Gündem
GENÇ, EINSIEDELN MANASTIRI’NDA SİYAH MADONNA’YA ZARAR VERDİ
Einsiedeln Manastırı’nda Cumartesi günü yaşanan olay, ibadet edenleri ve manastır yönetimini derinden sarstı. Ruhsal sorunları olduğu belirtilen 17 yaşındaki bir genç, kutsal kabul edilen Siyah Madonna heykelinin kıyafetlerini ibadet edenlerin gözü önünde zorla çıkardı.
Manastır yönetiminden yapılan açıklamada, 15. yüzyıldan kalma ve her yıl yüzbinlerce kişi tarafından ziyaret edilen bu değerli eserin hafif hasar gördüğü belirtildi. “Bu üzücü olayda daha ciddi bir zarar meydana gelmediği ve kimsenin fiziksel olarak zarar görmemesi bizi bir nebze olsun teselli ediyor,” ifadeleri kullanıldı.
Manastır yönetimi, olay sırasında kutsal mekânda bulunan kişilerin manevi açıdan derin bir şekilde sarsıldığını vurguladı. Açıklamada, “Dualarımız, dini duyguları incinen tüm ziyaretçilerimizle birlikte, polisin gözetim altına aldığı şahıs içindir,” denildi.
Olayın ardından hızlı bir şekilde müdahale eden Schwyz polisi, zanlının tıbbi bir kuruma sevk edildiğini açıkladı. Polis sözcüsü Roman Gisler, saldırının motivasyonunun henüz bilinmediğini ve soruşturmanın sürdüğünü ifade etti.
Manastır yönetimi, polise ve manastır personeline hızlı ve etkili müdahaleleri için teşekkür ederek şu açıklamayı yaptı: “Einsiedeln Manastırı’nı bir barış ve uzlaşma yeri olarak koruma çabalarımız kapsamında bu üzücü olayı, dualarımızı güçlendirmek için bir vesile olarak görüyoruz.”
Bu kapsamda, 17 Kasım Pazar akşamı saat 18.15’te özel bir dua etkinliği düzenleneceği duyuruldu.
Gündem
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
İsviçre Federal İdare Mahkemesi (BVGer), Türkiye’den gelen sığınmacılarla ilgili artan şekilde sertleşen uygulamaları destekleyen iki önemli karar aldı. Bu kararlar, Türkiye’de haklarında ceza soruşturması başlatılan sığınmacılar için daha fazla ret kararı ve bekleyen şikayetlerin olumsuz sonuçlanmasına neden olabilir. İsviçre Mülteci Yardım Kuruluşu (SFH), Türkiye’deki durumun değişmediğini iddia ederek, insan hakları ihlalleri ve bağımsız yargılama güvencesinin bulunmaması nedeniyle karara sert eleştiriler yöneltti.
📜 FEDERAL İDARE MAHKEMESİ’NDEN ÇARPICI KARARLAR
BVG İsviçre Federal İdare Mahkemesi tarafından açıklanan koordinasyon kararı iki temel noktada yeni düzenlemeler getirdi:
- Ceza Soruşturmalarına Bakış:
- Türkiye’de “Cumhurbaşkanına hakaret” ve/veya “terör örgütü propagandası” suçlamalarıyla haklarında ceza soruşturması başlatılan kişilerin, anavatanlarında genel olarak siyasi bir takibata maruz kalma riski taşımadığı değerlendirildi.
- Hakkâri ve Şırnak’a İade:
- 2013’ten bu yana geçerli olan, Hakkâri ve Şırnak’a iade edilmenin genelde kabul edilemez olduğuna dair uygulama kaldırıldı.
- Mahkeme, güvenlik durumunu yeniden değerlendirdi ve bu bölgelere iadelerin artık bireysel olarak incelenmesi gerektiğini belirtti.
⚖️ İNSAN HAKLARI DURUMU VE SFH ELEŞTİRİLERİ
- Değişmeyen İnsan Hakları İhlalleri:
İsviçre Mülteci Yardım Kuruluşu SFH, Türkiye’deki insan hakları durumunun yıllardır kötü bir seviyede olduğunu, bağımsız ve adil yargılama güvencesinin bulunmadığını vurguladı. - Kanıt Zorunluluğu:
Mahkemenin kararı sonrası, Türk ya da Türkiye’den gelen sığınmacıların kendilerine yönelik adil olmayan bir yargılama riski ve kişisel takip riskini ispatlaması daha zor bir hale geldi. - Sonradan Ortaya Çıkan Riskler (Nachfluchtgründe):
SFH, İsviçre’deki siyasi faaliyetleri nedeniyle Türk hükümeti tarafından hedef alınma riski bulunan kişilerin korunması gerektiğini hatırlattı.
🌍 GÜVENLİK DURUMU: HAKKÂRİ VE ŞIRNAK
SFH, Hakkâri ve Şırnak gibi Irak sınırına yakın olan bu bölgelerin hala güvensiz olduğunu ve sürekli gözlem altında tutulması gerektiğini belirtti.
- Vulnerabilite ( Vulnerabilite: Sığınmacının yaşadığı zorluklar veya hassasiyetler) ve Özel Durumlar:
SFH, bireysel değerlendirmelerde, özellikle sığınmacıların hassas durumlarının ve diğer geri dönüşü zorlaştıran koşulların dikkate alınması gerektiğini ifade etti. - TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA TALEPLERİNDE DÜŞÜŞ
- Türkiye’den İsviçre’ye yapılan sığınma başvurularında kabul oranı son yıllarda ciddi bir düşüş gösterdi. 2021 yılında bilhassa 2016 yılı sonrası siyasi sığınma başvurularındaki kabul oranlarıyla beraber %86,6 olan kabul oranı, 2024 itibarıyla %32,9’a geriledi. Bu durum, sahte belgelerin artışı ve İsviçre’nin daha sıkı inceleme politikalarına bağlanıyor.
#İsviçre #Asylpolitik #İnsanHakları #SFH #iltica #sığınma #avrupa #sondakika #almanya #isviçretürkler #isviçredehayat #isviçrehaberleri #isviçreninsesi
Gündem
KÜRT SIĞINMACININ İSVİÇRE’DE TÜRKİYE ve ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
Şırnak’tan İsviçre’ye kaçan ve sosyal medyada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirilerde bulunduğunu belirten bir Kürt sığınmacının başvurusu, İsviçre Federal İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Mahkeme, sunulan belgelerin güvenilirliğinden şüphe ederken, suçlamaların sığınma hakkı için gerekli kriterleri karşılamadığına karar verdi.
SIĞINMACININ HİKAYESİ
Bir Kürt genç, yaklaşık iki yıl önce önce Bosna üzerinden İsviçre’ye yasadışı yollardan giriş yaptı ve sığınma başvurusunda bulundu. Türkiye’de lise mezunu olan ve ailesi tarımla geçinen genç, ekonomik açıdan bir sıkıntısı olmadığını ifade etti. Kendi ifadesine göre, Türkiye’de hem polis hem de askerlik hizmetinde baskılara maruz kalmış ve gördüğü baskılar, kendisine “terörist” denilmesi nedeniyle ülkesini terk ettiğini belirtti.
Sosyal medyada uzun süre sessiz kalan Kürt sığınmacı, İsviçre’de yeniden siyasetle ilgilenmeye başladı. Türkiye hükümetine yönelik eleştirilerini dile getirdi ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. Sosyal medyada 2018’den itibaren siyasi görüşlerini paylaşmayı bıraktığını ve HDP üyeliğinden de ayrıldığını ifade eden genç, İsviçre’ye yerleştikten sonra Türk hükümetine karşı protestolara katıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’deki Kürt bölgesine yönelik operasyonları sırasında “Killer Erdoğan çocuk öldürüyor” şeklinde bir paylaşım yaptı.
Bu paylaşımı sonrası, Türkiye’deki ailesinin evine polis baskını yapıldığı iddiasında bulunan sığınmacı, Türkiye’de kendisine yönelik “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “terör propagandası” suçlamalarıyla soruşturma açıldığını belirtti. İsviçre Göç Sekreterliği’ne (SEM) sunduğu belgelerle bu iddialarını desteklemeye çalıştı.
Ancak İsviçre Göç Sekreterliği (SEM), sığınmacının bu paylaşımlarını stratejik bir hamle olarak değerlendirdi. SEM’e göre, sığınmacı kasıtlı olarak suçlamalarla karşı karşıya kalmak için bu tarz eylemlerde bulunmuş olabilir.
SAHTE BELGE İDDİALARI
Sığınmacının sunduğu belgeler, SEM tarafından titizlikle incelendi ancak güvenilir bulunmadı. İsviçreli yetkililer, Türkiye’de rüşvet veya sahtecilik yoluyla resmi görünümlü belgelerin kolayca elde edilebildiğine dikkat çekti. Bu durum, sığınma başvurusunun temel dayanaklarını zayıflattı.
Mahkeme, Türkiye’deki yargı sisteminin yurtdışındaki vatandaşların sığınma hakkını istismar ettiğinin farkında olduğunu ve bu tür suçlamaların genellikle hapis cezası ile sonuçlanmadığını vurguladı. Ayrıca, bölgede güvenlik durumunun iyileşmesiyle geri dönüşlerin artık mümkün olabileceği kaydedildi.
FEDERAL MAHKEME KARARI
Federal İdare Mahkemesi, sığınmacının siyasi bir aktivist olarak değerlendirilemeyeceğine ve suçlamaların sığınma hakkı için gerekli kriterleri karşılamadığına hükmetti. Şırnak ve komşu Hakkâri bölgesindeki güvenlik durumunun da artık dönüş için uygun olduğunu belirtti.
Mahkeme, söz konusu belgelerin gerçek ya da sahte olup olmadığı konusunu ayrıca incelemenin gereksiz olduğunu belirtti. İsviçreli yetkililer, Türk vatandaşlarının yurtdışına çıktıktan sonra, sosyal medyada ve gösterilerde siyasi içerikli paylaşımlar yaparak sığınma taleplerine gerekçe yaratma çabasında olduklarını gözlemlediklerini vurguladı. Bu karar, hem Türkiye’den gelen sığınma başvurularındaki sahte belge iddialarını hem de İsviçre’nin bu tür başvurulara yönelik tutumunu bir kez daha gündeme taşıdı.
Bu karar, yalnızca bu vakayı değil, benzer durumdaki diğer başvuruları da etkileyen bir yasal değerlendirme niteliği taşıyor.
Mahkeme kararında şu noktalar öne çıktı:
- Türkiye’de “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “terör propagandası” suçlamalarının genellikle şartlı cezalarla sonuçlandığı ifade edildi.
- Türkiye mahkemelerinin, yurtdışındaki benzer davranışların sığınma taleplerini desteklemek amacıyla yapılmış olabileceğinin farkında olduğu belirtildi.
- Şırnak ve Hakkâri’deki çatışmaların azalması ve turizm sektöründeki canlanma, bölgenin artık daha güvenli olduğunu ortaya koyuyor.
TÜRKİYE’DEN SIĞINMA TALEPLERİNDE DÜŞÜŞ
Türkiye’den İsviçre’ye yapılan sığınma başvurularında kabul oranı son yıllarda ciddi bir düşüş gösterdi. 2021 yılında %86,6 olan kabul oranı, 2024 itibarıyla %32,9’a geriledi. Bu durum, sahte belgelerin artışı ve İsviçre’nin daha sıkı inceleme politikalarına bağlanıyor.
GENEL DEĞERLENDİRME VE TEPKİLER
Bu karar, İsviçre’nin Türkiye’den gelen sığınma taleplerine yönelik sıkı duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sığınmacının başvurusu, İsviçre’nin sahte belge ve manipülasyon girişimlerine karşı geliştirdiği hassasiyeti de ortaya koyuyor.
Uzmanlar, bu tür kararların yalnızca bireysel vakaları değil, benzer durumdaki diğer sığınmacılar için de emsal teşkil edeceğini belirtiyor.
İsviçre #SığınmaHakkı #Türkiye #GöçmenHikayesi #FederalMahkeme #schweiz #asyl #iltica #avrupa #haber #haberler #sondakika #türkiye #şırnak
Gündem
İLTİCA MASKESİ ALTINDA TERÖR PROPAGANDASI: CEZAYİRLİYE HAPİS CEZASI
İsviçre’de iltica talebinde bulunan ve aslında terör örgütü IŞİD destekçisi olduğu anlaşılan 52 yaşındaki bir Cezayirli, Federal Ceza Mahkemesi tarafından suçlu bulundu. Mahkeme, şüphelinin terör örgütüne destek sağladığını tespit ederek 36 ay hapis cezası ve 10 yıl boyunca İsviçre’ye giriş yasağı kararı verdi.
Terör İddiaları ve Mahkeme Kararı
2016 yılından beri IŞİD sempatizanı olduğu belirtilen kişi, özellikle sosyal medyada paylaştığı şiddet dolu mesajlarla dikkat çekti. Bu mesajlardan birinde, “Patlayıcılarla inançsızların derisini yakmalı ve kavurmalı,” ifadelerine yer verdiği öğrenildi. Şüpheli, bu mesajı Ocak 2022’de İsviçre’deki bir sığınmacı yurdundan bir başka radikal kişiye gönderdi.
Mahkeme, zanlının Avrupa’da terör saldırısı planladığına dair kesin bir kanıt bulamasa da, propaganda yayarak ve diğer insanları radikalleştirerek IŞİD’in amaçlarına hizmet ettiğine karar verdi. Sanığın, Avrupa’da geniş bir ağ kurduğu ve şiddet içerikli eylemleri teşvik ettiği belirtildi.
Reform ve Önlemler
Bu olay, terörizm ve iltica sistemindeki güvenlik risklerini yeniden gündeme getirdi. İsviçre, Radikalleşmeyi Önleme Ulusal Eylem Planı (NAP) çerçevesinde asıl barınak çalışanlarının şüpheli durumları fark edebilmesi için farkındalık eğitimlerine ağırlık veriyor. Federal İstihbarat Servisi (NDB) ile Göç Sekreterliği (SEM) arasındaki iş birliği 2021’de gelişse de kanton seviyesinde daha fazla eğitim ve önleme çalışmasına ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.
Sanık, kararı temyize taşıyabilir ancak şu ana kadar herhangi bir pişmanlık göstermediği bildirildi.
#İsviçre #Terörizm #IŞİD #Asyl #Güvenlik
-
E-Dergi9 ay ago
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi8 ay ago
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam7 ay ago
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre9 ay ago
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem9 ay ago
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem2 ay ago
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem10 ay ago
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem10 ay ago
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!