İsviçre
İsviçre’nin Dağlık Köylerinde Otomobillerin İlk Korku Dalgası: 1900’lerin Başında ‘Modern’ Araçlara Karşı Şaşırtıcı Direniş
Araştırma Haber : Cemil Baysal
İsviçre’nin en muhafazakar kantonlarından biridir Graubünden.
Tarihte yenilikler her zaman korku ve direnişle karşılanmıştır. Yeni olan her şey, başlangıçta bir tehdit olarak algılanır; örneğin, internetin ilk günlerinde e-banka sistemleri, modern çağın bir tehdidi olarak görülmüştü. Zamanla bu yeniliklere alıştık ve hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldular. İşte, otomobilin Graubünden’de karşılaştığı ilk direniş de bu klasik patikayı izliyor.
Görünüşe göre, otomobiller sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda bir tarihsel mücadeleye, bir kültürel çatışmaya ve bir kasaba efsanesine dönüştüler. İsviçre’nin Graubünden Kantonunda, 1900’den 1925’e kadar süren bir otomobil yasağı, sadece bir yerel kısıtlama değil, aynı zamanda bir muhafazakar direnişin ve tarihin derinliklerine gömülü bir serüvenin öyküsüdür.
Otomobilin İlk İzlenimleri: Yıldızların Altında Bir Macera
İsviçre’nin dağlık köy yollarında otomobil kullanmak, 19. yüzyılın sonlarında gerçek bir maceraydı. 1896 yılında Cenevre’deki ulusal sergide tanıtılan ilk otomobiller, hem heyecan verici hem de korkutucu bir yenilik olarak görülüyordu. Araçlar sık sık arıza yapıyor ve mevcut yollar otomobil kullanımına uygun değildi. Graubünden’de ilk otomobil sahibi, Davos’tan Gaudenz Issler’dı. Ancak o dönemde bölgedeki yollar, modern araçların ihtiyaçlarını karşılayacak durumda değildi. Dağlık yollar, otomobilin yükünü kaldıramadı ve Issler, aracı kısa süre içinde geri vermek zorunda kaldı. Otomobillerin dağlık bölgelerdeki zorlukları, bu teknolojinin bölge tarafından benimsenmesini zorlaştırdı.
Yasak ve Sebepleri: Otomobilin Tehdit Algısı
24 Ağustos 1900’de, Graubünden’in Küçük Konseyi, kantondaki tüm yolları otomobil kullanımına kapatan bir yasak getirdi. Evet, doğru okudunuz: tüm yollar! O dönemde, motorlu araçlar hız, gürültü ve egzoz gazlarıyla tehdit olarak görülüyordu. Bu yeni teknoloji, sakin kasabanın huzurunu bozuyor ve yerel halk tarafından tehlike olarak algılanıyordu.
Bu yasak, tabii ki büyük bir direnişle karşılandı. Hükümet, birkaç otomobil sahibinin taleplerini karşılamak için birçok istisna izni vermek zorunda kaldı. 1906 yılında, yasağın bazı bölümlerinin açılmasına yönelik bir yasa tasarısı önerildi. Ancak, 1907’de yapılan referandum, yasakların tamamen devam etmesine karar verdi. Bu, hükümetin her istisnayı titizlikle onaylamasını gerektirdi.
Halk Tepkileri ve Referandumlar: Tarihi Çatışmaların Merkezi
Otomobil karşıtı duruş, Graubünden’de dokuz kantonal ve bir ulusal referanduma yol açtı. Bu, bir otomobil yasağı üzerine dokuz kez oylama yapıldığı anlamına geliyor! Tartışmalar oldukça gerilimliydi: Otomobil destekçileri yasakları “ortaçağ kalıntısı” olarak kınarken, karşıtları “Bündner tembelliği” olarak adlandırdı. Bölge halkı, otomobilin getireceği gürültü ve tozdan bıkmıştı. Tatilciler sessiz bir atmosferi tercih ediyordu ve ünlü fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen bile otomobilin atlara etkisini sorguladı. Röntgen ve diğer ziyaretçiler, huzur içinde, atlı arabalarla dağların arasından geçmek istiyordu.
Birçok turistik bölge de başlangıçta otomobil yasağını destekliyordu. Hamburg, Berlin veya Londra’dan gelen huzur arayan tatilciler, yaz tatillerinde büyük şehir karmaşası, hızla geçen otomobiller, av peşinde koşan sporcular ve toz çıkaran, kötü kokan araçlardan rahatsız oluyorlardı. Bu endişeleri paylaşanlardan biri de Wilhelm Conrad Röntgen (1845-1923) oldu; Röntgen ve eşi, 1893’ten 1913’e kadar düzenli olarak Pontresina’ya tatil yapmaya geliyorlardı.
Altyapı Sorunları ve Ekonomik Yükler: Dağlarda Bir İsyan
Graubünden’in otomobil karşıtı direnişinin bir diğer nedeni, altyapı eksiklikleriydi. Kanton, İsviçre’nin en büyük ve en dağlık bölgesiydi. Yollar, motorlu araçlar için uygun değildi ve otomobillerin getirdiği ek bakım maliyetleri yerel yönetimler için büyük bir yük oluşturdu. Ayrıca, ilk yıllarda yaşanan yüksek kazalar ve ölümler, otomobilin tehdit algısını güçlendirdi.
Sonunda, otomobiller lehine dönülen bu atmosfer, büyük ölçüde Birinci Dünya Savaşı ile ilişkilidir. Atlar kıtlaştığında, kamyonların kullanımı zorunlu hale geldi. Ayrıca, posta otobüslerinin yaygınlaşması da etkili oldu. 1919’da Graubünden’de açılan ilk posta otobüsü hattı, Reichenau ile Flims arasındaki yolculuk süresini iki saat elli dakikadan önemli ölçüde kısalttı. Bu değişiklik, turistik bölgelerin, yasak devam ederse misafir kaybedeceklerini fark etmelerine yol açtı.
Direniş yalnızca Graubünden ile sınırlı değildi. Örneğin, Uri Kanton’u 1901’de Alpler’deki yollarında bir sürüş yasağı getirdi. Gotthard Geçidi, motorlu araçlar için sadece birkaç saatliğine, 1906’da açıldı ve bu sınırlama ancak 1917’de tamamen kaldırıldı. Diğer kantonlarda da Pazar günleri sürüş yasakları uygulanıyordu. Ancak, önemli farklar vardı: Batı İsviçre, özellikle Cenevre, otomobillere karşı daha olumlu bir tutum sergiliyordu. Bunun sebebi, otomobilin erken bir şekilde Fransa’da kabul görmüş olmasıyla ilişkilidir.
Wilhelm Conrad Röntgen, 21 Ağustos 1905’te, otomobillerin yaygınlaşmasının ardından atların hala otomobillerden korkup korkmadığını sormuştu. Çünkü otomobil trafiği o kadar artmıştı ki, güvenilir olmayan atlarla seyahat etmek endişe verici olabilir. Eşi ise, 8 Temmuz 1906’da, kocasının atların otomobillere nasıl tepki verdiğini ve bu araçlarla güvenli bir şekilde seyahat edip edemeyeceklerini öğrenmek istediğini tekrar dile getirdi. Röntgen çifti, 1903’te açılan Albulabahn ile seyahat edebilirdi, ancak özel atlı arabalarını tercih ediyorlardı. Özellikle Wilhelm Conrad Röntgen için, Alpler’de özel bir atlı araba ile seyahat etmek büyük bir doğa zevkiydi. Bu zevk ucuz değildi ve sıradan insanlar, Chur’dan Bellinzona’ya yürüyerek gitmek zorundaydılar.
Pahalı Yol Bakımı
Yurt dışında, İsviçre’nin muhafazakar dağ halkını eleştiren sesler vardı; örneğin, Alman yazar Otto Julius Bierbaum, İsviçre halkının otomobil gördüğündeki “şaşkın bakışlarını” alaycı bir şekilde yazmıştı. Ancak, Graubünden’in otomobile karşı direnişinin sağlam nedenleri vardı. Graubünden, İsviçre’nin en büyük kantonu olup düşük bir nüfus yoğunluğuna sahipti. Geniş yol ağının bakımı çoğunlukla belediyelerin sorumluluğundaydı. Yollar, genellikle topluca ve ücretsiz olarak inşa edilip bakımı yapılıyordu. İlk otomobil kullanıcıları genellikle zengin turistler ya da yabancılardı. Araçlar, motorlu araçlar için değil, atlı arabalar için yapılmış, sıkıştırılmış çakıl, kum ve taşlardan oluşan ve asfaltlanmamış yollarda seyahat ediyordu. Hızlı motorlu araçlar, toz ve pislikleri havaya savuruyordu. Ayrıca, otomobilin ilk dönemlerinde orantısız bir şekilde çok sayıda ölümcül kaza yaşanıyordu.
Değişim ve Yasağın Kaldırılması: Tarihin Akışında Bir Dönüşüm
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, otomobil kullanımı zorunlu hale geldi ve otomobil kabulü teşvik edildi. 1919’da açılan ilk post otobüs hattı, ulaşım sürelerini kısaltarak otomobilin avantajlarını gösterdi. Sonunda, 21 Haziran 1925’te Graubünden’deki otomobil yasağı tamamen kaldırıldı. Ancak, bu dönüşüm süreci kolay olmadı; federal hükümetin yasalar üzerindeki yetkisi 1921’de alındı ve motorlu araçlar ve bisikletler için federal bir yasa ancak 1932’de yürürlüğe girdi.
Graubünden’in otomobil yasağı, yeniliklerin korkutucu olduğu, eski ile yeni arasındaki çatışmaların nasıl yaşandığını gösteren bir örnektir. Bu uzun süren mücadele, teknolojinin toplumsal kabullenme sürecinin karmaşıklığını ve otomobillerin nasıl bir efsaneye dönüştüğünü gözler önüne serer.
Haberin izinsiz kullanımı yasaktır. Yasal işlem yapılır.
Görseller:
- 1913, Landstraße’da Bir Otomobil: Bu fotoğraf, otomobilin 20. yüzyılın başında nasıl bir macera sunduğunu ve dağlık bölgelerdeki zorlukları gözler önüne seriyor.
- 1909, Scuol Tarasp: Bir otomobil, kasabadan çekilerek ilerliyor; bu, otomobil yasağının ciddiyetini ve yerel halkın tepkisini yansıtıyor.
Kaynak: Dominik Landwehr’in desteğiyle Detaylı İncelemesinden
Dominik Landwehr, kültür ve medya bilimleri uzmanıdır ve Zürich’te ikamet etmektedir.
#isviçre #isviçrehaberleri #İsviçreTarihi #OtomobilTarihi #Graubünden #DağYolları #YenilikKorkusu #19YüzyılTeknolojisi #OtomobilMacerası #TarihYolculuğu #ModernTeknoloji #KültürelDönüşüm #TarihKültür #EskiYollar #OtomobilDevrimi #İsviçreTarihi #TeknolojiVeKültür
Gündem
İSVİÇRE’DE 2023 YILINDA 2250 KİŞİYE ÜLKEDE BULUNMA YASAĞI KARARI VERİLDİ
Zürich
İsviçre mahkemeleri, 2023 yılında toplam 2250 yabancı uyruklu kişi hakkında sınır dışı kararı aldı. Bu kişilerin yaklaşık %73’ü, kontrollü veya polis eşliğinde İsviçre’yi terk etti.
SINIR DIŞI İŞLEMLERİNİN DETAYLARI
İsviçre Göç Sekreterliği (SEM) tarafından yapılan açıklamaya göre, bu sınır dışı işlemlerinin yaklaşık üçte biri gönüllü olarak gerçekleşirken, kalan üçte ikisi zorla uygulandı. Ülkeden çıkarılan kişilerin önemli bir kısmı Avrupa Birliği (AB) veya Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkelerinden geldi.
En sık sınır dışı edilenler Romanya, Fransa ve İtalya vatandaşları olurken, AB/EFTA dışındaki ülkelerden ise en çok Arnavutluk, Cezayir ve Fas vatandaşlarının İsviçre’den çıkarıldığı bildirildi. Sınır dışı edilenlerin %90’ından fazlası erkeklerden oluştu.
2023 VE 2024 YILLARINDAKİ UYGULAMALAR
SEM’in açıkladığı verilere göre, 2023 yılının sonunda sınır dışı kararlarının %68’i uygulanmış durumdaydı. Ancak bu kararların bir kısmı yıl sonunda alındığından, 2024’ün ilk yarısında da uygulamalar devam etti.
2024 yılı ortalarına gelindiğinde, 2023’te verilen sınır dışı kararlarının uygulama oranı %73’e yükseldi. Özellikle 2023’ün ilk üç ayında alınan kararların %87,1’inin aynı yıl içinde uygulandığı belirtildi.
SINIR DIŞI İŞLEMLERİNİN GELECEĞİ
SEM, kalan kararların uygulanmasına yönelik sürecin devam ettiğini ve bu oranların önümüzdeki aylarda daha da artmasının beklendiğini açıkladı.
#İsviçre #SınırDışı #Göç #GöçmenPolitikası #SEM #AB #EFTA #Adalet #isvicre #isviçreninsesi #İsviçre #Schweiz #Suisse #Svizzera #Svizra #Switzerland #Suíça #Suiza #Švicarska #سويسرا #isviçrehaberleri #isvicre #isviçreninsesi #isviçredenhaberler #zug
Gündem
BAAR ZG: NÜFUS DAİRESİ ÇALIŞANI KENDİNİ İHBAR ETTİ!
Zug, 26.11.2024 – Haber Cemil Baysal
Zug Kantonu, Baar bölgesindeki nüfus dairesinde yaşanan usulsüzlükler nedeniyle harekete geçti. Bir çalışan kendisini ihbar etti, dairenin yönetimi ise geçici olarak kanton idaresine devredildi. Yani Kayyum atandı.
USULSÜZLÜKLER GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Baar bölgesi nüfus dairesinde bir çalışanın kendini ihbar etmesiyle usulsüzlük iddiaları gündeme geldi. Zug Kantonu tarafından yapılan açıklamada, olayla ilgili soruşturmanın başlatıldığı ve dosyanın savcılığa sevk edildiği belirtildi.
Çalışanın ihbarında hangi detayların yer aldığı veya cezai işlem gerektiren durumların olup olmadığı henüz netleşmiş değil. Zug yetkilileri, gizlilik gereği daha fazla bilgi paylaşamayacaklarını açıkladı.
DÜZENLİ HİZMET DEVAM EDİYOR
Zug Kantonu, nüfus dairesindeki hizmetlerin aksamaması için hızlı bir şekilde önlem aldı. İçişleri Müdürlüğü, 22 Kasım Cuma günü alınan kararla dairenin yönetimini devraldı.
Açıklamada, “Denetim makamı, görevlerin ve kayıt işlemlerinin sorunsuz bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır. Vatandaşlarımız için herhangi bir hizmet kısıtlaması söz konusu değildir” ifadeleri yer aldı.
Personel yetersizliği ve kendini ihbar eden çalışanın durumu, bu kararın alınmasında etkili oldu. Zug yetkilileri, gerekli tüm idari düzenlemelerin yapılacağını vurguladı.
SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Savcılık, olayla ilgili detayları araştırmaya devam ediyor. Zug yetkilileri, hem olası usulsüzlüklerin hem de personel eksikliklerinin giderilmesi için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
#Baar #Zug #NüfusDairesi #Usulsüzlük #Soruşturma #KantonZug #Adalet #HizmetKalitesi
Gündem
ZUG’DAKİ CİNSEL SALDIRI OLAYINDA, ŞÜPHELİ SALDIRGAN ÖLÜ BULUNDU
26 Yaşındaki Adam, Kadına Cinsel Saldırıda Bulundu; Kısa Süre Sonra Leblosu Bulundu
Zug – Zug şehrinde, 26 yaşındaki bir adam, 32 yaşındaki bir kadına cinsel saldırıda bulundu. Olayın hemen ardından, şüpheli kişi Zug Polisi tarafından bir binanın avlusunda cansız ölü olarak bulundu.
Zug Ceza İdaresi’nin verdiği bilgiye göre, olay, Cumartesi günü öğleden sonra Alpenstrasse’deki bir apartman dairesinde meydana geldi. 26 yaşındaki erkek, 32 yaşındaki kadını zorla cinsel ilişkiye girmeye zorladı.
Polis, Şüpheliyi Binanın Avlusunda Ölü Olarak Buldu
Olayın bildirilmesinin ardından, Zug Polisi olay yerine geldi ve şüpheliyi kısa süre içinde, binanın avlusunda cansız bedenini buldu. Şüphelinin ölümünün kesin nedeni henüz belirlenmedi ve polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
Soruşturma Devam Ediyor
Zug Ceza İdaresi, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, olayın tam olarak nasıl geliştiğine dair soruşturmanın devam ettiğini ve ölümün ardındaki sebeplerin araştırıldığını bildirdi. Olayla ilgili daha fazla bilgi ve detaylar polis tarafından inceleniyor.
Kadın Destek Alıyor
Cinsel saldırıya uğrayan 32 yaşındaki kadın, polisin açıklamasına göre şu an iyi bir durumda. Ancak, yaşadığı travma sonrasında psikolojik destek alması gerektiği düşünülüyor.
-
E-Dergi9 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi8 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam7 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre9 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem3 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem10 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem10 ay önce
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!