Sosyal Medya

İsviçre

İsviçre’de Tecavüz Davalarında Önemli Değişiklik: Tecavüzün Süresi Artık Ceza Kriteri Olmayacak

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre Ulusal Meclisi Komisyonu, tecavüz suçlarının ceza değerlendirmesiyle ilgili önemli bir düzenlemeye gitti. Yeni karar doğrultusunda, tecavüzün süresi artık suçun cezasının belirlenmesinde bir kriter olarak dikkate alınmayacak. Bu değişiklik, daha önce geniş çapta eleştirilere ve ülke genelinde protestolara yol açmıştı.

Kararın Arka Planı:

Değişikliğin gerekçesi, üç yıl önce Basel’de verilen bir mahkeme kararına dayanıyor. Bu kararda, tecavüzün “diğer vakalara kıyasla daha kısa sürmüş” olması, suçun cezasının hafifletilmesine neden olmuştu. Bu durum, toplumda büyük bir tepki yaratmış ve Basel, Neuenburg, Lausanne ve Bern gibi şehirlerde protestolara yol açmıştı.

Yeni Düzenleme:

Yeni düzenlemeyle birlikte, tecavüzün süresi ceza belirleme aşamasında dikkate alınmayacak. Ancak, suçun süresi, gaddarlık boyutunu belirleyen bir faktör olarak değerlendirilmesine devam edilecek. Bu değişiklik, mağdurların yaşadığı acının daha adil bir şekilde ele alınmasını ve hukukun daha etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamayı amaçlıyor.

Gelecek Planları:

Komisyon ayrıca, ev içi şiddet bağlamındaki ağır suçların bireysel ceza düzenlemelerini gözden geçirmeyi planlıyor. Bu kapsamda, suçların daha adil bir şekilde değerlendirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılacak.

Tecavüz #AdaletDeğişikliği #İsviçreHukuku #KadınHakları #ŞiddetMağdurları #HukukDeğişikliği #AdilYargılama #Gaddarlık #KadınDestek #EvİçiŞiddet #ParlamentoKararı #isviçre #vergewaltigung

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

AARGAU’DA SOSYAL YARDIMI AZ BULAN SURİYELİ SIĞINMACI AİLE DAVASINI KAYBETTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Aargau kantonunda yaşayan bir Suriyeli aile, düşük sosyal yardımları gerekçe göstererek dava açtı. Ancak İsviçre Federal Mahkemesi, ailenin talebini reddetti.

Aile, Sosyal Yardımlarının Yükseltilmesini İstedi
Suriyeli aile, sosyal yardım miktarlarının, kabul edilen mültecilerle aynı seviyeye getirilmesini talep etmişti. 2017 yılından beri “geçici kabul” statüsünde bulunan aile, geri çevrilen sığınma başvurularının ardından sosyal yardım alıyordu. Ancak Aargau kantonunun sosyal yardım oranları, diğer kantonlara kıyasla düşük kalıyordu.

Federal Mahkeme Kararını Verdi: “Anayasaya Aykırı Değil”
Federal Mahkeme, Aargau kantonunun sosyal yardım oranlarının, yasal sınırlar içinde olduğunu belirterek, aileyi haklı bulmadı. Mahkeme, aileye sadece nakit yardım değil, aynı zamanda ücretsiz internet ve telefon bağlantıları, tam donanımlı bir ev gibi ek yardımlar da sağlandığını vurguladı.

Aargau’nun Sosyal Yardım Politikası
Mahkeme, Aargau kantonunun göçmenleri kabul etme ve sosyal yardım miktarlarını belirleme konusunda yetkili olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, sosyal yardımların yetersiz olduğu savını reddederek, asgari geçim standartlarının sağlandığını ifade etti.

Siyasi ve Hukuki Tartışmalar
Bu dava, Aargau kantonunun sosyal yardım politikaları konusunda tartışmalara yol açtı. Bern Üniversitesi’nin “İnsan Hakları Hukuk Kliniği” tarafından açılan dava, bazı eleştirmenler tarafından, Bern’in diğer kantonların iç işlerine müdahale olarak değerlendirildi.

Sonuç olarak, Federal Mahkeme, Aargau kantonunun uyguladığı sosyal yardım politikalarını onayladı ve davayı reddetti.

#Aargau #SosyalYardım #SuriyeAilesi #İsviçreHukuku #FederalMahkeme #GöçmenPolitikaları #İnsanHakları #SosyalAdalet #İsviçre #isvicre #isviçreninsesi #İsviçre #Schweiz #Suisse #Svizzera #Svizra #Switzerland #Suíça #Suiza #Švicarska #سويسرا #isviçrehaberleri #isvicre #isviçreninsesi #isviçredenhaberler

Haberin Devamını Oku

Gündem

ZÜRİH GÖLÜ KENARINDAKİ JACUZZİ’YE YASAK: FEDERAL MAHKEME KARARINI VERDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürich Gölü kıyısındaki Stäfa kasabasında, iki ev sahibi, göl kenarındaki kendi mülklerinde izinsiz olarak Jacuzzi ve kayık slip alanı inşa etti. Ancak, bu yapıların yasal olmayan bir şekilde yapıldığı ortaya çıktı ve sonrasında alınan mahkeme kararıyla, tüm yapılar altı ay içinde kaldırılacak.

Özetle:

  • İki ev sahibi, Zürich Gölü kıyısındaki kendi mülklerinde bir Jacuzzi, oturma alanı ve kayık slip alanı inşa etti.
  • Bu inşaatlar için gerekli olan yapı ruhsatları alınmamıştı.
  • İlk olarak Stäfa Belediyesi ve ardından Zürich Kantonu, inşaatlara onay vermedi.
  • Ev sahipleri, başvurularını Federal Mahkeme’ye taşımış, ancak yine de onay almadılar.
  • Mahkeme, yapılan yapıları göl kenarındaki doğal çevreyi bozuyor gerekçesiyle kaldırma kararı aldı.

İzin almadılar, mahkeme karar verdi
Ev sahipleri, dört yıl süren başvurulardan sonra, göl kenarındaki yapıları sonradan onaylatmak için yoğun bir çaba sarf etti. Ancak, bu başvurular Stäfa Belediyesi, Zürich Kantonu ve nihayetinde Federal Mahkeme tarafından reddedildi. Mahkeme, bu yapıları kamusal alanın korunmasına zarar verdiği ve göl kenarındaki doğal peyzajın bozulduğuna karar verdi.

Mahkeme, halkın yararını ön planda tutuyor
Mahkeme, doğal güzelliklerin korunması için verilen kararın, özel çıkarların önüne geçtiğini belirtti. Bu sebeple, ev sahiplerinin Jacuzzi, oturma alanı ve kayık slip alanı inşaatlarını altı ay içinde kaldırmaları gerektiği belirtildi.

Hangi yapılar kaldırılacak?
Karara göre, 2 metrelik Jacuzzi, oturma alanı, duvarlar ve kayık slip alanı kaldırılacak. Mahkeme, göl kenarındaki doğal yapının korunmasının önemli olduğunu vurguladı ve kamusal çıkarı savundu.

Haberin Devamını Oku

Gündem

KLORAMİNLEŞTİRİLMİŞ İÇME SUYU HALK SAĞLIĞI İÇİN TEHLİKE Mİ?

yazar

Yayınlayan

on

By

Amerika Birleşik Devletleri ve komşu ülkeler, içme suyunu dezenfekte etmek amacıyla uzun yıllardır kloramin kullanıyor. Ancak, bilim insanları ilk kez, bu işlem sırasında suyun içinde oluşan ve henüz tam olarak anlaşılmayan bir bileşiği tanımlamayı başardı. Bu keşif, içme suyundaki kimyasal bileşiklerin potansiyel sağlık etkilerini daha derinlemesine incelememize olanak tanıyacak.

Kloramin, özellikle kolera ve tifo gibi hastalıkların yayılmasını engellemek amacıyla, dünya genelinde içme suyu dezenfeksiyonunda kullanılan yaygın bir bileşiktir. Anorganik kloraminler, bu süreçte kullanılan başlıca dezenfektan maddelerdir. Amerika’da, 113 milyon kişi kloraminle dezenfekte edilmiş su içiyor. İsviçre’de ise kloraminleme işlemi yaygın bir uygulama değil, ancak İtalya, Fransa ve Kanada gibi ülkelerde bu yöntem sıklıkla kullanılmaktadır.

Son yapılan bir araştırma, kloraminle dezenfekte edilmiş içme suyunda, daha önce bilinmeyen bir toksik bileşiğin varlığını ortaya koydu. Amerikalı ve İsviçreli araştırmacılardan oluşan bir ekip, bu bileşiği Chlornitramid-Anion (Cl-N-NO2−) olarak tanımladı. Bu bileşik, anorganik kloraminlerin su içindeki parçalanma sürecinin bir sonucu olarak oluşuyor.

Kristopher McNeill, ETH Zürih Çevre Kimyası Profesörü, “Bu bileşik, 1980’lerin başından beri kloraminli içme suyunda oluştuğu biliniyor, ancak yapısının tam olarak belirlenmesi ancak şimdi mümkün olabildi,” diyerek, bu buluşun bilimin geldiği önemli bir noktayı işaret ettiğini belirtti. Önceki yıllarda yapılan araştırmalar, kloraminin parçalanma sürecini tam olarak anlamadıkları için bu bileşiği tanımlayamamıştı.

İsviçre’de Kloraminli İçme Suyu Kullanılmıyor

İsviçre’de kloraminle dezenfekte edilmiş içme suyu kullanılmadığı için, yapılan araştırmalarda İsviçre içme suyu, kontrol grubu olarak yer aldı. Juliana Laszakovits, ETH Zürih’ten bir araştırmacı, “İsviçre içme suyunda Chlornitramid-Anion bulunmamaktadır. İsviçre’de kloraminleme uygulamaları yaygın değildir ve bu yüzden burada yapılan araştırmalarda kontrol örneği olarak kullanılabilmiştir,” açıklamasını yaptı.

Chlornitramid-Anion’un Sağlık Üzerindeki Etkileri Henüz Bilinmiyor

Araştırmacılar, Chlornitramid-Anion‘un insan sağlığına etkilerini henüz inceleyebilmiş değil. Bu bileşiğin toksik olup olmadığı ya da kanser gibi hastalıklarla bir ilişkisi olup olmadığına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, içme suyu dezenfeksiyonunun bazı toksik bileşikler oluşturabileceği genel olarak bilinmektedir. Julian Fairey, Arkansas Üniversitesi’nden bir profesör, “Bu tür toksik bileşiklerin uzun vadede, yıllarca su içen bazı bireylerde kanser gibi kronik hastalıklara yol açması muhtemeldir,” dedi. Ancak, hangi kimyasalların bu tür sağlık sorunlarına yol açtığı henüz netleşmiş değil.

Araştırmaların Devam Etmesi Gerekiyor

Chlornitramid-Anion‘un sağlık üzerindeki etkileri ve bu bileşiğin kanserle ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, bu bileşiğin diğer sağlık riskleriyle bağlantısı araştırılacak. Şu anda, bilim insanları ve denetleyici kurumlar, bu kimyasalın potansiyel tehlikelerini belirlemek amacıyla çalışmalarına devam ediyor.

Yeni keşfedilen bu bileşiğin kimlik tespiti, bilimsel araştırmalar için önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Bu keşif, kloraminle dezenfekte edilmiş suyun potansiyel toksik etkileri konusunda daha derinlemesine bilgi edinmemize yardımcı olacak.


#Sağlık #İçmeSuyu #Çevre #BilimAraştırmaları #İsviçre #Kloramin

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler