Dünya
İSRAİL’E SİLAH GÖNDERİMİ İÇİN SOYKIRIM TAHAHÜDÜ ŞARTI
Almanya’nın silah ihracatı, İsrail’e yönelik son dönemde ciddi bir engellemeyle karşı karşıya. Mart 2024’ten bu yana, Almanya’nın İsrail’e askeri malzeme gönderimi durdurulmuş durumda. Bild gazetesinin haberine göre, bu durumun ardında Yeşil Parti liderlerinin, İsrail’den yazılı güvence talep etmesi yatıyor.
Tagesspiegel haberine göre, Ekonomi Bakanı Robert Habeck ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Federal Güvenlik Konseyi’nde, silah ve yedek parça teslimatlarını, bu malların soykırım amacıyla kullanılmayacağına dair yazılı bir garanti verilmediği sürece engelledi. Ancak, bu talebin içeriği belirsizliğini koruyor.
Eleştirmenler, Baerbock ve Habeck’in bu yaklaşımının, geçmişte yalnızca İsrail’e yönelik bir iddia olan soykırım suçlamasını meşrulaştırdığına dikkat çekiyor. Haberde, Türkiye ve Suudi Arabistan’a yönelik Almanya’nın silah ihracatında herhangi bir engel yaşanmaması dikkat çekici diye ifade ediliyor. Türkiye’nin, Eylül ayında 336 milyon Euro değerinde silah alırken, Suudi Arabistan’a da 2023 sonunda savaş uçaklarının teslim edildiği belirtiliyor.
Buna rağmen, yetkililerin bu yazılı güvence taleplerinin, sadece uluslararası hukuk çerçevesinde silahların kullanımına dair olduğu, dolayısıyla gerekli bir adım olduğu belirtiliyor. Ancak, bu güvence olmadan Almanya’daki mahkemelerin, silah ihracatını durdurabileceği endişesi var.
Almanya’nın bu tutumunu eleştiren Berlin CDU Genel Sekreteri Ottilie Klein, Baerbock ve Habeck’in, antisemitik bir anlayışla hareket ettiğini öne sürdü. Aynı zamanda, Eylül ayında Ekonomi Bakanlığı’ndan gelen açıklama, Almanya’nın İsrail’e yönelik bir silah ambargosu uygulamadığı yönündeydi. Ancak, Unions-Fraksiyonu Başkanı Friedrich Merz, hükümeti, gerekli ihracat izinlerini vermemekle suçladı.
Kansler Olaf Scholz, bu konudaki eleştiriler üzerine, “Silahlar gönderdik ve göndermeye devam edeceğiz” diyerek durumu netleştirmeye çalıştı. Özellikle, İsrail’in geçtiğimiz hafta Almanya’dan beklenen yazılı garantiyi verdiği iddiaları, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Muhalefet lideri Friedrich Merz (CDU), Perşembe günü bir Bundestag oturumunda, hükümeti İsrail’e yapılan silah gönderimindeki engelleyici tutumu nedeniyle sert bir şekilde eleştirdi. Merz, doğrudan Başbakan Olaf Scholz’a hitaben, “Sayın Başbakan, hükümetin İsrail’e gönderilecek malzeme ve ekipmanlar için gerekli onayı reddettiği birçok somut vaka biliyoruz” dedi.
Merz, sözlerini sürdürerek, “O halde, bu kadar zor bir durumda olan İsrail devletine olan dayanışma mesajlarınız ne kadar anlamlı? Ülkeye kritik yardımları bu şekilde reddediyorsunuz” diye sordu. Merz’in ifadeleri, muhalefet ile hükümet arasındaki gerginliklerin artmakta olduğunu gözler önüne seriyor.
Almanya, ABD’nin ardından İsrail’e silah tedarik eden en önemli ülke konumunda. 2019-2023 yılları arasında yapılan silah ithalatının neredeyse üçte biri Almanya’dan gelmekte. Bu süreçte, Almanya’nın sağladığı denizaltılar ve savaş gemileri, İsrail’in İran tehditleri karşısında savunma kabiliyetini artırma amacı taşımakta. Angela Merkel’in ifade ettiği üzere, Berlin, Yahudi devletinin güvenliğini “devlet politikası” olarak görmekte.
Almanya’nın İsrail’e silah yardımı konusunda yaşanan bu gelişmeler, uluslararası ilişkilerde önemli bir tartışma konusu haline gelmiş durumda.
#İsrail #SilahGönderimi #Soykırım #Baerbock #Habeck #Almanya #DışPolitika #SiyasiTartışmalar #almanyahaber #deutschland
Dünya
ABD GÜMRÜK VERGİLERİNİN İSVİÇRE’YE ETKİSİ NE OLACAK?
ETH Zürih Ekonomik Araştırmalar Merkezi Eş Başkanı Hans Gersbach’a göre, ABD’nin yeni gümrük vergileri İsviçre için şimdilik endişe verici bir durum yaratmıyor.
Şu an için vergilerin doğrudan İsviçre’yi hedef almadığını belirten Gersbach, bu durumun kısa vadede İsviçre ihracatına fırsatlar bile sunabileceğini ifade etti. Diğer ülkelerin daha yüksek maliyetlerle karşılaşması, İsviçreli üreticilere avantaj sağlayabilir.
Ancak Gersbach’a göre, eğer ticaret savaşı uzar ve kriz derinleşirse, küresel tedarik zincirlerinde büyük aksaklıklar yaşanabilir. Bu da dolaylı olarak İsviçre’nin ihracatını olumsuz etkileyebilir.
Dünya
ÇİN, İSVİÇRE’DEKİ UYGURLARI TAKİP EDİYOR VE TEHDİT EDİYOR
Winterthur’da yaşayan bir Uygur, anonim tehditlere maruz kalıyor. Çin’in, burada yaşayan Tibetliler ve Uygurları izlediği iddia ediliyor. Ancak İsviçre hükümeti, bu konuda hazırlanan raporu yayınlama konusunda tereddüt gösteriyor.
Özeti:
- Çin, yıllardır Uygurları sistematik olarak izliyor ve insan haklarını ihlal ediyor.
- İsviçre’deki Uygurlar da, Çin’in gözetiminden korunamıyor.
- Hükümet, bu konuda hazırlanan raporun yayınlanmasını erteliyor.
2016’da Çin’den kaçan ve Winterthur’da ailesiyle birlikte yaşayan Habibulla Izchi, 2019 ve 2024 yıllarında anonim telefonlarla tehdit edildi. “Neredesin, ne yapıyorsun biliyoruz” şeklindeki tehditler alan Izchi, tehditlerin kaynağının aynı kişi olabileceğinden şüpheleniyor. İkinci tehdit telefonunda, “Çin’de kardeşlerin var mı?” sorusu soruldu.
Izchi’nin ailesi, Çin’deki baskılar nedeniyle büyük acılar yaşadı. Kız kardeşi ve eşi yıllardır toplama kamplarında tutuluyor, bir erkek kardeşi ise kaybolmuş durumda.
Izchi, İsviçre’de kendisini genellikle güvende hissetse de, sık sık gözetlendiğini belirtiyor. Zaman zaman Zürich sokaklarında takip edildiğini, günümüzde ise tehditlerin çoğunlukla çevrim içi olarak geldiğini vurguluyor. Birleşmiş Milletler etkinliklerinde, Cenevre’de açıkça fotoğraflandığı bile oldu.
Çin’in Zorbalığı Sırrını Kaybetti
Çin’in, İsviçre’deki azınlıkları ve muhalifleri tehdit etmesi uzun zamandır bilinen bir durum. İsviçre Federal İstihbarat Servisi, yıllardır bu konuda uyarılarda bulunuyor.
Ancak şimdi, bu meseleye dair kapsamlı bir rapor hazırlandı, fakat hükümetin raporu yayımlaması gecikiyor. Bunun nedeni, rapordaki bulguların çok hassas olması. Rapor, Çin’in İsviçre’deki Tibetlileri ve Uygurları nasıl izlediğini gözler önüne seriyor.
Hükümetin Tepkisi
İsviçre hükümeti, Çin’i kızdırmamak adına temkinli davranıyor. Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis’in bakanlığı, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini savunuyor. Çünkü şu anda, Çin ile serbest ticaret anlaşması güncelleniyor.
2018 Yılında Başlatılan Kampanya
Rapora dair süreç, 2018 yılına dayanıyor. Bu tarihte, Tibetlilerin İsviçre’de daha iyi korunması için bir dilekçe verildi. Daha sonra, araştırma Uygurları da kapsayacak şekilde genişletildi. Basel Üniversitesi’nden Ralph Weber, bu araştırmayı yürütmek üzere görevlendirildi.
Weber’in bulguları, Bern’de kaygı yaratmış durumda. Kaynağa göre, raporda bazı değişiklikler yapılması talep edildi.
Raportun Yayınlanması Bekleniyor
Birçok ulusal milletvekili, raporun ne zaman yayımlanacağı konusunda sabırsızlanıyor. Başlangıçta 2024’te yayımlanması beklenen rapor, şimdi Şubat 2025’e ertelendi.
Federal Hükümet, şu ana kadar sessizliğini koruyor.
Çin uzmanı Selina Morell, “Çin ile yapılan serbest ticaret anlaşması, insan hakları ihlallerinin göz ardı edilmesine yol açmamalıdır,” diyerek İsviçre’nin bu konuda net bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtiyor.
Izchi’nin durumu, tehdidin ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Ancak, kendisi hala herhangi bir suç duyurusunda bulunmamış. “Araştırmaya bilgi verdim,” diyor. Artık, söz İsviçre hükümetine düşüyor; gerçeğin açığa çıkması için adımlar atılmalı.
YASAL UYARI: Bu haberin tüm yayın hakları www.isvicreninsesi.ch sitesine aittir. İçerikler, izinsiz olarak kopyalanamaz, paylaşılmaz ve sosyal medya platformlarında içerik üretimi amacıyla kullanılamaz. İsviçre dışındaki paylaşımlarda, haberin linki kaynak gösterilerek kullanılabilir. Sosyal medya platformlarında, sayfamız @isvicreninsesi etiketlenmeden paylaşım yapılması yasaktır.
Dünya
TALİBAN, CENEVRE MERKEZLİ VAKFA AİT LÜKS OTELİ ELE GEÇİRDİ
📍 Kabil, Afganistan
Taliban yönetimi, Afganistan’ın başkenti Kabil’de bulunan ve ülkenin en prestijli otellerinden biri olarak kabul edilen Serena Hotel’in kontrolünü ele geçirdi. Otel, Cenevre merkezli Aga Khan Vakfı’na aitti.
OTEL FAALİYETLERİNE SON VERİLDİ
2005 yılında açılan ve Kabil’in simgelerinden biri olan otelin faaliyetleri 1 Şubat itibarıyla durduruldu. Otelin yönetimi, Afganistan’daki kamuya ait bir otel işletmesi tarafından devralındı. Serena Otel Grubu, yaptığı açıklamada Kabil’deki otelin artık web sitelerindeki konaklama seçenekleri arasında yer almadığını duyurdu. Konuya ilişkin Taliban yetkililerinden ve Aga Khan Vakfı’ndan herhangi bir açıklama gelmedi.
GÜVENLİK TEHDİTLERİ VE TALİBAN SALDIRILARI
Serena Hotel, geçmişte Taliban’ın hedef aldığı yerlerden biri olmuştu. 2008 yılında düzenlenen intihar saldırısında altı kişi hayatını kaybetmiş, aralarında Amerikalı ve Norveçli gazetecilerin de bulunduğu birçok kişi yaşamını yitirmişti. Taliban’ın mevcut İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkanî, saldırının arkasındaki isim olmakla suçlanmıştı.
2014 yılında otel, silahlı bir Taliban grubu tarafından bir kez daha saldırıya uğramış, aralarında bir AFP gazetecisi ve ailesinin de bulunduğu dokuz kişi öldürülmüştü.
Taliban’ın Ağustos 2021’de yeniden yönetimi ele geçirmesinin ardından ABD ve İngiltere vatandaşlarını lüks otellerden, özellikle Serena Hotel’den uzak durmaları konusunda uyarmıştı.
EKONOMİ VE KADIN İSTİHDAMI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Serena Hotel, yalnızca diplomatik misyonlar ve iş insanları için bir konaklama merkezi değil, aynı zamanda Afganistan’da kadınların iş hayatına katılımına öncülük eden işletmelerden biri olarak görülüyordu. Otel ayrıca yerel ekonomiye ve işletmelere önemli katkılar sunan bir merkez olarak kabul ediliyordu.
Serena Otel Grubu yaptığı açıklamada, “Otel, devlet adamları, diplomatlar, iş insanları ve gezginler için önemli bir buluşma noktası olmanın yanı sıra yerel toplulukların ekonomik gelişimine büyük katkı sağlamıştır” ifadelerine yer verdi.
-
E-Dergi12 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi11 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam10 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre11 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem3 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya3 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem3 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli