Dünya
ALMANYA REDDEDİLEN TÜRK SIĞINMACILARI SINIR DIŞI EDECEĞİNİ AÇIKLADI, ANKARA YALANLADI
Tarih: 27 Eylül 2024, Okuma Süresi: 3 dakika
Almanya, geri çevrilen Türk sığınmacıların sınır dışı edileceğini duyurdu. Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Ankara ile varılan anlaşma çerçevesinde, her hafta başvurusu reddedilen 500 Türk sığınmacının Türkiye’ye geri alınacağını belirtti. Ancak, Ankara hükümeti bu iddiaları yalanlayarak, böyle bir anlaşmanın olmadığını ve bu bilgilerin gerçekleri yansıtmadığını ifade etti.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, “Vatandaşlarımızın toplu olarak sınır dışı edilmesine ilişkin hiçbir uygulamaya onay verilmemiştir,” denildi. Bu yalanlamanın ardından, Almanya’nın bu adımına insan hakları savunucularından gelen eleştiriler dikkat çekti.
Nancy Faeser, aynı gün yaptığı paylaşımda, “Türkiye’ye dönüşlerin daha hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirilebileceği bir noktaya ulaştık,” ifadelerini kullandı. Anlaşmanın, düzensiz göçün engellenmesinde “bir yapı taşı” olduğunu vurguladı. Faeser, Berlin ve Ankara arasındaki müzakerelerin ardından Türkiye’nin haftada 500 Türk vatandaşını geri almayı kabul ettiğini söyledi.
Alman basınında yer alan haberlerde, ilk etapta 200 Türk vatandaşının çeşitli havalimanlarından tarifeli seferlerle Türkiye’ye geri gönderileceği belirtildi. Bu durum, Türkiye’nin “özel uçuş” adı altında gerçekleştireceği seferlerle gerçekleşecek.
Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF) verilerine göre, 2023 yılı içerisinde 900’den az Türk vatandaşı sınır dışı edildi. Ancak, bu yıl başından bu yana 28.492 Türk vatandaşının sığınma başvurusunun karara bağlandığı ve şu anda 15.561 Türk vatandaşının sınır dışı edilmesi gerektiği iddia ediliyor. Bu, Almanya’nın sığınmacı politikalarında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Almanya’nın bu yeni yaklaşımı, Avrupa’daki düzensiz göç tartışmalarının yeniden alevlendiği bir dönemde ortaya çıktı. Almanya, 16 Eylül’den itibaren yeni kara sınır kontrolleri uygulamaya koydu. Ağustos ayında Solingen’de yaşanan bıçaklı saldırı, göç ve sınır dışı etme konularındaki eleştirileri yeniden gündeme getirdi.
Bu gelişmeler, Almanya’nın Türkiye ile olan ilişkilerini güçlendirmesi beklenirken, sığınmacıların durumu hakkında dünya genelinde tartışmaların artmasına neden olabilir. Türkiye’de sürekli tartışma konusu olan “Avrupa’nın mülteci çöplüğü mü Türkiye?” sorusu, bu anlaşmanın gerçekleşmesi ve yürürlüğe girmesi durumunda daha da alevlenecek.
Sığınmacıların durumuyla ilgili endişeler, yalnızca politik bir mesele olmaktan öte, sosyal ve insani boyutları da beraberinde getiriyor. Türkiye, yıllardır Suriyeli mültecileri kabul ederek büyük bir yük altına girmiş durumda. Ancak, bu durum bazı gruplar tarafından eleştiriliyor ve ‘Türkiye Avrupa’nın mülteci çöplüğü mü?’ gibi tepkilerle Türkiye’nin Avrupa’nın mülteci yükünü taşımak zorunda kalıp kalmadığı tartışmalarını beraberinde getiriyor.
Anlaşmanın hayata geçmesi halinde, mültecilerin Türkiye’ye geri gönderilmesi, Türkiye’deki insan hakları aktivistleri ve sığınmacılar için daha fazla sorun yaratabilir. Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimlerle birlikte, bu durum Türkiye’nin mülteci politikasının yeniden sorgulanmasına neden olabilir. Avrupa’nın mülteci politikalarının eleştirilmesi, Türkiye’nin de bu tartışmalardan payını alması ile birlikte, kamuoyunda tepkilerin artmasına yol açabilir.
Bu bağlamda, Türkiye’deki insan hakları savunucularının, sığınmacıların haklarının korunmasına yönelik çağrıları ve tepkileri daha da önem kazanacaktır. Alınan önlemler ve yapılacak anlaşmalar, bu mülteci akınının yönetilmesinde belirleyici bir rol oynayabilirken, sığınmacıların durumu, dünya genelinde de gündem oluşturmaya devam edecektir.






#Almanya #Türkiye #Sığınmacılar #GeriGönderme #İnsanHakları #asyl #iltica #sığınmacılar #mülteciler #haber #sondakika #avrupa #deutschland #germany #gurbetciler #migration
Dünya
TRUMP’IN GÜMRÜK VERGİLERİ TEPKİ TOPLUYOR: McDONALD’S İSVİÇRE’DE NASIL YANIT VERİYOR?

📍 Güncelleme tarihi: 8 Nisan 2025
✍️ Hazırlayan: Cemil Baysal
ABD eski Başkanı ve Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump’ın yeniden uygulamaya koyduğu gümrük tarifeleri, Avrupa’da Amerikan ürünlerine karşı tepkilere neden oluyor. İsviçre’de faaliyet gösteren McDonald’s ise bu durumun satışları nasıl etkileyeceğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
BOYKOT SESLERİ YÜKSELİYOR MU?
Geçtiğimiz aylarda Kanada’da bir kafe, Americano kahvesinin ismini “Canadiano” olarak değiştirmişti. Benzer tepkilerin İsviçre’ye sıçraması ihtimali göz ardı edilmiyor. Özellikle sosyal medyada “Big Mac boykotu” gibi ifadeler yer almaya başladı.
Bu konuyla ilgili olarak McDonald’s İsviçre CEO’su Lara Skripitsky, firmanın Zürih’te düzenlenen yıllık basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Skripitsky, “Restoranlarımız şu an çok yoğun, işler iyi gidiyor,” diyerek genel durumun olumlu olduğunu belirtti. Ancak Trump’ın uluslararası tutumunun bir tehdit unsuru olabileceğini de kabul etti.
İsviçre’de son dönemde iki olay yaşandı: Sirnach TG’de bir müşteri yüksek sesle tepki gösterdi, Biel BE’de ise bir McDonald’s şubesinin duvarına boykot çağrısı içeren bir graffiti yazıldı.
FRANSA’DA %57’Sİ BOYKOTA HAZIR
McDonald’s İsviçre henüz büyük bir boykot etkisi görmemiş olsa da, örneğin Fransa’da yapılan bir ankette halkın %57’si ABD ürünlerini boykot etmeye hazır olduğunu belirtti. Ayrıca, Goeuropean.org gibi siteler Amerikan markalarının Avrupa alternatiflerini listeliyor.
YERLİ ÜRETİME AĞIRLIK VERİYORLAR
Lara Skripitsky, McDonald’s’ın İsviçre pazarına olan bağlılığını vurguladı. Şirket 1976’dan bu yana ülkede faaliyet gösteriyor ve şu anda 183 şubesi bulunuyor. Bunların %93’ü bağımsız işletmeciler tarafından yönetiliyor.
Malzeme tedarikinde de İsviçreli çiftçilere öncelik veriliyor. 6.400 yerel tarım işletmesi süt, et, buğday, salata ve domates gibi ürünleri tedarik ediyor. 2024 yılında toplam 235 milyon Frank’lık alışverişin %85’i yerli firmalardan yapıldı. Şirketin İsviçre’de 8.300 çalışanı bulunuyor.
FİYATLAR SABİT, OYUNCAKLAR GERİ DÖNDÜ
McDonald’s, ekonomik zorluklara rağmen fiyatlarını korumayı sürdürüyor. “Big Bang Menüsü” şu anda 9.50 Frank’tan satılırken, çocuk menüsü “Happy Meal” 20 yıl önceki fiyatı olan 6.90 Frank’ta sabit tutuluyor.
Happy Meal’de bir başka değişiklik ise oyuncaklar. Sürdürülebilirlik amacıyla bir süreliğine karton oyuncaklara geçilmişti. Ancak müşteri talebi doğrultusunda plastik figürler geri döndü. Şu anda popüler video oyunu Minecraft karakterleri menülerle birlikte veriliyor.
YATIRIMLAR SÜRÜYOR
McDonald’s, 2025 yılında da büyümeye devam etmeyi hedefliyor. Beş yeni şube açılması planlanırken, 2024-2026 yılları arasında toplamda 250 milyon Frank’lık yatırım yapılması bekleniyor. Şirket, İsviçre’nin en büyük restoran zinciri konumunu koruyor.
Avrupa
NEDEN BİRÇOK PASAPORT AYNI RENKTE?

Pasaportlar sadece seyahat belgesi değil, aynı zamanda politik ve kültürel semboller! ✈️🌐 İşte renklerin ardındaki anlamlar:
🔵 Mavi – 84 ülke
En popüler renk! ABD, Mercosur ülkeleri, Karayipler… 🌊
➡️ “Yeni Dünya” simgesi
🔴 Kırmızı – Avrupa & Komünist ülkeler
AB ülkeleri, Türkiye, Çin, Rusya 🇨🇭
➡️ Estetik tercih + siyasi bağlam
🟢 Yeşil – İslam ülkeleri & Batı Afrika
Peygamberin favori rengi 🌙
➡️ İnanç ve bölgesel aidiyet
⚫ Siyah – Nadir ama güçlü
Sadece 7 ülke! Yeni Zelanda 🇳🇿, Malawi, Kongo vs.
➡️ Maori kültürüne gönderme, prestij
🇯🇵 Japonya: Renge göre süre!
🔴 10 yıl – 🔵 5 yıl
➡️ Akıllı sistem!
📏 Koyu tonlar neden yaygın?
🧳 Dayanıklılık, 🧼 Temizlik, 👑 Ciddiyet!
Gold baskı + doku = Resmi görünüm ✅
📌 Her pasaport bir tasarım hikâyesi ve diplomatik mesajdır. Sadece seyahat değil, cep boyutunda dünya siyaseti taşırız! 🌍🖐️
Avrupa
LE PEN’E SİYASET YASAĞI: ULUSAL BİRLİK SOKAĞA İNİYOR

📆 01 Nisan 2025
🕒 Okuma süresi: 4 dakika
Fransa’da aşırı sağcı lider Marine Le Pen’in beş yıl kamu görevinden men edilmesi, ülke genelinde siyasi sarsıntı yarattı. Le Pen’in partisi Ulusal Birlik (RN), kararı “demokratik olmayan bir müdahale” olarak nitelendirerek hafta sonu ülke genelinde protestolar düzenleme çağrısında bulundu.
RN lideri Jordan Bardella, Europe 1 radyosuna yaptığı açıklamada “Fransızların öfkelenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu hafta sonu sokaklara çıkacağız. Demokratik ve barışçıl gösteriler düzenleyeceğiz” dedi. Protestoların detayları henüz netleşmedi ancak RN, bildiriler dağıtıp halk toplantıları düzenleyeceğini duyurdu.
Hafta başında RN’nin kalesi olan Henin-Beaumont’ta “Demokrasiyi kurtaralım. Le Pen’i destekleyin!” yazılı bildiriler dağıtıldı.
“MÜESSES NİZAM NÜKLEER BOMBA ATTI”
Le Pen, kendisine yöneltilen suçlamalar karşısında temyiz başvurusunda bulunduğunu duyurdu. RN milletvekillerine seslenen Le Pen, “Pes etmeyeceğiz” diyerek mahkemenin kararını “müesses nizamın kendisine attığı nükleer bomba” olarak tanımladı.
Le Pen, “Bu kadar sert önlemler alıyorlarsa demek ki kazanmanın eşiğindeyiz” ifadelerini kullandı.
YARGI KARARI VE SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Fransız mahkemesi, Marine Le Pen’i Avrupa Parlamentosu fonlarını siyasi amaçlarla kullanmak suçlamasından 4 yıl hapse mahkûm etti. Ceza, iki yılı tecilli olmak üzere, iki yılı ev hapsi olarak belirlendi. Ayrıca 100 bin euro para cezası verildi.
Kamu görevinden men kararı ise derhal yürürlüğe girdi. Temyiz süreci başlatılmış olsa da, Fransa’daki mahkeme süreçlerinin uzun sürmesi nedeniyle 2027 seçimlerine kadar sonuçlanması düşük ihtimal olarak değerlendiriliyor.
Hukuk tarihçisi Pierre Allorant, temyiz sürecinin hızla tamamlanmasının zor olduğunu ifade ederken; anayasa uzmanı Benjamin Morel, Le Pen’in Anayasa Konseyi’ne başvurarak kararın anayasaya aykırılığını ileri sürebileceğini belirtti.
FRANSA SİYASETİNDEN FARKLI TEPKİLER
Karar, Fransız siyasetinde geniş yankı buldu.
- Cumhuriyetçiler Partisi’nden Laurent Wauquiez: “Bu çok istisnai bir karar. Demokratik bir ülkede seçilmiş bir milletvekilinin seçimlere katılamaması sağlıklı değildir.”
- Jean-Luc Mélenchon (Boyun Eğmeyen Fransa): “Seçilmiş bir temsilcinin görevden alınmasına halk karar verir.”
- François Hollande (eski Cumhurbaşkanı, Sosyalist Parti): “Yargının bağımsızlığına saygı gösterilmeli.”
KAMUOYU NE DİYOR?
Elabe tarafından yapılan ankete göre:
- Yüzde 57, mahkeme kararını normal buldu.
- Yüzde 42, kararın taraflı olduğunu düşünüyor.
- BFM TV anketine göre ise, yüzde 42 kararın memnuniyet verici olduğunu belirtirken, yüzde 29 memnun olmadığını, yüzde 29 ise ilgisiz olduğunu belirtti.
MELONİ’DEN DESTEK, AVRUPA’DAN SESSİZLİK
Karara, Rusya, Macaristan ve ABD’den sonra İtalya’dan da tepki geldi.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, “Demokrasiye değer veren hiçbir insan, çoğunluk partisinin liderini hedef alan böyle bir kararı memnuniyetle karşılayamaz” dedi.
📍 Yorum:
Marine Le Pen’e verilen kamu görevi yasağı, sadece hukuki değil aynı zamanda siyasi bir mücadeleye dönüşmüş durumda. Ulusal Birlik’in bu hafta sonu sahaya inmesi, Fransa’da seçim öncesi tansiyonu daha da yükseltecek gibi görünüyor.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam12 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem5 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya5 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem5 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli