Connect with us

Gündem

Freitodbegleitung (ÖLÜM YARDIMI) MERKEZİNİN HALKA VERGİ OLARAK NE KADAR MALİYETİ VAR?

yazar

Published

on

İsviçre’nin Solothurn kantonunda, bu yılın başında açılan Freitodbegleitung (ölüm yardımı) merkezi, kamu maliyesi üzerinde önemli bir yük oluşturuyor. Pegasos Swiss Vakfı tarafından işletilen merkez, gönüllü olarak yaşamdan çıkmak isteyen kişilere hizmet veriyor. Ancak, merkezin faaliyetleri ve devletin bu süreçteki maliyetleri, yerel halkın ve siyasetçilerin gündeminde.

Merkezin Faaliyetleri Yasal mı?

Roderis köyü yakınlarında bulunan arazide, vakıf bir bina ve gölet inşa etti. Ancak, vakfın bu bölgedeki faaliyetlerinin yasal olup olmadığı hala inceleniyor. Nunningen belediye yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre, bu konuda henüz net bir karar verilmedi. Bölge halkı ise, merkezi destekleyen ve karşı olan iki ayrı grup arasında gerilim yaşanmasına neden oldu. Eleştirmenler, merkezi yasal olmayan bir şekilde faaliyet gösterdiği iddialarını dile getirerek, belediyeye bir dilekçe sundu.

Devlete Ekstra Yük ve Maliyetler

Nunningen Kantonal Meclisi üyesi Kuno Gasser (Orta), bu durumu araştırmak üzere Solothurn hükümetine başvurdu. Gasser, vakfın faaliyetlerine dair gerekli izinlerin olup olmadığını ve kantona getirilen maliyetleri sorguladı. Hükümet, Pegasos’un yalnızca ölüm yardımı hizmeti sağladığını, sağlık hizmeti sunmadığını belirtti. Her ölüm için sağlanan Natrium-Pentobarbital infüzyonu dışında başka bir tıbbi müdahale yapılmadığı ifade edildi.

Ancak, her ölüm için kamuya yaklaşık 3.000 Frank bir maliyet yansıdığı belirtiliyor. Bu masraflar, Solothurn kantonunun vergi ödeyicileri tarafından karşılanmakta. Pegasos, yılda yaklaşık 300 ölüm yardımı gerçekleştiriyor ve çoğunlukla yurtdışından başvurular alıyor. Gasser, bu durumun adil bir şekilde düzenlenmesi için federal yasaların değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

İdari Masraflar ve Ekstra Yükler

Freitodbegleitung hizmetlerinin bir başka yükü ise Dorneck-Thierstein Zivilstandesamt’a (Nüfus Dairesi) geliyor. Bu daire, ölüm işlemleri sırasında ilave idari işlem yapıyor. Ancak, yasa gereği, bu işlem için herhangi bir ücret alınamadığı ve dolayısıyla bu masrafların da vergi mükellefleri tarafından karşılandığı ifade ediliyor.

Pegasos, her ölüm yardımı için yaklaşık 10.000 Frank talep etse de, bu ücretin çoğunluğu idari ve ek masraflara gidiyor. Kuno Gasser, bu durumun daha kapsamlı bir yasal değişiklik gerektirdiğini belirtiyor ve bu tür hizmetlerin devlet tarafından nasıl karşılanacağına dair daha şeffaf ve adil bir düzenleme yapılması gerektiğini savunuyor.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DUISBURG’DA KORKUNÇ SALDIRI: 9 YAŞINDAKİ İLKOKUL ÖĞRENCİSİ AYŞEGÜL 15 YAŞINDAKİ ERKEK ÖĞRENCİNİN TUVALETTE SALDIRISINA UĞRADI

yazar

Published

on

By

Almanya’nın Duisburg kentinde, bir ilkokul öğrencisi okul tuvaletinde 15 yaşındaki bir gencin saldırısına uğradı. Ayşegül (9) adlı küçük kız, annesinin ifadesine göre boğulma tehlikesi geçirerek ölümden döndü. Ailesi, hem saldırgana hem de okul yönetimine tepkili.

Olay Nasıl Gerçekleşti?

Olay, salı günü öğle saatlerinde Sternstraße İlkokulu’nda meydana geldi. Ayşegül, bahçeden geçerek okulun kızlar tuvaletine girdi. Ellerini yıkadığı sırada, 15 yaşındaki erkek öğrenci kızlar tuvaletine girerek aniden yanına yaklaştı ve hiçbir şey söylemeden küçük kıza saldırdı.

Anne, yaşananları şöyle anlattı:
“Kızımı yakaladı, defalarca yüzüne ve vücuduna vurdu. Daha sonra onu boğmaya çalıştı. Ayşegül elinden geldiğince direndi ancak sonunda gücü tükendi. Eğer o sırada başka bir kız içeri girmeseydi, kızım bugün hayatta olmayacaktı.”

Saldırgan Tespit Edildi

Saldırının ardından kaçan zanlı, güvenlik kameralarından elde edilen görüntüler ve tanık ifadeleri sayesinde iki gün sonra yakalandı. Gözaltına alınan 15 yaşındaki Alman- Türk Leon A., çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Leon A.’nın, polis tarafından tanınan bir isim olduğu öğrenildi.

Aileden Tepki

Ayşegül’ün annesi, yaşananlara büyük tepki gösterdi:
“Biz kızımıza hep gözümüz gibi baktık, onu koruduk. Ama bu korkunç olay her şeyi mahvetti. Kızım artık eski halinden çok uzak. Olay sonrası sürekli korku içinde.”

Küçük kızın vücudunda birçok morluk ve sıyrık bulunuyor. Olayın ardından okul yönetimi güvenlik önlemlerini artırdı; bir güvenlik görevlisi görevlendirildi ve çocukların tek başına dış tuvaletlere gitmesi yasaklandı. Ancak Ayşegül’ün ailesi için bu önlemler yeterli değil.

Yeni Bir Başlangıç Planı

Aile, yaşanan travmayı atlatabilmek için taşınmayı düşünüyor:
“Kızımızın yeni bir ortamda, bu olaydan uzakta hayatına devam etmesi için taşınmayı planlıyoruz.”


Duisburg #OkulGüvenliği #ÇocukHakları #Adalet #AyşegülünHikayesi #almanya #gurbetci #avrupa #haber #deutschland #türkiye

Continue Reading

Dünya

COVID-19’UN ETKİLERİ: LONG-COVID VE AŞI YAN ETKİLERİ SAĞLIK SİSTEMİNİN AÇIKLARINI GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR

yazar

Published

on

By

Eckart von Hirschhausen’ın yeni belgeseli, Long-Covid hastalarının ve aşı sonrası sağlık sorunları yaşayanların sağlık sisteminde karşılaştığı zorlukları çarpıcı bir şekilde ele alıyor. “Hirschhausen und der lange Schatten von Corona” adlı yapım, pandeminin bireyler üzerindeki uzun vadeli etkilerini ve çözüm bekleyen sorunları gündeme taşıyor.

Çarpıcı Örnekler

  • Kabare sanatçısı Christine Prayon, ikinci COVID-19 aşısı sonrası kalp hasarı ve dolaşım bozuklukları gibi ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirtti. “Her iyileştiğimi düşündüğümde yeniden kötüleşiyorum,” diyen Prayon, sağlık sisteminden destek göremediğini ifade etti.
  • ME/CFS hastaları, temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanırken, sağlık sistemi içindeki bürokratik engellerle mücadele ediyor.

Ruhsal Sağlık Üzerindeki Etkiler

Pandeminin psikolojik etkileri de belgeselin odak noktalarından biri. İkinci karantina sırasında derin bir depresyon geçiren Karl, terapiler sayesinde toparlanmayı başaran isimlerden. “Hayata dönme kararımı terapi sürecine borçluyum,” dedi.

Sistemin Eksikleri

Hirschhausen’ın çalışması, sağlık sistemindeki boşlukları da gündeme getiriyor. Yetersiz uzmanlık, uzun bekleme süreleri ve finansal destek eksikliği, mağdurların sorunlarını daha da ağırlaştırıyor.

Belgesel, ARD Mediathek’te yayında ve 18 Kasım’da saat 20.15’te Almanya’nın birinci kanalında gösterilecek.

#COVID19 #LongCovid #AşıYanEtkileri #SağlıkSistemi #PandemiEtikleri #PsikolojikSağlık #HirschhausenDoku

Continue Reading

Gündem

TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ

yazar

Published

on

By

İsviçre Federal İdare Mahkemesi (BVGer), Türkiye’den gelen sığınmacılarla ilgili artan şekilde sertleşen uygulamaları destekleyen iki önemli karar aldı. Bu kararlar, Türkiye’de haklarında ceza soruşturması başlatılan sığınmacılar için daha fazla ret kararı ve bekleyen şikayetlerin olumsuz sonuçlanmasına neden olabilir. İsviçre Mülteci Yardım Kuruluşu (SFH), Türkiye’deki durumun değişmediğini iddia ederek, insan hakları ihlalleri ve bağımsız yargılama güvencesinin bulunmaması nedeniyle karara sert eleştiriler yöneltti.


📜 FEDERAL İDARE MAHKEMESİ’NDEN ÇARPICI KARARLAR

BVG İsviçre Federal İdare Mahkemesi tarafından açıklanan koordinasyon kararı iki temel noktada yeni düzenlemeler getirdi:

  1. Ceza Soruşturmalarına Bakış:
    • Türkiye’de “Cumhurbaşkanına hakaret” ve/veya “terör örgütü propagandası” suçlamalarıyla haklarında ceza soruşturması başlatılan kişilerin, anavatanlarında genel olarak siyasi bir takibata maruz kalma riski taşımadığı değerlendirildi.
  2. Hakkâri ve Şırnak’a İade:
    • 2013’ten bu yana geçerli olan, Hakkâri ve Şırnak’a iade edilmenin genelde kabul edilemez olduğuna dair uygulama kaldırıldı.
    • Mahkeme, güvenlik durumunu yeniden değerlendirdi ve bu bölgelere iadelerin artık bireysel olarak incelenmesi gerektiğini belirtti.

⚖️ İNSAN HAKLARI DURUMU VE SFH ELEŞTİRİLERİ

  • Değişmeyen İnsan Hakları İhlalleri:
    İsviçre Mülteci Yardım Kuruluşu SFH, Türkiye’deki insan hakları durumunun yıllardır kötü bir seviyede olduğunu, bağımsız ve adil yargılama güvencesinin bulunmadığını vurguladı.
  • Kanıt Zorunluluğu:
    Mahkemenin kararı sonrası, Türk ya da Türkiye’den gelen sığınmacıların kendilerine yönelik adil olmayan bir yargılama riski ve kişisel takip riskini ispatlaması daha zor bir hale geldi.
  • Sonradan Ortaya Çıkan Riskler (Nachfluchtgründe):
    SFH, İsviçre’deki siyasi faaliyetleri nedeniyle Türk hükümeti tarafından hedef alınma riski bulunan kişilerin korunması gerektiğini hatırlattı.

🌍 GÜVENLİK DURUMU: HAKKÂRİ VE ŞIRNAK

SFH, Hakkâri ve Şırnak gibi Irak sınırına yakın olan bu bölgelerin hala güvensiz olduğunu ve sürekli gözlem altında tutulması gerektiğini belirtti.

  • Vulnerabilite ( Vulnerabilite: Sığınmacının yaşadığı zorluklar veya hassasiyetler) ve Özel Durumlar:
    SFH, bireysel değerlendirmelerde, özellikle sığınmacıların hassas durumlarının ve diğer geri dönüşü zorlaştıran koşulların dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
  • TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA TALEPLERİNDE DÜŞÜŞ
  • Türkiye’den İsviçre’ye yapılan sığınma başvurularında kabul oranı son yıllarda ciddi bir düşüş gösterdi. 2021 yılında bilhassa 2016 yılı sonrası siyasi sığınma başvurularındaki kabul oranlarıyla beraber %86,6 olan kabul oranı, 2024 itibarıyla %32,9’a geriledi. Bu durum, sahte belgelerin artışı ve İsviçre’nin daha sıkı inceleme politikalarına bağlanıyor.

#İsviçre #Asylpolitik #İnsanHakları #SFH #iltica #sığınma #avrupa #sondakika #almanya #isviçretürkler #isviçredehayat #isviçrehaberleri #isviçreninsesi

Continue Reading
Advertisement

Trendler