex Dona sağlık şirketinin CEO’su Liridona Makica, başarılarıyla ödüllendirildi. Arnavut kökenli bir kadın olan Makica, zorlu bir eğitim sürecinin ardından kendi işini kurarak 15.000 frank değerindeki ödülünü kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Bu ödül, yalnızca Makica’nın başarısını değil, Arnavutların İsviçre ekonomisindeki güç ve etkilerini de gözler önüne seriyor.

Toplumsal ve Ekonomik Değişim: Arnavutların İkinci ve Üçüncü Jenerasyonla Gelişen Başarıları

İlk göçmen jenerasyonunun çoğunlukla inşaat sektöründe çalıştığı yıllardan, ikinci ve üçüncü jenerasyonun kendi işlerini kurarak büyük şirketler yöneten bireyler haline gelmesine kadar yaşanan bu dönüşüm, Arnavutların İsviçre’deki toplumsal ve ekonomik değişimini simgeliyor. Arnavut kökenli İsviçreliler, yalnızca iş gücü olarak değil, aynı zamanda toplumun kalkınmasına büyük katkılarda bulunan girişimciler olarak da kendilerini göstermektedir. Bu değişim, Arnavutların İsviçre’ye entegrasyonunun güçlü bir göstergesi.

İsviçre Ekonomisinde Büyüyen Etki: Arnavutların Gücü

Swissalbs’in başkanı ve Arnavut kökenli bir iş insanı olan Përparim Avdili, “Biz Arnavutlar, bugün İsviçre’nin ekonomisinin önemli oyuncularıyız ve toplumsal statümüz giderek daha da güçleniyor” diyor. Avdili, Arnavutların inşaat sektöründen iş dünyasına geçişini ve bu değişimin Arnavutların ekonomik güçlerini nasıl yansıttığını vurguluyor. Arnavutların başarıları, sadece iş hayatıyla sınırlı değil. Aynı zamanda, Türk marketleri ve restoranlarının da ayakta kalmasında önemli bir rol oynuyorlar. Birçok Türk esnafı, “Bizim yüzde 90 müşterimiz Arnavut, Arap ve diğer yabancılardır” diyerek, Arnavutların İsviçre ekonomisine katkı sağladıklarını ve ticaretin şekillenmesindeki etkilerini doğruluyor.

Tatil Destinasyonları ve Ekonomiye Katkı: Arnavutlar ve Türkiye İlişkisi

Arnavutların İsviçre ekonomisindeki etkisi sadece ticaretle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda, Arnavutlar ve Kosovalıların Türkiye’ye olan ilgisi de önemli bir ekonomik etki yaratıyor. İsviçre’de yaşayan Arnavutlar, tatil yapmak için en çok Antalya’yı tercih ediyor. Türk seyahat acentaları da bu durumu doğruluyor; “Arnavutlar, büyük aile gruplarıyla Antalya veya İstanbul’a tatile gidiyorlar ve yüksek miktarda tatil paketi satın alıyorlar. Gerçekten iyi para harcayan bir halk,” diyerek, Arnavutların Türkiye’ye sağladığı ekonomik katkıları övüyorlar.

İsviçre’nin Ekonomik Yapısına Katkı ve Kültürel Entegrasyon

Arnavutlar, sadece kendi işlerini kurarak İsviçre ekonomisinin farklı alanlarında büyüyüp gelişmeye devam etmekle kalmıyor; aynı zamanda, diğer göçmen topluluklarla işbirliği içinde, ülkenin ticaret hayatına da önemli katkılarda bulunuyorlar. Bu durum, Arnavutların İsviçre’deki başarısının yalnızca ekonomik değil, kültürel entegrasyon ve toplumlararası işbirliği açısından da ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Arnavutlar, İsviçre’nin zenginleşen ekonomik yapısına önemli bir değer katarken, aynı zamanda İsviçre toplumunun daha da çeşitlenmesine katkı sağlıyor.

İsviçre’deki En Etkili Arnavutlar

Haberin Devamını Oku

Dünya

İSVİÇRE ŞİRKETLERİNE TRUMP’IN GÜMRÜK DUVARI: KİMLER DAHA ÇOK ETKİLENECEK?

yazar

Yayınlayan

on

By

📌 Özet:
🔹 Logitech: 1 milyar Frank piyasa değeri kaybı.
🔹 Swatch & Richemont: ABD’de düşen talep riski.
🔹 İsviçre peyniri: Yüksek ithalat vergileri nedeniyle büyük kayıp tehlikesi.
🔹 Makine sanayisi: Hükümetten ticari müzakereler talep ediyor.

ABD’nin 9 Nisan’dan itibaren İsviçre’den ithal edilen ürünlere %31 oranında ek vergi getirme kararı, İsviçre ekonomisinde ciddi yankı uyandırdı. Özellikle elektronik, saat, lüks tüketim ve gıda sektöründeki şirketler bu vergilerden olumsuz etkilenecek.

📉 Logitech: 1 Milyar Frank Kaybetti

Bilgisayar aksesuarları üreten Logitech, borsada %15 değer kaybederek 1 milyar Frank zarar etti. Şirketin Asya’daki üretim tesislerinden ABD’ye yapılan sevkiyat, yeni gümrük vergileri nedeniyle maliyet baskısı altında.

⌚ Saat Sektörü: Swatch ve Richemont Tehlikede

İsviçre’nin dünyaca ünlü saat markaları Swatch, Breitling ve Richemont, ABD pazarında rekabet güçlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Saatler ABD’de daha pahalı hale gelecek ve bu durum tüketici talebini azaltabilir.

Saat endüstrisi uzmanı Pierre-Yves Donzé, bu vergilerin “Çin pazarındaki satışların düşüşünü telafi etmek için ABD’ye yönelen İsviçre saatçiliği için büyük bir darbe” olduğunu belirtti.

🧀 İsviçre Peyniri: ABD’ye İhracat Tehlikede

İsviçre’nin ünlü Gruyère ve Emmental peynirleri de yeni vergilerle pahalanacak. Switzerland Cheese Marketing, bu durumun pazar payını olumsuz etkileyeceğini ve ABD tüketicisinin yerli alternatiflere yönelebileceğini belirtiyor.

🍫 Çikolata ve Victorinox Bıçakları da Vergi Kıskacında

ABD’de mağazaları bulunan çikolata üreticisi Läderach, yeni vergiler nedeniyle fiyat politikalarını yeniden değerlendirmek zorunda kalacak. Victorinox ise özellikle profesyonel bıçak segmentinde Amerikan rakipleri karşısında dezavantajlı duruma düşebilir.

🚗 Otomotiv Sektörü: İsviçreli Tedarikçiler Zor Durumda

İsviçreli otomotiv parçaları üreticileri Adval Tech ve Feintool, ABD’ye ihracatın düşebileceğini, ancak Çin’deki fırsatları değerlendireceklerini belirtiyor. Autoneum ise ek maliyetleri müşterilerine yansıtarak durumu dengelemeyi planlıyor.

🏥 İlaç Sektörü Şimdilik Muaf

İsviçre’nin en önemli sektörlerinden biri olan ilaç sanayisi (Novartis, Roche gibi şirketler) şimdilik vergilerden muaf tutuldu. Ancak Trump’ın önümüzdeki günlerde bu konuda da yeni adımlar atabileceği belirtiliyor.

📢 İsviçre’den Ne Bekleniyor?
Makine ve metal sanayisinin çatı kuruluşu Swissmechanic, İsviçre hükümetinden ABD ile hızlı ve etkili ticari müzakereler yürütmesini talep etti. Ancak, İsviçre’nin serbest ticaret anlaşmalarına dayalı ekonomi politikası göz önüne alındığında, bu vergilere karşı sert bir karşı hamle yapması beklenmiyor.

📌 Ne olacak: Yeni ithalat vergileri, İsviçre’nin en güçlü ihracat sektörlerini tehdit ediyor. Şirketler ya fiyatlarını artırarak tüketici talebinin düşmesine razı olacak ya da kâr marjlarından feragat ederek rekabet etmeye çalışacak.

#İsviçre #ABD #İthalatVergisi #Ekonomi

Haberin Devamını Oku

Trendler