Freiburg’da bir ev sahibinin kiracısına duş almayı yasaklaması, uzun süren bir hukuki mücadeleye dönüştü. Sorunun kaynağı, bir inşaat hatasından kaynaklanan su lekeleriydi. Sonunda İsviçre Federal Mahkemesi, kiracı lehine karar verdi.

OLAYIN ARKA PLANI

Freiburg’daki bir çatı katı dairesinde yaşayan kiracı, 2024 Şubat ayında ev sahibinden beklenmedik bir talimat aldı: “Duşunuzu kullanmayın!” Gerekçe olarak, alt kattaki ev sahibinin yaşadığı dairenin tavanında oluşan su lekeleri gösterildi. Bir tesisat firmasının incelemesi, problemin duşun kurulumundaki bir inşaat hatasından kaynaklandığını ortaya koydu. Ancak bu durum kiracının hatası değildi.

Ev sahibi, başlangıçta duş sorununu çözmek yerine, kiracıya kendi banyosunu paylaşmayı teklif etti. Ancak bu çözüm pratik olmadı ve taraflar arasında gerilim arttı.

MAHKEME SÜRECİ

Kiracı, 2024 Haziran ayında yerel mahkemeye başvurdu. Mahkeme, ev sahibinin 30 gün içinde duşu tamir ettirmesi gerektiğine ve tamir masraflarının ev sahibine ait olduğuna karar verdi. Ancak ev sahibi, bu karara itiraz ederek konuyu önce kanton mahkemesine, ardından İsviçre Federal Mahkemesi’ne taşıdı.

Ev sahibinin iddiasına göre, tamirat acil değildi ve kendisi yeterince dinlenmemişti. Ancak her iki mahkeme de bu itirazları reddetti.

SON KARAR: KİRACI HAKLI

Yaklaşık bir yıl süren davanın ardından Federal Mahkeme, kiracı lehine nihai kararını verdi. Karara göre, tamirat maliyeti (5000 Frank’tan az) ev sahibi tarafından karşılanacak. Ayrıca, dava masrafları da ev sahibine yüklenmiş durumda.

KİRACILAR İÇİN ÖNEMLİ NOT

İsviçre Kiracılar Derneği’ne göre, kullanılamaz durumdaki bir duş gibi önemli eksikliklerde kira bedeli yüzde 16 oranında azaltılabiliyor.

Olayın ardından kiracının söz konusu dairede yaşamaya devam edip etmeyeceği henüz belli değil.

#Freiburg #KiralıkEvSorunları #İsviçreHukuku

Diyabet hastalarının yaşamını kolaylaştıracak devrim niteliğinde bir yenilik:
Binghamton Üniversitesi’nden bilim insanları, kan alımına gerek kalmadan sadece ter analiziyle çalışan kağıt tabanlı bir kan şekeri ölçüm cihazı geliştirdi. Bu sistemin dikkat çeken yönü, Bacillus subtilis sporlarının kullanılması. Bu sporlar, potasyum açısından zengin vücut sıvılarında glikoza tepki vererek işlev görüyor.

Geleneksel Yöntemlere Göre Avantajları

Enzim temelli mevcut sistemlerin, saklama koşullarına duyarlılığı ve zamanla etkinliğini kaybetmesi büyük bir sorun teşkil ediyordu. Ancak spor tabanlı bu sistem, son derece dayanıklı bir yapıya sahip. Sporlar yalnızca belirli koşullarda harekete geçtiği için depolama ve taşıma süreci oldukça kolaylaşıyor. Ayrıca sensör, çeşitli dış etkenlere rağmen yüksek hassasiyet ve doğruluk oranıyla dikkat çekiyor.

Sensör Nasıl Çalışıyor?

Yeni sistem üç ana bileşenden oluşuyor:

1. Spor içeren anot,
2. İyon değişim membranı,
3. Katalizör kaplı katot.

Sporlar, glikozla temas ettiğinde bir redoks reaksiyonu başlatıyor. Bu süreçte elektronlar ve protonlar açığa çıkıyor. Elektronlar, dış bir devre üzerinden hareket ederken, protonlar membran aracılığıyla iletiliyor. Bu elektriksel aktivite, kan şekeri seviyesine bağlı olarak değişiyor ve bir okuyucu cihazla ölçülebiliyor.

Potansiyeller ve Zorluklar

Taşınabilir bir cihaz olarak tasarlanan bu sensör, sürekli veri toplayarak bunları okuyucu bir cihaza iletiyor. Ancak bazı zorluklar hâlâ devam ediyor. Cihazın tepkime süresi şu anda bir saate kadar uzayabiliyor ve sensörün ne kadar süreyle kullanılabileceği ise hâlâ araştırma konusu.

Sonuç

Bu yenilik, invaziv olmayan kan şekeri ölçüm yöntemlerinin geliştirilmesinde önemli bir adımı temsil ediyor. İlerleyen dönemlerde yapılacak iyileştirmelerle birlikte, diyabet hastaları için ağrısız, güvenilir ve pratik bir alternatif olma potansiyeli taşıyor.

#Teknoloji #Sağlık #KanŞekeri #Diyabet #Yenilik

İsviçre’nin en büyük şehri olan Zürih, sadece ülkenin ekonomik merkezi olmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel çeşitliliğiyle de dikkat çeker. Türk nüfusunun en yoğun olduğu şehir olan Zürih, aynı zamanda dünyanın birçok farklı yerinden gelen yabancıların yaşadığı kozmopolit bir metropoldür. Bu durum, şehri hem dinamik hem de çok kültürlü bir yaşam alanı haline getirir.

GEZİLECEK YERLER

1. Zürih Gölü: Şehrin en popüler noktalarından biridir. Gölde tekne turları yapabilir veya kıyısında yürüyüş yaparak doğanın tadını çıkarabilirsiniz.
2. Altstadt (Eski Şehir): Tarihi sokakları, butik mağazaları ve ünlü kiliseleri ile Zürih’in ruhunu yansıtan bir bölgedir.
3. Bahnhofstrasse: Lüks alışverişin merkezi olarak bilinir. Dünyaca ünlü markaları bulabileceğiniz bu cadde, ziyaretçilerin ilgisini çeker.
4. Uetliberg Tepesi: Muhteşem Zürih manzarası için ideal bir nokta. Yürüyüş yapmayı sevenler için de popüler bir rota.
5. Kunsthaus Zürich: Avrupa’nın en önemli sanat galerilerinden biri olan Kunsthaus, sanatseverler için bir cennet.
6. Zürich Zoo: Aileler için eğlenceli bir seçenek olan hayvanat bahçesi, doğal yaşam alanlarına benzer şekilde tasarlanmıştır.

Zürih, kültürel çeşitliliği, doğal güzellikleri ve tarihî dokusuyla her yıl binlerce turisti kendine çekmeyi başarıyor. Bu şehirde, herkes için bir keşif noktası mutlaka bulunuyor!