Avrupa
Türkiye’den Gelen Döner Önerisi AB’yi Hareket Geçirdi: Kritik Dönemeç
Döner Krizi Avrupa’yı Karıştırıyor: Türkiye’nin Döner İsteği Brüksel’de Tartışma Yarattı
Türkiye’nin dönerin Avrupa Birliği’nde tescil edilmesi için yaptığı başvuruda kritik bir dönemece girildi. Türkiye’nin döner etini koruma talebi, Brüksel’deki Avrupa Birliği yetkililerini ve et sektörünü harekete geçirdi. Uluslararası Döner Derneği (Udofed) tarafından sunulan bu teklif, dönerin Avrupa’nın “garantili geleneksel lezzetler” listesine alınmasını hedefliyor. Ancak, öneri mevcut üretim yöntemlerini değiştirecek ve özellikle Almanya’daki döner üreticilerini endişelendirecek kadar büyük bir etki yaratabilir. Şimdi, AB Komisyonu bu öneriyi değerlendirirken dönerin geleceği ve mevcut üretim yöntemleri üzerindeki etkileri tartışma konusu oldu.
Başvurunun Getireceği Değişiklikler
Başvurunun kabul edilmesi halinde, Almanya’da döner üretiminde kullanılan dana ve genç sığır ile hindi etinin kullanımı yasa dışı olacak. Türkiye’nin önerisi doğrultusunda, dönerin yalnızca en az on altı aylık sığır etinden veya en az altı aylık koyun etinden yapılması öngörülüyor. Alternatif olarak, tavuk göğsü ve/veya tavuk budundan yapılan dönerler kabul edilecek. Ayrıca, dönerin marine edilme süresi, et dilimlerinin kalınlığı ve marine süresi gibi detaylar da standart düzenlemeye tabi olacak.
Dönerin Korunması İçin Avrupa Başvurusu
Türkiye merkezli Uluslararası Döner Derneği (Udofed), dönerin Avrupa Birliği’nin “garantili geleneksel lezzetler” listesine dahil edilmesi için resmi bir başvuru yaptı. Bu talep, dönerin Avrupa genelinde belirli üretim kurallarına tabi olmasını gerektirebilir. Almanya, Fransa ve diğer AB ülkelerindeki et üreticileri, bu talebe karşı çıkarak geleneksel üretim yöntemlerinin kısıtlanacağı endişesini dile getiriyor.
Almanya’dan Tepkiler
Almanya’daki döner üreticileri ve restoran sahipleri, önerilen düzenlemeleri endişeyle karşılıyor. Almanya’nın Tarım Bakanı Cem Özdemir, sosyal medyada yaptığı açıklamada, dönerin Almanya’nın kültürel bir parçası olduğunu ve üretim kurallarının Türkiye’den gelen düzenlemelerle belirlenmemesi gerektiğini vurguladı. Bakanlık sözcüsü ise, bu önerilen kuralların ekonomik açıdan büyük etkiler yaratabileceği uyarısında bulundu.
Döner Üreticileri ve Tüketiciler Üzerindeki Etkiler
Alman Döner Üreticileri Derneği (Dehoga) ve diğer ilgili kuruluşlar, dönerin geleneksel yöntemlerle yapılmasının yasaklanmasının gastronomik işletmeler üzerinde ciddi sonuçlar doğuracağını belirtiyor. Özellikle sebze dönerlerinin yasaklanması, hem tüketiciler hem de restoranlar için önemli değişikliklere yol açabilir. Ancak, bu kurallar dönerin içeriğini değil, sadece üretim yöntemini etkileyecek.
Döner Dernekleri Arasındaki Bölünme
Uluslararası Döner Derneği’nin başvurusu, Türk Döner Üreticileri Derneği tarafından bile desteklenmemesi dikkat çekiyor. Bu anlaşmazlık, dönerin kültürel ve ticari önemine dair farklı bakış açılarını gözler önüne seriyor. Türkiye’den yapılan başvuruda, dönerin geleneksel yöntemlerinin korunması ve Türk kültürünün Avrupa’da tanınması hedefleniyor.
AB Komisyonu ve Gelecek Adımlar
Avrupa Komisyonu, 2022’de sunulan başvuruyu incelemeye devam ediyor. İtirazların kabul edilmesi durumunda, çözüm için bir istişare süreci başlayacak ve AB üye devletlerinin temsilcilerinden oluşan bir komite konuyu değerlendirecek. Bu komite, başvurunun kabul edilip edilmemesi konusunda oy çokluğuna dayalı bir karar verecek.
Önemli Rakamsal Veriler
Türk Döner Üreticileri Derneği’nin verilerine göre, Avrupa genelinde günlük yaklaşık 400 ton döner üretiliyor ve sektörde yaklaşık 60,000 kişi istihdam ediliyor. Almanya’da döner sektörü yıllık yaklaşık 2.4 milyar euro, Avrupa genelinde ise yaklaşık 3.5 milyar euro ciro elde ediyor.
Sonuç
Türkiye’nin dönerin “geleneksel ürün” olarak tescil edilmesi için yaptığı başvuru, hem Avrupa’daki döner üreticilerini hem de tüketicilerini yakından ilgilendiriyor. Başvurunun kabul edilmesi durumunda, döner üretiminde köklü değişiklikler yaşanması ve ekonomik etkilerin ortaya çıkması bekleniyor. Avrupa Birliği’nin vereceği karar, dönerin geleceğini ve bu süreçte yaşanacak değişiklikleri belirleyecek.
#DönerKrizi #ABTescil #DönerTartışması #AlmanyaTürkiye #DönerBaşvurusu #GelenekselÜrün #EURegulations #DönerStandartları #AlmanyaDöner #DönerSektörü #DönerÜretimi #TescilTartışması #Dönerİtirazları #EkonomikEtkiler #DönerPazar #TürkDöneri #DönerLobi #DönerYasağı #DönerTescili #DönerÜreticileri
Avrupa
BILL GATES’E KARŞI AÇILAN DAVA HOLLANDA MAHKEMELERİNDE DEVAM EDİYOR
“Covid-19 aşıları nedeniyle yaşanan iddia edilen sağlık sorunları, dünyanın en güçlü isimlerinden birini yargı karşısına çıkardı.”
BILL GATES’E HOLLANDADA AÇILAN DAVA: COVID AŞILARININ GÜVENLİĞİ SORGULANIYOR
Hollanda’daki Covid-19 eleştirmenlerinin Bill Gates’e karşı açtığı dava, önemli bir aşama kaydetti. Leeuwarden Mahkemesi, davanın Hollanda yargı yetkisi altında görülebileceğine hükmetti. Gates, mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle itirazda bulunmuş ancak bu girişim başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Dava, Hollanda’daki bir grup vatandaşın Gates’in yanı sıra eski başbakan Mark Rutte, eski sağlık bakanı ve hükümete danışmanlık yapan “Outbreak Management Team” üyelerine karşı açtığı toplu şikayet kapsamında ilerliyor. Vatandaşlar, Gates ve diğer yetkilileri Covid-19 aşılarının zararlı olduğunu bildikleri halde teşvik etmekle suçluyor. Ayrıca, davaya Gates’in kurucusu olduğu Bill & Melinda Gates Vakfı da dahil edilmiştir.
MAHKEMEDEN ÇARPICI KARAR
16 Ekim 2024’te açıklanan karara göre, mahkeme, şikayetlerin bağlantılı olması nedeniyle tüm davalıların aynı dosyada yargılanmasını “uygun” buldu. Mahkeme ayrıca, Gates’in iddiaların merkezinde yer aldığını ve davanın uluslararası bağlamda değerlendirilebileceğini belirtti.
Dava süreciyle ilgili yapılan açıklamada, “Hollanda sivil yargılama yasalarının 7. maddesi uyarınca, bir davalıya yönelik yetki sağlandığında, diğer davalıların da aynı yargılama sürecinde değerlendirilmesi mümkündür,” ifadeleri kullanıldı. Gates’in avukatları, Hollanda’nın yargı yetkisinin geçerli olmadığı savunmasını öne sürmüş, ancak bu talep reddedilmiştir.
MAHKEME MASRAFLARINI ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ
Mahkeme, Gates’i davacıların avukatlık masrafları dahil olmak üzere 1.406 Euro’luk bir tazminat ödemeye mahkum etti. Bu masrafların ödenmemesi durumunda ek ceza ve masrafların uygulanacağı belirtildi.
SUÇLAMALAR VE “BÜYÜK RESET” İDDİASI
Davacı grup, Gates’in ve diğer yetkililerin Covid-19 pandemisi sırasında uygulanan politikalar ve teşvik edilen aşılar yoluyla küresel bir değişim hedefleyen “Büyük Reset Projesi”ne dahil olduklarını öne sürüyor. Bu kapsamda Gates’in 2020’de yayınladığı iki YouTube videosu, aşıların güvenilirliği ve etkinliğiyle ilgili yanlış bilgiler verdiği gerekçesiyle dava dosyasına dahil edilmiştir.
Davacılar, bu yanlış bilgiler nedeniyle aşı olmaya ikna edildiklerini ve fiziksel ile psikolojik ciddi zararlar gördüklerini iddia ediyor. Şikayetçilerden birinin dava süreci sırasında yaşamını yitirdiği, geriye kalan altı kişinin ise hukuk mücadelesine devam ettiği öğrenildi.
GATES’İN DURUŞMASI 27 KASIM’DA
Gates’in dava sürecine kişisel olarak katılıp katılmayacağı henüz netleşmiş değil. Ancak mahkemenin bir sonraki duruşmayı 27 Kasım 2024 tarihinde yapacağı açıklandı.
Bu dava, Covid-19 politikaları ve küresel sağlık otoriteleri üzerindeki etkileriyle ilgili tartışmaları yeniden alevlendirecek gibi görünüyor. Gates ve diğer davalıların suçlamalar karşısında nasıl bir savunma yapacakları ise merak konusu.
Avrupa
GURBETÇİ ÇİFTİN 10 YILLIK BİRİKİMİ OLAN 8 KİLO VE 25 MİLYON LİRA DEĞERİNDEKİ ALTINLARI BANKA KASASINDAN BUHAR OLDU
Belçika’da yaşayan gurbetçi çift R.Ö. ve eşi Ü.Ö., 2014 yılından bu yana Türkiye’de, Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesindeki bir kamu bankasının kasasında güvenlik gerekçesiyle sakladıkları 8 kilo ve 25 milyon lira değerindeki altınlarının kaybolduğunu fark etti. Çift, durumu emniyete bildirerek suç duyurusunda bulundu.
Altınların Akıbeti Araştırılıyor
Kasada yaklaşık 8 kilo altının kaybolduğunu fark eden R.Ö., banka yetkililerine haber verdi. Yapılan incelemeler sonucunda kasanın boş olduğu belirlendi. Çiftin avukatı aracılığıyla emniyete başvuran çiftin şikayeti üzerine olay yeri inceleme ekipleri banka şubesinde çalışma başlattı. İncelemelerde, kasada çiftin aile üyelerinin yanı sıra farklı kişilere ait parmak izlerine rastlandı.
Soruşturma Derinleşiyor
Emniyet ve savcılık, olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütüyor. Soruşturma kapsamında kasaya çilingir müdahalesi yapıldığı ve kasadan çıkan farklı parmak izlerinin olduğu tespit edildi. Çiftin avukatı Samet Özaydın, aynı gün müvekkillerinin kendisine başvurduğunu ve birlikte bankaya giderek kasanın boş olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Özaydın, “Bizzat banka personeliyle ve banka müdürüyle görüştük, ancak sonuç değişmedi. Biz de müvekkillerle beraber emniyete şikayetçi olduk. Emniyet personeli ve ilgili savcı, geniş kapsamlı soruşturma yürütüyor. Kasada farklı parmak izleri mevcut. Kasaya zamanında çilingir işlemi gerçekleştirilmiş. Bu süreçte banka personeli, giren çıkanlar araştırılacak. Soruşturma devam ediyor. Soruşturmanın her aşamasında cezai ve hukuki tüm dava haklarımızı kullanacağız ve takipçisi olacağız” dedi.
8 Kilo Altının Değeri: 25 Milyon Lira
Çalındığı iddia edilen altınların güncel piyasa değerinin 21 ila 25 milyon lira arasında olduğu belirtiliyor. Savcılık, olayı aydınlatmak için delilleri topluyor ve banka yetkililerinin ifadelerine başvuruyor.
Güvenlik Endişeleri Yeniden Gündemde
Bu olay, yurt dışında yaşayan gurbetçilerin birikimlerini güvenli bir şekilde saklama konusunda yaşadıkları endişeleri bir kez daha gündeme getirdi.
#GurbetçiÇift #AltınHırsızlığı #Türkiye #Belçika #BankadaAltınKayıp #Afyonkarahisar #Soruşturma
Avrupa
ALMANYA’DA AŞI ÜRETİCİSİNE YAN ETKİLERİ AÇIKLAMA ZORUNLULUĞU: MAHKEMEDEN ÖNEMLİ KARAR
Almanya’nın Dresden Yüksek Eyalet Mahkemesi (OLG), Covid-19 aşılarının yan etkilerine dair şeffaflık taleplerini artıran önemli bir karara imza attı. AstraZeneca’ya yönelik açılan bir davada mahkeme, aşı üreticisini olası yan etkiler ve zarar bildirimleri hakkında ayrıntılı bilgi vermeye mecbur bıraktı. Mahkeme kararına göre, AstraZeneca, tıbbi kayıtları, hastalık bildirimleri ve ilgili düzenleyici kurumlarla yapılan yazışmaları davacıyla bağlantılı tüm detaylarıyla paylaşmak zorunda kalacak.
Davacının iddiasına göre, AstraZeneca aşısı sonrası yaşadığı ciddi sağlık sorunları nedeniyle beyin damarlarında pıhtı (trombosis) oluştu ve bu durum kendisini kalıcı şekilde etkiledi. 28 yaşındaki tıp öğrencisi, AstraZeneca’nın tromboz riskini sistematik olarak hafife aldığını savunarak tazminat talebinde bulundu.
Şirket ise, geniş çaplı klinik çalışmaların tromboz riskine dair bir artış göstermediğini belirterek, yalnızca kasti veya ağır ihmalkâr durumlarda sorumlu olduğunu iddia etti.
Bu dava, özellikle aşı kaynaklı sağlık sorunlarıyla ilgili şeffaflık taleplerini artırarak sağlık sektörü ve yasal süreçler açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Kararın, benzer şikayetler için Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde etkili olabileceği düşünülüyor.
#AstraZeneca #AşıYanEtkileri #Covid19Tazminat #Tromboz #Covid19 #Deutschland #Almanya #impfschaden
-
E-Dergi9 ay ago
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi8 ay ago
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam7 ay ago
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre9 ay ago
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem2 ay ago
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem9 ay ago
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem10 ay ago
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem10 ay ago
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!