Gündem
Antalya’da Tersine Göç Trendi
“Antalya’da Yabancı İkamet İzni Sayısında Büyük Düşüş: 2023 Göç Trendleri Değerlendirildi”
Antalya’da, Türkiye genelindeki yabancıların ikamet izinlerinde önemli bir düşüş yaşandı. Göç İdaresi Başkanlığı’nın 2023 yılına ait verileri açıklamasıyla birlikte, ülkede ikamet izni bulunan yabancıların sayısında 247 bin kişilik bir azalma kaydedildi. Bu düşüş, son yılların en büyük göç hareketlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
2019 yılında 1 milyon kişiyi aşan ikamet izni sahibi yabancı sayısı, özellikle 2020’de pandemiyle birlikte 214 binlik bir düşüş yaşamıştı. Ancak 2021’de yeniden artışa geçerek 1 milyonu aşmıştı. Fakat 2023’te yaşanan 247 binlik azalış, önceki düşüşlerin ötesine geçtiği ve göçün ciddi bir şekilde etkilendiğini gösterdi.
Bu düşüşün sebepleri arasında ekonomik zorluklar, hayat pahalılığı, uluslararası yaptırımların etkisi öne çıkıyor. Özellikle Rusya Federasyonu’na yönelik yaptırımların artması ve Rus gençlerin askere çağrılması gibi faktörler, yabancıların ülkeden ayrılmasında etkili oldu.
İstanbul ve Antalya gibi büyük şehirlerde yaşayanların ayrılışlarının başı çektiği bu düşüş, Türkiye’deki ikamet politikalarındaki değişikliklerin de bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Kısa süreli izinlerin sonlandırılması ve ikamet süreçlerinin daha sıkı hale getirilmesi, göçü etkileyen faktörler arasında yer alıyor.
Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın da göç trendlerini etkilediği açık. Savaştan sonra Türkiye’ye gelen Ukraynalı ve Rus vatandaşlarının bir kısmının ülkelerine döndüğü veya Batı ülkelerine gittiği gözlemlendi. Bu dönemde “ikincil koruma” statüsüyle kalanların da hareketliliği, genel göç trendlerinde belirleyici oldu.
Türkiye’den ayrılan yabancıların büyük çoğunluğu İstanbul, Antalya ve Ankara gibi büyük şehirlerde ikamet ediyordu. Ancak yaşanan düşüş, ülke genelindeki göçün heterojen dağılımını da gösteriyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’deki göç politikalarının yanı sıra uluslararası ilişkilerin ve bölgesel olayların göç trendleri üzerindeki etkilerini vurguluyor. Göçün gelecekteki seyrini belirleyecek faktörler arasında ekonomik durum, siyasi ilişkiler ve ülkeler arası gelişmeler önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor.
Yabancı İkamet İzni ve Göç Trendleri:
- Genel Göç Trendleri:
- 2011’e kadar yıllık ortalama 200 bin civarındaki yabancı ikamet sayısı, Suriye iç savaşının başlamasıyla artış gösterdi.
- Savaş sonrası yıllarda yıllık artışlarla 2019’da ilk kez 1 milyon sınırını aştı.
- Pandemi nedeniyle 2020’de 214 bin düşüş yaşandı, ancak 2021’de tekrar 1 milyon sınırını geçti.
- 2022’de 40 bin yeni izinle 1 milyon 354 bine ulaştı.
- 2023’teki Büyük Düşüş:
- 2023’te ikamet izniyle Türkiye’de bulunan yabancı sayısı 247 bin 62 kişi azalarak 1 milyon 107 bin 32’ye düştü.
- Önceki en büyük düşüş pandemi yılı 2020’de yaşanmıştı.
- En fazla ayrılış İstanbul ve Antalya gibi büyük şehirlerde görüldü.
- Ayrılışın Nedenleri:
- Ekonomik sorunlar, hayat pahalılığı, uluslararası yaptırımlar, Rus gençlerin askere çağrılması gibi faktörler etkili oldu.
- Türkiye’deki ikamet politikalarındaki değişiklikler ve kısa süreli izinlerin sonlandırılması da etkili oldu.
- İkinci Koruma Statüsü ve Savaşın Etkisi:
- Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Türkiye’ye gelen Ukraynalı ve Rus vatandaşlarının hareketliliği dikkat çekti.
- Bu dönemde “ikincil koruma” statüsüyle kalanların ülkelerine dönüşleri veya Batı ülkelerine gitmeleri gözlendi.
- İltica ve Diğer Göç Verileri:
- Almanya’ya yapılan iltica başvurularında artış görüldü, Suriyeliler ve Türkiye’den gelen başvurular öne çıktı.
- Almanya’daki hükümet, düzensiz göçü sınırlamak için adımlar atmaya çalışıyor
Gündem
BERN’DE CUMHURİYET BAYRAMI COŞKUSU
BERN – Cemil Baysal
Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. kuruluş yıldönümü, İsviçre’nin başkenti Bern’deki Türkiye Büyükelçiliği konutunda düzenlenen görkemli bir törenle kutlandı. İsviçre’deki Türk vatandaşları ve Bern’deki yabancı Diplomatların katılımıyla gerçekleşen kutlamada, Cumhuriyet coşkusu ve Atatürk’e duyulan minnet dolu anlar öne çıktı.
Büyükelçilik Residansında düzenlenen etkinliğe İsviçre’deki Türk toplumundan önde gelen isimler ve çok sayıda davetli katılırken, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları saygıyla anıldı.
“Türk Toplumuna Köprü Kurma Görevi Düşüyor”
Türkiye’nin Bern Büyükelçisi Emine Ece Özbayoğlu Acarsoy, konuşmasında Cumhuriyet’in kazanımlarına dikkat çekerek, İsviçre’deki Türk toplumunun Türkiye ile İsviçre arasındaki bağları kuvvetlendirmedeki rolüne vurgu yaptı. “Türk toplumu, İsviçre’deki başarılarıyla ülkemizin en güzel temsilcileridir,” diyen Büyükelçi Acarsoy, katılımcılara teşekkür ederek, Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutladı.
Acarsoy ayrıca, görev süresi boyunca Türk toplumunun dayanışmasının kendisine güç verdiğini belirterek, “Sizlerin destekleri, bu süreçte en değerli motivasyon kaynağım oldu,” diyerek İsviçre Türk toplumunun desteklerine olan minnettarlığını dile getirdi.
“Cumhuriyet’in Emanetini Taşımak Hepimizin Görevi”
Etkinlikte bir konuşma yapan Türkiye’nin Zürih Başkonsolosu Büyükelçi Fazlı Çorman, Cumhuriyet’in 101. yılında bu önemli emaneti yaşatma sorumluluğunu hatırlattı. “101 yıl önce, Atatürk’ün önderliğinde, büyük fedakarlıklarla kurulan Cumhuriyet, genç ve dinamik nüfusuyla dünyada barışı hedefleyen güçlü bir vizyonla ilerlemeye devam ediyor,” dedi. Çorman ayrıca, Cumhuriyet’in temellerinde yatan özveriyi hatırlatarak, bu değerin gelecek nesillere aktarılması gerektiğini vurguladı.
Başkonsolos Çorman, “Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda hedeflerimize kenetlenmiş bir şekilde yürüyerek, İsviçre Türk toplumu olarak ülkemizi daha ileriye taşıyacağız,” ifadeleriyle İsviçre’deki Türk toplumunun birlik ve dayanışma ruhunu pekiştirdi.
Bu anlamlı gün, İsviçre’de yaşayan Türk toplumu ve dostları için Cumhuriyet’in değerini bir kez daha yaşatırken, etkinlik sonunda yapılan geleneksel ikramlar ve sohbetlerle birlikte coşku dolu bir bayram kutlaması olarak hafızalara kazındı.
#Bern #Cumhuriyet101 #TürkToplumu #isviçre #isviçredeyaşam #isviçreninsesi #isviçrehaberleri #berntürkbüyükekelçiliği #zürihtürkbaşkonsolosluğu #türkische #schweiz #
Gündem
FEDERAL HÜKÜMET İNDİRİM KURALLARINI GEVŞETTİ
İsviçre Federal Hükümeti, fiyat indirimleri ve fiyat karşılaştırmalarına yönelik kuralları esneten yeni bir düzenleme getirdi. Bu değişiklik, perakendecilere fiyat bilgilerini daha serbest bir şekilde sunma olanağı tanırken, tüketici koruma kurumları tarafından tepkiyle karşılandı.
Yeni düzenleme kapsamında, perakendeciler artık ürünleri ve hizmetleri üzerindeki eski fiyatlarıyla kıyaslama yaparken daha geniş bir esnekliğe sahip olacak. Önceden bir ürünün fiyatı, yalnızca belirli bir süre geçerli olan önceki fiyatına göre yarı süreli bir karşılaştırma yapılabiliyordu ve bu süre en fazla iki ayla sınırlıydı. Ancak, 1 Ocak 2025’ten itibaren yürürlüğe girecek olan değişiklikle, perakendeciler, ürünleri önceki fiyatlarıyla daha uzun süre karşılaştırabilecekler. Bu, örneğin bir ürünün 30 gün boyunca satışa sunulduğu yüksek fiyat üzerinden sınırsız süreli indirim olarak gösterilebileceği anlamına geliyor.
Düzenlemenin Perakendecilere Sağladığı Esneklik
Federal Hükümet, yeni düzenlemeyle perakendecilerin fiyat bilgilerini daha esnek bir şekilde sunmalarına olanak tanıyor. Bu esneklik, özellikle fiziksel mağazalarda etiket değişikliği ve fiyat güncelleme işlemlerini azaltarak operasyonel yükü hafifletmeyi hedefliyor. Ayrıca, bir ürün ya da hizmet stoklardan çekilip yeniden satışa sunulduğunda, daha önceki satış fiyatını kullanarak fiyat karşılaştırması yapılmasına izin veriliyor. Bu düzenleme, özellikle çevrimiçi ve fiziksel mağazalar için bürokratik işlemleri kolaylaştırmayı amaçlıyor.
Tüketici Koruma Tepkili
Ancak, Tüketici Koruma Vakfı bu değişikliğe sert bir dille karşı çıktı. Vakıf Başkanı Sara Stalder, Federal Hükümet’in yeni düzenlemesinin tüketiciler için şeffaflık sorunları yaratabileceğini belirtti. Stalder’e göre, perakendecilerin ürün fiyatlarını daha uzun süre boyunca “indirimde” gibi göstermesi, tüketicilerin fiyat karşılaştırmalarına olan güveni sarsabilir. Stalder, “Bu düzenleme, tüketiciler için indirimlerin güvenilirliğini tehlikeye atıyor. Satıcılar yüksek fiyatları kısa bir süre için uygulayıp, ardından uzun bir süre boyunca bu fiyatları indirimli gibi gösterebilirler. Bu, gerçek bir indirim değil, yanıltıcı bir fiyatlandırma politikası olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Stalder, ayrıca Federal Hükümet’in düzenlemeyi duyururken yalnızca perakendeciler için sağladığı esneklik ve bürokratik hafifleme avantajlarını vurguladığını, ancak tüketicilerin güvenilir bir fiyatlandırma sistemi beklentilerine hiç değinmediğini ifade etti.
Federal Hükümet Ne Hedefliyor?
Federal Hükümet, bu yeni düzenlemeyle birlikte perakendecilerin fiyat etiketleme süreçlerini kolaylaştırmayı ve fiyatlandırma konusundaki hareket alanlarını genişletmeyi amaçlıyor. Özellikle İsviçre’nin çevrimiçi alışveriş hacminin hızla artması ve perakendecilerin daha rekabetçi bir yapıya bürünmesi, bu değişikliğin temel gerekçeleri olarak gösteriliyor. Federal Hükümet yetkilileri, perakendecilerin fiyatlandırma stratejilerinde özgürlük sağlamanın, sektör genelinde verimliliği artıracağı görüşünde.
Yeni Düzenlemenin Olası Etkileri
Bu değişiklik, tüketici koruma uzmanları ve ekonomik gözlemciler tarafından dikkatle takip ediliyor. İsviçre’de birçok tüketici, özellikle ekonomik baskılar nedeniyle uygun fiyatlı ürünlere yönelirken, indirimlerin ve fiyat karşılaştırmalarının güvenilirliği büyük önem taşıyor. Federal Hükümet’in bu düzenlemesi, perakende sektöründe esnekliği artırırken, uzun vadede tüketici güvenine etkilerinin ne olacağı merak konusu.
#Ekonomi #İsviçre #İndirimKuralları #TüketiciKoruma #Migros #FiyatŞeffaflığı #SaraStalder
Gündem
CAZIS CEZAEVİNDE MÜSLÜMAN MAHKUMLARA DOMUZ ETİ VERİLDİ
Graubünden kantonundaki Realta Cezaevi’nde, Müslüman mahkumlara yanlış etiketlenmiş domuz eti içeren gıdalar verildiği ortaya çıktı. Cezaevinde yapılan denetimde dana eti olarak sunulan bazı ürünlerde domuz eti bulundu. Skandalın ardından cezaevi mezbahası kapatılırken, görevli kasap görevden alındı.
Yetkililer, Cazis GR’deki cezaevinde birkaç mahkumun şikayeti üzerine Eylül ayında arama yapıldığını, bu sırada dokuz ayrı üründe dana eti yerine domuz eti tespit edildiğini belirtti. Yapılan analizde bir ürünün yüzde 67 oranında domuz eti içerdiği ortaya çıktı. Kanton Adalet Dairesi Başkanı Mathias Fässler ve kanton hükümeti, olayın ortaya çıkmasının ardından Müslüman mahkumlardan özür dileyerek, sorumluluğu üstlendiklerini açıkladı. Cezaevi yönetimi, et ürünlerinin dış tedarikçilerden temin edileceğini bildirdi.
Adalet Dairesi Başkanı Peter Peyer, olayın kasıtlı olup olmadığını belirlemek amacıyla savcılık tarafından soruşturma başlatıldığını, olayın ciddi bir hata veya olası ayrımcı bir motivasyon içerip içermediğinin araştırılacağını vurguladı. Cezaevindeki 200 mahkumdan yaklaşık yarısının Müslüman olduğu bilgisi paylaşıldı.
Cezaevi yetkilileri, bu yanlış etiketleme skandalının mahkumların dini hassasiyetlerine duyarsız bir şekilde gerçekleştiği gerekçesiyle geniş çaplı bir inceleme başlatıldığını duyurdu.
#CazisCezaevi #DomuzEtiSkandalı #Graubünden #MahkumHakları #DiniHassasiyet #İsviçreAdalet #YanlışEtiketleme #CezaeviGüvenliği #Soruşturma
-
E-Dergi8 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi8 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam6 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre8 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem10 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!
-
Gündem2 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI