Sosyal Medya

Gündem

WALLIS’TE MAHKEME: ÇOCUĞUNA SALDIRAN ÇOCUĞU DARP ETTİĞİ İDDİA EDİLEN ANNE YARGILANIYOR

yazar

Yayınlayan

on

Bir anne, kızını rahatsız eden 7 yaşındaki bir çocuğu darp ettiği iddiasıyla mahkemeye çıktı.

Wallis kantonundaki Hérens ve Conthey Mahkemesi, çarşamba günü 40 yaşındaki bir kadını yargıladı. Kadın, 7 yaşındaki Maël* isimli çocuğa saldırmakla suçlanıyor. Olayın, Ocak 2024’te okul yolunda meydana geldiği belirtildi.

Annenin ifadesine göre, Maël yıllardır kızına zorbalık yapıyordu. Olaydan birkaç gün önce kızını yere atıp dövdüğünü iddia eden anne, çocuğun başka bir çocuğa daha saldırdığını görünce müdahale ettiğini söyledi. İddialara göre kadın, çocuğu saçından çekerek yere düşürdü ve ardından tekme attı. Mağdurun ifadeleri ve savcılığın iddianamesi de bu senaryoyu destekliyor.

“BELKİ YAPMAMALIYDIM”

Mahkemede ifade veren anne, çocuğu yere yatırarak kontrol altına aldığını kabul etti ancak diğer suçlamaları reddetti. Hastanede tespit edilen morluğun eski bir yara olabileceğini savunarak, “Bir hemşire olarak yeni ve eski yaralar arasındaki farkı bilirim” dedi.

AVUKAT: “MÜVEKKİLİM MEŞRU MÜDAFAA HAKKINI KULLANDI”

Sanığın avukatı, savcılığın iddianamesini eleştirerek, yalnızca mağdurun anlatımına dayandığını öne sürdü. Tüm tanık ifadelerinin aynı yönde olmadığını belirten avukat, “En kötü senaryoyu bile kabul etsek, müvekkilim sadece meşru müdafaa hakkını kullandı” dedi ve beraat talebinde bulundu.

Mahkeme, kararını önümüzdeki günlerde açıklayacak.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

ZÜRİH’TE ROTTWEİLLER YASAKLARINA HUKUKİ DESTEK

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürich, 03.02.2025 – Zürih İdare Mahkemesi, 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girmesi planlanan Rottweiler yasağının uygulanmasını onayladı. Ancak, yasağın tamamen geçerli olup olmayacağı konusunda kesin bir karar verilmiş değil. Mahkemeye başvuran kişi, itirazların sonuçlanmasına kadar yasağın ertelenmesini talep etti.

Zürih Hükümeti, 2024 Aralık ayında açıkladığı yasağı, başvurular ve itirazlar değerlendirilene kadar ertelenmesini engelleyecek şekilde duyurmuştu. Mahkeme, hükümetin halkı koruma amacını makul buldu ve başvurucunun bazı temel haklarının sınırlanması gerektiği vurgulandı.

YASAĞIN ETKİLERİ

Zürih’teki Rottweiler popülasyonunun artmasını engellemeyi amaçlayan yasağın, yeni Rottweiler sahiplenmesini yasakladığı, kanton dışından gelen köpekler içinse tasma ve ağızlık takma zorunluluğu getirdiği belirtildi.

Mahkeme, bu önlemlerin köpek ısırma olaylarını engellemek adına doğrudan etkili olduğunu ifade etti. Rottweilerlerin yer aldığı saldırıların sıklığına dikkat çekilirken, bu tür olayların sayısının artma riski olduğu vurgulandı.

YASAĞA İTİRAZLAR DEVAM EDİYOR

Başvurucu, mahkemenin kararını daha yüksek bir mahkemeye, Federal Mahkeme’ye taşımak hakkına sahip. Zürih İdare Mahkemesi’ne birden fazla itiraz başvurusu yapılmış durumda. İtirazların ne zaman görüşüleceği ise henüz netlik kazanmış değil.

Zürih’teki Rottweiler sahiplerinin, 30 Haziran’a kadar sahiplenme izni başvurusu yapmaları gerektiği, başvurular işleme alınana kadar ise köpeklerin herhangi bir kısıtlama olmadan gezdirilebileceği bildirildi.

GEÇMİŞTEKİ OLAYLARIN ETKİSİ

Zürih Hükümeti, 2024 Ekim ayında Adlikon ve Winterthur’da yaşanan iki ciddi saldırı olayının ardından Rottweiler alımını yasaklama kararı almıştı. O dönemde kantonda yaklaşık 350 Rottweiler kayıtlara geçmişti.

Zürih’teki yasaklı ırklar listesinde 2010 yılından bu yana American Bull Terrier, Pitbull Terrier ve American Staffordshire Terrier gibi cinsler de yer almakta. Bu yasaklar, 2005 yılında Oberglatt’ta bir Pitbull’un altı yaşındaki bir çocuğu ölümcül şekilde ısırmasının ardından uygulanmaya başlanmıştı.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE’DE KADINLAR KALP DURMASINDAN SONRA DAHA AZ HAYATTA KALIYOR – SEBEBİ NE?

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’de kalp durması geçiren kadınların hayatta kalma oranı erkeklere kıyasla daha düşük. Yeni bir araştırma, kadınların yoğun bakıma daha az alındığını ve ileri tedavilerden daha az yararlandığını ortaya koydu.

ARAŞTIRMA SONUÇLARI ENDİŞE VERİCİ

Basel Üniversitesi ve Basel Üniversite Hastanesi’nden bilim insanları, 2008 ile 2022 yılları arasında İsviçre genelinde 42.000’den fazla hastanın verilerini inceledi. Critical Care dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, kalp durması sonrası hayatta kalan kadınların ölüm riski erkeklere göre daha yüksek.

Verilere göre, hayatta kalan kadınların %42’si daha sonra hayatını kaybederken, bu oran erkeklerde %36’da kaldı.

YOĞUN BAKIMA KABUL VE TEDAVİDE CİNSİYET FARKI

Kadınlar, yoğun bakım servislerine erkeklere kıyasla %18 daha az yatırılıyor. Ayrıca, kalp rahatsızlıklarında kullanılan invaziv (girişimsel) tedavilere erişimleri de daha sınırlı. Örneğin, kalp kateteri gibi ileri tedavi yöntemleri erkeklerde %54 oranında uygulanırken, kadınlarda bu oran %45’te kalıyor.

NEDEN KADINLAR DEZAVANTAJLI?

Uzmanlar, bu eşitsizliğin birkaç nedeni olabileceğini belirtiyor. Bunlar arasında biyolojik farklılıklar, toplumsal faktörler ve tıpta bilinçaltına yerleşmiş kalıplaşmış düşünceler öne çıkıyor. Kadınların kalp krizlerini farklı belirtilerle yaşaması ve bu nedenle teşhisin gecikmesi de hayati bir etken olarak gösteriliyor.

Uzmanlar, kadınların kalp hastalıkları konusunda daha fazla bilinçlendirilmesi ve tıbbi süreçlerde eşit tedaviye erişimlerinin sağlanması gerektiğini vurguluyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE, YUMURTA BAĞIŞINA YEŞİL IŞIK YAKIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

📌 Hükümet, üreme tıbbında reforma gidiyor

İsviçre hükümeti, üreme tıbbına yönelik katı düzenlemeleri gevşetmeye hazırlanıyor. Federal Konsey, tüp bebek tedavisinde yumurta bağışına izin vermeyi ve evli olmayan çiftlerin de bu tedaviye erişimini sağlamayı planlıyor.

Şu anda İsviçre’de yalnızca evli çiftler, kısırlık veya kalıtsal hastalık riski durumunda üreme tedavisine başvurabiliyor. Ancak mevcut yasa, sadece erkek kısırlığını göz önünde bulunduruyor ve yumurta bağışına izin vermiyor. Bu nedenle her yıl binlerce çift, tedavi için yurtdışına gitmek zorunda kalıyor.

TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER ETKİLİ OLDU

Sağlık Bakanı Elisabeth Baume-Schneider, değişimin gerekliliğini şu sözlerle vurguladı:

“Son 25 yılda tıbbi ilerlemeler yeni imkanlar sundu. Toplum değişti, aile modelleri, değerler ve beklentiler de buna paralel olarak farklılaştı. Mevcut yasa artık günümüz gerçeklerine uymuyor.”

Bu nedenle hükümet, yumurta bağışının yasallaştırılmasıyla birlikte bireylerin biyolojik kökenlerini öğrenme hakkını da güvence altına almak istiyor. Tıpkı sperm bağışında olduğu gibi, bağışçıların kayıt altına alınacağı bir sistem kurulacak. Böylece çocuklar, 18 yaşına geldiklerinde biyolojik ebeveynleri hakkında bilgi edinme hakkına sahip olacak.

BAĞIŞÇILARIN KORUNMASI İÇİN ÖNLEMLER

Baume-Schneider, kadınların yumurtalarını maddi sıkıntılar nedeniyle bağışlamak zorunda kalmalarının önüne geçecek yasal düzenlemeler getirileceğini de belirtti.

Bunun yanı sıra şu soruların da yanıtlanması gerekiyor:

🔹 Yumurta bağışına başvurabilecek çiftler için bir yaş sınırı olmalı mı?
🔹 Bir bağışçıdan kaç çocuk doğabileceği belirlenmeli mi?
🔹 Embriyo saklama ve kullanım süresiyle ilgili mevcut düzenlemeler gözden geçirilmeli mi?

İLK TEPKİLER OLUMLU

İlk değerlendirmeler, reformun olumlu karşılandığını gösteriyor. Sağlık etiği alanında çalışan Jürg Streuli, bu değişimin büyük bir sorumluluk getirdiğini ve sürecin dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Federal İçişleri Bakanlığı, yeni düzenlemelerin detaylarını 2026 yılı sonuna kadar tamamlamayı planlıyor.

📢 Sizce yumurta bağışının serbest bırakılması doğru bir adım mı?

YASAL UYARI: Bu haberin tüm yayın hakları www.isvicreninsesi.ch sitesine aittir. İçerikler, izinsiz olarak kopyalanamaz, paylaşılmaz ve sosyal medya platformlarında içerik üretimi amacıyla kullanılamaz. İsviçre dışındaki paylaşımlarda, haberin linki kaynak gösterilerek kullanılabilir. Sosyal medya platformlarında, sayfamız @isvicreninsesi etiketlenmeden paylaşım yapılması yasaktır.

Haberin Devamını Oku

Trendler